Daha gemi yanaşmadan 49 yılı kaptı!


2003’te özelleştirme kapsamına alınan, 2017’de Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne geçen Taşucu Seka Limanı ve art alanı, 18 yıllık inişli çıkış maceranın ardından özelleştirilmişti. Mersin’deki Cey Grubu ortak girişimi 684 milyon liraya, limanın işletme hakkını 40 yıllığına almıştı ancak TBMM’de görüşülen liman işletme sürelerinin ihalesiz olarak 49 yıl uzatılmasına ilişkin madde meclisten geçerse daha bir gemi yanaşmadan, bir konteyner indirilmeden 49 yılı daha kapmış olacak.

 

Tarih : 22 Aralık 2022 Perşembe 13:59

Necdet TAŞ

İYİ Parti ve CHP Mersin Milletvekilleri TBMM’de görüşülen liman işletme sürelerinin ihalesiz olarak 49 yıl uzatılmasına ilişkin tepkilerini dile getirdiler. İYİ Parti Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı ve CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Mersin Limanı ile Taşucu Limanının ihalesiz 49 yıllığına kiralanmasının kamu yararına aykırı olduğunu ifade ettiler.

BAŞARIR: “LİMANLAR PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, “Bir sefer, az önce bu yasa teklifini savunan AKP’li milletvekili arkadaşımız Anayasa Mahkemesinin farklı gerekçelerinden bahsetti, limanlarla ilgili olanı söylüyorum yani bu torba yasanın en hukuksuz -bana göre en ahlaki olmayan maddesini -1’inci maddeyi- söylüyorum. Bakın, Anayasa Mahkemesi şunu söyledi: “Rekabet yoksa, birçok şirket bu ihaleye girmiyorsa, ihale yapmıyorsanız 85 milyon zarara uğrar, yapmayın.” dedi.  Daha, ben buraya gelirken Rize'den bir yurttaş aradı, aynen şunu söyledi: “Ya, ben, Rize'de 8 dairelik bir apartmanı yönetiyorum. Oraya deterjan alırken bile teklif alıyorum, utanmıyorlar mı milyarlarca liralık, dolarlık limanları birkaç şirkete peşkeş çekiyorlar. Arkadaşlar, ayıp değil mi? Bir de şey diyorsunuz: “Arkadaşlarımız, peşkeş çekiliyor diyor.” Hayır. Zaten bir tur çektiniz; Mersin Limanı’nı ya da diğer limanları değerinin çok altında verdiniz, şimdi ikinci tur için istiyorsunuz. Yahu, ben bunu altı ay önce bu kürsüde söyledim, kızdınız. Bir hırsız bile, soyduğu bir eve ikinci kez girmez. Arkadaşlar bu nedir? Bakın, burada inanılmaz zararlar var. Mersin Limanı'nı kırk dokuz yıllığına vereceksiniz. Peki. Burayı, 2007’de otuz altı yıl süreyle Akfen’e verdiniz. Ne kadara verdiniz? 755 milyon dolara verdiniz. Bu şirket, kısa bir süre sonra hissesinin yüzde 40’ını Avusturalyalı bir fon şirketine 869 milyon dolara sattı. Yani burası zaten 2 milyar dolar ediyordu. Ya, yazık değil mi? Burada, tüyü bitmemiş yetimin, 85 milyonun hakkı var ama bunu hep yapıyorsunuz, alışkanlık hâline getirmişsiniz. Aynı şeyi TEKEL’de yaptınız. 2004’te TEKEL’in içki bölümünü 292 milyon dolara özelleştirdiniz. Ve şirket geldi, bakın, yüzde 90’ını Amerikalı bir şirkete 810 milyon dolara sattı. Nerede 600 milyon dolar? Bunun hesabını verebiliyor musunuz?” diye sordu.  

“AYNI ŞEYİ TELEKOM’DA YAPTINIZ?”

“Aynı şeyi Telekom’da yaptınız; Telekom’u bir dolandırıcıya verdiniz. 2 milyar dolar kasasında para vardı, 6,5 milyar dolara verdiniz ama TELEKOM’un değeri 50 milyar doların üzerindeydi. Yazık değil mi?” şeklinde soran CHP’li Başarır, “Ya, siz, Tank Paleti Katar’a verdiniz, Katar’a, 50 milyon dolara; bizim askerimizin fabrikasını verdiniz. Katar şimdi bir futbolcuya 1 milyar dolar veriyor. Utanmıyor musunuz bundan? Utanmıyor musunuz? Ben şimdi çok merak ediyorum. Bu yasa teklifi buradan geçerse imzalarken bir parça yüzü kızarmayacak mı? Bakın, Anayasa’ya sadakat yemini etti. Ha, Anayasa Mahkemesinin kararının hiçbir önemi yok sizin için. Neden? 5 şirkete ve Katar’a Antalya Limanı’nı, Mersin Limanı’nı verin, ne olursa olsun ama yazıklar olsun, yazıklar olsun! Hukuku, kanunları, Anayasa’yı, Anayasa Mahkemesini bir kenara bırakmışsınız. Milyonlarca insanın, vatandaşların hakkı var burada. Ya, yazık, insanlar ekmek alamıyor ve siz, bu ülkenin fabrikasını, bu ülkenin limanlarını, bu ülkenin kamu arazilerini yandaşlara ihalesiz dağıtmak istiyorsunuz ve bu yasayı da buraya getiriyorsunuz. Düşünün, Anayasa Mahkemesi iptal etti diyoruz, arkadaş diyor ki: “Bir daha etsin.” Yahu, Anayasa Mahkemesi sizin oyuncağınız mı? Etmiş, net, net; etmiş. Yahu, bana gösteriyorsunuz ama etmemiş mi; Sayın Başkan, etmedi mi? Bu niye bir daha geliyor? Ve ben merak ediyorum, Düzce Milletvekili bunu getiriyor, getirsin. Samsun milletvekili var, Limanları olan vekiller var, onlar niye getirmiyor? Mersin milletvekili getirse Mersin’de sokağa çıkamaz, sokağa çıkamaz. Bu limanlar bizim geleceğimiz, bu limanların zaten özelleştirilmesi rezalet bir durumdu, şimdi kırk dokuz yıllığına da uzatıyorsunuz. Hangimiz yaşayacak Allah bilir ama büyük bir ihtimalle hiç birimiz o gün bu dünyada olmayacağız. Bu dünya bitti, öbür dünyaya da giderken Katar’ı, yandaşları memnun etmek istiyorsunuz” diye konuştu.

SIDALI: “SERBEST REKABET VE EŞİTLİK İLKELERİYLE BAĞDAŞMIYOR”

İYİ Parti Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı ise, “Bu maddeyle Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ ve TCDD’ye ait bazı limanların özelleştirme sürelerinin kırk dokuz yıla tamamlanmasını tekrar görüşüyoruz. Hepimiz bu teklife aşinayız aslında, ne de olsa bu kanunun 4’üncü kez Meclise gelişi. Limanların özelleştirme sürelerinin kırk dokuz yıla uzatılmasındaki bu ısrarınızı yılan hikâyesine çevirdiğiniz Emeklilikte Yaşa Takılanlar’da (EYT), emekli maaşlarının iyileştirilmesinde, okullarda çocuklara iki öğün yemek verilmesinde, çiftçilere hibe ve desteğin artırılmasında, öğrencilere verilen bursların insanca okumayı sağlayacak hâle gelmesinde de görmek isterdik. Ancak sizler bunlar yerine kamuya da millete de hiçbir faydası olmayacak, hatta zararı olan bir konuda ısrar ediyorsunuz. Bu öyle bir ısrar ki ne Danıştayı dinliyorsunuz ne de Anayasa Mahkemesini. İlk özelleştirilen limanların bile sözleşme bitiş sürelerine en az dört yıl var ama siz apar topar bu süreyi kırk dokuz yıla tamamlamak istiyorsunuz. Bu acelenin sebebi ne? Bu kadar mı nakde sıkıştınız? Kiralama süresi daha dolmamış limanların ihalesiz bir şekilde aynı firmalara veriliyor olması kamu yararı ilkesine de rekabetçiliğe de siyasi etiğe de aykırı. Bu yılın başında Genel Kuruldan geçirdiğiniz bu teklifin Anayasa’ya aykırı olduğunu, yanlış yaptığınızı söylemiştik; dinlemediniz. Nitekim, Temmuz 2022’de Anayasa Mahkemesi tarafından bu kanun iptal edildi. Gerekçe basit, sebep: İhaleye girmeye istekli kişilerin engellenmesi serbest rekabet ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmıyor. Limanların gerçek özelleştirme değerlerine ulaşmasının engellenecek nitelikte olması” ifadelerini kullandı.

“KAMU YARARI DİKKATE ALINMIYOR”

Hükümetin bu hakkı zararına devrettiğini iddia eden Sıdalı, “Yani bu hakkı halkın zararına devrediyorsunuz, mevcut koşullarda çok daha iyi bir fiyata ihale edebilecekken etmiyorsunuz. Aynı şekilde, ihalenin diğer tarafları işletmenin kırk dokuz yıllığına uzatılacağını bilseydi ihale ilk yapıldığında daha yüksek tekliflerle ihaleye girerdi, kamu daha fazla kazanırdı diye de düşünmüyorsunuz. “Kamu yararını dikkate almıyorsunuz.” derken tam da bundan bahsediyorum. Yönettiğiniz ekonomi yangın yeri, sizse yangından mal kaçırırcasına iş yapıyorsunuz. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerini dikkate almadan, bu konuda bir revize yapmadan teklifi yine bir kanunun arasına sıkıştırıveriyorsunuz. Kanun iptal edilene kadar bakalım kaç tane daha sözleşme yenileyeceksiniz? Üstüne üstlük, teklifin gerekçesinde “Liman işletmecileri taahhüt ettikleri yatırım faaliyetlerini gerçekleştirmemektedir.” ifadesi yer alıyor yani işletmelerin yapması sözleşmelerle sabit olan yatırımları yapmadıklarını itiraf ediyor. Normal şartlarda sorumluluklarını yerine getirmemek iptal gerekçesiyken sizin idealinizde kırk dokuz yılı kapma vesilesi oluyor yani ihaleyi kazanan hem işi yapmıyor hem de bunun için ödüllendiriliyor; neden acaba? Mesela Mersin Limanı’na bakalım: İşletmecinin mevcut sözleşmeye aykırı tutum ve davranışları geçtiğimiz yılların Sayıştay raporlarında yer almıştı. TCDD’ye ait olan 12 bin metrekarelik arsanın bedelsiz şekilde kullanıldığı, yükleme boşaltma işlemleri için sözleşmeye aykırı biçimde ücret alındığı resmî raporlarda tespit edildi. Peki, sonuç ne oldu? Kamu zararı yaratan işletmeci ödüllendirildi, sözleşmesi uzatıldı. Şimdi siz kimi koruyorsunuz? Yine gerekçenizde “Limanların kamu yararı sağlanacak şekilde işletilip işletilmeyeceğini görmek istedik. O yüzden başta 49 yıl yapmadık.” diyorsunuz. Yine aynı gerekçede “Yatırımlar yapılmıyor.” demiştiniz. Yatırım yapmadan nasıl kamu yararı sağlanabilir ki? Nereden tutsak elimizde kalıyor işin aslı. Şimdi, siz yatırımların yapılmayacağını, mesela Taşucu’nda, görmek için mi beklediniz? Diyelim ki işleyişi görüp karar veriyorsunuz; Taşucu Limanı 2021’de özelleştirilmişti; daha bir gemi yanaşmadan, bir konteyner indirilmeden 49 yılı kaptı. Olmayan işleyişte ne görebildiniz merak ediyoruz. Anlaşılan niyet okuyorsunuz ama niyet okuyarak devlet yönetilmez. Teklifteki gariplikler bununla da bitmiyor. Hatırlayın, limanın bir kısmının özelleştirilmesine yönelik kararlar Danıştay tarafından iptal edilmişti fakat bu iptal kararlarının uygulamaya dahi koyulmadığının hepimiz şahidiyiz. Danıştay iptal ediyor, siz bu kararı uygulamıyorsunuz. Şimdiye kadar hukuku uygulamak yerine etrafından dolanmayı seçmiştiniz; anlaşılıyor ki artık bundan da yoruldunuz, o sebeple “Ek sözleşmeyle Danıştaydan görüş alınmaz.” ibaresini getiriyorsunuz. Söylenecek çok şey var, ezcümle: Anlayın artık, milletin sizin bu haksız, hukuksuz uygulamalarınıza da kendini yok sayıp şanslı azınlığa kıyak geçmenize de tahammülü kalmadı; Allah’tan az kaldı” diye konuştu.

 

Paylaş :
Etiketler :  Mersin Limanı, Taşucu Limanı, CHP, İYİ Parti, MErsin, Ali Mahir Başarır, Zeki Hakan Sıdalı

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA