MTSO mutlaka TOBB yönetimine girmeli!


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) yönetimine MTSO’nun mutlaka girmesi gerektiğinin altını çizen MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, “Burada kimin üzerine ne düşüyorsa herkes yapsın. Önceki dönem siyaset bizi engelledi ama bu kez Mersin’in mutlaka olması lazım. 13 milletvekilimiz var ya oraya gidersek 14 milletvekili olmuş olacağız. O derece etkili olacak. Bunun için de ben de gerekli girişimleri yapıyorum ama Mersin’i yönetenler de bizim önümüzü kesmek için değil kentin önünü açmak için çalışmalı. Ayhan Kızıltan’ın önünü kesmek demek sadece benim değil, Mersin’in önünü kesmek demektir. Mersin’in 14. Milletvekili olabilmemiz için TOBB yönetimine girmeliyiz” dedi.

 

Tarih : 12 Mayıs 2023 Cuma 12:14

Necdet TAŞ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Radyo Ülkü’de Serkan Tultak ile Ufuk Cavlı’nın sunduğu Yerel Gündem Programı’nın canlı yayın konuğu oldu. Programda siyasi gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Kızıltan, “Bizim sürekli söylediğimiz bizi yöneteceklerin liyakatli, eğitimli, deneyimli insanlar olması. Onun bunun torpili, iltiması ile bir yerlere gelmiş insanlar olmaması gerekiyor. Toplumu iyi bilen kesimlere de fikir danışılması gerekiyor demiştik. Ama ne yazık ki yine her zaman olduğu gibi şehirde büyük bir hoşnutsuzluk var. Hem adayların belirlenmesi yöntemleri hem de listelerden, ki bunu sadece ben söylemiyorum. Kiminle konuşsanız memnun değil, o nedenle bir karamsarlık var. Hakikaten Türkiye ne çektiyse liyakatsizlikten çekti. Hepsi liyakatsiz demiyorum ama adayların belirlenmesiyle ilgili bir hoşnutsuzluk var. Umuyorum seçildikten sonra da bu adaylar bizlerle diyalog kurar ve biz de onları yönlendiririz diye düşünüyorum. Önemli olan Mersinli olması değil Mersin’e yakın olması, tanıması önemli. Bir adayımız var gelir gelmez çok iyi tanımış” ifadelerini kullandı.

“MAKAMDAN DOLAYI BURNUNU YÜKSELTENLE BİZİM DE İŞİMİZ OLMAZ”

Siyasi partilerin milletvekili aday listelerini de eleştiren Kızıltan, “Milletvekili adaylarına bizim soru sormamız abes aslında. Mersin’in sorunları ayyuka çıkmış çıkıp bunları nasıl çözeceğini, Türkiye genelindeki siyasette nasıl davranacağını, davranılacağını anlatması gerekiyor. Bir de şu sıkıntı var; Kimse kısa süre oldu demesin hiçbir partinin ben Mersin olarak araştırdım, ne il ne ilçe örgütlerinin web sayfasında hiçbir milletvekilinin özgeçmişi, tanıtımı yok. Vatandaşın çoğu karşılaşıp tanışamıyor. Nereden tanıyacağız? Mersin’de 2 milyon kişi yaşıyor ve hepsini dolaşmaya imkan yok. Web sitesine koyacaklar. Tanıtım eksik. Tüm partilerin adayları partilerin hazır oylarıyla kolay yoldan seçilebilecek durumda en azından ilk 2-3’ü. Partilere katkı koyacak, onların oyunu artıracak, insanları arkasından sürükleyecek adaylar yok.  Diyelim A partisinin kemik bir oyu var ilk 2-3 sıraya giren garanti. Diğerinin ilk 2 sıraya giren garanti. Zaten o sıraları birileri birilerine rezerve etmiş ya da birileri çıkıp onlar adına baskı yapmış. Hazır oylarıyla kolay yoldan milletvekili seçilmiş. Mersin’in sahibi var, bizler sahibiyiz ama bugüne kadar ne yazık ki seçilmişler, TBMM’de bizi temsil edenler ortaya bir şey koyamadı. Çok güçlü bakanlarımız oldu bugüne kadar. Bunların hepsi kentin sorunlarını iyi biliyor sahip çıkmalıydı. İşte lobi gücü bu olurdu. Bundan sonra tüm siyasiler bilsin ki alkış yok. Kim ne iş bitirir Mersinle, Türkiye ile ilgili ne iş yaparsa alkışı yaparız ama iş bitirmeden alkışlamak yok. Önümüzü bağlamak yok. Bir kez makamdan dolayı burnunu yükseltenle bizim de işimiz olmaz. Sadece bana değil tabi topluma öyle davranan milletvekilinin bizim yanımızda yeri olamaz” şeklinde konuştu.

“KREDİYLE BÜYÜME VAR. HERKES KREDİYLE BÜYÜYOR”

Hükümetin işçi ve memur maaşlarına yaptığı zamlara da değinen Kızıltan, “Oy almak için toplumsal düşünmeye başladılar. Hep çalışan ücretini artırmaya yönelik çalışıyorlar. Bunun lafı bile enflasyonu artırıyor. Elbette çalışan zam alsın ama zammı aldığında bir günde parası erimesin. Daha yeni 8 bin 500 TL yapıldı asgari ücret şimdi 15 bine çıkarılıyor ama bir türlü sonuç alınamıyor enflasyon senden hızlı gidiyor. Demek ki mikro önlemler sonuç değiştirmiyor. Tamam, gerçekçi olarak acı reçete yapın ve 5 sene sonra herkesin maaşı yetecek, parası artıp tasarruf yapabileceği politikalar oluşturalım. 5 yıl beklenecek dense inanın herkes 5 yıl bekler.  Krediyle büyüme var. Herkes krediyle büyüyor. Geçen sanayi sitesinde 6 firma yandı kül oldu. Ürettikleri teslime hazır ürünler, hammaddeleri, makineleri her şeyleri yandı ve sıfırın altına düştüler. Gidip geldik, TOBB Başkanına gittim o Maliye Bakanı’na telefon açıp söyledi yardımcı olunması için. Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanını götürdük.  Bankalar bu sektöre sigorta yapmıyor adamlar biçare. Sorun çok. Sanayi Sitesi 1970’li yıllarda o zamanın teknolojisiyle yapılmış. Sağlam bir inşaat değil. Orada iş büyüyor ama daha büyük bir işyeri, atölye bulamıyor ne yapıyor üzerine derme çatma bir kat daha yapıyor. Onlara sanayi arazisi üretemiyoruz. Orta boyutlu sanayi alanları üretemiyoruz. Ticaret yapanlar var. İnşaat malzemesi satanlar, mermerciler var. Hepsi site içinde toplu halde olmak istiyor ama arazi yok. Hazine arazileri birilerine tahsis edilmiş kimine muz serası kurulmuş. İnsanlar yer bulamıyor. O kadar çok sorun var ki? Yer bulun yapın deniyor. Hazine arazilerinin durumunu bize harita üzerine gösterin diyoruz. Siyasetçilere yakın olanlar Türkiye’de her şeyi yapabiliyor. Hastaneyi gitmek için bile milletimiz siyasetçiyi araya sokuyor. Bir yerde bir dayın, adamın olmazsa yapamam diye düşünülüyor. İşimiz yapılmayacak diye düşünüyoruz. Böyle bir psikoloji var. Türkiye’de düzeltilmesi gereken o kadar çok konu var ki…” dedi.

“İNSANLARIN BEYNİ DUMURA UĞRADI”

“Mersin’de biri marina biri AVM’ler ilgi çekiyor. Tüm parası olanlar orada. Şehrin diğer kesimlerine yayılmıyor ekonomi. Avrupa’ya gidiyorsun, Doğu Blok’u ülkelerinden ayrılan ülkelere gidiyorsun bir bakıyorsun bir kez kültür olarak çok yüksek. En ücra köşede yaşayan birisini Türkiye’de şehre getir uyum sağlayamaz ama mesela Çek Cumhuriyeti’ne gidiyorsun en ücra köşedeki adamı şehirde en lüks restorana getir çatalı bıçağı eline alıyor. Toplumsal yaşam kültürü herkeste aynı. Biz bunu sağlayamamışız. Topyekün kalkınmamız lazım. Artık bazı fantezilerden kurtulmamız lazım. İnsanların kafasını artık karıştırmayalım. İnsanların beyni dumura uğradı. Ne olduğunu bilmiyor. Cumhuriyet, Atatürk devrimleri, muasır medeniyetler zamanında yol çizilmiş ama halen bu yolu kesmeye çalışıyorlar. İşte Osmanlıcılık, din devleti, mezhepçilik bunlar bize son derece lüzumsuz yere zaman kaybettiriyor” şeklinde konuşan Kızıltan, “Vatandaş kafasını toparlasın çünkü çok karıştırdılar. Doğru neyse vatandaşın bulması lazım. Bazı dogmalarla, fantezilere kapılmadan gerçekçi şekilde düşünüp ilerlemesi lazım. Biz modern çağın, modern ülkesi olmak zorundayız.  Halkımız bir kez kendi kafasını kullanacak. Dışarıdan beynini dolduranlarla değil. Okuyacak, eğitim sistemimizi değiştireceğiz. Sadece belli bir odaklar için değil. Asker yetiştirmeyeceğiz biz. Mersin’de 51 tane İmam Hatip var. TOBB’un protokolü var 151 tane teknik okul yapacak. Ben öyle toplantılarda çıkıp konuşuyorum aslında konuşmak istemiyorum ama söylemek de lazım. Mersin’de 51 İmam Hatip var ve yüzde 30 kapasiteyle çalışıyor. El kaldırıp bakana söyledim. TOBB 250-300 okul yaptırsın ama ben size kolay bir yol söyleyeyim. Yüzde 20-30 kapasiteyle çalışan okullar var. Siz kayıt zoruyla çocukları buraya gitmeye zorluyorsunuz veliler göndermek istemiyor. Gelin ihtiyaç için Mersin’de sadece 10 tanesini bırakıp 41’ini teknik okul yaptırın ve inşaat maliyetinden kurtulup o maliyeti de laboratuvar donanım için harcayın. Bazı insanların ihtirasları, hırsları, geçmişe yönelik tutkuları, fantezi bunlar. Bizim ayağımıza engel koymaktır bunlar. Bunları cesaretle konuşmalı. Bunu dinleyen İmam Hatip’e karşı diyecek. Değilim ihtiyaç kadar olmalı. Örneğin avukat. O kadar çok yetişiyor ki olmamalı. Planlanmalı. Örneğin Mersin Üniversitesi’nde açılamaz diyecek. Birçok bölümün o kadar çok mezunu var ki iş de bulamıyorlar. Planlama bu nedenle önemli. Eğitimin de Türkiye’nin de planlanması lazım. Son 20 yıldır planlama yok. Kim güçlü ve etkiliyse o dediğini yaptırıyor. Az mühendis yetiştir ama nitelikli olsun.  Her ilde üniversite olmasıyla övünüyoruz sadece istatistikler yüksek. Kalite yok ki. Her ilçede neredeyse üniversite var. Üniversiteler büyük şehirlerde olurdu, küçük kentlerden buralara gidilir orada bir büyükşehir kültürü alınır memleketine gidip o kültürü yansıtırdı. Şimdi kendi ilçesinde yüksekokul var. Orada doğup okuyor kültür gelişimi olmuyor. Bunların hepsini planlamak lazım. İnsanlarımız adeta cahil kalsın da istediğimiz gibi yönetelim anlayışı var” ifadelerini kullandı.

“TOBB’UN YÖNETİMİNE MTSO’NUN MUTLAKA GİRMESİ GEREKİR”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) yönetimine MTSO’nun mutlaka girmesi gerektiğinin altını çizen Kızıltan, “Burada kimin üzerine ne düşüyorsa herkes yapsın. Önceki dönem siyaset bizi engelledi ama bu kez Mersin’in mutlaka olması lazım. 13 milletvekilimiz var ya oraya gidersek 14 milletvekili olmuş olacağız. O derece etkili olacak. Bunun için de ben de gerekli girişimleri yapıyorum ama Mersin’i yönetenler de bizim önümüzü kesmek için değil kentin önünü açmak için çalışmalı. Oda başkanlığı için üyelerimizin yüzde 80’i beni istiyordu bunu hepimiz biliyoruz. Ama benim önümü kesip başkan yaptırmamak için çok uğraşıldı. Allah’a şükür yine aklıselim insanlar sayesinde kazanıp göreve devam ettik. Siyasette artık ben değerlendirmeyi size bırakıyorum. Yine söylüyorum Ayhan Kızıltan’ın önünü kesmek demek sadece benim değil, Mersin’in önünü kesmek demektir. Kişilerle oynayarak bir şey elde edilmez. Benim kimsenin yerinde gözüm yok. Ben çalışıp çabalıyorsam birilerinin önünü kesip bir yere gelmek için çalışmıyorum. Bu kenti daha iyi yerlere getirmek için uğraşıyoruz. Mersin’in 14. Milletvekili olabilmemiz için TOBB yönetimine girmeliyiz. Son olarak Pazar günü bir seçim var.  Klişe olacak ama halkımızın sağduyulu şekilde oyunu vereceğini düşünüyorum. İyice düşünerek oy versinler. Çocuklarının geleceğini düşünerek ülkenin geleceğini düşünerek oylarını kullansınlar.  Oylarımız bizim yüzde 100 kendimize ait, vicdanımıza aittir. Bu varlığımız üzerinde kimsenin hakkı yoktur. Siyasetçiler bize hizmet etmek, bizi mutlu etmekle yükümlüdür. Bize hayatı en iyi şekilde yaşamamızı sağlamakla yükümlüdür. Böyle düşünerek oy versinler. Kimse tahriklere kapılmasın. Seçim demokratik bir yarıştır her türlü sonuç çıkabilir. Herkesin istediği olmayacak. Bir iki parti başarılı olacak. Adaylardan bazıları başarılı olacak, bazıları olmayacak. Bakın ben milletvekili adayı olmadım, olamadım ama gayet neşeliyim. Biz hep birlik ve beraberlikten yana olduk. Bunu yönetmek önemli. Bölüp yönetmek kolay, önemli olan birleşebilmek. Umarım seçimler tüm halkımız için hayırlı olur” diye konuştu.

 

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA