Mersin Sanayici ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Engin, 28 Ocak 2011 tarihinde dönemin Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun katılımlarıyla gerçekleştirilen törenle temeli atılan Mersin’in Tarsus ilçesinin 30 kilometre kuzeybatısında Berdan Nehri’nin Pamukluk Çayı kolu üzerinde sulama, içme suyu ve enerji maksatlı, ön yüzü beton kaplı kaya dolgu tipinde inşasına başlanan Pamukluk Barajı yapımının yılan hikayesine döndüğünü belirtti. Başkan Engin, barajın bir an önce tamamlanarak kamu hizmetine kazandırılması gerektiğini dile getirdi. Pamukluk Barajı’nın Mersin için önem arz eden stratejik bir proje olduğunun altını çizen Başkan Engin, “Yıllık 282 milyon metreküp su depolama hacmine ve yıllık 128 milyon metreküp içmesuyu kapasitesine sahip olacak Pamukluk Barajı ile 184 bin dekar zirai araziye sulama suyu temin edilecek. Ayrıca şehir merkezi başta olmak üzere Adanalıoğlu, Bahçeli, Dikilitaş, Karacailyas, Kazanlı, Yenitaşkent, Bağcılar, Huzurkent, Dorukkent, Arpaçsakarlar, Yalınayak, Çiftlikköy, Atalar, Bahşiş ve Yeşiltepe mahallelerine 2060 yılına kadar içme suyu verilecek. Hem sulama hem de içmesuyu alanında fayda sağlanacak barajdan yılda 68 milyon kilovat saat enerji üretilecek. Pamukluk Barajı’nın tamamlanmasıyla 9 bin 776 kişiye ek istihdam oluşturulurken, yılda 131 milyon TL gelir artışı sağlanması hedeflenmektedir. Böylesine önemli bir proje aradan geçen 9 yıla rağmen tamamlanamamıştır” dedi.
“PROJE 9 YILDA TAMAMLANAMADI”
Projenin başladığı günden itibaren 3 ayrı firma ile inşaat sözleşmesi imzalandığının altını çizen Başkan Engin, şunları kaydetti: “İhaleyi ilk alan firma temelin atıldığı günden itibaren 06 Ağustos 2014 tarihine kadar inşaat çalışmalarını yürütmüştür. Firma ulaşım yolları, tüm kazı çalışmaları, memba-mansap batardoları, slurry trench, şaft, su alma yapısı, 604 metre uzunluğundaki derivasyon tüneli, dolusavak yapısını tamamlamıştır. Gövde dolgu çalışmalarının ise yüzde 80’lik kısmını tamamlayarak 06 Ağustos 2014 yılında taahhüdünde bulunan kısımları tamamlayarak inşaat alanında ayrılmıştır. Söz konusu barajın yapım işi için 06 Mart 2015 tarihinde 2. firmayla 310 gün süreli sözleşme imzalanmıştır. Bu firmada sözleşme süresince çalışmalarını yürütmüştür. Son olarak 3. firma ile 18 Aralık 2017 tarihinde 400 gün süreli sözleşme imzalanmıştır. 3. firma geriye kalan 650.000 m³ baraj gövde dolgusunu tamamlayarak önyüz betonarme betonu imalatları, dolusavak köprüsü, derivasyon – dipsavak tüneli tıkaç betonu ile cebri boru ve vanalara dair mekanik teçhizat temini ve montajı işlerini yapmayı taahhüt etmiştir. Pamukluk Barajı ile İçmesuyu İsale Hattı ve Sulama İsale Hattı arasındaki bağlantının kurulmasını sağlayan “Pamukluk Barajı Sulaması İletim Tüneli” 5 Ocak 2018 tarihinde tamamlanmıştır. Genel inşaat ise yüzde 92 seviyelerinde tamamlanmıştır. Ancak ihaleyi alan 3’üncü firmada belirlenen süre zarfında yapım işini tamamlayamamıştır. Firmanın şuanda ödenek sıkıntısı yaşadığını ve sahadan çekilmeye hazırlandığı yönünde duyumlar almaktayız. Pamukluk Barajı inşaatı adeta yılan hikayesine dönmeden, en azından ön yüzey betonlarının yıl içinde tamamlanması gerekmektedir. Küçük göletler için bile ödenek ayrılırken Mersin için bu kadar önemli olan bir proje 9 yıldır tamamlanamamıştır. Proje acil bir şekilde Mersinlilerin hizmetine kazandırılmalıdır.”
“SUSUZ HAYAT DÜŞÜNÜLEMEZ”
Hidroelektrik enerjinin dünyanın dönüştürülebilir en büyük elektrik kaynağı olduğuna vurgu yapan Engin, dünya çapında inşa edilen ya da inşa planları dahilinde yer alan sayının 2030'da iki katına çıkacağını söyledi. Türkiye’nin yeni santral sayısı açısından ilk beşte yer aldığını ifade eden Engin, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), tarafından ‘bugünün en büyük, tekli ve yenilenebilir elektrik kaynağı’ olarak tanımladığı hidroelektriği –hidroenerjiyi- ülkenin geleceği için daha aktif kullanılması gerektiğini kaydetti. Yeryüzünde susuz bir hayat düşünmenin mümkün olmayacağını hatırlatan Engin, “Günümüzde de içmesuyu ve sulamasuyunun önemini korumakta olup, su arzının giderek artan dünya nüfusunun taleplerini karşılayamaması ile suyun stratejik bir meta haline geldiğini görmekteyiz. Gelecekte su kaynaklarının kullanımı ve kalitesini etkileyecek en önemli faktör nüfus olacaktır. Dünyanın toplam nüfusu 2011 yılında 7 milyarı aşmıştır ve 2050’de ise 9,15 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bir başka deyişle 2050 yılına gelindiğinde, 2010 yılındaki dünya nüfusu, %30 oranında artmış olacaktır. Dünyadaki toplam yıllık gıda maddeleri üretimi, dünya tüketimin karşılayabilecek düzeydedir. Ancak, çeşitli bölgeler arasında kişi başına düşen üretim miktarı yönünden farklılıklar vardır.” dedi. Ekonomik gelişmenin yanı sıra tarım ve sağlık için de suyun dünya gündeminde ilk sırada yer aldığına değinen Engin, “Binlerce kişinin hayatına mal olan Covid-19 virüsü can almaya devam etmektedir. Bu virüsün en büyük düşmanı temiz su ve sabundur. Temiz su olmadan hastalıklardan korunmanın mümkün olmadığını tarih bir kez daha hatırlatmıştır. Onun için temiz su projelerimiz hızlandırılmalı ve ete kemiğe bürünmelidir. “ diye konuştu.
“TEMEL GIDA ÜRÜNLERİNİN İLK HASADI ÇUKUROVA HAVZASINDA YAPILIYOR”
Eski çağlardan günümüze kadar medeniyetin beşiği olarak adlandırılan bölgelerin her zaman su havzalarının yakınında kurulduğunu, medeniyetler suyun hayat verdiği topraklarda yeşerdiğini dile getiren Engin, tarih boyunca akarsulardan yararlanma imkanı bulan toplumların dönemlerinin en ileri medeniyetlerini kurduklarını, bulamayanların ise yurtlarını terk edip göç etmek zorunda kaldıkların hatırlattı. Başkan Engin, Çukurova havzasında yılın 12 ayı kesintisiz ürün üretiminin gerçekleştirildiğini ve yaş meyve sebze, narenciye, buğday, soğan, patates ve mısır gibi temel gıda ürünlerinin ilk hasadının bu bölgede yapıldığını anımsatarak, sulama suyunun önemine dikkat çekti. Koronavirüs salgınının tarımın ne kadar önemli olduğunu ve üzerinde ne kadar ciddiyetle durulması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Başkan Engin, “Tarım gıda yönünden büyük önem taşımaktadır. Tarımda üretim ve tedarik zincirinin mutlak suretle aksamadan sürdürülmesi için tarımsal sulama kaynaklarının arttırılması gerekmektedir. Bu nedenle Pamukluk Barajının tamamlanması Çukurova havzasının tarımına can suyu olacaktır. Tarımsal sulamada enerji maliyetlerinin önüne geçilecek bu projeyle ucuz sulama maliyetleri ile Çukurova havzasının tarımsal faaliyetlerini arttıracaktır.” dedi. Engin, tarihin toplumlara verdiği en büyük dersin su ve suyun doğru kullanımı olduğunu hatırlatarak, ekonomi, sağlık ve tarım için sekteye uğramış barajların bir an önce yapımının tamamlanması gerektiğini belirterek, “Pamukluk Barajının tamamlanması için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Bekir Pakdemirli ile tüm Mersin Milletvekillerimizin desteğini bekliyoruz.” şeklinde konuştu.