Haber Merkezi
2021 Yılının ‘Uluslararası Sebze-Meyve Yılı’ ilan edilmesine" ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, “Dünya genelinde yaşanan virüs salgınıyla birlikte bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen ve bilimsel araştırmalar ile de tavsiye edilen meyve ve sebzeler özellikle son bir yıldır oldukça fazla talep görmektedir. Nitekim, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kararı ile 2021 yılı “Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı” ilan edildi” dedi.
SEKTÖRE EN ÖNEMLİ KATKI MERSİN’DEN
Türkiye’nin dünya sebze üretiminde dördüncü, meyvede üretiminde ise altıncı sırada olduğuna dikkat çeken Özdemir, “Ülkemizin tarım ve gıda alanında sahip olduğu potansiyel çok fazla. FAO (2019) verilerine göre Türkiye dünya sebze üretiminde dördüncü, meyvede ise altıncı sırada yer alıyor. İhracat açısından analiz edildiğinde ise ülkemiz miktar olarak, dünya meyve ihracatında sekizinci, sebzede ise dokuzuncudur. Kayısı, incir, fındık, haşhaş tohumu ve ayva ürünlerinin hem üretiminde hem de ihracatında lider pozisyondayız.
Diğer yandan, meyve ve sebze tüketimi ülkemizde dünya ortalamasının üzerindedir. Dünyada kişi başına düşen sebze tüketimi 141 kg iken, ülkemizde 230 kg seviyesindedir. Meyvede ise kişi başına düşen dünya tüketimi 77 kg, ülkemizde ise 128 kg’dır. Ayrıca, TÜİK verilerine göre hem meyvede hem de sebzede kendi kendine yeten bir ülkeyiz. Ülkemizin bu performansına katkı sağlayan illerin başında ise Mersin gelmektedir. TÜİK verilerine göre Türkiye meyve üretiminin yüzde 11’ini (2.5 milyon ton) karşılayan kentimiz bu alanda ilk sırada yer almaktadır. İlimiz ayrıca Türkiye sebze üretiminin de yüzde 8’ini (2.4 milyon ton) sağlamaktadır ve ülke genelinde üçüncü konumdadır. İhracat tarafında ise AKİB istatistiklerine göre ülkemizin 4.3 milyon ton düzeyindeki yaş meyve ve sebze ihracatının yüzde 27’sini (1.2 milyon ton) Mersin gerçekleştirmektedir. İlimiz bu oran ile Türkiye genelinde ilk sırada yer almaktadır” ifadelerini kullandı.
“GELECEKTE ÇOK DAHA STRATEJİK BİR SEKTÖR OLACAK”
2021 Uluslararası Meyve ve Sebze Yılının fırsata çevrilmesi gerektiğinin altını çizen Özdemir, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Öncelikle bu süreçte her iki ürün grubunun da sağlık yönüyle faydalarına dikkat çekilmesi gerektiği kanısındayım. Gerçekleştirilecek olan tanıtım ve bilgilendirme çalışmaları ile meyve ve sebze tüketiminin başta genç nesillerimiz olmak üzere özendirilerek artırılması gerektiği kanaatindeyim. Ayrıca hem ülke hem de Mersin olarak meyve ve sebzede sahip olduğumuz potansiyeli çok daha etkin değerlendirebiliriz. Doğru projeksiyonlar ile Türkiye dünyanın meyve sebze merkezi, Mersin de bu alanda ülkemizin lokomotifi olabilir. Örneğin Hollanda meyve ve sebze üretiminde ilk yirmi ülke arasında dahi değildir. Buna karşın, yüksek katma değerli ürün yaratma becerisi sayesinde meyve ihracatında üçüncü ve sebzede dördüncü konumdadır. Bu bağlamda ülkemizde uygulanan mevcut politikaların yeniden ele alınarak başta verimli bir üretim planlaması olmak üzere, yüzde 50’ye varan ürün kayıplarından hastalıklar ile mücadeleye, üretim maliyetlerinden destekleme ve ihraç pazarlarına kadar geleceğe yönelik her adımın analiz edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu sayede önümüzdeki yıllarda şimdikinden de stratejik hale gelecek tarım ve gıda sektöründe, sebze ve meyve alt dalında, konumumuzu daha da güçlendirip, rekabetçi yapımızı artırabileceğimiz fikrindeyim.”