Necdet TAŞ
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyeleri, İSO Meclis Başkanlık Divanı ve İSO Meclis Üyeleri bölge temasları kapsamında Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret ederek, Odanın 145’inci kuruluş yılını kutladı. Tarsus TSO’da Yönetim Kurulu Başkanı H. Ruhi Koçak ve Meclis Başkanı Hüsnü Yağcı’nın konuk ettiği İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yılmaz İSO Heyeti olarak, Tarsus TSO’nun 145’inci kuruluş yılında Odayı ziyaret etmekten duydukları memnuniyeti ifade ederek, bölge ve kentin dinamik ve gelişen yapısının dikkat çekici olduğunu vurguladı. Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç ve Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı İsrafil Uçurum’un da eşlik ettiği İSO Meclis Üyeleri Heyeti daha sonra kadim kent Tarsus’un tarihi ve kültürel değerlerini profesyonel rehber eşliğinde gezerek tarihi dokusu hakkında bilgi sahibi oldu. Tarsus Siptilli Çarşı’nda da incelemelerde bulunan İSO heyetine gezi sonrası Tarsus Gastronomi Merkezi’nde yöresel yemekler ve tescilli lezzetler ikram edildi.
“KAYMAKAMLIKLA YÖNETİLECEK BİR KENT DEĞİLİZ”
Tarsus TSO’nun toplantı salonunda gerçekleşen buluşmada İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yılmaz ve beraberindeki heyet, Tarsus TSO Başkanı Ruhi Koçak, Tarsus TSO Meclis Başkanı Hüsnü Yağcı ve Tarsus TSO heyeti ile bir araya geldi. Toplantı, Başkan Ruhi Koçak’ın açılış ve selamlama konuşmasıyla başladı. İlk olarak özenle hazırlanmış, Tarsus’u tanıtan özel bir belgesel yayınlandı. İlgiyle izlenen belgeselin ardından Başkan Koçak, şunları söyledi: “Tarsus, kesintisiz yaşamı olan 10 bin yıllık bir kent. Biz 10 bin 24’ü yaşıyoruz; kadim bir kentiz. Adana ve Mersin’e yakınlığımız nedeniyle kendi kabuğumuzda kalmışız, tabelada 350.000 nüfus görünüyor. Ancak aldığımız göçlerle birlikte nüfusumuz 500 bini aştı ve şu an 50 ilden büyük bir ilçeyiz. İl olmak istiyoruz, çünkü bir kaymakamlıkla yönetilecek bir kent değiliz, hızlı büyüyen bir kentiz. Tarsus ismini taşıyan 3 tane OSB’miz oldu. Bir tanesini en son biz kurduk; 8 bin 500 dönümle başladık, anında doldu. Şişe Cam, dünyanın en büyük cam fırınını kurdu, 700 milyon Euro gibi büyük bir yatırım yaptı. Şu an tahsis edilecek yerimiz kalmadı; 3 bin dönümlük tahsis için bir başvuru daha yaptık. OSB’mizde yaklaşık 10 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. İki üniversiteye sahibiz. 14 km uzunluğundaki sahil şeridimiz turizm yatırımıyla değerleneceğine dair umutlarımız var. Biz, Çukurova’nın başkenti olarak görüyoruz kentimizi. Geçmişte de Kilikya döneminin başkenti Tarsus’tu” ifadelerini kullandı. Koçak, konuşmasının sonunda İstanbul Sanayi Odası’nı OSB’nin genişleme alanına ve özellikle turizm yatırımlarına davet etti. Tarsus TSO Meclis Başkanı Hüsnü Yağcı ise, “Tarsus’a gelmek ayrıcalıktır. Tarsus’a gelen yarı hacı oluyor,” diyerek konukları güldürdü. Yağcı, kapanan fabrikalara rağmen Tarsus’un hala gelişmekte olduğunu belirtti ve “Buraya gelenlerin işleri açılıyor” dedi.
BAHÇIVAN: “DEMEK Kİ AMERİKALILAR TARSUS’TA IŞIK GÖRMÜŞ”
İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan ise, “Çok değerli Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı, Yönetim Kurulu Başkanı kıymetli dostum Ruhi Başkan, çok kıymetli Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı, Yönetim Kurulu Başkanımız, çok değerli Tarsuslu dostlar; hepinize böyle güzel bir Akdeniz sabahında günaydın diyerek sözlerime başlamak istiyorum. İki gündür Antakya’dan başlayarak İskenderun, Adana ve Tarsus’u, o güzel Akdeniz havasını, lezzetlerini tadını çıkararak, ölçümüzü kaçırmadan geçirmeye çalışıyoruz. Bugün de son durağımızda Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde bir aradayız. Öncelikle, gecikmiş olan iki odamızın bir araya gelmesini en azından biraz da olsa hafifletecek ve telafi edecek bir buluşma bu. Ruhi Başkan’la sık sık muhtelif platformlarda görüşüyoruz; ancak zaman yoğunluğundan dolayı ne yazık ki sık bir araya gelme fırsatımız olmuyor. Ben de ilk kez Tarsus’un merkezine geliyorum, gerçekten kadim bir şehir. Anadolu topraklarının denizle buluştuğu ve lojistik anlamda tarih dolu bölgelerinden biri. Tarsus deyince bizim kuşakta ilk akla gelen şeylerden biri Tarsus Amerikan Koleji oluyor, çünkü birçok arkadaşımız burada eğitim aldı ve hâlâ da varlığını sürdürüyor. Amerikalılar gelip Tarsus’a kendi eğitim kurumlarını kurdularsa, demek ki burada bir ışık gördükleri içindi; başka bir şey aramaya gerek yok. Yani burası, bölgenin insan gücünün göz önünde olduğu bir yer. Tabii keşkelerle fazla oyalanmamak lazım, ama ne yazık ki biz bu topraklarda fırsatları koruma ve geliştirme noktasında, geçmişten ders almayı ihmal ederek büyük hatalar yapıyoruz. Tarsus da bunlardan biri… İnsanlık tarihinde ve Anadolu’nun tarihinde bu kadar önemli bir coğrafya, ne yazık ki hak ettiği yeri zaman zaman alamamış. Ancak sizin gibi Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası gibi Tarsus’u seven, buradan kopmayan, Tarsus’a inanan kıymetli dostlarımız sayesinde bu değer ayakta tutuluyor. Bu değeri yaşatmak ve hak ettiği konumu elde etmesi için gösterdiğiniz gayret takdire şayan” ifadelerini kullandı.
“TARSUS’UN TURİZM PROJESİ YILLARDAN BERİ NEDEN ERTELENİYOR?”
İstanbul Sanayi Odası olarak, Tarsuslu iş insanlarıyla yakın ilişkiler kurmak, bu bölgenin sinerjisinden ve fırsatlarından faydalanmanın kendileri için çok önemli olduğunun altını çizen Bahçıvan, “Her zaman birbirimizden öğreneceğimiz şeyler var, birikimlerimizden paylaşımlar yapabileceğimiz kıymetli konular mevcut. Eminim bu odanın tarihine insek, arşivlerini incelesek, bize Ticaret ve Sanayi Odası tarihi açısından da çok değerli bilgiler sunacaktır. Oda olarak tarihimizden ders almak hepimizin sorumluluğu; bu arşivleri geliştirmek ve geleceğe ışık tutmak açısından büyük bir değer. Tabii bazı konularda daha hızlı hareket etmemiz lazım; neden bazı işlerde bu kadar gecikiyoruz? Mesela, Tarsus’un turizm projesi yıllardan beri neden erteleniyor? Adana’nın lojistik ve enerji projesi neden gecikiyor? Bu konuları çok daha hızlı çözmemiz lazım. İnşallah bizler de bu konuları toplantılarda gündeme getirip sizlere destek olmak adına elimizden geleni yaparız. Çünkü bu coğrafya ve bu bölge, burada büyük fırsatlar bizi bekliyor ve çok daha atik olmamız gerekiyor. Biz de elimizden geldiğince çaba göstereceğiz, sizlere desteğimizi, sorumluluğumuzu ve görevimizi yerine getirmemiz lazım. Ben de bu nazik ev sahipliğiniz için çok teşekkür ediyorum. Umarım, uzun yıllar sonra gerçekleşen bu ziyaretin ardından, daha sık bir araya geliriz. Sizleri de İstanbul’a, komite üyelerinizle bekleriz. Sektörlerimizin yakınlaşması, komitelerimizin kendi içlerinde farklı konularda iş birliği yapabilmesi ve bilgi paylaşımı noktasında bir temas kurulursa, eminim ki bu konuda da sektör bazlı fırsatlar doğacaktır” dedi.