Adada bu şekilde çözüm imkansız!


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Barış Harekatı’nın 50. yılı kapsamında değerlendirmelerde bulunan KKTC Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli, “Adadaki çözümsüzlüğün yegâne sebebi ise, uluslararası camia tarafından yıllarca şımartılan Rum -Yunan ikilisi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 186 sayılı hatalı kararıdır. Öte yandan, Rumlar, bir Rum devletine dönüştürdükleri sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne” dayalı bir çözüm modelini dayattıkları, Türkiye’nin garantörlüğü kalkmadan, Türk askeri çekilmeden, Maraş iade edilmeden çözümün olmayacağı söylemlerinde ısrar ettikleri sürece adada bir çözüm beklemek mümkün değildir” dedi.

 

Tarih : 19 Temmuz 2024 Cuma 11:19

Haber Merkezi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti  (KKTC) Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli, Barış Harekatı’nın 50. yılı kapsamında değerlendirmelerde bulundu.  Kıbrıs Türk Halkı’nı aydınlık günlere kavuşturan 20 Temmuz Barış Harekâtı’nın 50. yılını, Mersin’de, her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük bir coşku ve heyecanla kutladıklarını kaydeden Mendeli, “Barış Harekâtı, kendi yurdunda, sonsuza dek, var ve hür olma mücadelesini kazanan Kıbrıs Türk Halkı’nın, Anavatanımız Türkiye ile omuz omuza, her türlü zorluğa göğüs gerebileceğinin en asil ispatıdır. Türk ordusunun şahlanıp “artık yeter” diyerek son noktayı koymasının simgesidir.  Bugün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde korkusuzca, özgürce yaşıyorsak, bunu, halkımızın büyük fedakârlıklarına, direnişlerine, Aziz Şehitlerimize, Kahraman Mücahit ve Mehmetçiklerimize borçluyuz. Bu vesileyle, bu kutlu yıl dönümünde, başta, Özgürlük Mücadelesi Liderimiz Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş, 1974 Barış Harekâtı’nın önünü açarak, bizleri bir soykırımdan kurtaran dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan ve kabine üyeleri olmak üzere, istiklal ve istikbal uğruna canlarını feda etmiş tüm Şehitlerimizi rahmetle, Gazilerimizi, Mücahit ve Mehmetçiklerimizi minnetle yâd ediyorum” ifadelerini kullandı.

ADADAKİ ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN YEGÂNE SEBEBİ İSE ŞIMARTILAN RUM VE YUNANLILAR

Kıbrıs Türk Halkının, egemen eşit ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nden silah zoruyla dışlanarak 11 yıl boyunca en zor ve en ağır koşullar altında, göçmen çadırlarında yaşayarak utanç barikatlarında işkenceye tabi tutulduğunu, vahşetin her türlüsünü yaşatıldığını, açlığa ve yoksulluğa itildiğini hatırlatan Mendeli, “Halkımız, 1974 yılında, Mutlu Barış Harekâtıyla, bayrağına, toprağına, egemenliğine ve güvenliğine kavuşmuş, adanın tümüne barış ve huzur gelmiştir. İkinci harekâtla tesis edilen iki kesimlilik sayesinde ise önce Kıbrıs Türk Federe Devleti ve 1983 itibarıyla da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.  Üzülerek ifade etmek isterim ki, 1964 yılında alınan 186 sayılı talihsiz kararla adaya konuşlandırılan Barış Gücü, Kıbrıs’ta akan kanı durduramamıştır. 11 yıl boyunca, Gazze’de yaşananlara benzer şekilde etnik temizlik ve soykırıma varan saldırılara hedef olduk.  Bilindiği üzere bizler, Kıbrıs Türk Halkı olarak, meşru haklarımızı ve güvenliğimizi teminat altına alacak şekilde, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşabilmek için üzerimize düşeni iyi niyetle yapmış olmamıza rağmen, müzakereler bu güne kadar başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Adadaki çözümsüzlüğün yegâne sebebi ise,  uluslararası camia tarafından yıllarca şımartılan Rum -Yunan ikilisi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 186 sayılı hatalı kararıdır. Öte yandan, Rumlar, bir Rum devletine dönüştürdükleri sözde  “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne” dayalı bir çözüm modelini dayattıkları, Türkiye’nin garantörlüğü kalkmadan, Türk askeri çekilmeden, Maraş iade edilmeden çözümün olmayacağı söylemlerinde ısrar ettikleri sürece adada bir çözüm beklemek mümkün değildir.  Bizler, Türk tarafı olarak, Kıbrıs’ta, müzakere yolu ile adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmadan yana olduğumuzu yinelerken, çözüm yolunda, Mücahit ve Mehmetçiklerimizin, bu topraklarda Kıbrıs Türk Halkı’nın geleceği için şehit olduklarının da bilinci içerisinde olduğumuzu vurgulamak isterim. Onların bıraktıkları emaneti korumak elbette ki hepimizin boynunun borcudur.

Bu bağlamda uluslararası camiadan beklentimiz, özden gelen eşitliğimiz için, Rum tarafını egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyidi hususunda zorlamaları, cesur ve kararlı adımlar atmalarıdır. Bu onur günümüzde, Anavatan Türkiye’ye Kıbrıs Türk Halkı’nın her daim varlığının, güvenliğinin, esenliğinin ve refahının güvencesi olması hasebiyle şükranlarımı sunar, başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, İstiklal Savaşı kahramanları ile Barış Harekâtı’nda canlarını feda eden tüm şehitlerimizi, bir kez daha rahmetle, gazilerimizi de şükranla anıyorum.  20 Temmuz 1974 sabahı Girne semalarında doğan özgürlük güneşinin hiç sönmeden ilelebet parlaması temennisiyle Barış ve Özgürlük Bayramını, gönülden kutlar, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım” dedi.

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA