Yazılı bir açıklama yaparak gündemi değerlendiren Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, "Ticaret olanaklarıyla sektör çeşitliliği olan bir kent. Türkiye’de bu kadar çok sektörel çeşitliliğe sahip nadir kentlerden biridir. Kentimizdeki tüm sektörler Mersin’in doğal sektörleridir, zorlama sektörler değildir. Daha önemlisi tüm bu sektörlerin neredeyse tamamı kendi başına iddialı, güçlü, biri diğerine feda edilemeyecek kadar önemli sektörlerdir. Bu anlamda Mersin, yeni sektör yaratma aşamasını geçmiştir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak amacımız; tek bir sektöre dayanan kentlerin veya sektör ve iş yaratma sıkıntısı çeken bir çok kentin aksine, çabamız var olan sektörlerimizi daha verimli hale nasıl getiririz, var olan sektörlerimizi dijital, yüksek teknolojili dünyaya nasıl entegre ederiz, bu sektörlerimizi ihracata nasıl entegre ederiz çabasıdır. İnsan kaynağımızı bu vizyona paralel yetiştirme çabasıdır. Daha makro anlamda kent ve bölge bazında bütüncül, planlı bir ekonomi yaratma çabasıdır. Kentimize ve bölgemize uygun, ekonomik, coğrafi, çevresel, toplumsal dokumuza uygun, gerçekten katma değer yaratacak doğru proje ve yatırımları oluşturma çabasındayız. Ve bunu yaparken de kentin ortak aklını, her bir bireyinin, kurumunun fikrini alarak kürekleri aynı yöne çekebilen bir Mersin yaratma çabasındayız. İşte bu anlamda, eğer eksiklerimizi giderebilirsek gelecek adına daha da büyük bir gelişim potansiyelini barındırıyoruz. Bu konuda göstereceğimiz vizyonel projeler ve eksik olan özellikle büyük kamu yatırımlarının, alt yapı yatırımlarının tamamlanması bu saklı kalan diğer potansiyellerimizin ortaya çıkması, daha verimli kullanılabilmesi ve ivme kazanması için hayati önemdedir" dedi.
İŞ VE AŞ, SIYASETIN ÜSTÜNDE BIR KONUDUR
"Kentlerimizin, bölgelerimizin elbette sorunları var ve sürekli bu sorunların neden çözülemediğini konuşuyoruz. Ve bir kısır döngü içinde, üzülerek söylemek isterim ki, günümüzde ne yazık ki neredeyse her konu siyasallaştırılıyor. Bu sadece iktidar yönünden değil, muhalefet yönünden de öyle. Böyle olunca her iki tarafın da söylediği doğru şeyler duyulmuyor, dikkatten kaçıyor. O güzel büyük resmi görmek yerine olumsuz siyasetin ayrıntılarında boğulup kalıyoruz. Türkiye’nin bundan kurtulması lazım. Biz Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak üyelerimizden, tabanımızdan gelen şikayetleri, talepleri, önerileri ortaya koyuyoruz. Bunların siyasetle ilgisi alakası yok" ifadelerini kullanan Kızıltan, değerlendirmelerine şöyle devam etti: "İş dünyasının derdi iş ve aştır, üretebilmektir. Biliyoruz ki, iş ve aş demek sosyal huzur demektir. Üretmek, üretebilen bir ülke olmak demek bir ülkenin bağımsız olabilmesi, kalkınması demektir. Bu anlamda bu konularla ilgili düşünceler, talepler, öneriler veya eleştiriler siyasetin çok ama çok üzerindedir. İşte bizce sorunların önündeki en büyük makro engel, Türkiye’nin en önemli sorunlarından bir tanesi yatırımların planlı yapılmamasıdır. Plansız bir ekonomi içindeyiz. Bir ilçeye yapılan yatırımın başka bir ilçeyi etkilediği, bir kente yapılan bir yatırımın başka bir kenti etkilediği malum. Ama bunlar masa başı projelerde düşünülmüyor. Yani, şehrin dinamikleri ve kurumları göz ardı edilerek alınan yatırım kararları bütüncül kalkınmaya yol açamıyor. Şehre danışılmadan alınan kararlar hazmedilemiyor ve sorun yaratıyor. Hâlbuki bunun tersi olması lazım. Yatırımların planlanma süreçlerine tüm yerel dinamiklerin katılması gerekir. “Ben tek başıma düşünürüm ve yaparım” mantığı doğru bir mantık değil. Böylesi yatırımları kentlerin sahiplenmediğini ve sürekli bir sorun olarak kaldığını görüyoruz."
MERSIN, YATIRIM DOSTU BIR KENTTIR
Kent gündemini meşgul eden Polipropilen tesisi konusuyla ilgili konuşan MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, "İşte son günlerde kentimizde tartışılan Polipropilen tesisi yatırımından sonraki MTSO olarak yer seçiminin çok yanlış olduğunu açıkça beyan etmiştik – diğer tartışılan konulardan birisi de Mersin Limanı’nın genişleme konusudur. Yine yerel dinamiklere sorulmayan, yine danışılmayan bir konu. Elbette Mersin bir lojistik kenti ve elbette kente iş lazım, aş lazım. Kentin işi de aşı da yeni yatırımlarla olur. Ancak, yeni yatırımların doğru planlanması gerekir. Kentle birlikte planlanması gerekir. Biz yatırım dostu bir kentiz ama yeni yatırımların var olan başka yatırımlara, kentin değerlerine, potansiyel zenginliklerine ve özellikle çevreye ve insan sağlığına zarar vermemesini isteriz. İnsanımıza, doğamıza, sağlığımıza rağmen yatırım olmaz. Bunun da doğru yolu; yer tespiti, yatırım seçme-planlama süreçlerine yerel dinamiklerin ( yerel yönetimler, Odalar, STK’lar vb) dahil edilmesi, kentin esas sahiplerinin fikirlerine danışılmasıdır. Bunlar yapılırsa hem doğru yatırımlar doğru yere yapılır, hem itiraz olmaz hem de çevre ve kentin doğası, şehirleşmesi vs zarar görmez" dedi.
MERSIN’IN ILAVE BIR ISKELEYE DEĞIL, YENI BIR LIMANA IHTIYACI VARDIR
Liman genişleme konusuna da değinen Kızıltan, "Aslında soru limanın genişlemesi değildir. Kimsenin liman kapasitemizin artmasına itirazı olamaz. Aslında soru şu olmalıdır: “Limanın genişlemesine yönelik yapılması planlanan iskele sorunu çözecek mi, Limanın yükleme ve boşaltmalarda ihtiyacı bitecek mi?” Hepimiz biliyoruz ki böylesi kısa vadeli planlanan bir genişleme limanın bu sorunlarını çözmeyecek. Bu, ne limanın kapasite sorununu çözecek, ne maliyet sorununu çözecek. Biz konunun daha uzun vadeli düşünülmesini, hem limanın gerçek anlamda kapasitesinin artması, hem maliyet avantajı yaratması hem de Mersin’i taşımacılıkta rekabetçi yapması anlamında “Yeni Mersin Konteyner Limanı’nın” yapılmasını istiyor ve bunu köklü bir çözüm olarak görüyoruz. Bu konuda ucuz siyasetlerin kente zarar vermesini istemiyoruz. “Var olan liman genişlerse Konteyner Limanına gerek kalmaz, Konteyner Limanına ayrılan alan da Polipropilen tesisine tahsis edilir” gibi sığ düşünceler ve planlar Mersin’e bir şey kazandırmaz. Çok daha büyük bir kazanım feda edilmiş olur. Mersin’de ikinci bir limana ihtiyaç vardır, bu bilinmelidir. Bu da planlanan Mersin Konteyner Limanıdır" ifadelerini kullandı.
KENTE YAPILACAK YATIRIMLARDA MERSIN’IN DÜŞÜNCESI YOK SAYILMAMALIDIR
Mersin’de bazı alanlarda yatırımların konuşulduğunu ifade eden Kızıltan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Evet, baktığınızda bunlar stratejik yatırımlardır. Ama sorun bu yatırımlardan kentin sahiplerinin haberi olmamasıdır, planlama süreçlerine olmamasıdır. Kentin bunları bilmeye hakkı yok mudur? Bunlar bilinmeli ki kent bütüncül bir planlama yapabilsin. Çünkü Tarsus’a yapılan bir yatırım Erdemli’yi etkiliyor. Silifke’ye yapılan bir yatırım Mut’u etkiliyor. Bundan dolayı bütüncül planlama için kentin tüm yerel dinamikleri kamu veya özel olsun büyük yatırımlardan haberdar olmak zorundadır. Mersin kendine iş ve aş getirecek, katma değer sağlayacak hiçbir yatırıma hayır demez, yeter ki kentin yerel dinamikleri işin içinde olsun, haberdar olsun, fikirlerimize danışılsın. Hiçbir yatırım yangından mal kaçırır gibi Mersin es geçilerek, bir kenara itilerek, yok sayılarak aceleye getirilmesin. Bu, kentin güvenini sarsmaktadır. Tabi bu noktada çuvaldızı kendimize de batırmak isterim. Tüm bu sorunlarda Mersin’in tek bir yumruk olamamasının, ortak aklı yaratamamasının da etkisi olmuştur. Mersin kendini ilgilendiren sorunlarda ortak tavır sergilemeyi, tek ses olmayı başarabilirse kimse Mersin’i yok sayamayacaktır. Ama bu son yıllarda düzelme eğilimine girmiştir MTSO olarak yaklaşık son üç yıldır bu ortak sesi oluşturmaya çalışıyoruz. Mersin dinamiklerinin de buna olumlu tepki verdiğini memnuniyetle görüyorum, çünkü bu hepimizin isteği aslında. Mersin bir ve beraber oldukça, Mersin dinamikleri ortak aklı yakaladıkça Mersin sözü daha çok dinlenen bir kent olacaktır."