Necdet TAŞ
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi 2021 Yılı Aralık Ayı İkinci Birleşimi, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in başkanlığında gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi MER-EK Halk Ekmek Fabrikası’nda günlük 70 bin ekmek üretildiği ve 1 TL’den vatandaşa iletildiğini anımsatan Başkan Seçer, “Dünden itibaren şehrimizdeki fırıncı esnafından ekmek satın alarak, dezavantajlı mahallelerde ailelerimizin evine kadar ücretsiz olarak ekmek dağıtımına başladık” dedi. Başkan Seçer, Büyükşehir’in ücretsiz yakacak yardımına başladığını da duyurarak, “Öncelikle insanların yaşamı, karnının doyması, soğuk kış günlerinde üşümemesi; bunun üzerine yoğunlaşmış durumdayız” diye konuştu.
“KAPASİTEMİZİ EN SON SINIRA KADAR ZORLUYORUZ”
Konuyla ilgili konuşan Başkan Seçer; “Bizim kulübelerimizde satışları kadınlarımız yapıyor. MER-EK'in ekmekleri dışında köylü kadınlarımızın da üretimlerini, hem sac ekmeği hem Girit ekmeği, bunun gibi bazı yöresel ekmek çeşitlerini de bu kadınlarımız satıyorlar. Bunlara o imkanı sağlıyoruz. Hem köylü kadınlarımız, kooperatiflerimiz bundan faydalanıyor hem de vatandaşlarımız bu değişik üretim şeklindeki ekmeklere ulaşım imkanı buluyor. Kulübeleri de tabii ki talep, bölgesel, sosyoekonomik koşullar çerçevesinde biz yer tespiti yaparak koyuyoruz. Bunu artırma imkanı varsa arkadaşlarımız da çalışırlar. Bu konuda artırma cihetine gideriz ama üretimimizi artırma imkanımız yok. Çünkü kapasitemizi en son sınıra kadar zorluyoruz. Malzeme sorunumuz yok, un sorunumuz yok. Tedbirli davranıyoruz. Bunun alımlarını da gerçekleştiriyoruz. Herhangi bir kesintiye uğramayacak. Bu sorunun kısa vadede çözülmeyeceğini görüyorum. Çok net görüyorum. Bu sorunun çözülebilmesi için Türkiye'de ve dünyada yeni dönem buğday hasadının başlaması lazım. Şu anda dünyanın da Türkiye'nin de böyle bir şartı yok. İki yarım kürede de buğday hasadı dünya üretimine sağlayacağı katkıyla dünya piyasalarında bu fiyatları aşağı çekebilir, bu bir. İkincisi; diliyorum bu yıl da yağış konusunda buğday üreticileri bir sorun yaşamaz. İstihsalde bir sorun olmaz. Verim kaybolmaz, verim düşüklüğü olmaz. Bu da çünkü üretimi azaltıyor ve fiyatları olumsuz etkiliyor. Diğer taraftan son zamanlardaki döviz kurlarındaki olumsuzluklar, TL’nin aleyhine bir gelişme olması, TL’nin değer yitirmesi de maalesef fiyatları yukarıya çekiyor. En erken tahminim de Mayıs ayından sonra bu işlerin yavaş yavaş düzene girebileceği yönünde. Umut ediyorum, benim düşündüğümden farklı gelişmeler olur” ifadelerini kullandı.
“ÜZÜNTÜ BAHANESİNİN ARKASINA SIĞINAMAYIZ”
MER-EK Halk Ekmek Büfeleri önünde oluşan kuyruklarla ilgili bir Meclis üyesinin, “Kuyruklar birilerini sevindirebilir” ifadesine yanıt veren Başkan Seçer; “Bunu sehven söylediğinizi düşünüyorum. O insanların o ızdırabını görüp sevinmek herhalde bir bozuk ruh halini gerektirir. Bizim toplumumuzda mutlaka psikolojik olarak bazı sorunlar yaşayan insanlar olabilir ama bunu böyle genel bir kitleye şamil kılmak gerçekten beni çok üzdü. Birileri münferitse onları ‘Allah ıslah etsin’ derim. Ama ben bu tablo karşısında herkesin son derece üzüntülü olduğunu düşünüyorum ama siyasetçiler üzüntüden ziyade bu sonucu hangi nedenlerin doğurduğunu gözleyip, bunun önlemini alması gerektiğini düşünüyorum. Bizim üzülme lüksümüz yok. İnsani duygudur. Mutlaka üzüleceğiz ama üzüntü bahanesinin arkasına sığınamayız. ‘Üzüldüm.’ Üzüldün de ne yaptın derler Vahap Seçer? Biz elbette insani refleksle üzüleceğiz ama bunun tedbirini alacağız. Şu anda olağanüstü koşullar yaşanıyor. Ona göre bir arz tablosu oluşmuş, bir liste oluşmuş. Dağıtımı ona göre yapıyor arkadaşlar ve en sonunda şu kısıtlamayı yaptık; bizden bir seferde en fazla 3 ekmek alabiliyorlar. Bunun da denetimini sıklaştırdık. Bu konuda vatandaşlarımız bize Teksin aracılığıyla lütfen ulaşsınlar. Bir kulübe bir müşterisine 3’ten fazla ekmek veriyorsa, lütfen o kulübeyi, adresini bize bildirsinler. Örneğin, bana bir gün ulaştı, ben de onu hemen Teksin’e gönderdim; ‘lütfen gidin bu kulübeyi denetleyin’ dedim. Bir vatandaş kuyruğa girdi, sadece 3 ekmek alabilir. 4 alamaz, 5 alamaz. Bu indirimli bir ekmek. Mümkün olduğunca çok insan 1 TL'ye ekmek satın alabilsin. Lokantacılar da geliyor alıyor maalesef. Yapmamaları gerekiyor. Onlar ticari bir müessese. Zaten sattığı yemeğin fiyatına bunu eklerken normal fırın fiyatından ekliyor ama biz orada dezavantajlı vatandaşlar bu ekmeği alsın diye üretim yapıyoruz. Bunu karıştırmamak lazım. Her yerde biz kulübe açamayız. Görece olarak gelir seviyesi düşük ailelerin oturduğu apartmanların önüne biz bu kulübeleri açamayız. Böyle bir misyonumuz yok. Böyle bir doğru da yok. Biz dezavantajlı mahallelerde, gelir olarak dar gelirli yurttaşlarımızın yoğun yaşadığı bölgelerde bu ekmeklerimiz onlar tarafından alınsın istiyoruz. Her türlü tedbiri alıyoruz ama biraz da insanlarımızın kendi vicdanına bırakmak zorundayız. Durumu olan gitsin ekmeği fırından alsın. Ama olmayan da gelsin 1 TL'ye belediyenin üretip sattığı ekmeklerden alsın lütfen. O insanlara o şansı verelim. O yardımı, o katkıyı yapalım” diye konuştu.
“BU FİYATLARI DAHA REGÜLE EDER, DAHA AŞAĞI ÇEKER”
Bir Meclis üyesinin ekmek fiyatlarına yapılan zamlarla ilgili fırıncılarla bir araya gelinmesi konusu yönündeki önerisi üzerine konuşan Başkan Seçer, “Elbette bu iyi niyet, dilek, istek, taleple olacak bir şey değil. Bir maliyet hesaplaması yapılır, maliyet unsuru vardır, onlar üzerinden fırıncılar belirli kurumlardan onay alarak, fırıncı esnafı ekmek fiyatını belirliyor. Burada benden ziyade hükümetin bazı tedbirler alması ya da direkt-dolaylı destek yapması gerekiyor. Örneğin bir konudan bahsedeyim ve doğru bir uygulama; Toprak Mahsulleri Ofisi direkt fırıncıya un satan un fabrikalarına belirli istihkaklar vermiş. Yüzde 50 daha hesaplı buğday veriyor. Bu iyi bir durumdur. TMO doğru bir şey yapıyordur. Bu fiyatları daha regüle eder, daha aşağı çeker. Hükümetin bu konuda tedbirlerini daha genişletmesi lazım. Daha etkin bazı önlemler alması lazım. Bunu yapacak olan Tarım Bakanlığı’dır. Tarım Bakanlığı'na bağlı TMO’dur. Yetkililer onlardır. İmkan, bütçe onların elindedir ve bu tedbirleri onların alması gerekiyor” dedi. Yerel yönetimler olarak sosyal hizmetlere ayırdıkları bir bütçe olduğunu aktaran Seçer, “Bu bütçeyi şu anda tamamen en azami şekilde kullanarak insanlarımızın bu sıkıntılı süreci aşmalarını sağlamaya harcıyoruz. Öncelikle insanların yaşamı, yemesi, içmesi, karnının doyması, soğuk kış günlerinde üşümemesi; bunun üzerine yoğunlaşmış durumdayız. Bebeklerin karnının doyması, onlara mama sağlayabiliyor olmamız, hamile kadınlarımıza süt sağlayabiliyor olabilmemiz, çocuklarımıza süt sağlıyor olabilmemiz, hasta olan, kronik rahatsızlığı olan ya da kendi işini kendi göremeyen, yemeğini yapamayan yaş almış yurttaşlarımıza Aşhane’de sağladığımız yemekleri bilabedel gönderme üzerine biz dikkatimizi topladık. Dezavantajı mahallelerde, ekmekte olduğu gibi, aşevinde üretim yapıp 3 TL'ye 3 çeşit yemeği, hatta üniversite kapılarında bu satışı gerçekleştirerek, üniversitede okuyan çocuklarımıza da biz bu katkıyı vermeye çalışıyoruz. Mersin Büyükşehir Belediyesi şu anda imkanlarını en azami şekilde zorlayarak bu buhran sürecini aşma yönünde vatandaşlarımızın yanında duruyor” diye konuştu.
“İMKANLARIMIZI YİNE ZORLAYALIM”
Konuşmasının devamında bir öneride bulunan Seçer, “Elbette Büyükşehir imkanları dahilinde her şeyi yapmaya seve seve samimiyetle hazır. Hatta imkanları kısıtlansa bile, bazı işlerde zorlansa bile; kendine ait olmayan yolları da yapmak konusunda emin olun samimi davranıyor. ‘Bizim yol ağımız değil’ demiyoruz. Mutlaka önce can sonra canan. Diyoruz ki; ‘önce kendi görev alanımızı bir yapalım. İmkanlarımızı yine zorlayalım. Görev alanımız olmayan yerleri de yapalım.’ İlk 9 aylık burada yol yapım biriminin çalışmalarını aktardığımda rakamı hatırlıyorum. Dedim ki; ‘kullandığımız asfaltın 38 bin tonu kendi görev alanımızda değildi. İlçe belediye yoluydu, Orman yoluydu, değişik kurumların yoluydu.’ Bu konuda da samimi olduğumuza inanın. Ama bir öneride bulunacağım. İlçe belediyeleri de fırınlardan ekmek satın alıp, yoksul mahallelerimizde pekala vatandaşlarımıza dağıtabilirler. Yani işin bir ucundan da onlar tutarsa elbirliğiyle; madem ‘biriz, beraberiz’ diyoruz, bunu aşabiliriz. Nasıl diyoruz ki; ‘her şeyi merkezi hükümetten beklemeyelim, büyükşehirler de taşın altına elini koysun.’ Eyvallah, başımız üzerine, elimizi taşın altına koyarız” ifadelerini kullandı. Bir Meclis üyesi tarafından “Pazar günleri neden açmıyoruz fırınları?” sorusu üzerine konuşan Seçer, “Bir kısıtlamaya gittiğimiz için değil. Bakım, temizlik çalışmaları için bunu yapıyoruz. Biz o konuları da tekrar tekrar gözden geçiriyoruz. Pazar günleri de çalışma imkanı yaratabilirsek teknik olarak, zaten onu da gerçekleştireceğiz, üzerindeyiz” dedi. Bir Meclis üyesi tarafından üretimin 2 vardiyadan 3 vardiyaya çıkarılması konusundaki talebe yanıt veren Seçer, “Arkadaşlarım bu konunun üzerinde. Olabilecek en azami üretim kapasitesine zaten erişeceğiz ya da eriştik diyebilirim” diye konuştu. Meclis üyesinden gelen Pazar günü de açılması konusuna cevap veren Seçer, “Teknik imkanlarımız ölçüsünde elbette ama ilçe belediye başkanlarımıza yaptığımız teklifi de lütfen değerlendirmenizi istiyorum” şeklinde konuştu.
ULAŞIMDA TEK KART TEK KART UYGULAMASINA GEÇİLİYOR
Vatandaşların kullandığı mevcut kartların Ulaşım Dairesi Başkanlığı’nca temin edilecek yeni sisteme uyumlu kartlarla ücretsiz olarak değiştirilmesi maddesi Meclis’te görüşüldü. Büyükşehir’e bağlı İmar A.Ş. tarafından değiştirilecek olan kartların ücretsiz bir şekilde verilmesi için görüşülen madde, yapılan oylama sonucu idareye iade edildi. Mersin 33 Kart’la ilgili bilgi veren Başkan Seçer, “Daha iyi anlaşılması açısından bir bilgilendirme yapayım; mevcut kartları değiştirip artık belediyemize bağlı bir şirket olan İmar A.Ş.’den bu hizmeti biz alıyoruz. Artık tek kart uygulamasına geçiyoruz; Mersin 33 Kart. Bu kart toplu taşımada kullanıldığı gibi daha birçok alanda kullanılabilecek, birçok avantajı olacak; promosyon sağlayacak kart sahibine. Alışverişlerde indirim sağlayacak. Bize de toplu taşımada artık bir databankı oluşturacak. Şu anda biz özel bir firmayla bunu çalıştığımız için toplu taşımada sağlam, doğru verilere ulaşamıyoruz, alamıyoruz. Yılda taşıdığımız yolcu sayısından yolcunun özelliklerine kadar birçok dataları almakta zorlandığımız gibi doğruluğu da aslında şüphe götürür. Onun için çok iyi, çok güzel bir uygulama. Ekonomik sıkıntı yaşanılan bu günlerde vatandaşların kartlarını değiştirirken bedel ödemelerini istemiyoruz. Şimdi burada bizim isteğimiz şu; kart sahiplerinin, yaklaşık 250-300 bin civarında bir sayı bu, kartlarını değiştirirken ceplerinden bir bedel ödemelerini arzu etmiyoruz. Bunun nedeni de içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar. İnsanlar için bırakın 30 TL’yi, 40 TL’yi, 20 TL’yi, 1 TL dahi artık önemli. Diyoruz ki; ‘o şirket de bizim belediye de bizim.’ Toplu taşıma hizmetini veren Ulaşım Daire Başkanlığı, toplu taşıma hizmeti içerisinde kart hizmetini veren İmar A.Ş. Bunun her ikisi de kamu. Biri şirket, biri belediyenin ilgili dairesi. Hukuki zemini hazırlayalım ve vatandaştan biz bu ücreti almayalım, vatandaşın üzerindeki bu yükü alalım. En yalın anlatımı ile olay bu. İmar A.Ş’nin şirket olması dolayısıyla yeni kartları verirken hukuki anlamda herhangi bir sorun olmaması için ücretle vermesi gerekir. Bu yüzden vatandaşların bedelsiz alabilmesi için yasal zemine oturtulması gerekir. İmar A.Ş. bunu satmak zorunda, cebinden ödemesi gerekiyor. Bu ortamda vatandaştan kart parası almak doğru olmaz.
“TOROSLAR’A YENİ BİR MEZARLIK YERİ ÇALIŞMASI YAPALIM”
Toroslar ilçesi yayla yolu üzerinde mezarlık konusunda daha farklı bir çözüm üretilebileceği yönünde gelen talebi de değerlendiren Başkan Seçer, “Toroslar bölgesinde daha geniş bir yer bulup; bu Hazine’nin olur, bu imarda farklı bir uygulamalar sonucu elde ettiğimiz ilçe belediyesinin ya da Büyükşehir’in; nihayetinde halkın hizmetine sunulacak. Mezarlık İşleri ile Emlak İstimlak Daire Başkanlıkları ve diğer ilgili, yetkili arkadaşlar; Toroslar Belediyesi ile iletişim halinde olalım. Toroslar’a özel bir çalışma yapalım, yeni bir mezarlık yeri, Anayurt’ta olduğu gibi. Anayurt’un toplam büyüklüğü 258 dönüm. Tarsus’unki 600 dönüm. Böyle büyük alanlar. Dediğiniz gibi; gelecek yüzyılın problemi çözülmüş olur. Bir de şu var; bunu vatandaşlarımıza izah etmek zorundayız. Şehrin içinde kalıyor mezarlıklar. Uzak şikâyetini ben çok anlamlı bulmuyorum. Bugün için doğrudur ama şehir büyüyor, kentleşme var, imara açılıyor ve belli bir süre sonra da şehrin içinde kalıyor. İşte ona göre de bir yer tesis etmek lazım. Bu Anayurt, otoban bağlantı yolu olması durumunda son derece uygun diye düşünüyorum” dedi. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin tarımsal amaçlı kullandığı elektrik tüketiminin Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanması ve bununla ilgili Büyükşehir Belediye Başkanı’na yetki verilmesine yönelik önerge vermek istediklerini söyleyen bir Meclis üyesinin değerlendirmesi üzerine Başkan Seçer, “Tabi yönetmelik müsaade etseydi ben bunu gündeme alırdım ama elbette ki çok önemli, çok değerli bir önerge. Cumhur İttifakı üyelerine gerçekten çok teşekkür ediyorum. Onlar da ekonomik buhranı görmüşler, nihayet çiftçilerimizin elektrik tüketiminde içinde bulundukları sıkıntıları görmüşler, Tarım Bakanlığı’nın bu yardımı yapmayacağını da düşünmüşler ve bunu belediyemizden istemişler. İnşallah bir dahaki birleşimde bu önergeyi kabul ederim, o zaman bu konuyla ilgili de belediyemizin değerlendirmesini benim ağzımdan dinlersiniz” dedi.