Ekmen; “İktidar, Mersin’e ilgisiz”


Mecliste gerçekleştirdiği basın toplantısında limon üreticilerinin sorunlarını dile getiren DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, “Türkiye’deki limon üretiminin yüzde 65’ini gerçekleştiren Mersin’de doğru düzgün bir tane limonata fabrikasının bulunmaması, Mersin’e gösterilen ilgisizliğin ve teşviklerin eksikliğinin adeta bir resmidir. Mersin’de tarım sanayisinin yok denecek derecede zayıf olması en önemli sorunlarımızdan birdir. Bölgesel havalimanı, ana konteyner limanı, otoyol ve raylı sistem bağlantıları açısından Mersin’in yaşadığı sorunların bir maliyeti de çiftçiye yansımaktadır” dedi.

 

Tarih : 17 Ekim 2023 Salı 16:16

Necdet TAŞ

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen TBMM'de gerçekleştirdiği basın toplantısında limon üreticilerinin sorunlarını dile getirdi. Mersin’in zengin toprağı ve iklimiyle Anamur’un muzundan Mut’un kayısısına, Gezende’nin eriğinden Tarsus’un beyaz üzümü ve dikenli incirine birçok meyve ve sebzenin yetiştiği, tarım üretimi ve potansiyeli oldukça yüksek olan, özel bir il olduğuna dikkat çeken Ekmen, “Mersin’de yapılması gereken tarım yatırımları, ülkemizi tarımda kendine yeten ve ihracatta önde gelen bir ülke yapma yolunda hayati önem taşımaktadır. Oysa ki biz bugün, Mersin’i tarımda nasıl bir dünya markası yapabileceğimizi değil, Mersin’in tarımını nasıl kurtaracağımızı konuşmak zorunda kalıyoruz. Bugün sizlere çiftçimizin geldiği hâli, Mersin’deki limon üreticisinin düştüğü durumu anlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

“NARENCİYE ÜRETİCİSİ SIKINTILI”

Mersin’deki narenciye üreticisinin sıkıntıda olduğunu vurgulayan Ekmen, “Mersin’deki narenciye üretimi, ülkemiz için büyük önem taşımaktadır, ancak ne yazık ki limon yetiştiren çiftçilerimiz bugün düşük limon fiyatlarından feryat etmekte, limonunu zararına bile satamayan çiftçilerimiz ağaçlarını kökünden sökmektedir. Geçtiğimiz yıl 6 TL’ye satılan mayer limon, bu sene ancak 1-2 liraya, o da alıcı bulunursa satılabilmektedir. Sezonu gelen enter limonun piyasaya girmesiyle birlikte, maalesef ki mayer limon alıcı bulmakta çok daha zorlanacaktır. İç piyasada satılamayan limon, ihraç da edilememektedir. Rekabet gücümüzün kısıtlılığı sebebiyle İspanya gibi alternatiflerin gerisinde kalıyor ve limonumuz dış pazarda alıcı bulamıyor. Türk üretici mazot, gübre, ilaç ve işçi maliyetleri sebebiyle düşen alım gücü, İspanyalı üreticinin çok daha gerisinde kalıyor. Eskiden 50 dönüm narenciye bahçesi olan Mersinli bir çiftçi ‘ağa’ sıfatıyla anılırken, bugün çok daha büyük bahçeleri olan çiftçilerimiz ağaçlarını sökme noktasına gelmiş durumda. Limonu üretirken binbir cefa çeken çiftçilerimiz, şu anda ceza çekmektedir. Mezitli’de limon üreticiliği yapan parti teşkilatı mensubumuz Ali Kuşça, “limonumuzu hibe etsek, toplama ve depoya nakliyesi için 7-8 lira masraf gerekiyor. Böyle olunca limonu toplamak yerine 20-30 yıl emek verdiğimiz baba yadigarı limon ağaçlarını sökmeyi düşünüyoruz” diyor. Ali bey düşünüyor ama sosyal medya limon ağaçlarını iş makinalarıyla söken videolarla dolu.  Düşünün ki bir aile, yıllar boyu limon bahçesinden gelen mahsul ile geçiniyor, çocuk okutuyor, evlendiriyor. Bir limon ağacı mahsul versin diye 7-8 sene sabrediyor. Günü geliyor, limonunu 1 liraya bile satamayan çiftçilerimiz ata mirası limon bahçelerindeki ağaçları sökmeye başlıyor. Çiftçimizin feryadının sebebi budur” şeklinde konuştu.

“VATANDAŞ BİR LİRALIK LİMONU 15 LİRAYA ALAMIYOR”

“Peki nasıl oluyor da çiftçinin 1 liraya bile satamadığı limonu biz marketten pazardan 15-20 liraya alıyoruz. Kim kazanıyor bu işten?” diye soran Ekmen, “Çiftçi zararına bile satamıyor, tüccar doğru düzgün kar edemiyor, nakliyeci 40 liraya dayanan mazot fiyatlardan yakınıyor, marketçi işletme giderlerinden şikayetçi ve neticede vatandaş bir liralık limonu 15 liraya alamıyor. Peki bu işten kim para kazanıyor? Bu işin sorumlusu kim? Bir kere daha ifade etmek gerekir ki, problemin kaynağı iş bilmez ekonomi yönetimidir. Basiretsiz kararlarla patlayan işçilik, üretim ve nakliye giderleri herkesin zarar ettiği, vatandaşın ise ürün satın alamadığı bu tabloyu oluşturdu.  Bugün ne çiftçi ne de halciler para kazanamamakta, hükumetin 40 liraya dayandırdığı mazot yüzünden de nakliyeciler çile çekmektedir. Kimsenin bu işten para kazanamamasına, hatta bazen zarar etmesine rağmen vatandaşımız hızla yükselen gıda enflasyonu sebebiyle marketten pazardan alışveriş yapamaz hale gelmiştir. Peki ne oldu da limon üreticileri bu hale geldi? Cevabı basittir. Plansızlık, yükselen üretim maliyetleri ve çiftçiye gösterilen ilgisizlik, bizi bu hale düşürmüştür. Tarımda plansızlık ve destek verilmemesi çiftçilerimizi bu hale getirmiştir. Bugün bir bakkal açmak isteseniz beş ayrı yerden belge almanız gerekir, ancak tarlanıza veya bahçenize istediğinizi ekin, kimse size bir şey sormayacaktır. Hükumetin tarımda planlama yapması ve bu plana göre çiftçiyi yönlendirmesi ve desteklemesi bir görevdir. Plansızlık hem çiftçilerimizin emeğini ve yatırımlarını hem de topraklarımızda yetişen mahsulü zayi etmektedir. Çiftçinin Derdini Nasıl Çözeriz? Bizler DEVA Partisi olarak, yapıcı bir muhalefet anlayışı içerisinde, yalnızca yaşadığımız sorunları değil, çözüm için yapılması gerekenleri de her fırsatta söylüyoruz. Bunu yaparken de işi bilenlerden fikir alıyoruz, destek alıyoruz. Mersin Ziraat Odası Başkanımız Sayın Musa Yılmaz, bize limon üreticilerinin feryadını ulaştırmış ve çiftçilerimizin sorunlarının çözümü için neler yapılabileceğini iletmiştir, biz de kendisinin ilettiklerinden istifade ettik, kendisine teşekkür ediyorum. Mersin Ziraat Odası Başkanı Sayın Musa Yılmaz, Tarsus Sanayi ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Kubilay Hıdıroğlu ve Mersinli limon üreticisi ve parti teşkilatı mensubumuz sayın Ali Kuşça’nın tasarladığımız çözüm önerileri için önemli katkılarda bulunduğunu ifade etmek istiyorum. Peki limon üreticisinin, çiftçilerimizin, ihracatçımızın sorunlarını nasıl çözeriz? Ülkemizin tarımın nasıl ayağa kaldırırız? Çözüm için yapılması gerekenler bellidir. Tarımsal üretimde girdi maliyetlerinin düşürülmesi her zaman önceliğimiz olmalıdır. Çiftçiye verilen mazottan ÖTV alınmamalı, hiç olmazsa yüzde 50’lik ÖTV indirimi yapılmalı. Çiftçilerimize gübre maliyetlerinin yüzde 50’sini destek olarak geri verilmeli. Ödenecek destekler peşin ödenmeli, çiftçi tüccarın tefecinin eline düşürülmemelidir.

 “ÇİFTÇİMİZE VERİLEN DESTEKLER ARTIRILMALI”

Çiftçilere verilen desteğin artırılması gerektiğinin altını çizen Ekmen, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Çiftçimize verilen destekler artırılmalı ve belli bir düzen içinde sağlanmalıdır. Geçtiğimiz yıl çiftçilerimize verilen desteğin toplam tutarı 2,2 milyar dolar, Kur Korumalı Mevduat başladığından beri devletin kasasından, yani bizim vergilerimizden çıkan para 125 milyar dolar. Bu terazisi bozuk adalet artık düzelmelidir. Yapılması gerekenler bellidir. Çiftçilerimizin ayağa kalkması için borçlarının faizi silinmeli ve ana para ödemesi iki seneliğine ertelenmelidir. Ziraat Bankası yeniden çiftçinin bankası olmalı, çiftçilerimize finansman desteği artırılmalıdır. Unutmayalım, gıda enflasyonunun düşmesinin tek yolu çiftçilerimizin maliyetini azaltmak ve onları desteklemektir. Bu tüm vatandaşlarımızı rahatlatacaktır. İhracatın artırılması her zaman ana hedeflerimizden olmalıdır. Sürekli olarak iç piyasayı daraltacaklarını ve ihracata yöneleceklerini açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’e buradan seslenmek istiyorum. İhracatçımız tarımsal ürünlerin satışında sıkıntı çekiyor, yer yer alıcı bulamıyor. Mersin’deki limon üreticilerinin, narenciyecinin ihracatının artması için özel bir çalışma yapılması şarttır. Ayrıca, ihracatçımızın alacağı destek de büyük önem taşımaktadır. Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Kubilay Hıdıroğlu’nun bize ilettiklerine göre, narenciye ihracatçılarımıza yönelik ton başına hak ettikleri miktarda Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu desteği sağlanmalıdır. Bir diğer husus, tarımda planlamanın eksikliğidir. Tarım daha planlı hale getirilmeli ve farklı ürünlere destek sağlanmalıdır. Ancak bu sayede çiftçilerimizin mahsulünü tarlada bahçede kalmaktan kurtarabiliriz. Ancak bu sayede hem yurtiçinde hem de yurtdışında arz/talep dengesine göre çiftçilerimizi yönlendirebilir ve karlılığı artırabiliriz. Tarıma dayalı sanayinin planlanması ve bu yönde sanayicilerin teşvik edilmesi de oldukça önemli bir husustur. Türkiye’deki limon üretiminin yüzde 65’ini gerçekleştiren Mersin’de doğru düzgün bir tane limonata fabrikasının bulunmaması, Mersin’e gösterilen ilgisizliğin ve teşviklerin eksikliğinin adeta bir resmidir. Mersin’de tarım sanayisinin yok denecek derecede zayıf olması en önemli sorunlarımızdan birdir. Son olarak hasat edilen ürünlerin pazara doğru zamanda ulaşması çiftçinin emeğinin zayi olmaması için önemlidir. Bölgesel havalimanı, ana konteyner limanı, otoyol ve raylı sistem bağlantıları açısından Mersin’in yaşadığı sorunların bir maliyeti de çiftçiye yansımaktadır. Zamanında ve uygun maliyetle ulaşmayan her ürün üreticiye zarar olarak yansır.”

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA