Mersin’den Konya, Gaziantep gibi komşu Büyükşehir Belediyelere gittiğimiz zaman, oralarda her yönden olumlu farkı görebilirsiniz. Yollarıyla, alt geçitleriyle, kent içi ulaşımla, peyzaj çalışmaları ile bu komşu kentlerin Mersin’den ne kadar ileride olduğunu görürsünüz.

Mersin son çeyrek asırdır iktidar partisinin belediyeciliği ile tanışmamış, bundan kentin gelişmesi için yararlanamamıştır.

Mersin’de CHP’li Büyükşehir Belediye yönetimi, gereksiz bir politik muhalefet odağı olarak iş görmüştür.

Neredeyse Mersin’e yapılacak her projeye karşı çıkılmış, engellemeye, geciktirmeye çalışılmıştır İktidar karşıtı bir kör muhalefet cephesiyle birlikte sürüklenmiş, çevreci görünümlü bir çığırtkan çevrenin oyuncağı olmuştur.

Havalimanı projesine bile karşı çıkılmış, hatta iptali için dava açılmıştır.

Akdeniz Sahil Yolunu bir Milletvekilimiz(?) engellemeye çalışmıştır.

Kenti geliştirecek, istihdam yaratacak projelere kör bir siyasi muhalefet anlayışı ile karşı çıkılmış, yerel yönetimle merkezi yönetim uyumlu bir çalışma yapamadığı için hep engellenmiş ve gecikmiştir.

*                     *                     *

Şimdi Mersin’in önünde yeni bir fırsat var; daha doğrusu 2 seçenekle karşı karşıyayız:

1.Mersin ya bugünkü durumdan memnun olarak bu düzenin devam etmesini destekleyecek: Sonuçta sahilde yeni kafeler açılacak, sarı çizgiler artacak, kavşak düzenlemeleri yapılacak, mevsimlik çiçekler ekilecek. Mersin Büyükşehir Belediyesi kendi başına merkezi yönetimden ayrı, hatta onunla hep didişerek bağımsız (!) Belediyecilik çalışmalarını yürütecektir.

2.Eğer bu düzen istenmez kısa zamanda

* Çukurova Havalimanı açılacak,

*Akdeniz Sahil Yolu tamamlanacak,

*Çeşmeli Otobanı yapılacak

*Kazanlı Turizm Bölgesi inşaatları başlayacak.

* Ve benzeri yerel yönetimle merkezi yönetimin birlikte çalışması gereken projeler kısa zamanda tamamlanacaktır.

Mersin şimdi bir yol ayrımındadır: Çeyrek asırdır süren bir garip kavga düzeni; ya da yeni bir anlayışı tercihle hizmet odaklı belediyecilik.

Değerli okurlar, sevgili Mersin’li hemşeriler; bu bir politik tercih meselesi olmaktan çıkmıştır. Çeyrek asırdır, ülkemiz bir şekilde üretim, ihracat, teknoloji, istihdam, şehircilik ve sosyal düzey açısından büyük mesafeler kazandı.

Mersin bu süreçte merkezî iktidarla hep kavgalı oldu; gereksiz ve anlamsız bir politik çizgiye saplanarak bakanlıkların büyük projelerine muhalif kaldı, engelledi, desteklemedi, mahkeme kapılarında zaman harcadı. Sonuçta büyük devlet yatırımları hız kesti,

Mersin kenti garip ve kirli siyasi pazarlıklara konu oldu ve çağdaş belediyecilik hizmetlerinde büyük bir kayıp yaşadı.

Şimdi bir büyük yol ayrımındayız; ya metro, havalimanı, turizm bölgesi, sahil yolu gibi dev yatırımlar için devletle uyumlu çalışacak bir Büyükşehir Belediye yönetimi, ya da Mersin’i bir siyasi hesaplaşma alanı olarak kullanan, garip ve kirli pazarlıklarla ikbal kovalayan bir yönetim…

Bu bir siyasal tercih olmanın çok ötesinde, Mersin’in ve Mersinlinin geleceğini inşâ meselesi olmuştur.

Bu bir genel seçim değildir; siyasal tercihlerin yön verdiği bir süreç değildir. Lütfen somut hizmet imkânları, dev yatırımlar, projeler ve günlük hayatı iyileştirecek belediye hizmetleri açısından pozisyon alalım.

Devletle siyasi çekişme içinde bir siyaseti değil, hizmeti, yatırımı, istihdamı ve çağdaş kentleşmenin gereğini öne çıkaralım.

Bu süreç doğrudan Mersin’i ilgilendiren bir karar sürecidir; kentimize, hemşerilerimize, geleceğimize ve gündelik hayatımıza sahip çıkalım.

Mesele budur ve ötesi anlamsız bir politik çekişmeden öte bir şey değildir.