İş dünyası önünü göremiyor!


Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasını değerlendiren MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, “iş dünyası gerçekten önünü göremiyor. Biz her seçimin farklı, olumlu bir ortam oluşturacağı umudu taşıyoruz ama bu gerçekleşmiyor. Nedir bu farklı ortam derseniz siyaset ortamının yumuşayarak uzlaşmacı, kapsayıcı, samimi ve liyakatli kadrolarla sorun çözmeye odaklı olmasını isteriz. Sahayı dinleyip tartışarak iş dünyasının sorunlarını çözecek kalıcı düzenleme ve uygulamalar oluşturulmasını isteriz. Sahadan gelen sesle asla muhalefet yapıyorlar diye algılanmasın. Kulak verilsin ne demek istiyorlar denilip irdelensin istiyoruz. Bu enflasyonu nasıl durduracağız. Sürekli maaşlara, ürün fiyatlara zam yaparak, vergileri artırarak nereye kadar gideceğiz?” diye sordu.

 

Tarih : 18 Mayıs 2023 Perşembe 10:29

Necdet TAŞ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, #EKOTÜRK TV’de Piyasa Analiz Programı’nda Harika Ertunç’un sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasını değerlendiren Kızıltan, “Önce halk açısından bir şeyler söylemek istiyorum. Halkımız seçimleri ikinci tura bırakarak ne mesaj verdi acaba? Günlerdir politikacıları izliyoruz adeta o ne verirse ben daha fazlasını veririm gibi vaatler saçıldı ortalığa. Tabii ki iktidar da iktidar olmanın verdiği avantajla birçok vaadini gerçekleştirdi. Ama herhalde bu vaatler halkımıza yetmedi ki ikinci turda biraz daha vaatlerinizi görelim mi demek istedi halkımız. Şaka bir yana iş dünyası gerçekten önünü göremiyor. Biz her seçimin farklı, olumlu bir ortam oluşturacağı umudu taşıyoruz ama bu gerçekleşmiyor. Nedir bu farklı ortam derseniz siyaset ortamının yumuşayarak uzlaşmacı, kapsayıcı, samimi ve liyakatli kadrolarla sorun çözmeye odaklı olmasını isteriz. Sahayı dinleyip tartışarak iş dünyasının sorunlarını çözecek kalıcı düzenleme ve uygulamalar oluşturulmasını isteriz. Sahadan gelen sesle asla muhalefet yapıyorlar diye algılanmasın. Kulak verilsin ne demek istiyorlar denilip irdelensin istiyoruz. Sürekli değişen mevzuatlarla bocalamak istemiyoruz açıklamalarla uygulamalar örtüşsün istiyoruz. Bunların bu şekilde davranırsak belki önümüzü görebilme ihtimalimiz var. Birçok sektörle konuşuyorum özellikle ihracatçılarımızın son derece sıkıntıları var” ifadelerini kullandı.

“KREDİ TALEP ET KURALI SANAYİCİ İHRACATÇIYI ÇOK ZORLUYOR”

İhracatçının en temel sıkıntılarından birinin finansman ötekinin de kur baskılanması olduğunun altını çizen Kızıltan, “Tabii ilk sırada finansman geliyor. İhracatçı, sanayici ihracatçılar büyük bir baskı, sıkıntı altındalar. Eximbank kredilerine ulaşmak, diğer ticari firmaların da ticari bankalardan krediye ulaşması da çok zor. Tabi ihracatçının biraz daha rahat olması lazım finansmana ulaşmakta. Ama Eximbank kredilerine ulaşmakta zorlanıyorlar.  Yüzde 40 döviz bozdurma kuralına bir de elindeki dövizi önce bozdur sonra kredi talep et kuralı sanayici ihracatçıyı çok zorluyor. İhracatçı elinde bir döviz stoku olmalı ki dış rekabette öne geçebilsin. Piyasaları kontrol ediyor hangi hammadde nerede ucuzsa anında onun siparişini verip getirmesi lazım ama siz bu elindeki dövizi alırsanız nasıl bir hareket kabiliyeti olacak. Bu Eximbank kredileriyle ilgili daha kolaylaştırıcı bir düzenleme getirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.  Bu konularda hem muhalefet hem iktidarın pek planını duymadım. Aslında en önemli sorun da bu. Günlük sorunlar üzerine söylemler ortaya konuyor makro anlamda ileri yönelik program yok. Enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz ama nasıl? Üretim, tarım deniyor nasıl yapacağız bununla ilgili işler bir plan program hem iktidar hem muhalefette göremiyorum” şeklinde konuştu.

“BU ENFLASYONU NASIL DURDURACAĞIZ”

“Bakınca demeliyim ki bu Cumhurbaşkanı rejimi şu uygulamalarla artıracak diğeri şöyle yaparak enflasyonu düşürecek. Ya da şu anda uygulanan faiz politikası belli süre devam ettikten sonra bunun sonucunda böyle olacak. Bunun sonucundaki uygulanacak şu politikalarla ülkeyi şuraya getireceğiz diye net plan konması gerekiyor. İşçi asgari ücret konusuna gelirsek her zaman söylüyorum. İş dünyası yalnızca işveren ya da çalışandan ibaret değil ikisinin de mutlu olması gerekiyor. O anlamda hakikaten çok dengeli bir politika izlemek gerekir. Ama artırıyorsunuz asgari ücreti, maaşları ama enflasyon daha çok artıyor ve bir türlü yetişemiyorsunuz. Bu enflasyonu nasıl durduracağız. Sürekli maaşlara, ürün fiyatlara zam yaparak, vergileri artırarak nereye kadar gideceğiz?” diye soran Kızıltan, “Bu enflasyonun yükselmesindeki en büyük sorun nedir? Hesapsız harcama, ayağını yorganına göre uzatamama. Demek tasarruf lazım. En başta devletin tasarruf yapması gerekir. Tabi son aylarda deprem nedeniyle devlet aşırı harcama yaptı onun da etkisi var ama hedef konarak kalıcı politikalarla hep birlikte ne yapmamız gerekiyorsa, iş dünyası ve hükümetin, siyasetçilerin bir araya gelip gerçekçi bir plan ortaya koyması gerektiğini düşünüyorum. Maaş artırıyorsunuz diğer fiyatlar da artıyor ve yakalayamıyorsunuz. Gelir artışları gider artışlarını bir türlü yakalayıp geçemiyor. İşte sorun bu. Bunu hep birlikte oturup gerçekçi bir plan ortaya koyarak çözmeliyiz. İş dünyasının dinamikleri var. Odalar Birliği var Esnaf Sanatkar Konfederasyonları var Sanayici, İhracatçı Meclisleri var, üniversiteler var. Değerli uzmanlarımız var. Bir konsey kurup hep birlikte Türkiye için bir plan, program ortaya koymalıyız. Bazı dogmalara kararıp saplanıp kalmak, diretmek çözmüyor işi” ifadelerini kullandı.

“İLETİŞİMSİZLİK TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ KESİYOR”

“İletişimsizlik Türkiye’nin önünü kesiyor. Siyasetçilerin bu kadar kavga etmesi halkı da geriyor ve ayrıştırıyor. Tabi biz halkın içindeyiz sürekli. İnanın bu seçim tartışmalarında arkadaşlar arasında o kadar ciddi tartışmalar oluyor ki bakıyorsun iki taraf için de diyorum bir körlük var. Körü körüne tartışılıyor. Benim yanlışım senin için doğru seninki benim için yanlış. Halk da bu döngüye girdi. Artık ülkenin toparlanıp rahatlaması lazım” değerlendirmelerinde bulunan Kızıltan, “İlişkilerin tekrar normal düzeye, uygar davranışlara dönmesi lazım. Siyasetiler halka örnek olacak ki ülke toparlanacak. Kavga ile sorunları çözmek mümkün değil. Devletimizin son derece yüklü miktarda dövize ihtiyacı var. Sanırım bir yılda 300 milyar dolara yakın bir dış borç ödemesi yapılacak. Hükümet sadece bu döviz stokunu oluşturmak üzere bir politika izliyor. Bir de insanları yatırım denince Türkiye’de şöyle bir algı var. Size bile sorsam yatırımdan döviz, altın, gayrimenkul diyeceksiniz. Oysa yatırım denilince somut yatırım, sanayi yatırımı, tarım ürünleri üretim yatırımı, eğitim yatırımı gibi somut yatırımları algılayıp algılatmalıyız.  İnsanlardaki sermaye birikimini dövize altına değil de sanayi üretimi yatırımına yönlendirmek lazım. Bence bu kadar faizlerle politika izleneceğine insanların paralarını somut yatırımlara yönlendirmek için teşvikler, destekler verilmeliydi” dedi.

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA