Neşet TORUN
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu, Özgür Çocuk Parkı’nda Toplu İş Sözleşmesi (TİS) talepleriyle ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi. KESK Mersin şubeler Platformu açıklamasını Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül okudu. KESK’in Toplu Sözleşme görüşmelerine katılacak temsilcileri 14 Temmuz 2023 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na (ÇSGB) bildirdiğini ve TİS teklifini ise 24 Temmuz’da yaptıkları basın toplantısının ardından bakanlığa teslim ettiğini hatırlatan Sümbül, “Dün mesai bitimine bir saat kala konfederasyonumuza elden ulaştırılan ÇSGB-Çalışma Genel Müdürü imzalı yazıda ise, tıpkı 2019 yılındaki V. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde olduğu gibi konfederasyonumuz heyetinde yer alan Eş Genel Başkanlarımızın “KHK ile ihraç edildiği” gerekçesi ile Toplu Sözleşme görüşmelerine katılamayacağı bildirilmiştir. 2021 yılında Eş Genel Başkanlarımızın görüşmelere alınmasında OHAL KHK’lerini engel görmeyen, hukuken uygun bulan iktidar bugün hukuksuzlukta diretme kararı almıştır. Kaldı ki bugün TİS görüşmelerine katılmalarına “veto konulan” yöneticilerimiz gerek Bakan düzeyinde ve gerekse de bürokratlar düzeyinde çok sayıda görüşmeye katılmışlardır. En son geçtiğimiz günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile makamında yapılan görüşmede konfederasyon heyetimizde Eş Genel Başkanımız da yer almıştır. Bu hukuksuzluğun kaynağında konfederasyonumuzun en başından beri kararlılıkla sürdürdüğü temelinde emek ve demokrasi mücadelesi ve bu eksende iflas eden garabet toplu sözleşme düzenine karşı Grevli Toplu İş Sözleşmesi mücadelesi olduğunu başta üyelerimiz olmak üzere tüm kamuoyu bilmektedir. İktidarın, ÇSGB’nın konfederasyonumuz, yöneticilerimiz nezdinde aslında tüm kamu emekçilerinin haklarına yönelik söz konusu hukuksuz dayatmasına karşı Tepkimiz sonunda karar geri çekilmek zorunda kalınmıştır” dedi.
“MAAŞ ARTIRIMI ALDATMACA”
İnsanca yaşam-güvenceli iş- güvenli gelecek için taleplerini sıralayan Sümbül, “Öncelikle şunun bilinmesi gerekir ki taleplerimiz İşyerlerinden, kamu emekçilerinden gelen taleplerin bir üründür. Bu nedenle her seferinde hazırladığımız teklifimizi önce teklifin asıl sahipleri olan kamu emekçileri ile paylaşmayı gelenek haline getirdik. Geçen hafta taleplerimizi kamu emekçileri ve halkımızla paylaştık. On binlerce imza ile destek bulduk ve topladığımız imzalarla birlikte taleplerimiz Eş Genel Başkanlarımızın temsiliyeti ile bugün TİS masasındadır. Teklifimiz altı ana başlıktan oluşuyor. Bunları sıralayacak olursak: Grevli Gerçek Bir Toplu Pazarlık-Toplu İş Sözleşmesi, Yoksulluk Sınırının Üzerinde Ücret, Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek, Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı, Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti, Temel Gelir Güvencesi, Gerçek, evrensel bir toplu pazarlıkla uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan mevcut toplu sözleşme sistemi devam ettiği sürece yaşadığımız sorunların çözülmesi mümkün değildir. Bunun için biz KESK olarak öncelikle; 6 milyonu aşkın kamu emekçisinin ve kamu emeklisinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarını temel alan, İktidarın hem işveren olarak tarafı hem hakem olmadığı, Her sendikanın, konfederasyonun kendi üyeleri adına masaya oturabildiği, Kadın kamu emekçilerinin kendi talepleri ile masada temsil edildiği, Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, Grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz. Rakamları alt alta toplayınca en düşük memur maaşı dedikleri maaş 22 bin TL’ye ulaşmış gibi görüyor. Ama aldatmaca da zaten burada başlıyor. İlave seyyanen ödenek denen net 8 bin 77 TL taban aylığa yansıtılmadı. Bunun anlamı 8 bin 77 TL’nin emekli aylığımızdan, tazminatlarımıza, eş ve çocuk yardımından ek ders ücretlerimize, döner sermaye payımıza kadar hiçbir kaleme yansıtılmaması demektir. Bugün en düşük memur maaşı” olarak ifade edilen 22 bin TL’nin: 3 bin 390,14 TL’si hiçbir şekilde emekliliğe yansımayan sabit ek ödeme tutarıdır. 8 bin 138,89 TL’si `ilave seyyanen ödenek` adı ile verilen tıpkı sabit ek ödeme gibi emekliliğe yansıtılmayan tutardır. Bin 158,77 TL’si aile yardımıdır. (Çalışmayan eş yardımı) 382,35 TL’si çocuk yardımıdır. (Birisi 6 yaş altı diğeri 6 yaş üstü iki çocuk için verilen yardım)
Bu durumda söz konusu kamu emekçisinin emekliliğe yansıyan maaşı 8 bin 929,35 TL’dir. Eline geçen 22 bin TL’nin 13 bin 70,65 TL’si emekliliğe yansımamaktadır. Yani söz konusu kamu emekçisinin çalışırken aldığı maaşın sadece yüzde 40’ı emekliliğe yansırken yüzde 60’ı emekliliğe yansıtılmamaktadır” dedi.
“KAMU EMEKÇİLERİNE “MEZARDA EMEKLİLİK” DAYATILIYOR”
Bunun adının “Kamu emekçilerine mezarda emeklilik dayatmak” olduğunu öne süren Sümbül, “Öte yandan ‘İlave seyyanen ödenek’ adı ile getirilen bu yeni ücret-maaş sistemi sadece en düşük maaşı alan kamu emekçisi değil tüm kamu emekçileri için geçerlidir. Dolayısıyla yıllardır ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması talebi yerine getirilmeyen kamu emekçilerine yaşatılan adaletsizlik ‘ilave seyyanen ödenek’ adı ile getirilen bu yeni ücret-maaş rejiminde çok daha fazla derinleşmektedir. İlave seyyanen ödenek ile getirilen yeni ücret-maaş sisteminin devam etmesi durumunda mevcut durumdaki zaten sefalet aylığı düzeyinde olan emekli aylıklarında önümüzdeki yıllarda reel olarak çok ciddi bir düşüş yaşanacaktır. Bu adaletsiz tablo ortadayken hala iktidarın enflasyon hedeflerine, TÜİK’in sahte rakamlarına göre maaş artışı talep etmek kamu emekçilerine, emeklilere ihanet etmektir. Bu nedenle KESK olarak TİS teklifimizde yaşanan adaletsizliğin giderilmesi için; o Öncelikle tüm kamu emekçilerine brüt 8 bin 138,89 TL olarak verilen ilave seyyanen ödeneğin taban aylık katsayısına dâhil edilmesini talep ediyoruz. Emekli kamu görevlilerinin de bu artıştan yararlanmasının tek yolu budur. 2024 yılı artışının bu yeni katsayı üzerinden yapılmasını istiyoruz. Bu noktada da yoksulluk sınırındaki artış oranının tüm kamu emekçilerinin maaş artışında temel alınmasını talep ediyoruz. Her seferinde toplu sözleşme masasında kendi öngörülerini, enflasyon tahminlerini dayatanlara bizim de öngörümüz var, tahminlerimiz var diyoruz. KESK olarak yaşadığımız enflasyonist ortamı, hayat pahalılığındaki artışı temel aldığımızda TÜRK-İŞ’in 4 Kişilik bir aile için Aralık 2022 itibari ile 26.485 TL olarak açıkladığı yoksulluk sınırının Aralık 2023 itibari ile en az %70 artarak 45 bin TL’ye ulaşacağını öngörüyoruz. Buradan hareketle Toplu Sözleşme teklifimizde kamuda en az maaşı alan, eşi çalışmayan, 2 çocuklu, konutu olmayan, 15. Derecenin 1. Kademesindeki hizmetlinin mevcutta 8.077 TL’lik ilave seyyanen ödenekle 22 bin TL olan maaşının 2024 yılı Ocak ayından itibaren eş, çocuk yardımı ve kira yardımı ile birlikte en az 45 bin TL’ye çıkarılmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
“GELİR VERGİSİ YÜZDE 15’TE SABİTLENSİN”
“Bunun için mevcutta trajikomik seviyede olan eş ve çocuk yardımlarının asgari gıda harcaması tutarında artırılmasını ve konut sahibi olmayan tüm kamu emekçilerine konut hakkı kapsamında kira yardımı verilmesini istiyoruz. Eş yardımının 310 TL’ye, çocuk yardımının her çocuk için 2 bin 220 TL’ye çıkarılmasını, Konutu olmayan kamu emekçilerine büyükşehirlerde 7 bin 500 TL, diğer şehirlerde 5 bin TL kira yardımı verilmesini istiyoruz. Böylece kamuda en az maaşı alan, eşi çalışmayan, 2 çocuklu, konutu olmayan kamu emekçisinin maaşının büyükşehirde görev yapıyorsa 2024 Ocak itibari ile 47 bin 500TL’ye, diğer şehirlerde görev yapıyorsa 45 bin TL’ye çıkarılmasını, Kamuda en az maaş alan bekâr, konutu olamayan bir kamu emekçisine büyükşehirde görev yapıyorsa 2024 Ocak itibari ile 39 bin 750 TL, diğer şehirlerde yaşıyorsa 37 bin 250 TL maaş verilmesini istiyoruz. Kamuda en az maaş alan bekâr ve konutu olan kamu emekçisinin mevcutta 8.077 TL’lik ilave seyyanen ödenek dâhil 20.430 TL olan maaşının, Ocak 2024 için 32.250 TL olmasını ve bu ücretin en az ücret olan Temel Ücret olarak adlandırılmasını teklif ediyoruz” ifadelerini kullanan Sümbül, “2024 Ocak için teklif ettiğimiz bu tutarların her üç ayda bir yoksulluk sınırındaki artış oranında güncellemesini, güncellenen bu rakamlara refah payı olarak her üç ayda bir resmi olarak açıklanan Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla artışı (ekonomik büyüme) eklenmesini talep ediyoruz. Ayrıca TİS teklifimizde ücretlilerden kesilen Gelir Vergisi matrahına esas tutarın yıllık yüzde 15’i geçmeyecek şekilde düzenlenmesini, alınacak Gelir Vergisi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesini istiyoruz. Maaş artışlarına ilişkin bu rakamları fazla, abartılı diye eleştiren de yetersiz bulan da olacaktır. Yetersiz, az diyenlere bir sözümüz yok. Ama zam kasırgasının son iki hafta da giderek şiddetlendiği bir dönemde altı ay sonrası için bu rakamları abartılı bulanların kendilerine şu soruları sormasını öneriyoruz. Altı ay sonrasında enflasyon, döviz kuru nereye ulaşacak, biliyor muyuz? Bu hayat pahalılığında ben çalmayan çırpmayan, başkasının emeğini sömürmeyen, alın teri ile geçim mücadelesi veren bir kamu emekçisi olarak insanca yaşamaya yetecek bir ücreti hak etmiyor muyum? Yaşadığımız hayat pahalılığının, hız kesmeyen zam yağmurunun altı ay sonra nereye ulaşacağını bilmiyoruz. İki yıl önce yine burada TİS taleplerimizi açıklamış, 2022 yılı Ocak ayı için en düşük kamu emekçisi maaşının eş, çocuk ve kira yardımı ile o günkü yoksulluk sınırı olan 9 bin 332 TL’nin üzerine çıkarılmasını istemiştik. O günde KESK abartmış diyenler oldu. Ama öylesine bir hayat pahalılığı yaşadık ki TÜİK rakamları ile bile yapılan artışlar soncunda, altı ay sonra 2022 Temmuz’unda en düşük kamu emekçisi maaşı eş ve çocuk yardımı ile 9 bin 100 TL’ye ulaştı” şeklinde konuştu.