Adem GÜNEŞ
Mersin Nükleer Karşıtı Platform, Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmasının 76. Yıldönümünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, ‘Nükleer santral istemiyoruz’ pankartı açıldı. Mersin Nükleer Karşıtı Platform adına basın açıklamasını Ünal Şahin okudu. 76 yıl önce insanlığın o zamana değin görülmemiş bir kitle kırım silahının hedefi olduğunu söyledi.
"YÜZLERCE NÜKLEER FELAKET YAŞANDI"
"2. Dünya Savaşı`nın sonuna doğru, Birleşik Krallığın onayını alan Amerika Birleşik Devletleri emperyalist hegemonyası için, 6 Ağustos 1945 günü Hiroşima`ya atılan 4 ton ağırlığında ve 15 kiloton etkisindeki taktik atom bombası ile 70 bin kişiyi öldürmüş, bir o kadarını da yaralamıştır. Üç gün sonra Nagazaki`ye atılan 20 kilotonluk taktik atom bombasıyla da 74 bin kişi ölmüş ve 75 bin kişi yaralanmıştır" ifadelerini kullanan Şahin, "Daha etkili olması amacıyla havada patlatılan bombalarla her iki şehir tamamen tahrip edilmiş, doğal çevrede yaşam olanaksız hale gelirken, radyoaktivite yıllar boyu yaşamı tehdit etmiş, hayatta kalabilen insanlardan yüz binlercesi sakatlıklar, yanıklar, sistemik hastalıklar ve kanserlerle yaşamlarını sonlandırmıştır. Olumsuz etkileri günümüzde hâlâ devam etmektedir. O tarihten bu yana dünyada irili ufaklı yüzlerce nükleer felaket yaşandı. Basit bir insan hatasından kaynaklanan Çernobil Nükleer Santral kazası ile deprem gibi bir doğal afet sonrasında meydana gelen Fukişima Nükleer Santral kazasında da gördüğümüz gibi bu tesisler böylesi durumlarda kendileri adeta nükleer bombalara dönüşüverdi" şeklinde konuştu.
"BAŞIMIZA BÜYÜK BİR FELAKET GELEBİLİRDİ"
Muğla Kemerköy Termik Santralı’na sıçrayan alevlerin herkese “Söz konusu bir nükleer santral olsaydı başımıza gelecek felaket ne olurdu“ sorusunu sordurduğunu kaydeden Şahin, açıklamasına şöyle devam etti: "Tıpkı topraklarının yüzde 92 si deprem bölgesinde olan ülkemizde her depremden sonra “ ya nükleer santralımız olsaydı” sorusunu sorduğumuz gibi. Fukuşima benzeri bir felaketin yaşanmayacağına hiç kimse garanti vermez. Çoğu büyük felaketin, çok küçük ihmaller ya da dikkatsizlikler sonucu ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Hiroşima’da, Nagazaki’de Çernobil`de, Fukuşima`da yakılan ağıtlarla dökülen gözyaşına, Akkuyu için dökülecek gözyaşları eklenmesin… Nükleer enerji santrallerinin gereksizliği, yanlışlığı konusunda konuşmaktan, anlatmaktan, sesimizi duymayan iki adım ötemizdeki “karar vericilerin”, etkili ve yetkili insanların aymazlığını deşifre etmekten asla yorulmayacağız. Nükleer güce sahip olmayı ulusal bir itibar meselesine dönüştüren siyasi iktidar, milli güvenlik ve enerji ihtiyacı bahanesiyle, yarattığı çok yönlü tehlikelere rağmen, nükleer silahlara geçiş birikimi oluşturduğu kabul edilen; Mersin Akkuyu`da, Sinop İnceburun`da kurulması planlanan santrallar ile olası nükleer silah üretimine kapı aralamıştır. Kapitalizmin sömürü hırsıyla, ulusal çıkarlar konusunda her an karşı karşıya gelebileceğimiz Akkuyu Nükleer Güç Santralı ve kurulması planlanan diğer nükleer santralleri inşa ederek faaliyete geçirecek ülkelerle, ulusal güvenliğimiz tehditlere açık hale getirilmiş, santrallerde yaşanacak olası bir kaza ya da düzenlenecek bir saldırı sonucunda kaybedilecek hayatlar, ulusal kaynaklar dikkate alınmamıştır."
"İKLİM KRİZİNİN ACI SONUÇLARI"
Ayrıca; kırılgan Akdeniz coğrafyasında yer alan Mersin’in iklim krizi karşısındaki kaderi, ne yazık ki ülkenin diğer coğrafyalarından farklı olmayacağını ifade eden Şahin, "İlk olarak, 28 Temmuz 2021 tarihinde Antalya Manavgat’ta başlayan, bir haftadır Osmaniye, Adana, Muğla ve Mersin’de devam etmekte olan ve afet boyutuna ulaşmış orman yangınları ne yazık ki iklim krizinin en acı sonuçlarındadır. İklim krizinin etkilerini her gün daha çok ve daha vurucu şekilde yaşadığımız bugünlerde Mersin Akkuyu mevkiinde inşaası devam eden Akkuyu Nükleer Santrali, olası bir afetle bütün coğrafyayı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmaktadır. Bu kapsamda, başta Akkuyu Mevkiinde yapımı süren ayrıca Sinop ve İğneada’da yapılması planlanan nükleer enerji santrallerinden ivedilikle vazgeçilmelidir. Ülkemizin bu kirli ve geri kalmış teknoloji ile zaman kaybetmemesi, enerji planlamasını yapması, mevcut alt yapısını çevresel sorunları gözeterek yapılandırması ve hiç kuşkusuz enerjinin kim için ne için sorusuna kamu yararı gözetir bir biçimde cevaplayarak enerji politikasını bu kapsamda belirlemesi gerekmektedir" dedi.
"NÜKLEER SİLAHLAR YASAKLANMALI"
Ülkede yaşanan derin krize rağmen, yoksulluğun önlenemez bir hızla büyüdüğü bir ortamda; insanların ve diğer canlılarla birlikte doğayı yok etme pahasına, etkileri yüzyıllar süren nükleer teknolojilerin hayatlarımıza sokulmasını kabul etmediklerinin altını çizen Şahin, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Salgın, işsizlik, ekonomik kriz, temel insani ihtiyaçlara ulaşma güçlükleri gibi ciddi toplumsal sorunlarla yüz yüze olduğumuz bu günlerde, halkın acil sorunlarına çözüm üretmek yerine nükleer santral çalışmalarına hız verilmesini, kaynakların silahlara yatırılmasını kınıyoruz. Aksi takdirde, ülkemizin ve bölgemizin geleceği, halkımızın ve doğamızın sağlığı ipotek altına alınmış olacaktır! Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP) olarak, Hiroşima ve Nagazaki’ye düzenlenen saldırıların 76. yıldönümünde uluslararası nükleer silahsızlanma kampanyasını destekliyoruz. Ülkemiz ve dünya hükümetlerine sorumluluklarını hatırlatıyor, Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması`nı samimiyetle destekleyerek onaylamalarını talep ediyor sadece Akkuyu’da değil tüm dünyada nükleer santrallerin kapatılmasını istiyoruz."