Hüseyin KIRKGÖZ
Maliye Bakanlığı’ndan alacaklarını tahsil edemedikleri gerekçesiyle Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Salonunda basın açıklaması yapan medikal ve ilaç sektörünü artık dayanak güçlerinin kalmadığını ifade etti. Sektör temsilcileri adına açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Taş, “Sağlık sektöründe faaliyet gösteren, tıbbi malzeme, tıbbi cihaz ve beşeri ilaç ticareti yapan, kamu ile çalışan üyelerimiz uzun süredir alacaklarını tahsil etme konusunda problem yaşamaktaydı. Ne yazık ki bugün, üye firmalarımızın yaşadığı vadesi geçen alacaklarının tahsilat sorunu, ticarethanelerin iflasına sebep olacak boyuta gelmiştir. Aralarında şehrin köklü firmalarının da yer aldığı, yıllardır kamuya ürün ve hizmet veren, binlerce çalışana istihdam olanağı sağlayan, üreten, vergisini düzenli ödeyen bu üyelerimiz, Mersin ve Türkiye ekonomisinin önemli bir parçasıdır. Uzun süredir alacaklarını tahsil edememelerine rağmen pandemi sürecinde halkın ve hastane yönetimlerinin sorun yaşamaması için kesintisiz ürün ve hizmet vermeye devam etmişlerdir. Tahsilatlarda Kamu hastanelerinde 16 ay, üniversite hastanelerinde ise 3 yılı aşan gecikme; üyelerimizi finansal bir krizin içerisine sokmaktan öteye iflasla burun buruna getirmiştir. Bu durum sektörün geleceği ve varlığını devam ettirebilmesi açısından sıkıntılar oluşturmaktadır. Her platformda alacakların gecikmesinin sektörde kangren etkisi yarattığını ve ödemelerin yapılmasının üye firmalarımız için hayati önem arz ettiğini dile getirdik. Lakin çözüme dair yol alamadık” dedi.
“HİÇBİRİMİZİN BEKLEMEYE GÜCÜ YOK”
Maliye Bakanlığı’ndan feragat beklerken ‘Feragat’ kelimesiyle karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Taş, “Hepimizi heyecanlandıran ve yatırım yapma fikrini oluşturan fakat realiteye döndüğünüzde umutsuzca düşündüren söylemler. Sektör dışa bağımlılığından kurtulmak istiyor fakat üretim yatırımlarını yapabilmesi, Ar-Ge çalışmalarını yürütebilmesi için sektörün ticari faaliyetlerine devam edebilmesi gerekir. Firmalarımız sürdürülebilir bir büyüme planı yapamıyor, yatırım planlayamıyor, Ar-Ge’ye bütçe ayıramıyor çünkü alacaklarını zamanında tahsil edemediği için günü kurtaran politikalar üretiyor. Firmalarımız, yatırımı bırakın, varlıklarını devam ettirebilmek için istihdamı azaltmak ve küçülmek zorunda kalıyor. Sektör, alacaklarını tahsil edebileceği bir çözüm sunulmasını beklerken, Maliye Bakanlığı ile sektör temsilcilerinin yaptığı toplantılardan alınan duyumlar endişeleri artırdı. Daha önce 2018 yılında yaşadığımız feragat konusu yeniden gündeme geldi. Bu durum sektör temsilcilerinin ve aynı zamanda üyelerimizin de haklı tepkilerine sebep oldu. Feragat Konusu nedir? Önceki yıllar ihalelere giriliyor ve 180 gün vadeli şartnamelere imza atılıyor ama ödemeler bırakın 180 günü 15-20 ay yapılmıyordu. 2018 yılı öncesinde üniversite hastanelerinden tahsilatta gecikme yaşıyorduk. 5 yıla yakın gecikme yaşanmıştı ve hiçbirimizin beklemeye gücü kalmamışken feragat konusu gündeme gelince ülke ekonomisinde dalgalanmaları da düşünüp ödeme şartlarını kabul etmek zorunda kalmıştık. Şu anda Maliye Bakanlığı’ndan tekrar ilaç için yüzde 20, medikal ürünler için yüzde 30-60 arası alacağımızdan feragat etmemiz isteniyor. İhale Yasası, ihaleye konu olan alımların bütçesinin oluşturulmasını zorunlu kılarken, ihale tamamlandıktan sonra ödemelerin neden yapılmadığını anlamış değiliz. Çok düşük karlılıkla yaptığımız satışların tahsilatını yüzde 20-yüzde 60 feragat ile tahsil etmemizin talep edilmesi kabul edilemez. Öncelikle Feragat gerekçesi nedir? Bunu öğrenmek istiyoruz. Kamuoyuna firmaların fahiş kar elde ettiği algısı yaratılması tüm sektör temsilcilerimize yapılmış hakarettir. Öyle sanıyoruz ki Maliye Bakanlığı yanlış yönlendirilmektedir. Maliye Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın kullandığı Sistem üzerinde tedarikçilerin hangi ürünü kaça alıp kuruma kaça sattıkları net olarak görülmektedir. Bundan öte ürünlerin satış fiyatının üst limiti sağlık bakanlığı tarafından belirlenmektedir. Firmaların kamu hastanelerine veya üniversite hastanelerine SUT fiyatlarının üzerinde ürün satmaları imkan dahilinde değildir. İhale teklifleri bu limiti aşamaz. Bu durumda firmalardan yüzde 60’a varan feragat talebinin temeli neye dayandırılıyor, sektör olarak bunu merak ediyoruz. Özellikle medikal ürünlerde fiyat istikrarsızlığından bahsediliyor. Evet, fiyatta istikrar sağlanamıyor, neden mi? Çünkü üretimde ve ticarette dışa bağımlıyız ve dövizle alım yapıyoruz. Türk lirası sürekli değer kaybedip, kurlar hızla yükselirken sektörün fiyat istikrarını sağlayabilmesi beklenemez. Pandeminin yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda sektöre olumsuz etkisine ek olarak kamu alacaklarının ne zaman tahsil edilebileceğinin belirsizliği ve alacaklarından yüksek yüzde oranlarından feragat talep edileceği endişesi sektörü aşırı derecede tedirgin ediyor. Sektör temsilcilerimizin varlığını sürdürebilecek şansı kalmamıştır. Zamanında tahsil edilemeyen alacaklarından dolayı bankalara borçlanarak zaman kazanmaya çalışan üyelerimiz, tahsilatlarını yapamadıkları için banka borçlarını da ödeyemez hale gelmiştir” şeklinde konuştu.
“HER TARAFTAN FİRMALARIN ÇIĞLIKLARI YÜKSELİYOR”
Sağlık sektörünün, vergisini düzenli ve eksiksiz ödeyen ve Pandemi sürecinde mücbir sebep kapsamına alınmayan sektör grubu olduğuna dikkat çeken Taş, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tahsil edilemeyen tüm alacaklarımızın vergileri ödenmiştir, sektör olarak her zaman vazifelerimizi yerine getirmekten kaçınmadan, özverili çalışmalarımıza devam ettik ve devam etmek de istiyoruz. Ne yazık ki, Feragat söylemleri ile uzayan çözümsüz ortam firmalarımızı iflasla karşı karşıya getirecek niteliktedir. Pandeminin yoğunlaştığı ve 2. dalganın dünyanın bazı ülkelerinde başladığı ve bizde de yakında başlayacak olduğu dikkate alınarak, sektörün çöküşüne sebep olacak bu durumun ivedilikle düzeltilmesi gerekmektedir. Ülkenin Sağlık çalışanlarına ve sağlık ürünleri tedariklerine en çok ihtiyacı olduğu şu günlerde, Medikal ve ilaç tedarikçilerinin gecikmiş ödemeleri yapılarak ticari faaliyetlerinin aksamasının önü kesilmelidir. Aksi halde firmalarımız iflas ederken sağlık sistemi de çökecektir. Bakın! Sektör ölüm döşeğinde. Her taraftan firmaların çığlıkları yükseliyor. Firmalarımız devletten hibe -teşvik istemiyor. Hak edişlerinin, verdikleri ürün ve hizmet bedelinin, ödeme vadesi geçmiş alacaklarının ödenmesini talep ediyor. Maliye Bakanlığı ise; Paranı öderim ama anaparanın yüzde 20-yüzde60’ından vazgeç, 3 yıl beklemiş olabilirsin, vazgeçmezsen ödeme yok beklemeye devam edersin diyor. Denize düşen ve yüzme bilmeyen insana elindeki can simidini göstererek pazarlık yapmak gibi. Çölde susuzluktan ölmek üzere olan bir insana suya karşılık talepte bulunmak gibi. Sektörün gözünde bakanlığın önümüze sunduğu çözüm de aynıdır. Kamu tedarikçisi üyelerimize uzun süre ödeme yapılmayarak çıkmaza sürüklenip, ardından feragat konusunun masaya koyulması kabul edilebilir bir şey değildir. Feragat oranları da, feragatın kendisi de kabul edilebilir değildir. Firmalarımız 3 yıldır ödeme bekliyor ve alacakları zaten değer kaybına uğramıştır. Vade farkından vazgeçmek bile feragattır çünkü TL’nin değer kaybı yüksektir.”