Mersin’de yaşayan 43 yaşındaki iş insanı Oktay Dal, uzun yıllar emek verilerek oluşturulabilecek bir koleksiyonu bir yılda yapmayı başardı. Binlerce ürünün bir bölümünün sergilendiği depodaki koleksiyon adeta tarihe yolculuk yaptırırken, orta yaş ve üzeri insanları da çocukluk yıllarına götüren bir zaman tünelinde gezdiriyor. Koleksiyonda, 1920’li-30’lu yıllardan itibaren Türk insanının hayatına giren her şeyi görmek mümkün. Ayla filminde kullanılan reprodüksiyon tüfeklerden eski Türk filmlerinde unutulmaz karakterlere hayat veren aktör Ali Şen’in bakkalında kullandığı tartıya, Şener Şen’in hafızalara kazınan Züğürt Ağa filminde kullandığı benzin pompası ve tartıdan 50’li-60’lı yıllarda trafik polislerinin içine girdiği zıvanaya, dünyaca ünlü aktör, araba ve motosiklet yarışçısı Steve McQueen’in kullandığı motosiklete kadar binlerce antika eşya, sergileneceği günü bekliyor.
BABASININ MOTOSİKLETİNDEN VE ÇAKMAK GAZI DOLUM ALETİNDEN YOLA ÇIKTI
Motosiklet bayii sahibi ve aynı zamanda motosiklet yarışlarında 100 civarında Türkiye şampiyonluğu bulunan iş insanı Oktay Dal, deposunun kapılarını İHA muhabirine açarak, nostaljik eşya toplama serüvenini anlattı. Siyah-beyaz fotoğraflarda gördüğü babasının kullandığı mobilet ve çakmak gazı dolum aletinden yola çıkarak, kendisini zaman tünelinin etkileyici dünyasına kaptırdığını belirten Dal, “Babamın işi çakmak gazı dolumu üzerineydi. Babamın kullandığı bir de mobileti vardı. Fotoğraflarda görünce o gaz dolum aletini de mobileti de yeniledim. Ondan sonra eskiye bir yolculuk başladı bende. Eski dönem kullandığım kıyafetler, oyuncaklar derken, bir yıl içerisinde böyle bir serüven yaşadım. Benim için zaman tüneli. Bir yıl içerisinde bütün bunları topladım. Motosiklet hem ilgi alanım hem de işim olduğu için motosiklet, bisiklet, çocuk oyuncakları, çocuklar için üretilen eski pedallı oyuncak arabalar, bakkaliye, Devlet Demir Yolları, PTT, polis malzemeleri, benzin istasyonu ürünleri gibi birçok birikimim var” dedi.
“YOLA ÇIKIŞ HİKAYEM, AİLEMİN GEÇMİŞİ VE BU GEÇMİŞE VERDİĞİM DEĞERDİ”
Dünyaca ünlü aktör Steve McQueen’in motosikletini de koleksiyonuna eklediğini, Zeki Müren’in kullandığı kondisyon aletinin aynısını bulduğunu, siyah öğrenci önlüklerinden eski televizyon ve radyolara kadar binlerce ev eşyası ve giyecek topladığını dile getiren Dal, “Biz Yeşilçam filmleriyle büyüdüğümüz için eski filmlerden esinlendik, bu filmde vardı, bu filmde oynamıştı derken o büyülü dünyanın içerisinde bulduk kendimizi. 1930-1990 dönemlerine ait, birçoğu filmlerde yer almış ya da birçoğu ünlülerin kullanmış olduğu ürünlerim var. Çok büyük bir plan ve programla yola çıkmadım. Yola çıkış hikayem, ailemin geçmişi ve bu geçmişe verdiğim değerdi” diye konuştu.
“MADDİYATLA ÖLÇÜLEMEYECEK DEĞERLERE SAHİBİM”
Ürünleri çeşitli mecralardan, antikacılardan, seyyar satıcılardan, kulaktan duyduğu insanlardan, hurdacılardan topladığını vurgulayan Dal, “Çok büyük bir emek var; ciddi de bir bütçe ayrıldı. Maddi değeri kadar manevi değeri de çok büyük. Bugüne kadar yaklaşık 5 milyon lira harcadım. Toplamda minimum hedefimiz 10 milyon lira civarında. Tabi ki, maddiyatla ölçülmeyecek değerlere de sahibiz” ifadelerini kullandı. Bu serüveninin, sosyal sorumluluk kapsamında büyük bir projeye dönüşebileceği kanısına vardığını ve bu yönde çalışmaya başladığını anlatan Dal, “Bunu insanlarla paylaşmak istedim. Bir müze fikri oluştu bende” diyerek, kolları sıvadığını söyledi. Z kuşağı gençlere geçmişi anlatmak, insanların zaman tünelinde geçmişe yolculuk yapmalarını sağlamak istediğini belirten Dal, amacını şöyle anlattı: “Hedefim; bir müze kurup, elde edilecek geliri sokak ve hapishane çocuklarına harcamak. Mahkum çocukların, içerisinde iş istihdamı olabilecek eğitici, öğretici istasyonlar, sokak çocuklarımızın hem uğraşı hem o hayatlarından kurtulup bir an olsun yaşadıklarını unutturabileceğimiz eğitici istasyonlar düşünüyoruz. Kuracağımız müzeden elde edeceğimiz geliri, bu alanlara aktaracağız. Yerel yöneticilerimiz başta olmak üzere belediye başkanlarımızla konuşu paylaşıyoruz. Kendilerinin de desteklerini bekliyoruz. Burası 260 metrekare bir depo, bunun 10 katı büyüklüğünde ürünümüz var. Yeter ki, büyük bir alana sahip olalım, bu alanı insanlarla paylaşalım ve paylaştıkça güzelleşen o faydayı da hem biz hem insanlar görsün.” (İha)