Necdet TAŞ

MESKİ Genel Kurulu’nda, Meclis Üyesi Aysel Mavioğlu Öner, Muğla’da vahşice katledilen Pınar Gültekin ve kadın cinayetleriyle ilgili bir konuşma yaptı. Muğla’da bir cani tarafından vahşice katledilen Pınar Gültekin’e Allahtan rahmet acılı ailesine ve sevdiklerine sabırlar dileyen Önel, “Kadına karşı işlenen şiddetin her türlüsünü kınıyor ve lanetliyorum. Ancak devir artık yalnızca kınama devri değil. Pınar kızımız için acımızı üzüntümüzü tarif edecek kelimelerimiz tükendi. Her türlü şiddetin son bulması kadınların, gençlerin, çocukların; vahşice duyguların hedefi olmasından kurtulması için, nefesimizin sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz. Hiçbir anne baba evladının bu kötü muamelelerle karşılaşmaması ve kadına yönelik şiddetin son bulabilmesi adına elimizden gelen çabayı gösterdik ve göstereceğiz. Zanlının en ağır cezayı alması için konunun takipçisi olacağız. Biz kadınlar olarak vahşet derecesine varan kadın katliamlardan dolayı üzgünüz, kaygılıyız ve bir o kadar da öfkeliyiz. Kadın, şiddet ve cinayet kelimelerinin yan yana kullanılması bile canımızı acıtır bir hale gelmiştir. Şiddeti insan dilinden arındırmak artık hepimizin boynunun borcudur. Özgecan gençliğinin baharında hayalleriyle beraber toprağa gömüldü. Emine Bulut kocası tarafından, evladının gözleri önünde hunharca katledildi. Üzerinden bir gün geçmeden Antep'te yeni doğum yapan Güldane, hastane odasında boşanma aşamasında olduğu eşinin saldırısına uğradı. Son olarak da pınar kızımızın üzücü haberini aldık. Peki yarın kim? Hangimizin yakını? Başıma gelmez diye düşünen hangi kadın yaşayacak bu acıları? Onlar yalnızca resimlerinin altına yazılan isimlerden ibaret değiller.yalnızca bir kadın öldürülmüyor. O kadınla beraber nice hayatlarda sönüyor yok ediliyor” ifadelerini kullandı.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ KALDIRMAYI DEĞİL; UYGULANMASINI KONUŞMALIYIZ”

Bu şiddet olaylarının artık bireysel olaylar olmadığının altını çizen Mavioğlu, “Toplumumuzun kanayan bir yarası. Bu sorun artık sadece bir kadın cinayeti değildir. neden mi? çünkü, yalnızca bir kadın ölmüyor gözünden sakındığı kızını kaybeden bir anne ölüyor, bir baba ölüyor, bir ağabey, kardeş ölüyor insanlık ölüyor. Burada kadın erkek genç çocuk demeden herkese bir görev düşüyor. Bizler mağduru koruyup kollamak, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kadın cinayetlerinin önüne geçmek ve kadını her alanda güçlendirmekle görevliyiz. Ancak sadece kadını koruyup kollamakla bu sorunun çözümüne ulaşamayacağımız aşikar. Öldürme fiili, basit ve gündelik bir eylem değildir. öldürme eyleminin içerisinde ahlaki, eğitimsel, fiziksel ve psikolojik etkenler vardır. Faillerin yaklaşık yüzde 70i maktüllerinde yüzde 65’i eğitim seviyesi ilköğretim düzeyinde olan insanlar olduğu görülecektir. Bu problemin temelinde aile içi iletişim ve eğitim eksikliği vardır. Bu eksikliğin giderilmesi için gerekli çabayı ve çalışmayı önce kadınlar ve sonra tüm toplum olarak göstermeliyiz. Bu noktada herkesin üzerine büyük sorumluluk düşmektedir. Önce kadınların sonra tüm canlıların şiddetten uzak bir hayat sürmeleri birinci önceliğimiz olmalıdır. Artık zaman üzerimize düşenden kat be kat fazlasını yapma zamanı.  Kadın cinayetleri istatistiklere göre çoğunlukla eski sevgili veya eski eş tarafından işleniyor .  “Ya benimsin Ya kara toprağın mantığınız batsın. Kadının Hayır demesi ölümüne sebep olmaması için bu saçma düşünce değişmeli artık ve İstanbul Sözleşmesini kaldırmayı değil; uygulanmasını ve uyum yasalarının çıkarılmasını konuşmalıyız” şeklinde konuştu.