Mersin’e yatırımcı akını var!


Mersin’in lojistikte sağladığı imkanlar nedeniyle yatırımcı akınına uğradığını ifade eden MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, “Çok yatırımcı var. Mersin’e bir yatırımcı akını var çünkü lojistik imkanları iyi. Artık herkes ihracat ve ithalat düşünüyor. Mersin Limanı burada olunca Antepli, Ankaralı, Konyalı firmalar yoğun şekilde Mersin’de yatırım yapma peşinde. Bizim son sürat bu yeni OSB’leri hayata geçirmemiz gerekiyor” dedi.

 

Tarih : 29 Eylül 2020 Salı 12:45

Adem GÜNEŞ

Mersin ve ülke gündemini değerlendiren Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin’in çok güçlü ekonomik kimliklere sahip bir şehir olduğunu söyledi. Mersin’in Demiryolu, denizyolu, tarım ve sanayi gibi birçok alanda güçlü bir lojistik şehir olduğunun altını çizen Kızıltan, “Her şeyden önce de büyük bir dış ticaret kenti. Mersin, her dönemde Türkiye’nin en iyi konumunda olan kentlerinden biridir. Ticaret ve ekonomide çok çeşitlilik olması en büyük avantajı. Pandemi nedeniyle zorda olan sektörler yok mu? Elbette var. Örneğin turizm. Tüm Türkiye’de bu sektör zor durumda. Eğitim ve hizmet sektörü de öyle. Ama çok çeşitlilik bulunması nedeniyle genel ekonomisine bakınca iyi durumda bulunduğunu söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.

“HERKES ÖNCE TÜRKİYE DEMELİ”

Ülkedeki siyasi polemiğin ekonomiye zarar verdiğini kaydeden MTSO Başkanı Kızıltan, “Ülkemiz içinde uğraşacak yapay siyaset konuları bulup çıkarıyoruz. Ayrışma, ayrıştırma en az pandemi kadar tehlikeli. Şu anda Türkiye’nin bir huzura, rahatlamaya ihtiyacı var. Bugün dört bir tarafımızda sorun yaşanıyor. En son Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırmasıyla kuzeydoğumuzda da hareketlilik oldu. Doğu Akdeniz, Ege, Karadeniz’de ülkemizin her tarafında dış mihraklı karışıklıklar var. Türkiye kalkınmasın diye çalışıyorlar. Türkiye kafasını kaldırsın istemiyorlar. Biz de bunlara uymayalım. Ülkemiz içinde kaynaşalım, rahatlayalım, birlik olalım, ayrışmayalım. Herkes önce Türkiye demeli. Benim partim, benim makamım dememeliyiz, hepimizin önceliği Türkiye olmalı. Hepimiz böyle düşünürsek her konuda anlaşırız. Gerçek sorunlarla uğraşmalıyız. Yapay sorunlarla uğraşacak zamanımız yok. İleriyi düşünerek hareket etmeliyiz. Bugün Türkiye tek yumruk olsa dış mihraklar denilen gelişmiş batı ülkeleri bize hiçbir şey yapamaz. Biz kendi aramızda birbirimize düştüğümüz için bunlar bu kadar rahat ediyor. Türkiye’nin genelinin ihtiyacı ne ise onunla uğraşalım. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar zamanında bir yol çizmiş ve o yolda ilerliyor. Siz bu yolu değiştirmeye çalışmayacaksınız, yok eskiye özlem, Osmanlı yönetimi vs. Bunlarla halkın kafasını karıştırırsak sorun yaşarız. Halkımız bunlarla uğraştırılmasın. Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni en güçlü hale getirmeliyiz ki tüm sorunlarımız çözülsün” dedi.

 “LOJİSTİKTE ÇOK GÜÇLÜYÜZ”

Mersin Limanı’nın kapasitesinin üzerinde çalıştığını vurgulayan Kızıltan, “İkinci bir limana mutlaka ihtiyaç var. Bizim lojistikçilerimiz, ihracatçılarımız da hinterlandımızdaki firmalar da istiyor. Gıda firmalarımız Mersin limanında o kadar çok yük trafiği var ki diyorlar, bizim yüklerimiz başka yüklerle karıştığında ürünlerimize kalıntı bulaşabiliyor. Bize ayrı liman kurulsa biz daha çok çalışabiliriz diyorlar. Denizyolumuz, karayolu ve demiryolumuz var bir tek havayolumuz eksik. Çukurova Bölgesel Havalimanı da yapılınca tüm bacaklar tamamlanacak. Ekim ayında üst yapı ihalesi yapılacakmış bu yapılınca 1,5 sene gibi kısa sürede bitirileceği öngörülüyor. Lojistikte bir sorun da belge sorunu çok sayıda belge isteniyor ve bir o kadar da para harcanması gerekiyor. Bunun da bir düzene girip kolaylaştırılması gerekiyor. Her sektör için maliyetleri azalttırmalıyız ki dış dünya ile rekabet edebilelim. Lojistikte çok güçlüyüz. İstanbul’dan sonra en güçlü araç filosuna sahibiz.  TOBB Başkanıyla Akdeniz Bölgeleri Oda Başkanları istişare toplantısı yaptık. Ben Suudi Arabistan konusunu yine hatırlattım. Gaziantep Oda Başkanı da bu konuda bilgi verdi. Onlar da aynı sıkıntıyı yaşıyor. Hatay Antakya TSO başkanı da aynı konuya değindi.  Bizim ihracat yaptığımız en büyük ülkelerden birisi Irak, Suriye de büyük bir Pazar olabilirdi. Ortadoğu’dan başka bu kadar çok kargaşa yaşanan, bu kadar çok kanın döküldüğü bir bölge var mı? Biz TOBB olarak Türk Arap Odalar Birliği toplantıları yaptık. Kuzey Irak’a gittik, oradan buraya heyetler geldi. Hep şunu söyledim. Bu coğrafya, burada yaşayan insanlarındır. Buradaki her sorunu birlik içinde çözelim. Eğer biz Ortadoğu’da birlik sağlayamayıp 3. ülkeleri karıştırırsak durum ortada. Ortadoğu dünyanın en zengin en refah içinde yaşanabilecek bölge olabilir ama 3. Ülkeleri karıştırmayıp sorunları kendimiz çözebilmeliyiz. Rusya’nın, Fransa’nın, Amerika’nın burada ne işi var. Ortadoğu’da eğitimin, kültürün artması lazım. Savaşlara harcanan paralar eğitime harcansa şu anda dünyanın en gelişmiş bölgesi olabilirdi” şeklinde konuştu.

“BANKALAR YETERLİ DESTEĞİ VERMEDİ”

Özel sektörün çok dinamik ve özverili çalıştığını ve kendi çözüm yollarını kendisinin bulduğunu kaydeden Kızıltan, “Özel sektör kendi yağıyla kavruluyor. Gerektiğinde öz kaynaklarını feda ederek çalışıyor. Bugün özel çalışmasaydı, sanayici çalışmasa, tarım sektörü üretmese, lojistik sektörü çalışmasaydı ne olurdu halimiz? Bu özveriyle direnen, ayakta kalan, ülkeyi ayakta tutan özel sektöre devletin her türlü desteği vermeli.  Bankalar da yeterli desteği vermedi. Gerçekten ihtiyacı olan insanlar alsın istedik ama olmadı. Çok büyük şikayetler geldi. İnsanlar bize de kızdı. Sanayicilerimiz işçi çıkarmamak için mücadele verdi. Devlet de birçok destek verdi tabi istihdamın kesintiye uğramaması adına. Çok yanlış bir eğitim sistemi var. Ara eleman ihtiyacı var. Mühendis arandığında yüzlerce kişi bulunuyor ama kaynakçı arandığında bulunamıyor. Yanlış eğitim politikası sanayinin de önünü kesti. Sırf istatistiklerde yüksek görünsün diye ülkenin her yerine üniversite açılıyor ve birçok mühendis mezun veriliyor. Ama teknik eleman yetiştiremiyoruz. Herkes üniversiteye gitmek istiyor. Literatüre yeni bir değim geldi. Ev gençleri oluştu. Üniversiteyi okuyup bitirmiş, iş bulamamış, ailesinin verdiği harçlıkla geçinen bir genç kitlesi oluştu. Bunlara iş bulamıyoruz. Eğitim kalitesi çok düşük, hiç planlama yok. İşsizlik yok plansızlık var. Nitelikli ara eleman bulunamıyor” dedi.

“BUGÜNE KADAR MERSİN OLARAK YATIRIMCI ARAMADIK. ONLAR GELİYOR”

Mersin’de OSB’lerin sayısının her geçen gün giderek arttığına dikkat çeken Kızıltan, “MTOSB’de ilk 2’si dolu. 3. Bölgede inşaatlar başladı. Yine 4. Genişleme alanı tamamlanıyor. 5. Genişleme çalışmasıyla ilgili de çalışmalar var. Tarsus TSO’nun belediye ile birlikte oluşturduğu bir Tarsus OSB var. Oranın yeri de çok güzel gelişmeye çok müsait. Bir de Tarım Ürünleri İşleme İhtisas OSB var. Erdemli’de bir tane planlanıyor. Silifke’de var o da genişledi. Mut’ta yapılıyor. Anamur’da planlanıyor yapılacak.  Çok yatırımcı var. Mersin’e bir yatırımcı akını var çünkü lojistik imkanları iyi. Artık herkes ihracat ve ithalat düşünüyor. Mersin Limanı burada olunca Antepli, Ankaralı, Konyalı firmalar yoğun şekilde Mersin’de yatırım yapma peşinde. Bizim son sürat bu yeni OSB’leri hayata geçirmemiz gerekiyor. OSB’ler kuruluyor ama yer seçiminde kamulaştırmada biraz geç kalınıyor. O kadar çok uğraşılıyor ki. Bir OSB alanı belirlendikten sonraki aşamalarında bürokrasi çok fazla. Süratle bu aşamaları çözüp altyapının hızla bitirilmesi gerekli. Bir taraftan altyapı yapılırken diğer taraftan yatırımcılar fabrikalarını kurmalı. Şimdi 3. OSB’de böyle yapılıyor. Bugüne kadar Mersin olarak yatırımcı aramadık. Onlar geliyor. Mersin imkanlarına bakan burayı bilir. Ama kentin sanayi arazisi kıt. Sanayi arazisini üretmek biraz zor. Böyle zor ürettiğimiz sanayi alanlarına nitelikli sanayiciyi getirmeliyiz. Orta teknoloji üzerinde, yüksek teknolojili, katmadeğerli sanayi tesislerini getirmeliyiz. Bunun için de kafamızı kaldırıp dışarı çıkmalıyız” şeklinde konuştu.

“MTSO OLARAK YENİ BİR YAPILANMAYA GİDİYORUZ”

MTSO olarak yeni bir yapılanmaya gittiklerini ifade eden MTSO Başkanı Kızıltan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Ticaret kısmımız ağırlıklı çalışıyor ama sanayi kısmı yıllardır belirli kalıplar içinde ilerlemiş, hizmet çeşidini artırmamış. Biz sanayi kısmını bir sanayi odası gibi çalıştıracağız. Yeni bir yapılanmamız oldu. Kendi binamızın zemin katında bir birim oluşturuyoruz. Bu birim içinde KOBİ Danışma Merkezi, Endüstriyel Tasarım Merkezi ve Yatırımcı Destek Ofisi olacak.  Yeni fikirleri olan insanlara hizmet verecek, küçük sanayicinin büyümesi için destek olacak, onlara yol gösterip öneride bulunacak 3 birim açıyoruz. Burada bizim mentörlerimiz olacak.  Üretim yapan bir KOBİ gelecek, kendisini daha teknolojik hale getirmek istiyorsa burada danışmanlık hizmeti alacak. Çalıştığı alandaki üretimde çok deneyimli emekli olmuş kişiler ya da akademisyenlerden oluşan mentör havuzundan birisi ile eşleştirilip tüm çalışmalarını bu merkezden yürütecek. Sanayicinin önemli sorunlarından birisi de teşvik sistemi. Bu sistem bölük pörçük Devlet bir yapılanmaya gitti ve bir yerde toplandı. Artık bana en uygun teşviki bakıp bulabileceğim. Bizim KOBİ Danışma Merkezimiz de bu konuda hizmet verecek. KOBİ’nin gelip fikrini anlatacağı, uzmanlarımızın bilgisayar ortamında bu fikrin tasarımını yapacağı bir Endüstriyel Tasarım Merkezi’miz olacak.  Yatırımcı Destek Ofisine gelince, Mersin’de yeni yatırım alanlarına yönelik çalışacak. Mersin’de neler üretilebilir, buradaki ürünleri işleyip katmadeğeri sağlayacak neler üretilebilir çalışıp yatırımcıya bu fikirleri sunacak. Yatırım alanları, araziler bazında belirlenecek. Mut, Antepfıstığı üretimine başlamış. Bunları soyup kırma tesisleri kurulacak. Zeytin üretimi, kayısı üretimi, Anamur’da muz, Silifke’de çilek üretimi. Biz bunları işleyip nasıl katmadeğer sağlanabilir. Yatırımcıya bu önerileri götüreceğiz.  Çalışmalarımızı daha verimli sürdürebilmek adına Sanayi Danışmanı olarak Prof. Dr. Yusuf Zeren ile çalışmaya başladık. Durmuyoruz. En küçük bir lokantanın sorunuyla da bir lojistikçinin sorunuyla da sağlık sektörünün sorunuyla da eğitim sektörünün sorunuyla da turizmcinin, inşaatçının sorunuyla ilgilenirken bir yandan da bu tür çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sanayicimiz artık ihracat yapma peşinde. Teknolojiyi yoğun kullanıp yenilikleri yakından takip edebilmemiz lazım. Bunun için de üniversite sanayi işbirliğini geliştirmeliyiz. Bizim teknolojimizin gelişmemiş olma sebeplerinden birisi bu işbirliğini yeterince oluşturamamamız. Biz bu sorunu çözmek için de hocamızı aldık ve bu konuda da önemli adımlar atacağımızı umuyorum.   Sanat da önemli. Mersin kaliteyi hak ediyor. Bir hafta çok yoğun çalışmış bir sanayici ya da satış müdürü, lojistik firmasının operasyon şefi bir hafta sonu güzel bir ortamda güzel bir müzik dinlediğinde pazartesi işe daha şevkle gidecektir. Bizim Devlet Opera ve Balemizin binasının bakıma ihtiyacı var. Sanata, kültüre çok önem vermeliyiz. Kendimi tüm Mersin’e hizmet veren bir kişi olarak görüyorum ve bundan da gurur duyuyorum. Mersin her zaman en iyisine layık bir şehir. Mersin’e güvenelim, Türkiye’nin en yaşanabilir kentlerinden birisi. Mersin’e güvenelim, elbirliği ile Mersin’i dünyanın en gözde şehirlerinden biri haline getirelim.”

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA