Necdet TAŞ
Akdeniz Bölgesi'nde yaygın olarak görülen ve tarımı tehdit eden Akdeniz Meyve Sineği, son zamanlarda artan genişlemeyle endişe yaratmaya devam ediyor. Sineğin neden olduğu zararlar, bölgedeki çiftçiler için ciddi bir ekonomik kayıp oluşuyor. Uzmanlara göre, Akdeniz Sineği'nin dağıtımında iklim değişikliği ve uygun yaşam değişimi gibi faktörler etkili olabilir. Sinekle mücadelede kullanılan pestisitlerin etkinliği azalırken, çiftçiler alternatif çözüm arayışında. Akdeniz Sineği'nin kontrol adıyla kullanılmak üzere, sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesinin yaygınlaştığı vurgulanıyor. Bu arada, yerel yönetimlerin ve çiftçi kooperatiflerinin aktif rol alması bekleniyor. Uzmanlar, gelecek yıllarda Akdeniz Sineği'nin etkilerinin daha da artabileceğine dikkat çekiyor ve erken müdahalenin arttırılmasının altını çiziyor.
“ÜRETİMİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Mersin Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz beraberinde Ziraat Mühendisleri ile birlikte köyleri ziyaret ederek, Akdeniz Meyve Sineği ile mücadele konusunda hem uyarılarda bulundu hem de bilgilendirmede bulundu. Akdeniz Meyve Sineğinin zararlarına dikkat çeken Yılmaz, “Bölgesel farklılıklar gösterir. Ege Bölgesi'nde yılda 4-5, Akdeniz Bölgesi'nde ise 7-8 döl verebilir. Turunçgiller başta olmak üzere birçok meyve türüne zarar verir. Turunçgil ihracatında sıfır tolerans uygulanır. Larvalar meyvenin etli kısmında beslenerek yumuşama ve çöküntülere yol açar. Vuruklu meyveler erken sararır ve dökülür. Pazarlanabilirlik ve ihracat kabiliyeti azalır. Ürün miktarında ve kalitesinde düşüş nedeniyle doğrudan gelir kaybı yaşanır. Mücadele masrafları artar. Dış ticarette engeller oluşabilir. AMS, ihracatta toleransı sıfır olan bir zararlıdır. Vuruklu meyvelerin ihracı yasaktır. Bu durum, uluslararası ticarette sorunlara yol açabilir. Meyvelerde çürüme ve fermantasyona neden olabilir. Meyve sularında ve konserve ürünlerinde kalite düşmesine yol açabilir. Doğal dengeyi bozabilir. Sonuç olarak; Akdeniz Meyve Sineği, tarım sektörü için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Mücadele ve önleme çalışmaları ile bu zararlının kontrol altına alınması ve tarımsal üretimdeki kayıpların önlenmesi büyük önem taşımaktadır” dedi.
“MEYVELER OLGUNLŞAMADAN TOPLAMAYIN”
Akdeniz Meyve Sineği ile mücadele konusunda da çiftçileri bilgilendiren Yılmaz, “Akdeniz Meyve Sineği (AMS) ile mücadele, kültürel, biyolojik ve kimyasal olmak üzere üç ana yöntemle yapılmaktadır. İlk yöntem kültürel mücadele. Erkenci ve geçici meyve çeşitleri tercih edilmelidir. Meyveler olgunlaşmadan toplanmalıdır. Dökülen meyveler toplanıp imha edilmelidir. Bahçelerde yabancı ot temizliği yapılmalıdır. Feromon tuzakları kullanılarak sinek popülasyonu izlenmelidir. İkinci yöntem biyolojik mücadele; Faydalı böcekler (parazitoidler ve yırtıcılar) korunmalı ve teşvik edilmelidir. Nematomodlar ve bakteriyel böcek ilacı gibi biyolojik etkenler kullanılabilir. Üçüncü yöntem ise kimyasal mücadele; Kimyasal ilaçlama, son çare olarak ve yetkililer tarafından tavsiye edilen ilaçlarla yapılmalıdır. Entegre mücadele yöntemleri ile birlikte kullanılmalıdır. Doğal dengeye zarar vermemeye özen gösterilmelidir. Akdeniz Meyve Sineği ile mücadelede bölgedeki tarım yetkilileri ve ziraat mühendisleri ile iş birliği yapılmalıdır. Mücadele yöntemleri hakkında güncel bilgilere sahip olunmalıdır. Uygun zaman ve dozda ilaçlama yapılmalıdır. Çevreye ve insan sağlığına zarar vermemeye özen gösterilmelidir. Akdeniz Meyve Sineği ile mücadeleye dair bazı önemli noktalar: Mücadele, tek bir yöntemle değil, entegre bir şekilde yapılmalıdır. Farklı yöntemler bir arada kullanılarak sinek popülasyonunun kontrol altına alınması sağlanmalıdır. Uzun vadeli bir mücadele planı oluşturulmalı ve istikrarlı bir şekilde uygulanmalıdır” ifadelerini kullandı.