Verdiğiniz sözleri tutun!


Hükümetin seçim öncesi verdiği maaş zammı sözlerini yerine getirmesini beklediklerini kaydeden Tüm-Bel-Sen Mersin Şube Başkanı Mustafa Özbay, “6 milyonu aşkın kamu emekçisi ve emeklisi de bu bir an önce bu vaatlerin hayata geçirilmesini bekliyor. Çünkü yıllar önce aldığımız ikramiyeler kaldırıldı, sosyal haklarımız tek tek budandı. Maaşlarımız her seferinde TÜİK enflasyonuna göre artırıldı. Seçim öncesi verilen sözlerin takipçisi, insanca yaşamaya yetecek ücret-güvenli gelecek mücadelesinin kararlı savunucusu olmaya devam edeceğiz” dedi.

 

Tarih : 15 Haziran 2023 Perşembe 15:01

Neşet TORUN

 

KESK Şubeler Platformu 53 yaşına giren 15-16 Haziran 1970 İşçi Direnişini yıldönümünde basın açıklaması yaptı. Eğitim-Sen Mersin Şubesi hizmet binasında yapılan basın açıklamasını platform adına okuyan Tüm-Bel-Sen Mersin Şube Başkanı Mustafa Özbay, “14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri geride kaldı. Seçim sürecinde farklı gündemlerle perdelenmek istense de geçim derdimiz sürüyor. Zamlar, hayat pahalılığı, eriyen ücretlerimiz, maaşlarımız temel gündemimiz olmaya devam ediyor. Bilindiği üzere seçim yarışını kazanan mevcut iktidar seçim öncesinde bize çeşitli vaatlerde bulundu, sözler verdi. Ne dediler? “En düşük memur maaşını 22 bin TL’ye çıkaracağız. Seçimden hemen sonra en düşük emekli maaşı olan 7 bin 500 lira üzerindeki emekli maaşlarıyla ilgili bir düzenleme yapacağız” dediler.  “3600 ek gösterge düzenlemesini birinci dereceye gelen tüm kamu görevlilerini kapsayacak şekilde genişleteceğiz” dediler.  Başka nelerin sözünü verdiler?  “Kamuya işe alımlarda mülakatı kaldıracağız, sınavlardaki başarı sıralamasını esas alacağız. Özellikle büyükşehirlerde memurlara il ve ilçe bazında kira katkısı vereceğiz" dediler.  Başta maaş artışı vaadi olmak üzere bu vaatler yıllardır yoksulluk ve sefalet ücretine mahkûm edilen, hakları budanan milyonlarda çalışma ve yaşam koşullarının düzenlenmesi noktasında bir beklenti yaratmıştır” ifadelerini kullandı.

 

“6 MİLYONUN GÖZÜ ZAMDA”

 

6 milyonu aşkın kamu çalışanı ve emeklisinin de bu bir an önce bu vaatlerin hayata geçirilmesini beklediğini ifade eden Özbay, “Çünkü yıllar önce aldığımız ikramiyeler kaldırıldı, sosyal haklarımız tek tek budandı. Maaşlarımız her seferinde TÜİK enflasyonuna göre artırıldı. Çarşıda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon 2 ise TÜİK bunu 1, hatta yarım puan gösterdi. Yandaş konfederasyon yöneticileri “tarihi başarı” diye yutturmaya çalıştıkları toplu sözleşmelerde hiçbir zaman tutmayan hedef enflasyon rakamlarına imza atmaya devam etti.  Yılın başında maaşlarımıza enflasyon farkı, toplu sözleşme zammı ve refah payı toplamı olarak yapılan yüzde 30’luk artış çoktan eridi. Bugün en düşük maaşı alan kamu emekçileri açlık sınırında bir maaşla, ortalama maaş alanlar açlık sınırının sadece 2 bin TL üzerinde bir maaşla, emekli kamu emekçileri ise açlık sınırının ortalama bin 500 TL altında bir rakamla ayın sonunu getirmeye çalışıyor. Böyle bir tablo içinde milyonların bir nebzede olsun nefes almak için seçim öncesi verilen vaatlerin bir an önce yerine getirilmesini beklemeleri doğaldır. Öte yandan dünyanın neresinde olursa olsun maaşlara gerçek anlamda bir zam yapılması demek alım gücümüzün, alabildiğimiz malların artması demektir. Oysa bizim ne alım gücümüz ne de refahımız artıyor. Tam tersine gittikçe azalıyor. Maaşlarımız TÜİK rakamları ile sınırlanıyor. Sadece geçtiğimiz altı ayın artışında bu sahte rakamların üzerine çıkıldı. Ama o bile gerçek enflasyonun 9 puan altında kaldı.  Bunun adı kesinlikle maaş zammı değildir. Bunun adı sanal TÜİK rakamlarına göre yapılan maaş güncellemesidir.  Bu durum devam ettikçe refah payı diye gösterilen artışlar da seçim vaatleri de hızla eriyecektir.  Yapılan artışlardan sadece bir iki ay sonrasında başa dönülecektir. Nitekim döviz kurunda sadece son bir haftada yaşanan artış iktidarın vaat ettiği artışı şimdiden yüzde 20 eritmiştir.  En düşük memur maaşı olarak vaat edilen 22 bin TL ile alınan dolar bir hafta içinde 200 dolar azalmıştır.  Döviz kurunun önümüzdeki günlerde daha da artacağını, dolayısıyla vaat edilen maaşların daha cebimize girmeden yeni zamlarla, enflasyonla eriyeceğini söylemek için kâhin olmaya gerek yoktur” şeklinde konuştu.

 

“TÜRKİYE BİR ASGARİ ÜCRETLİLER ÜLKESİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”

 

Türkiye’nin bir asgari ücretliler ülkesine dönüştürüldüğünü, her iki kişiden birine açlık sınırının 2 bin 500 TL altında kalan bir asgari ücretin reva görüldüğü koşullar değiştirilemeden maaşların sadece seçim dönemlerinde artırılmasının çözüm olmayacağını kaydeden Özbay, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Kalıcı çözüm en düşük kamu emekçisi maaşını hemen eş ve çocuk yardımı kalemlerinde kira yardımı, yakacak yardımı gibi sosyal yardımlarda yapılacak artışlarla 35 bin TL’ye ulaşan yoksulluk sınırının üzerine çıkarmaktan, zam görüşmeleri yeni başlayan asgari ücreti de açlık sınırının altından insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çıkarmaktan geçmektedir. Tüm bunlara rağmen KESK olarak iktidarın seçim öncesi verdiği sözlerin, vaatlerin takipçisi olacağız. Bugüne kadar iktidarın verdiği vaatleri, sözleri çalışanların temsilcileri olan sendikalara, konfederasyonlara kapıları kapattığı, tek taraflı olarak yaptığı düzenlemelerle, torba yaslarla değiştirdiğine, kapsamını daraltıldığına defalarca şahit olduk. En son sözleşmelilerin kadroya alınmasında da EYT düzenlemesinde de 3600 ek gösterge düzenlemesinde de en düşük emekli maaşının 7 bin 500 TL’ye çıkarılmasında da bu yol izlendi. Sonuçta vatandaşı sigorta girişi bir gün geç diye emekli olmak için 17 yıl daha çalışmak zorunda bırakan, 7 bin 500 TL’nin 1 kuruş üzerinde aylık alan emeklilerin maaşlarını artırmayan torba yasalar gibi yaşanan mağduriyetleri çözmekten uzak düzenlemeler yapıldı. Üstelik bu mağduriyetlerin bir kısmı seçim vaadine dönüştürüldü.  Yine seçimden önce “bedava doğalgaz” müjdesi verildi. Ama daha on gün önce bu müjdenin enflasyonu düşük göstermek için TÜİK’in sepet oyununa meze edilmesi, faturanın ücretlilere kesilmesi gibi bir hileye tanık olduk.  Bu nedenle seçim öncesi verilen sözlerin yerine getirilmesine ilişkin süreç iktidarın tek taraflı belirlemelerine, insafına bırakılamayacak kadar önemli bir süreçtir. Bu sürece konfederasyonların, sendikaların katılımı mutlaka sağlanmalıdır.  Toplu sözleşmenin tarafları başta maaş artışları olmak üzere verilen sözlerin gereğini yerine getirmek için hızla çalışmalara başlamalıdır. Hakkaniyetin, adaletin temel alındığı bir çalışma ile ortaya çıkan sonuç 2022-2023 yıllarını kapsayan altıncı dönem toplu sözleşmeye eklenen bir protokol ile bağlayıcı hale getirilmelidir. Sözlerimizi tamamlarken bugün 53 yaşına giren 15-16 Haziran 1970 İşçi Direnişini selamlıyoruz. 15-16 Haziran direnişi işçilerin bir araya geldiklerinde, sendika farkı gözetmeksizin omuza omuza verdiklerinde, önlerine konulan barajları, engelleri nasıl kumdan kalelere çevirdiklerinin en önemli kanıtı olmaya devam ediyor. KESK olarak 53 yıl sonra bugün aynı inançla, tüm kamu emekçilerini hiçbir ayrım gözetmeden hem iktidarın seçim öncesi verdiği sözlerin takipçisi olmaya, hem de geçici olan bu vaatlere takılıp kalmadan insanca yaşamaya yetecek ücret-güvenli gelecek mücadelesini hep birlikte yükseltmeye çağırıyoruz.” 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA