Necdet TAŞ
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Mersin'de yatak doluluk oranı yüzde 58, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 84” açıklaması yaparak Mersinlileri kurallara uymaya davet etmiş ve Mersin’in yüksek risk altında olduğunu ifade etmişti. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) salgının geldiği nokta, Mersindeki vaka artışları ve alınması gereken acil tedbirler konusunda basın açıklaması yaptı.
Sağlık çalışanları adına açıklama yapan SES Mersin Şube Eş Başkanı Özge Göncü, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı verilerin gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, “Mersin Yüksek Risk Altındadır. Bu uyarılarımız tarihe not düşülmelidir. Sağlık bakanının Pazar günü sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla Mersin’in yüksek risk altında olduğu, vaka artışında ülke çapında ilk 5 il arasında olduğu resmiyet kazandı. Sayın bakan Mersinde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 74 demiş olmasına rağmen bizler ve hasta yakınları yoğun bakım ve de servis yataklarında doluluğun yüzde 100 olduğunu, acil servislerde boş yatak bekleyen hastalar olduğunu gayet iyi biliyoruz. Yanılmak istiyoruz ancak Mersinde Günlük pozitif hasta sayısının bin 500 civarı, Covid kaynaklı Ölüm sayısının 20’den fazla olduğunu biliyoruz. Acilen tedbirler alınmaz ise, bu hızla Mersin’de salgın sonuna kadar yüzlerce hatta dilimiz varmıyor ancak binlerce vatandaşımızı kaybetme riskimiz var” ifadelerini kullandı.
“GERÇEKLER GİZLENİYOR”
“Küresel çaptaki bu salgının yönetilmesinin kolay olmadığının farkındayız ilk günden bu yana söylediklerimizin gerçekliği teker teker kanıtlandı. Korkarız ki gerçeği gizlemeyi maharet bilen, liyakat yerinde sadakatle atanmış yetkililer, bu gün söylediğimiz gerçekleri yarın kabul etmek zorunda kalmaya devam edecekler. İl ve ülke yöneticilerini, tekrar sivil toplum ve meslek kuruluşlarıyla birlikte çalışmaya çağırıyoruz” diyen Göncü, “Siz koltuklarınıza gömülüp, pahalı kalemlerinizle kararlar imzalarken, evde küçük çocuğunu yalnız bırakıp 24 saatlik nöbeti tulum içinde geçiren, 20-30 covid hastasıyla gece sabaha kadar tek başına çalışan, her nöbette 1 litre ter boşaltan hemşirelerin size ulaştıramadıkları feryadını bizler dinliyoruz. Söylediklerimizi dikkate almanız, tarih önünde vereceğiniz hesabın acısını biraz olsun dindirecektir. Aralık 2020 nin ortasında olduğumuz şu günlerden bakıldığında; aşının yılsonunda dahi yaygın uygulaması mümkün görünmemektedir. 3-4 aydan önce alarm düzeyini düşürecek seviyede etkili olması da zor görünmektedir. Ne yazık ki aşı konusunda verilen sözlere de inanmakta güçlük çekiyoruz. Bol keseden milyonlarca doz aşı anlaşmaları taahhüt edilse de anlaşmaları görmedikçe tedarikçilerden onaylanmadıkça liyakatli halk salığı uzmanlarınca rıza verilmedikçe içimiz rahat etmeyecektir. İşi bildiği için değil 'işini' bildiği için makam verilen yöneticilerin, salgının başlangıcında üç beş maske dağıtımında ortaya koydukları fiyaskoyu aşı temini ve dağıtımı konusunda da yapmalarından endişe etmekteyiz” şeklinde konuştu.
“KISITLAMA YETERLİ DEĞİL”
30 Kasımda alınan, gece 21.00 sabah 05.00 arası komik ve anlamsız sokak kısıtlaması ile hafta sonu çalışanlar hariç tatilde olanları eve kapatan kısıtlamanın yeterli olmadığını savunan Göncü, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Mersin gibi yüksek riskli illerde en az 14 günlük tam karantina uygulanmalıdır. Avrupa’nın kıskandığı Büyük Ülkemizin, bu karantina süresince insanların kayıplarını karşılayacak gücü vardır. Yoğun Bakım doluluğunu ve yetersizliğini aşmak için; Eski Mersin Devlet Hastanesi ve Eski Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinin derhal servis hastası kabul edebilecek düzeyde geçici/acil bakım-onarımları yapılmalıdır. Bir kısım özel hastaneler, ücretleri SGK tarafından ödenmek üzere Covid hastalarını kabule hazır olmalıdır. Mersin başta olmak üzere, tüm ülkede, mezun durumdaki tüm sağlıkçılar ve haksız hukuksuz olarak işinden edilen KHK’lılar göreve çağrılarak sağlık çalışanı eksikliği ivedilikle giderilmelidir. Yeterli personel atanarak, Covid hastaları için refakatçi alınması uygulaması derhal sonlandırılmalı,hem bu refakatçi kişiler riske atılmamalı ve refakatçi değişiğimi ile hastalık bulaştırmaları engellenmelidir. Tüm kamu görevlileri günde 6 saat çalışırken günde 8 saatten de fazla çalışan, 16 ve 24 saatlik nöbetler tutan sağlık çalışanlarının, insanüstü çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ödenmelidir. Nöbet sürelerini uzatıp, personeli riske atmak ve hizmet kalitesini düşürmek yerine vardiyalar 6 saate düşürülüp 4 vardiya sistemine geçilmelidir. Bu aşamada artacak olası ulaşım ihtiyacı artışı için İl Sağlık Müdürlüğü tarafından planlama yapılmalıdır. Kamu ve özel tüm yurtlar, semptom göstermeyen Covid + hastaları için ayrılmalı, bu kişiler tam karantinaya alınmalıdır. Sağlık çalışanlarından, idarecilerin, son zamanlarda panik halde oldukları, çalışanlar üzerinde baskıların arttığı, denetim adı altında çalışanlara mobbing uygulandığı, insanlık dışı çalışma şartları dayatıldığı bildirilmektedir. 16-24 saatlik nöbet süresince görev yerinden ayrılmanın yasaklanması, yemeğe giden personelin geri çağrılması gibi utanç verici uygulamalara dair haberler gelmektedir. Sağlık çalışanları hızla tükenmektedir. Koşullar normalleştiğinde bu davranışlarının hukuk önünde hesabını vereceğini hiç kimse unutmamalıdır. Tedbirlere uymadıkları gerekçesi ile Covid + çıkan sağlık emekçilerine disiplin işlemi uygulamak gibi tarihe geçecek garabet uygulamalarına son verilmeli bunun yerine iş barışını koruyarak, sağlık çalışanlarının ruh sağlığını koruyacak ve çalışma koşullarını düzeltilecek yapısal çözümler üzerine çalışılmalıdır. Sağlık çalışanlarının çocukları için kreş açılmalı, ayrıca her iki ebeveyni çalışan veya tek ebeveyni olan çocukların ebeveynlerinden birine idari izin verilmelidir.”