HDP Mersin Milletvekili Dr. Rıdvan Turan, Türkiye’de yaşanan tarımsal kuraklığı meclis gündemine taşıyarak, konuyla ilgili TBMM Başkanlığına bir araştırma önergesi verdi. Dr. Rıdvan Turan Türkiye tarımının kuraklık başta olmak üzere iklim değişikliğinden olumsuz etkilenmesi sebebiyle önlemler almak ve çiftçilerin üretimini destekleyen politikaları belirlemek amacıyla bir Meclis araştırması açılmasını talep etti.
50 YILDA 1,3 MİLYAR HEKTARLIK SU ALANI KURUDU
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin her geçen gün kendisini biraz daha hissettirmeye devam ettiğinin altını çizen HDP’li Turan, “Geçtiğimiz aylardaki yağışlar, önceki yıllara kıyasla oldukça azalmıştır. Azalan yağış miktarlarından dolayı çiftçiler, üretim yapma konusunda hayli zorlanmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda yağış miktarlarının azalmasından kaynaklı olarak bazı bölgelerdeki çiftçilerin ürettikleri tarım ürünlerinin çoğu olumsuz etkilenmiştir. 2021’de Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak, Batman ve Şanlıurfa’da yeterli miktarda yağış olmadığı için kuru tarım yapan çiftçilerin yaklaşık yüzde 80’i olumsuz etkilenerek bir yıllık emekleri heba olmuştur. Bölgedeki buğday, arpa, mercimek ve nohut gibi kuru tarım ürünlerinde yaklaşık yüzde 80 oranında verim düşüklüğü yaşanmıştır. Sadece Urfa’da 3,5 milyon dönüm arazi üzerinde üretim yapan yaklaşık 35 bin çiftçi kuraklıktan olumsuz etkilenmiştir. Mağdur çiftçilerimize doğrudan gelir desteği sağlanmazsa çiftçilerin çoğu tarlasını süremeyecektir. Kuraklıktan olumsuz etkilenenler sadece çiftçilerle kalmayacak bir bütün olarak toplumun beslenme ihtiyaçları önemli oranda sekteye uğrayacaktır. Türkiye’nin tarımda dışa bağımlı olması ve son üç yıldır Covid-19 salgınının ülkelerin ticaret hacimlerini alt üst etmesine ek olarak iklim değişikliğine paralel olarak, yıllık yağış miktarlarının azalması, yakın gelecekte kıtlık ile karşı karşıya kalacağımız önemli tehlikeler arasında görülmelidir. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) verilerine göre Türkiye´de 50 yılda kuruyan sulak alanlardaki su kütlesi miktarı 1,3 milyar hektar, yani 24 Eğirdir Gölü veya 3 Van Gölü ya da Marmara Denizi kadardır” ifadelerini kullandı.
“SULAK ALANLARIMIZ KURUYOR”
Uluslararası Ramsar Alanı olarak tescil edilen 14 sulak alandan bazılarının bugün ya tamamen kuruduğu ya da giderek kurumakta olduğu tehlikesi ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Turan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “TTKD verilerine göre Seyfe, Kuyucuk ve Meke gölleri tamamen kurumuştur. Türkiye’de su alanlarının kurumasının temel nedeni Türkiye’nin su politikasının olmamasıdır. Eğer Türkiye kapsamlı bir su politikasını bir an önce uygulamaya koymazsa su fakiri ülke konumuna düşmemiz büyük bir olasılık. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün Kümülatif yağış raporuna göre, 1 Ekim 2022-31 Aralık 2022 dönemini kapsayan 2023 su yılı yağışları normalinin ve geçen yıl yağışlarının altında gerçekleşti. Türkiye geneli su yılı yağışı 113.3 mm, normali 183.5 mm (1991-2020) ve geçen yıl aynı dönem su yılı yağışı 160.4 mm’dir. Yağışlarda normaline göre yüzde 38, geçen yıl aynı dönem yağışlarına göre yüzde 29 azalma mevcuttur. Üç aylık kümülatif yağışlarda tüm bölgelerimiz normallerinin altında yağış almış, en fazla azalma yüzde 53 ile Marmara Bölgesi’nde gerçekleşmiştir. Marmara Bölgesi’nin 3 aylık kümülatif yağışları son 62 yılın en düşük seviyesine inmiştir. 2023 su yılı yağışları Edirne, Çanakkale, Tekirdağ, İstanbul, Bursa, Yalova, Isparta, Konya, Karaman, Aksaray, Hatay, Osmaniye ile Erzincan ve Iğdır’ın doğu kesimlerinde normallerine göre yüzde 60’tan fazla azalma, Samsun, Giresun ve Adıyaman çevrelerinde ise yüzde 20’ye kadar artış göstermiştir. İl geneli yağışlarda tüm illerimiz normallerinin altında yağış almış, en fazla azalma gösteren il yüzde 65 ile Yalova olmuştur. Yağışlarda normaline göre en fazla azalma yüzde 53 ile Marmara Bölgesi’nde gözlemlenirken, Ege bölgesinde yüzde 42 azalma, İç Anadolu Bölgesinde yüzde 45 ve Akdeniz Bölgesinde yüzde 42 azalma, Karadeniz Bölgesinde yüzde 25 Doğu Anadolu Bölgesinde yüzde 40 Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yüzde 26 azalma görülmüştür. Yağışların azalması tarımda üretim kaybına neden olurken hali hazırda yüksek olan gıda fiyatlarının daha da yükselmesine neden olacaktır. Türkiye’nin kuraklıkla mücadele konusunda öncelikli olarak ekolojiye uyumlu bir su politikasına ihtiyacı var. Dolayısıyla kuraklıktan kaynaklı mağdur olan çiftçilerin doğrudan desteklenerek üretimde kalmasının sağlanması ve kuraklığı en az kayıpla geçirmek, etkin mücadele mekanizmaları ve politikaların oluşturulması amacıyla meclis araştırmasının kurulması elzemdir.”