Necdet TAŞ
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde uyuşturucuya dikkat çeken CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Uyuşturucu hep söylüyoruz millî güvenlik sorunudur, çeteler bir millî güvenlik sorunudur. Bakın, Küresel Organize Suç Endeksi’nin 2023 rakamına göre Türkiye, Avrupa ülkeleri bakımından uyuşturucu ticaretinde 1’inci sırada, dünyada 14’üncü sırada. Raporda küresel kokain kaçakçılığının Türkiye’de artan rolüne dikkat çekilmiş. Şimdi, 2014 yılında toplam 1725 kilo uyuşturucu madde yakalanırken bugün, yılda 69 bin kilo uyuşturucu madde yakalanıyor. Ülke neden bu hâle geldi? Bakın, tablolarla vermişler, 2014... 2022 Süleyman Soylu dönemi inanılmaz bir artış var, 2023’te biraz düşmüş. Yine, üzülerek söylüyorum, memleketim Mersin... Dünyadaki haritada oklar Mersin’i gösteriyor, Türkiye’yi gösteriyor mavi oklar. Bununla ilgili bir çözüm yok mu? Ben buradan Meclise söylüyorum: 2022’ye kadar tavan yapmış, 2022’den sonra biraz düşmeye başlamış. İşte, Ayhan Bora Kaplan soruşturması, Yargıtay üyesi, Süleyman Soylu’nun ilişkileri; bunlar yargıya taşınıyor, bu Emniyet görevlileri açığa alınıyor ama neden Türkiye’yi bu hâle getiren bu insanlar hesap vermiyor ve hâlâ İçişleri Komisyonunda? Bunu sormak hakkım, bunu verilerle görüyorum ben. Bir kez daha söylüyorum: Uyuşturucu ve çeteler bir millî güvenlik sorunudur. Yeni Bakan etkin bir şekilde uğraşmaya çalışıyor ama önünde büyük setler var. Geçmişe mutlaka ki gitmeli, sorumlulara mutlaka ki gitmeli. Ayhan Bora Kaplan ve Süleyman Soylu, Yargıtay, yargı ilişkileri mutlaka açığa çıkmalı çünkü Türkiye, Avrupa’da ve dünyada bu tabloyu hak etmiyor” ifadelerini kullandı.
“EMEKLİLERİ İKİYE BÖLDÜLER”
Emeklilere verilmesi planlanan ikramiyeye de tepki gösteren Başarır, “Emekliye yapılan haksızlığı ve hadsizliği sürekli olarak vurgulayacağız. Bu bir müjde değil; bu, utanç verici bir mesele. Bakın, emekliyi ikiye böldüler; bugün, ülkede tartışılan konu çalışan emeklilerin işten geçici olarak ayrılıp bu parayı alıp alamayacağı. İşverenler bizi arıyor, “Ne yapalım?” diyor. Çünkü eğer ki bir emekli taksicilik, pazarcılık ya da inşaatta çalışmak zorunda kalıyorsa bunu yokluktan yapıyor, keyfinden yapmıyor. O yüzden, Anayasa’ya aykırı olan bu durumun bir kez daha gözden geçirilmesi önemli. İkinci bir durum: 7 bin 500 lira... O parayla geçinemediklerini Cumhurbaşkanı da Bakan da biliyor, bunu itiraf da ediyor. Ya, neden ocağı bekliyoruz. 5 bin lirayla -zaten biz Kurban Bayramı’nda 15 bin lirayı vereceğimizi söylemiştik- 10 kilo et alamıyorlar ya da 15 kilo peynir alamıyorlar. Bu dönemin, bu çağın çok gerisinde bir para; bunun farkında değiller mi? En az 20 bin lira olmalıydı. Bir kez daha söylüyorum: Bakın, Komisyon toplandı, bu 5 bin lira geliyor; gelin, bunu en az asgari ücret yapalım, ocağı beklemeyelim. Gelin, bir kez ödenecek parayı en az 20 bin lira yapalım, çalışan-çalışmayan ayrımını kaldıralım. Yarın burada yasalaşırsa Anayasa Mahkemesine gider, iptal olur ya da bir emekli bizzat başvurur, yine iptal olur çünkü eşitlik ilkesine aykırı. Sayın Grup Başkan Vekili de söyledi, zamların, enflasyonun sebebi yüksek maaşlar yani orada da emekli, memur, işçi suçlu oldu. Böyle bir iktidar yok, teflon tava gibi hiçbir şey yapışmıyor. Enflasyon artıyor, maaşlar suçlu oluyor. Ya, bir parça aynaya bakmalılar bence, neden bu ülke bu durumda? Son on yılda özellikle uygulanan ekonomik programlar... Ya damadı getirirsin ya Nebati’yi getirirsin ve kararları sen verirsin, ondan sonra da suçlu emekli ya da Cumhuriyet Halk Partisi olur. Bugün AKP grup toplantısında Sayın Cumhurbaşkanı şunu söylüyor: “Ucuz marketlere gidin.” Çok güzel fikir de bir de nereye gideceğimizi söyleseydin; çok güzel fikir, harika fikir. Bilmiyorum, değerli milletvekili arkadaşlarıma soruyorum: X marketiyle Y marketi arasında yüzde 100, yüzde 50 fark mı var? İnsanlar, emekli zaten bırakın pazardan alışveriş yapmayı, akşam sekizden sonra pazarda ezilmiş domatesi, sebzeyi, meyveyi topluyor. Ama Cumhurbaşkanımız bize ucuz market tavsiye ediyor ve bunun sorumlusu olarak da yine CHP’yi suçluyor, gerçekten akıl tutulması” diye konuştu.
“KIZ ÇOCUKLARIMIZI KORUYAMIYORUZ”
11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü olması dolayısıyla da değerlendirmelerde bulunan Başarır, “Temennimiz, bütün kız çocuklarının yüzünün gülmesi ama tüm ülke, grubumuz, diğer gruplar da biliyor ki kız çocuklarımızın büyük sorunları var. Evet, kız çocukları cinsiyetlerinden dolayı ayrımcılığa uğruyor; çocuk yaşta zorla evlendiriliyor, şiddete ve yoksulluğa maruz kalıyor; eğitim, beslenme, güvenli yaşam hakları gözetilmiyor. Bu nedenlerle kız çocuklarının güçlendirilmesi, karşılaştıkları zorluklara ve ihtiyaçlarına dikkat çekmek ve bunların tartışılmasını sağlamak önemli. Kız çocukları ile erkeklerin okullaşma oranları neredeyse aynı ama ne yazık ki 600 bin kız çocuğumuz okula gidemiyor yani erkeklere göre 600 bin daha az kız çocuğu okullara gidebiliyor. TÜİK'e göre 2002’den 2022’ye kadar 742 bin 565 kız çocuğu evlendirilmiş. 2022’de 11 bin 520 kız çocuğu evlendirilmiş ve bu sayı dinî nikah ve gayriresmî evlilikleri de kapsıyor. İnsan Hakları Derneğinin verilerine göre 2001- 2022 yılları arasında 18 yaş altında 2 milyon 88 bin 925 çocuk doğum yapmış. Evet, maalesef ki çocuklarımızı koruyamıyoruz, haklarını koruyamıyoruz. “Taşımalı sistem” denen yani… Köylerden eğitime taşımayla götürebildiğimiz çocuklara baktığımız zaman büyük oranda kız çocukları okula gidemiyor. O yüzden onlara eşit, adil, özgür bir dünya sağlamalıyız. Bu görev en çok da Meclise düşüyor; bunu hep beraber yapabiliriz, hep gündeme getirmeliyiz ve haklarını korumalıyız” şeklinde konuştu.