Demokratik ülke eşitlikle mümkün olur


Mersin Barosu ile Mersin Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne özel Eşitlikten Vazgeçmiyoruz” konulu panel düzenlendi. Panelde kadına şiddetin nedenleri ve şiddetin önüne geçilmesi için atılması gereken adımlar masaya yatırıldı. Panelde konuşan Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Arzu Günay sunumunda demokratik ve kalkınmış bir ülkenin; başta cinsiyetçi bakış açısının ve kadına şiddetin son bulmasıyla, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasıyla, kadının temsil oranının artırılmasına yönelik adımlar atılmasıyla mümkün olacağını ifade etti.

 

Tarih : 7 Mart 2022 Pazartesi 11:53

GİŞKAD, MİMOZA, Türk Kadınlar Konseyi Derneği, Mersin Günebakan Derneği, KADER, Mersin Kent Konseyi, MMO Kadın Meclisi’nin de destek verdiği  panel, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlendi. Panele Mersin Baro Başkanı Av. Gazi Özdemir ile yönetim kurulu üyeleri, avukatlar, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu, Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, Makine Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı İbrahim Yücesoy, GİŞKAD Başkanı Mürvet Beydağı, Mersin Kent Konseyi Başkanı Ayferi Tuğcu, Türk Kadınlar Konseyi Derneği Mersin Şube Başkanı Belgin Gürağaç, sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

ÖZDEMİR: “KADINLARIN HAK ARAYIŞLARINDA HER ZAMAN YANLARINDAYIZ”

Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir, kadına yönelik şiddetin toplumun en büyük sorunu olduğunu belirterek, “Bu da tabii ki yasaların tam olarak uygulanamamasından kaynaklanıyor. Biz Mersin Barosu olarak kadına yönelik şiddeti en üst perdeden kınıyoruz. Mersin Barosu’nun ‘Kadın Hakları Merkezi’, kadına yönelik şiddet eylemlerinde 7/24 kadın vatandaşlarımıza hizmet sunuyor. Biz kadınların hak arayışlarında Mersin Barosu ve avukatları olarak her zaman yanlarında olacağımızı taahhüt ediyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün de bahsettiği üzere toplumuzdaki geri kalmışlık kadına yönelik daha çok kusurdan ve ihmalden kaynaklanıyor. Umarım ilerleyen günlerde özellikle ülkemizde kadına yönelik hak arayışlarının yasalarla birlikte uygulanabilir olduğu bir toplum ve bir yasal zemin oluşturulur” ifadelerine yer verdi. Türkiye’de 16, 17 kadın meslektaşının Baro Başkanlığı görevini yürüttüğünü, bu sayının daha da artmasını dilediğini ifade eden Özdemir, “Bugüne kadar Mersin Barosu'nun başında hiçbir zaman kadın meslektaşımız olmadı. İlerleyen günlerde bunun da olmasını temenni ediyorum. Çünkü kadının olduğu yerde güzellik olur” dedi.

“DEMOKRATİK ÜLKE, CİNSİYETÇİ BAKIŞ AÇISININ SON BULMASIYLA MÜMKÜN”

Panelin moderatörlüğünü yapan Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Arzu Günay ise, demokratik ve kalkınmış bir ülkenin; başta cinsiyetçi bakış açısının ve kadına şiddetin son bulmasıyla, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasıyla, kadının temsil oranının artırılmasına yönelik adımlar atılmasıyla mümkün olacağını ifade ederek; dünyada ve ülkemizde kadına şiddetin son bulduğu, Türkiye’de kadın mücadelesinde kazanılan hakların geri alınmasına yönelik yasama faaliyetlerinin yapıldığı, Türk Medeni Kanunu’nun, kadına yönelik şiddetle mücadele yasalarının, İstanbul Sözleşmesi’nin tam olarak uygulandığı günleri görmeyi temenni etti. Panele konuşmacı olarak katılan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Halis Dokgöz ise, ülkemizde ve dünyada kadına yönelik şiddete hukuksal yaklaşımlar konusunda katılımcılara bilgiler vererek, kadına şiddetin toplumsal yaşamda  nasıl gerçekleştiğine dikkat çekti. Şiddeti; kendine yönelik şiddet, kişiler arası şiddet, kolektif şiddeti ve topluluk şiddeti olarak sınıflandıran Dokgöz; Kendine yönelik şiddeti, intihar ve kendini ihmal olarak; kişiler arası şiddeti ise;  aile içi şiddet ve buna bağlı olarak da  çocuk istismarı, yaşlı istismarı, eş istismarı, engelli istismarı olarak tanımladı. Topluluk şiddetini,  yerleşik nüfusa yönelik şiddet ve yabancılara yönelik şiddet olarak değerlendiren Dokgöz, kolektif şiddeti tanımlarken; toplumsal şiddet, politik şiddet ve ekonomik şiddet ile ilgili açıklamalarda bulundu. Fiziksel şiddeti ele alan Dokgöz; kontrol etme, acı ve korku yaşatma, tekrarlayıcı, artma eğilimli, kısır döngü ve ölüm olarak değerlendirirken, geleneksel uygulanan şiddeti ise namus ve töre cinayetleri, çeyiz ile bağlantılı şiddet, sati geleneği, bekaret kontrolü, eğitimde ayrımcılık, erken yaşta evlilik, cinsel organların sakatlaması, erkek çocuk tercihi  şeklinde ifade etti. Panelin ikinci konuşmacısı Av. Hülya Gülbahar ise, yeni yargı paketinde yer alan kadın hakları, her geçen gün artan kadına şiddet, kadın cinayetleri, çocuk istismarı gibi toplumu derinden yaralayan şiddetin nedenleri ve bunların önüne geçilmesi için yapılması gereken çalışmalar hakkında bilgiler verdi.

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA