Necdet TAŞ
Mersin’in Erdemli ilçesinde deniz kaplumbağalarının üreme alanı ile birlikte koruma altında bulunan, kum zambaklarına yaşam alanı olan 83 dekarlık Alata sahili bölgesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sit alanı ilan edildi. Ancak geriye kalan kısmının ne olacağı ile ilgili ranta gideceği kuşkuları var. Mersin Çevre ve Doğa Derneği ve STK’lar Alata nın geri kalan kısmının ranta kurban edilmemesi için Kongre Merkezi Mersin Kent Konseyi toplantı salonunda bir basın açıklaması yaptı.
ASLAN: “BÖLGE 1. DERECE SİT ALANI KONUMUNDA”
Burada konuşan Mersin Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Sabahat Aslan, “Gezegenimiz küresel ısınma ve iklim ile karşı karşıyadır. Ülkemiz iklim krizi yüzünden kuraklık tehdidi yaşıyor. Susuz yaşam tehlikesi bizi bekliyor. Su biterse hayat biter bilinciyle bundan sonra bilimsel metotlarla yaşam alanlarımızı korumamız ve iklim krizine karşı mücadele etmemiz gerekirken ülkemizde genel olarak ne yazık ki sürdürülebilir gelişme adı altında kültür varlıkları tabiat varlıklar sit ve koruma alanları ranta kurban edilmektedir. Rant politikaları ile kentimizde yaşam alanlarımız vahşi madencilik, kirli teknolojiler, endüstriyel tarım ve hayvancılık yüzünden talan edilerek kirletilmiştir. Bölgemizin akciğerleri ülkemiz ve kentimiz için çok önemli araştırmalar yaşan ve bir laboratuvar niteliğini taşıyan Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünün yeri 1. Derece doğal sit alanıdır. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünün görev alanı göller yöresi dışında bütün Akdeniz bölgesini kapsamaktadır. Ana göre başlıkları ise meyvecilik, bağcılık, sebzecilik, süs bitkileri, tıbbi aromatik bitkiler, toprak su kaynakları ve arıcılık olarak belirlenmiştir” ifadelerini kullandı.
“MERSİN HALKININ ALATAYA SAHİP ÇIKMASINI BEKLİYORUZ”
“Kurumun çalışmaları verim ve kaliteyi geliştirmek, tohumluk üretmek, fidan temin etmek, toprağın verimlilik potansiyelini belirleyerek, uygun gübreleme teknikleri geliştirmek, su kaynaklarını korumak ve rekolte tahmin raporları hazırlamak işlerdir” şeklinde konuşan Aslan, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ülkemiz ve kentimiz için çok önemli bir işleve sahip olan Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünün yerinin tamamının koruma alanı iken, son zamanlarda alanın koruma bütünlüğü bozularak sadece 83 dekarlık alanının koruma altına alınmasının nedeninin madecilik, kirli teknolojiler, endüstriyel tarım, hayvancılık ve imar rantının olmamasını diliyoruz. Yetkililerden Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünün yerinin koruma bütünlüğün bozacak olan ve sadece 83 dekarlık alanın koruma altına alınmasının nedenlerinin açıklanmasını istiyoruz. Alata hepimizin, ranta kurban edilmesine izin vermeyeceğiz. Alata’nın korunması için bundan sonra da derneğimiz demokratik ve hukuksal mücadele etmeye devam edecektir. Mersin halkının Alataya sahip çıkmasını bekliyoruz. Alata bütünsel bir alandır. Büyük bir kısmı Birinci dereceden sit alandır. Doğal site alanı sadece 83 dekarlık bir alanı kapsamıyor. Daha büyük bir alanı kapsıyor ve birçok endemik bitki yetişiyor. Bu anlamda Alatanın bütünlüğünün bozulmaması için yargıya başvuracağız. Bizlere gelecek cevaplara karşın bizler de bu konuda hareket edeceğiz.”
BURAKGAZİ: “NE OLACAK GERİYE BU ARAZİ?”
Mersin Kent Konseyi Başkanı Faik Burakgazi ise, “2 milyon 660 bin metre kara alanın 80 bin metrekaresi özel korumaya alındı. Burası sit alanı olarak değerlendirelecek bu kadar. Dışarıdan bir vatandaş bu kararı değerlendirirken ne anlar? Benim bu kararda anladığım bu 80 bin metrekareyi bir kenara koyacağız. Zaten kararnamenin ekinde nasıl çizildiği de belirlenmiş durumda. Geri kalan arazi alanı iki milyon metrekaredir. Ne olacak geriye bu arazi? Tüm mesele burada, sayın Cumhurbaşkanı veya ilgili bakanlar bu konuda açıklama yapmalı. Cumhuriyet tarihi boyunca koruna gelmiş bir araziyi eşi benzeri olmayan bu araziyi, 3 bin 600 metre sahil uzunluğunda bir arazi bu. Ne kadar önemli bu, nerede görülmüş bu kadar uzunluğa sahip bir sahilde hiçbir engeli olmayan kullanılabilir bir arazi? Cumhuriyetin bir değeri buraya saha önce üniversiteler yapalım denildi. Zirai alanda toplumu aydınlatacak olan Alata böyle bir misyona sahiptir” dedi. Mersin Çevre ve Doğa Derneği ikinci Başkanı Kenan Hoplar da, “ Türkiye’de bir tarım üniversitesi yok. Hollanda Konya’dan oldukça küçük olmasına rağmen beş tane tarım üniversitesi var. Ekolojik ve toprak yapısı uygun olmadığı halde buna sahipler. Tarımın yok edildiği ülkemizde, tarımın anavatanı olması gereken ülkemizde burası tarımsal gelişme için öncü bir rol de oynayabilir ve bir tarım üniversitesi olmalı. Bu konuda toplumsal dinamikleri zorlamak gerekiyor” diye konuştu.