Seçer, bir radyo programında yaptığı açıklamada, korona virüs sürecinde belediye olarak yaptıkları çalışmaları aktardı. Korona virüs salgınında vaka sayısının azalma eğilimi göstermeye başladığını belirten Seçer, bu durumun vatandaşları rehavete düşürmemesi uyarısında bulunarak, tarihte, salgın hastalıklar karşısında yapılan hatalardan ders çıkarılması gerektiğini vurguladı. Seçer, “'Salgın bitti, hayat normale döndü' diye kendimizi salmamamız gerekiyor. Ciddiyetle uzmanların uyarılarına uymamız gerekiyor. Vatandaşlarımızı bu konuda sürekli uyarmak istiyoruz. Mersinli hemşehrilerim, bu süreci çok iyi taşıdı. Hepsine müteşekkiriz. Büyük sorunlar, sıkıntılar yaşadılar ama pandemiyle mücadele kurallarını ihlal etmediler. Bugün bir nebze olsun vaka sayısının azlığından mutluysak, onların sayesinde oldu. Bunları ciddiyetle devam ettirmeleri gerekiyor. Biz de belediye olarak görevimizi harfiyen yapmaya devam edeceğiz” dedi.
“200 BİNİN ÜZERİNDE GIDA TALEBİ OLDU”
Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak bu süreçte öncelikle vatandaşların hayatlarını idame ettirmeleri için gereken çalışmaları yaptıklarını ifade eden Seçer, “Mart’ın ortalarında bir kriz merkezi oluşturduk. Bütün talepleri oraya aldık. Çok yoğun bir gıda talebi oldu. Bizim çağrı merkezimiz ya da sivil toplum kuruluşları, muhtarlar aracılığıyla 200 binin üzerinde gıda talebi oldu. Pazartesi akşam itibariyle 103 bin 559 erzak paketi dağıtarak, bu taleplerin yüzde 50’sini karşılamışız. Bu önemli bir organizasyon. Kolay değil. Mart’ın ortalarında bu süreç başladı. Hemen bu alımları yapıyorsunuz. Tabi ki yakışır şekilde, el yordamıyla değil, vatandaşların yarasına merhem olma gayesiyle bunu yapıyorsunuz. Mersin merkez ve Tarsus’ta evlere 233 bin kişilik yemek servisi yaptık. Maske talebi çok fazla oldu. Belediyeler, maske bulmak ve maske imal etmek için çaba sarf etti. Biz de 300 bin maske dağıttık. Diğer taraftan 65 yaş ve üzeri olan, kronik hastalığı, engeli olan vatandaşlarımızın evde bakımını bu süreçte dikkatle yürüttük. Dezenfeksiyon işlemlerini suretle ve yoğun olarak yaptık" ifadelerini kullandı. Büyükşehir Belediyesinin tüm enerjisini ve kaynaklarını salgınla mücadeleye ayırdıklarını vurgulayan Seçer, “Artık restorasyon dönemine doğru gidiyoruz. İşyerleri açılacak, fabrikalar çalışmaya başlayacak, insanlar sokaklara çıkacak ama sıkıntılı günler devam edecek. Tedbirlerimizi alalım. Belediye olarak tedbir aldık. Ekonomik olarak kemer sıktık. Harcamalarda çok dikkatliyiz. Her kuruş bizim için değerli” diye konuştu.
“MECLİSTEN BORÇLANMA TALEBİM OLABİLİR”
Belediye Meclisini önümüzdeki günlerde olağanüstü toplayarak, bazı sosyal destek kararları alacaklarını belirten Seçer, belediyenin kiracısı olup da genelge uyarınca işyerini kapatmak zorunda kalan esnafın kapalı kaldığı sürenin ücretsiz olarak sözleşmeye ekleneceğini, işyerini kapatmak zorunda kalanlardan kira alınmayacağını, işyerini çalıştıran ancak iş hacmi düşenlerin kiralarının ise erteleneceğini söyledi. Seçer, su faturalarına da 3 ay boyunca gecikme faizi işletilmeyeceğini, 75 metreküp altında su kullananlara fatura tahakkuk edilmeyeceğini de vurguladı. Seçer, olağanüstü belediye meclisi toplantısında, hem Büyükşehir Belediyesi hem de MESKİ için bütçede öngörülen borçlanma kalemi uyarınca borçlanma yetkisi isteyebileceğini de ifade etti. Seçer, “Borçlanmaya çok ivedi ihtiyacımız yok. Mali dengeleri kurduk, mali disiplini sağladık. İyi durumdayız çok şükür. Şu an acil borçlanma ihtiyacım yok. Ama diğer parti gruplarıyla görüşüyoruz. Benim talep edeceğim, zaten bütçe denkliği için bütçede olan borçlanma miktarı. Ben farklı bir şey talep etmeyeceğim. Şu an için ihtiyacım yok ama gelecek aylar için tedbirleri almamız lazım. 30 büyükşehir belediyesinin gelir kaybı ortalama yüzde 50’nin üzerinde. Bütün bunları görerek, özellikle çalışanlarımızın maaşlarını ertelememe adına, bu tedbirleri almamız lazım. Zorunlu ödemelerimiz, banka ödemelerimiz var. Bunların tedbirlerini almamız gerekiyor. Bizimle alışveriş yapan esnafımızı, memurumuzu, kadrolu işçi ya da sürekli işçi statüsünde çalışan emekçimizi, mağdur etmek istemiyoruz. Kısa çalışma ödeneğine başvurmadık. Ücretsiz izne çıkarmadık. Bütün personelimiz tam maaşlı çalışmaya devam ediyor. Bütün bunları öngörerek, tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Temmuz ayına kadar olağan meclis toplayamıyoruz. Bütün bu şartları göz önüne alarak, hem MESKİ, hem de Büyükşehir Belediyesi için borçlanma talebim olabilir. MESKİ’nin geliri su bedelleri. Bunu da 3 ay tahsil edemeyeceğiz. Borçlanma alamazsak, personel giderlerimizi, elektrik faturalarımızı, temel, sabit giderlerimizi, olmazsa olmaz harcamalarımızı yapamaz noktaya gelebiliriz" şeklinde konuştu.
“BİRBİRİMİZE GÜVENEMEZSEK, MERSİN KAYBEDER”
Bütün partilerden belediye meclisi üyeleriyle görüştüğünü, meclis üyelerini bilgilendirdiğini ifade eden Seçer, “Onlar da diyaloğa açık, ben de diyaloğa açığım. ‘Evet oyu’ vereceklerse, benim onları ikna etmem lazım. 2020 Büyükşehir ve MESKİ bütçesine olur veren bir Meclis’in bu borçlanmaya karşı çıkması tırnak içinde söyleyeyim ‘abesle iştigal olur’. Siz bu bütçeye ‘evet’ dediniz. Bu bütçe içinde de bir borçlanma kalemi var. Ona da ‘evet’ dediniz. İş borçlanmaya gelince ‘hayır’ derseniz, teknik olarak bu yanlış. Ben böyle bir yanlışa düşüleceğini sanmıyorum. Kaçırdığım bir şey yok. Anlatıyorum, izah ediyorum. Makul olan borçlanmanın elimin altında durması. Meclisi temmuz ayına kadar toplayamıyoruz. Faizleri en uygun zamanda yakalamalıyız. Bu büyük bir sıkıntı. Bir de faiz oranları sürekli dalgalanma gösteriyor. Faiz giderlerinin en minimum olduğu noktada bunları yakalamalıyız ki, daha akılcı işler yapabilelim. Belediye başkanı borçlanma konusunda hesap verebiliyorsa, güvenmekte bir sıkıntı yok diye düşünüyorum. Onlar bana güvenmeli ki, ben hizmet yapmalıyım. Birbirimize güvenemezsek, Mersin kaybeder. Benim de onların güvenini suistimal etmemem gerekiyor. Bu bilinçte ve olgunlukta bir siyasetçiyim, bir insanım. Öyle bir endişem yok. Bazen Ankara rüzgarları sert esiyor. O rüzgar burada çok naif, akılcı davranan Meclis üyelerimizi çarpabiliyor. Geçen yıl bunu gördük” dedi. Belediyelerin ücretsiz ekmek dağıtmasının engellenmesiyle başlayan tartışmalarla ilgili olarak da konuşan Seçer, "Ekmek tartışması biraz siyasete döküldü. O ayrı bir tartışma ya da değerlendirme konusu. Kontrolümüzden çıktı. Üst üste de mecrasından çıkan suçlamalar olunca da iş farklı mecralara gitti. Zaten onu kabul etmem mümkün değil ama ben kenti germek istemiyorum. Ben hizmet etmek istiyorum. Bu tartışmaların yeri gelir, zamanı gelir, bir daha açılırsa bizim de söyleyecek iki çift lafımız olur. Ama şu anda ben bunu yapamam. Bu tartışmayı başlatan ben değilim. Yasaklara uymayan da ben değilim. Ben bu mücadele başladığı günden itibaren idarenin aldığı bütün kararlara saygıyla yaklaştım, belediyemi emirlerine amade ettim. Her çağrıldığım yere gittim. Ben bu konuda vicdanen de rahatım, yasalar karşısında da rahatım. Ondan kimsenin endişesi olmasın" ifadelerini kullandı.