Necdet TAŞ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan Sun TV’de Kemal İstek’in hazırlayıp sunduğu Kent ile Yaşam programının canlı yayın konuğu oldu. Programda konuşan Kızıltan, yaptığı ziyaretlerle esnafa ve iş dünyasına moral verdiğini ifade ederek, “Karamsarlık umutsuzluk bir nebze var. Var ama Ticaret ve Sanayi Odası gibi bir kurumun başındaki kişinin ziyaret etmesi insanların psikolojisini düzeltiyor. Belki biz gelmeden önce akıllarını çok farklı sorunlar meşgul etmiştir ama bizim o anda gülümseyerek, samimi bir tavırla yanlarına gitmemiz bir anda moralleri düzeltiyor. Bunu hissediyorum” dedi.

“KENTİN İHTİYAÇLARINI GÜNDEME GETİRİYORUZ”

 Mersin iş dünyasının, Mersin Valisi Ali İhsan Su, milletvekilleri ve belediye başkanları birlikte Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ı ziyaretini değerlendiren Kızıltan, “Konuları, kentin ihtiyaçlarını sürekli gündemde tutmak belki baskıcı bir görüntü sergiliyor ama bunu gayet uygar şekilde yapıyor, kentin ihtiyaçlarını gündeme getiriyoruz. Ankara’ya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Ticaret Borsası, Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı, bizim Meclis Başkanımızla başkanlar düzeyinde, iş dünyası STK’larından MÜSİAD, MESİAD, TURAB, MERYAP, MESBAK, Mersin Ekonomi Platformu Dönem başkanı hep birlikte gittik. Orada amaç Lütfi Beyi kutlayıp başarı dilemekti. Lütfi Bey bu tür gelen heyetleri kutlamayla geçiştirmez. Hemen toplantı düzeneği şeklinde organizasyon yapmış. Elinde kalemi not defteri yanında danışmanları. Cumhur İttifakı Milletvekilleri vardı. Sayın Valimiz Ali İhsan Su başımızdaydı. Neler söyledik derseniz. Önce hizmet sektöründe zor durumda kalan işletmelerin talepleriyle ihtiyaçlarıyla ilgili durumu aktardık. Sektörün, çalışıp para kazanıp kendimizi kurtaralım talebini ilettik. İlgili komitemiz 34 maddelik yönetmelik hazırladı. HES kontrolü ile başlayan bir dizi tedbirler, kurallar içeren bir yönetmelik hazırladı onu sunduk” ifadelerini kullandı.

“KÜÇÜK ESNAF BİTMEK ÜZERE”

Kısıtlamalar nedeniyle özellikle hizmet sektörünün büyük sıkıntılar yaşadığına dikkat çeken Kızıltan, “Uçaklar, AVM’ler tıklım tıklım dolu. Birçok yerde toplantılar yapılıyor. Hizmet sektörünün yapacak başka bir şeyi yok. İşletmelerin mevcut birikimleri Mart ayından bu yana eridi. Onların yanında çalışan insanlar da işsiz. Kredi verilse de işin altından kalkamayız çalışıp para kazanmalıyız diyorlar. Vergi borçlarını Cumhurbaşkanı açıkladı. Vergi borçları üzerimizden kalksın, borçlar silinsin talepleri de var çünkü birçoğu ortam düzeldiğinde ayağa kalkamayacak. Restoranlar için başta bir serbestlik yapıldı kimse kurallara uymadı. Biz bunu önlemek için kurallar silsilesi ortaya koyduk. Sıkı bir denetimle restoranlar açılabilir çünkü denetim yapılacak ve ceza alabileceğini bilecekler. Korona ile mücadele yöntemi sosyal mesafe. Bazı yerlerde lokantalar, kafeler sosyal mesafeye uyulmuyor gerekçesiyle zorunlu kapatıldı. Çok dikkat ediliyor. Ama başka yerlerde kalabalık toplantılar yapılıyor. Buna bir standart getirilmeli. Sosyal mesafe deniyorsa herkes uyacak. Pandemiden sonra çarşı ve pazarlar şenlenecektir. AVM’lere şu anda pek girilmiyor. İnsanlar alışverişi özledi. Dijital alışveriş illa ki devam edecek ama belirli bir yaş üzerindeki insanlar dışarıda dolaşmak isteyecek. Her işletme dijital satışlarla doğrudan satışlarını bir arada yürütmeli. Pandemi sürecinde bizim sanayicimizin ne kadar dinamik ne kadar çabuk değişen üretimler yapabileceğini gördük. Bir mobilyacı direkt maske yapıyor, konfeksiyon fabrikalarımızın birçoğu bir anda maske yapabilir hale geldi. Raf ve stant sistemleri yapan üç kardeş var. Onları ziyaret ettim. Satışları nasıl yaptıklarını sordum. E ticaret sitesi kurduklarını söylediler. Ummadıkları şekilde satışlarının arttığını söylediler. İnsanlar artık yeniliğe açık. Yeter ki önleri açılsın. Turizmi hizmet sektörü içinde değerlendiriyoruz. Pandemide en büyük zararı gören kesimlerden birisi turizm. Oteller, turizm acenteleri büyük kan kaybetti. Elbette süreç bitecek. 6 ay sonra mı bir sene sonra mı 3 ay sonra mı bilmiyoruz.  Yere çökmüş durumda olan turizm sektörümüzü ortamın düzeldiği güne şimdiden hazırlamalıyız. Bunu da devlet yapacak. Biz bunu her ortamda dile getiriyoruz. Düşünün, bir senedir hiç iş yapmamış bir otel var. Üstelik pandemi öncesinde otelde yenileme işlemine başlanmış. Kredi alınmış sermayesini o işe harcamış, birden pandemi geliyor ve bir sene de üzerine iş yapamıyor. Orada çalışan bir sürü deneyimli personel var. Onları da muhafaza etmesi gerekiyor. Bu adam tükenmiş durumda. Piyasa açıldığında nasıl ayağa kalkıp hizmete devam edecek. Devletin burada çalışma yapması gerekli. Ne kadar firma var. Bu firmaları nasıl bir destekle ayağa kalkabilir hale getiririz diye çalışmalı. Hadi izin verdik çalışabilirsiniz dendiğinde bir çoğu otelini açamayacak durumda” diye konuştu.

“POLİPROPİLEN TESİSİ, KONTEYNER LİMANI YAPILMASININ DA ÖNÜNÜ KESİYOR”

Karaduvar’a kurulması planlanan Polipropilen tesisinin konteyner limanına engel olacağının altını çizen Kızıltan, “Polipropilen tesisi yapılması için endüstri bölgesi ilan edilmesi serbest bölgenin genişleme alanını yok etti. Bu da Mersin’de istenmeyen bir yatırım. Bu konuyu da Hazin ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’a arz ettik. Polipropilen tesisi yapılması konteyner limanı yapılmasının da önünü kesiyor. Lütfi Bey Havalimanı hakkında da bilgi verdi. Artık bu kesin bitirilecek. Üst yapı yapılacak ihalesi yapıldı. İhaleyi alan nispeten güçlü bir firma. Odalar Birliği camiasından gelen bir arkadaşımız grubun başkanı. Mersin bize güvensin diyor. Söz verdiğimiz sürede bitireceğiz diyor. 2022 tarih olarak verildi.  Devlet Mersin’e konteyner limanı için yatırım sözü verdi. Kentte yapılacak bir devlet yatırımı da olsa kentin dinamikleri o süreç içinde olmalı. Projeler katılımcı şekilde değerlendirilmeli. Büyük bir turizm yatırımcısı Kazanlı tarafında büyük bir turizm yatırımı için girişimlerde bulundu.  Mersin Kamuoyu birlik olsun, değerlerine sahip çıksın, Mersin kendisine, gücüne güvensin. Mersin, Türkiye’nin dünya çapında bir kentidir. Mersin’i başka kentlerle karşılaştırmayı sevmiyorum. Mersin, karşılaştırılan her şehirden daha üstündür. Mersin’e ve gücüne güvenin. Ancak böyle gücümüzü ortaya çıkarabiliriz. Bir de kamuoyu lütfen kent sorunlarına yönelik tek yürek olsun. Ben herkesle birlikte olmaya hazırım yeter ki Mersin’e iyi şeyler yapılsın. Konteyner Limanıyla ilgili Alata ile ilgili tüm Mersin birlik olup sesini çıkarsın. Artık hiçbir il, hiçbir şirketler grubu Mersin’e karar verilmiş yatırımı çevirmeye çalışmasın diye beyanatlarımız çıktı. Adana ile de görüştük. Zamanında Çukurova Havalimanı için muhalefet edildi konu uzadı bölge zararlı çıktı. Gelin bölgeye yapılacak yatırımlarda birlikte hareket edelim dedik. Bizim mevcut limanımız var. Lojistik faaliyetler o kadar arttı ki artık bu liman kapasitesi üzerinde çalışmaya başlıyor. Bu durumda fiyatlar yükseliyor, bekleme süreleri artıyor. Bizim lojistik firmalarımız ve ihracatçılarımız bu durumdan çok dertliler. Liman, dökme yükü kabul ettirmekte zorlanıyorlar. İkinci konteyner limanı da bu kapasite düşünülerek planlandı. İkinci konteyner limanı yapılınca Mersin, Türkiye’nin en büyük lojistik merkezlerinden biri olacak.  Mersin’de her türlü altyapı var. Gümrük konusunda, lojistikte deneyimliyiz. Denizcilik konusunda güçlüyüz. Burada konuşlanmış lojistik firmaları, gümrük firmaları var. İhracatçılarımız var. Bazı yüklerin büyük oranda başka limanlara kaydırılması durumunda buradaki firmalar gidip o limanlarda şube açmak zorunda kalıyor ve işleri ikiye bölünüyor. Bu sorunlar yaşanmamalı. Serbest Bölgede devlet kendi hisselerini özelleştirme yoluyla sattı. Şimdi MDTO’nun hisseleri vardı devletin hisselerini satın alan gruba o da hisselerini sattı. Kontrol tamamen özel sektöre geçti. Orası da ticari bir şirket, kamu kurumu değil. Özel şirket de kendisine has kurallar ortaya koyup işletiyor ama ticari hacminde çok bir değişim yok” şeklinde konuştu.