Adem GÜNEŞ
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan Kanal 33 TV’de Fatih Alkar’ın hazırlayıp sunduğu Gündemin Nabzı Programının canlı yayın konuğu oldu. Ekonominin konuşulduğu programın başında koronavirüs vakalarındaki artışa dikkat çeken Kızıltan, başta iş dünyası olmak üzere tüm Mersin halkını aşı olmaya davet etti. Ekonomik kayıpların zor da olsa bir gün telafi edileceğini vurgulayan Kızıltan, “Sosyal zorluklara bir şekilde sabredilir ama can kayıplarımızın telafisi mümkün değildir. Aşı olalım, hem kendimizi hem de toplumu koruyalım. Aşı karşıtlığı yapmanın hiçbir mantığı yok. 2 ve 3. aşılar yapıldıktan sonra virüse maruz kalan çok arkadaşımla konuştum. Diyorlar ki eğer biz aşıların tamamını yaptırmamış olsak bu kadar rahat atlatamazdık. Rahatsızlığı adeta evde güle oynaya geçirdik. Bu nedenle mutlaka aşı yaptıralım. Ben iki aşımı da yaptırdım. Kendimi güvende hissediyorum. Tabi maske ve mesafeyi de bırakmıyoruz. Sonuçta aşısı olan kişi çok etkilenmiyor ama virüsü taşıyıp bulaştırabiliyor, bu nedenle tedbirlere de uymalıyız. Ben tüm hemşerilerimizden rica ediyorum. Lütfen aşılarımızı yaptıralım. Eğer aşı yaptırırsak bu bunalımlı günlerden kurtuluruz" dedi.
"AŞI OLMAK PANDEMİDEN KURTULMANIN TEK YOLUDUR"
Aşı olma konusunda çekimser kalınması durumunda bu sorunun daha da uzayacağını ve olumsuz sonuçlar doğurmaya devam edeceğine dikkat çeken Kızıltan, "Bu süreçte sosyal mesafe, maske ve hijyenle başlayan, bazı ilaç tedavileriyle devam eden bu salgının en köklü çözümünün geliştirilen aşılar olduğunu gördük. Tüm uzmanlar, doktorlar ve bilim insanları aşı olanların büyük oranda bu virüsten yüzde 95’lere varan oranda etkilenmediğini, aşıya rağmen hasta olanların ise hafif şekilde, hastane veya yoğun bakıma gerek kalmadan bu virüsün üstesinden geldiklerini ifade ediyorlar. İlimizdeki hastanelerin başhekimleri şu an hastanede yatan hastaların büyük çoğunluğunun aşı olmayanlar olduğunu ifade ediyorlar. Durum bu kadar açık ve net. Günümüz bilgi ve teknoloji çağı. Tarihte hiçbir dönem günümüz kadar bilimin, teknolojinin üstün olduğu bir dönem yaşamadı. Covid-19’a karşı geliştiren aşılarda en üst düzey teknolojiler, ar-ge çalışmaları ve olağan üstü bir bilgi birikimi ve gelişmiş bir teknik alt yapı kullanılıyor. Klinik çalışmalarla aşılar tarihte olmadığı kadar çok fazla insan üzerinde deneniyor, sonuçları takip ediliyor ve dünya ile paylaşılıyor. Bu anlamda bilime ve bilgiye inanan, aşı olma sorumluluğunu yerine getiren toplumlar bu süreçten daha kolay kurtulacaklardır. Bundan dolayı tüm Mersinlileri, tüm halkımızı aşı olmaya davet ediyoruz. Aşı bu beladan kurtulmanın en etkin ve tek yoludur. Ekonomik kayıplar zor da olsa bir gün telafi edilir, sosyal zorluklara bir şekilde sabredilir ama can kayıplarımızın telafisi mümkün değildir. Aşı olalım, hem kendimizi hem de toplumu koruyalım" ifadelerini kullandı.
"TÜRK ÜRÜNLERİ ORTADOĞU PAZARINDA BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR"
İstanbul'da katıldığı gıda fuarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kızıltan, "İstanbul’dan yeni geldim. Orada İzmirli bir sivil toplum kuruluşunun düzenlediği gıda sanayi ve gıda üretimiyle ilgili fuara katıldım. Türkiye’den 280 civarı firma katılmıştı ve mutfakla ilgili, gıda üretimiyle ilgili o kadar gelişmiş üretimleri olan firmalarımızı gördüm ki önce böyle bir ortamda fuara gitmeye tereddüt etmişken firmaları görünce ne kadar doğru karar verdiğimi anladım. Nokta atışı yapacak şekilde yabancı ülkelerden özellikle Ortadoğu ve Arap ülkelerinden alıcılar, ticaret ve sanayi odaları başkanları, elçilikler düzeyinde katılımcılar vardı. Orada düzenlenen bir panelde Mersin’i tanıttım. Mersin ve Türkiye’nin nasıl bu kadar sanayileştiğini anlattım. Toplantıya katılan herkes, “Türkiye bir Avrupa ülkesi gibi. Sanayisi, teknolojisi çok gelişmiş. Bizim ülkemizde Türk ürünleri aranan bir pozisyona geldi” diyor. Ben de bunu boşa söylemediklerini düşünüyorum. Çünkü fuardaki 280 firmayı gezip sonrasında Türk sanayisinin gücünü gördüler. Mersin’den de 5 firmamız vardı. Onlar da kentimizi temsil etti. Bizim sanayimiz, özel sektörümüz gerçekten çok dinamik. Hemen değişebiliyor, bir eksiği varsa gidermeye yönelik çaba sarf ediyor ve sürekli ilerleme peşinde. Bizim özel sektörümüzün sürekli kararlı ve moralli olduğunu gördüm. Pandemi sürecinde de Türkiye’yi özel sektör ayakta tuttu. Sanayisi ile tarımı ile üretip ihraç etmeyi sürdürdü, rekorlar kırdı. Türk özel sektörünün önü açılır, uygun destekler verirse, kaynaklar Türk sanayicisine adaletli, eşit şekilde dağıtılır kullandırılırsa Türkiye çok daha çabuk ilerleyecektir. Çünkü bizim sanayicimiz buna müsait. O kadar çok gelişmiş insan kaynağımız var ki... Katıldığım toplantılardan birinde Umman Ülke Tanıtımı vardı. Bunlar çeşitli bölgelerde teknoloji ve sanayi bölgeleri kurmak istiyorlarmış, orayı tanıttılar. Yatırımcı çekmek için Türkiye’ye gelmişler. Ben de dedim ki sanayi yatırımını para bastırır kurarsınız ama onu çalıştırmak için nitelikli personele ihtiyaç var. Bunun için de önce eğitime önem vermeniz lazım. Türkiye Cumhuriyeti nasıl geldi bu günlere? Kurtuluş Savaşı’ndan çıkmış ve harap durumdayken Cumhuriyeti kuranların biz ancak eğitimli insanlar ortaya çıkarırsak ülkeyi onlarla birlikte geliştiririz demesiyle. Köy enstitüleri kurmuşlar, üniversiteler açmışlar. Bu şekilde eğitimli insanlarla Türkiye bu hale geldi diye Ortadoğu ülkelerine örnek gösterdim. Şunu söylüyorum ki Türk özel sektörünün morali yüksek, önü açılır, kısıtlanmaz, engellenmezse Türkiye’yi uçurur" diye konuştu.
"KAPİTALİZM KARAKTERLERİMİZİ DEĞİŞTİRMEYE BAŞLADI"
Yerel esnaftan alışveriş yapılması çağrısında bulunan MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, "Kapitalizm bilinçaltında karakterlerimizi değiştirmeye başladı. Artık yan komşumuzu kollamaz olduk. Yan dükkanda satıldığını bile bile gelen müşterileri yönlendirmez olduk. Ahi Evran kültürünü korumalıyız. Eskiden bir mahallede insanlar bakkalda tanışırdı, orada sohbetler ederdik. Mahalle bakkalı kültürü yok oldu. Ticari sistemleri bu kültürleri yok etmeyecek şekilde geliştirmemiz lazım. Elbette ki alışveriş merkezleri var. Avrupa’da da var ama belli sayıda var. Bizim caddelerimizi de cazip hale getirip açık hava alışveriş merkezi haline getirmemiz lazım. Silifke, Atatürk, İstiklal Caddesi’ni açık hava alışveriş merkezi haline getirmeliyiz. Neden insanlar AVM’lere gidiyor? Çünkü arabalarını rahat park ediyorlar, iyi ortamda dolaşıyorlar, tuvaletler var. Çarşıya çıkıyorsan tuvalete gidecek yer yok. Şimdi AVM’lerde ne varsa cadde ve sokaklarımızda onu yaratmalıyız. Geldiğim zaman arabamı park edebileceğim diyecek. İstediği yerde istediği çeşit yiyeceği yiyebilecek. İyi plan yapıp buraları iyi mekanlar haline getirmeliyiz. Pandemi sürecinde uzaktan alışveriş, malzeme temini her şekilde cazip hale geldi. Lokantaya gitme yasakları henüz bitmemişti Mezitli’de daha önce çok gittiğim bir kebapçıya gittim paket alacağım. Sizi çok etkiledi mi dedim bu yasaklar. Valla bizim satışlarımızı 3’e katladı dedi. İnternetten sipariş patladı dedi. Buradan hareketle Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Sevgili Talat Dinçer kardeşim bu fikirden bahsetti. Bizim ilgili 9 No’lu Komite Başkanımızın da bu konuda çalıştığını biliyordum ikisini bir araya getirdim ve bizim de desteğimizle esnafseninle.com isimli çok güzel bir portal ortaya çıktı. Şu anda bu portala esnaf giriş yapıyor kayıtlar yapıyor. Diyelim siz mahallenizdeki bakkalı kullanacaksınız sizin konumunuzu belirliyor. Bakkalı, manavı seçiyorsunuz size en yakın bakkalı, manavları karşınıza getiriyor. Tamamen yerel işletmeleri kullanabilecek bir sistem oluşturuyoruz. Firmalar satışlarını kendi pos cihazlarından yapabilecek ve para direkt kendi hesabına girecek. Diğer sistemlerde sistemi kuran şirketlerin hesabına para giriyor ve komisyon kesiliyor. Uygulamada yer almak isteyen esnaf ve tüccarlar ücretsiz olarak www.esnafseninle.com ya da www.esnafseninle.com.tr adreslerinden kayıt yaptırabilir. Kendi ürünlerini yükleyebilir" dedi.
"ARA ELEMAN BULAMIYORUZ"
İş dünyası olarak ara eleman bulmakta zorluk çektiklerini vurgulayan Kızıltan, "Mersin Üniversitesi harika bir proje uyguluyor. Gençlerin, yeni mezunların iş bulma noktasında en büyük dezavantajı deneyimsizlik. Firmalar iş ilanına çıkıyor ve en az 5 yıl deneyim istiyor. Üniversiteden mezun olmuş kişi ilana bakıyor yeni mezun oldum. Ya da üstünden 5 yıl geçiyor ama deneyimi olmadığı için halen iş bulamamış ve deneyimi de yok yine başvuramıyor. Üniversite öğrencilerini iş hayatına hazırlamak için proje kapsamında önemli firmaların adıyla dersler konulacak. Diyelim Ayhan Kızıltan şirketim var ve ihracatta önemli bir firmayım. Geniş networküm var. Benim şirketimdeki üst düzey yetkililer ya da teknik elemanlar gelip üniversite ile anlaşmamız dahilinde hiçbir ücret ödenmeden orada iş hayatında nasıl davranmaları gerektiğini, kendilerini nasıl geliştirmeleri gerektiğini, insan ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini deneyimlerini aktararak bilgilendirip öğrencileri iş hayatına hazırlayacak. Şu anda yeni mezun gençlerin iş bulması mümkün değil. Ara eleman bulmak da zor. Firmalar şöyle düşünüyor. Ben hemen bir eleman bulayım ve gelsin burada her şeyi yapsın. O elemanı bulmak için belki 8 ay, 1 yıl ilan veriyor. Oysa sen deneyimsiz ama o işe uygun birini aldığında 3 ayda vasıflı hale getirebilirsin. Kendi ara elemanımızı kendimiz yetiştirmeliyiz. Okullardan yetişiyor ama biz okuldan çıktığı gibi istemiyoruz. Okuldan çıkınca her şeyi yapsın bekliyoruz oysa okul yol gösterir. Çocuk çalıştığı sürece kendini geliştirir. Teknoparkımız Türkiye’nin önemli teknoparkalrından biri. Dünya çapında yazılım yapan firmalarımız var. Bunu yaparken sürekli eleman da yetiştiriyorlar. Ekonomi çalıştıkça kendisini geliştirir" şeklinde konuştu.
"TURİZMDE ATAĞA GEÇMEK İSTİYORUZ"
Mersin'de turizmi ayağa kaldırmak için harekete geçtiklerinin altını çizen Kızıltan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Turizm Bakanımızın daveti üzerine kendisini ziyaret ettik. Buradan teşekkür ediyorum daveti için. Sayın bakan bu sektör içinden olduğu için Mersin’i de turizmin her çeşidini de biliyor. Uzun bir sohbet ettik. Bizim Mersin’de turizm yatırımı yapmak için bir oluşum içinde olduğumuzu ve talip olduğumuz yeri biliyor. Orası ile ilgili bizim ciddiyetimizi öğrenmek ve nasıl bir proje düşündüğümüzü anlamak için davet etmişti. Uzun uzadıya konuşup anlattık. Kendisi de bize bazı alternatif teklifler sundu. Bu teklifleri kendi içimizde değerlendirdikten sonra kamuoyu ile paylaşacağız. Sayın Bakanın Mersin’de turizmin gelişmesine çok olumlu baktığını gördüm. Kazanlı’yı konuştuk Mersin’in diğer turizm bölgelerini konuştuk. Yangınların turizme etkisini konuştuk. İleride Mersin’de turizmle ilgili önemli adımlar atılacak. Çok azimli bir milletiz. Bunun en büyük göstergesi de 30 Ağustos zaferimiz. Artık bitti, yok oldu. Anadolu’dan Türkleri sileceğiz diye düşünen yedi düvel milletin azmini hafife almış ya da milletimizin azminin farkında değilmiş. Bu azimle kararlı şekilde ve müthiş bir lider eşliğinde peşinden tüm Anadolu, Trakya halkını sürükleyecek azimle Kuvayi Milliye doğdu. Bu azmi milletimizde yine görüyoruz. Ne badireler geçirdik. 2 yıllık pandemiyi atlatmak kolay değil. Yangınlar, seller oldu, zamanında bombalar patladı ama bu azimle ayakta kaldık. Millet hiçbir zaman karamsarlığa kapılmıyor. Azim bu ülkeyi ilelebet payidar kılacak. Yeter ki fantezilere kapılmayalım. Bizim kafamızı fantezilerle bulandırmak isteyenlere kanmayalım. Geçmişle yaşayamayız. Değişen dünyaya ayak uydurup azmimizi bu yönde kullanmalıyız. En büyük zafer bayramımız kutlu olsun. Bu zafer, Anadolu’nun Türk yurdu olduğunu, burada yaşayan milletin olduğunu artık tescillemiştir ve artık kimse burada yaşayan halkı söküp atamayacaktır. Ulus bilinci yerleştirmiş, bu bilinç bir ülkeyi bir arada tutar ve bu bilinci sürekli yıkmaya çalışmışlardır. Bir toprak içinde birlikte yaşayan tüm halkların oluşturduğu kitledir ulus. Bu nedenle Türkiye’de yaşayan tüm halklar kardeşçe birlikte ileriye gitmeliyiz."