Neşet TORUN
Mersin’de iki ayrı basın açıklamasında polisin sert müdahalesine maruz kalan avukatlara Türkiye Barolar Birliği sahip çıktı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan ve Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir, TBB yönetim kurulu üyeleri ve Baro Başkanlarının katılımıyla 18 Şubat 2022 tarihinde Mersin Adliyesi bahçesinde basın açıklaması yapmak isteyen avukatların kolluk kuvvetleri tarafından darp edilmesini ve haklarında soruşturma başlatılmasını protesto etmek amacıyla Mersin Adliyesi bahçesinde basın açıklaması yaptı.
“ADALETİN TESİSİNİ SAĞLAYAN SAVUNMA MAKAMIDIR”
Burada konuşan TBB Başkanı Erinç Sağkan, Sağkan, önünde durdukları adliye binasında yurttaşların burada hak ve hukuk arayışı içinde olduğunu söyleyerek, “Şiddete uğrayan kadın, istismara uğrayan çocuk, alacağını tahsil edemeyen emekçi, işçi hepsi buradalar ve yanlarında avukatları var. Emin olun o avukatları bu sistemin içinden çekip alırsanız bu binalar adalet yerine, adaletsizlik üretir. Adaleti sağlaması gerekirken adaletsizliği bizzat yaratan içi boş taş binalara döner. Haliyle bu arkamızda gördüğünüz binanın içerisinde çalışan emekçiler, hakimler, savcılar için nasıl işyeri ise bu binalar avukatlar için de işyeridir. Çünkü sistemin içinden avukatları çıkartırsanız, o karar mekanizmasında yer alan hakimler iddia makamında yer alan savcılar hakim ya da savcı olamaz, düz birer memur olmaktan ibaret kalırlar. Adaletin tesisini sağlayan savunma makamıdır. Yurttaşın yanında yer alan yurttaşın temel hak ve özgürlüklerin koruyan savunma makamıdır. Yurttaşın derdini dert edinen onun omzuna dokunan avukatlardır. O sebeple burası en çok da bizim iş yerimizdir. Haliyle avukatlar da barolarda Türkiye’de ki hukuk sistemini ilgilendiren anayasal temel hak ve özgürlüklerimizi ilgilendiren her türlü konuyla tüm yurttaşların hakkı olduğu gibi kendi işyerlerin önünde basını bilgilendirmek üzere açıklama yapmak en temel, anayasal haklarıdır. Daha da önemlisi hak olmanı dışında avukat ve baroların yasadan kaynaklanan görevi ve sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.
AVUKATLAR TEHLİKEDEYSE VATANDAŞLAR DA TEHLİKEDE DEMEKTİR
Mersin Barosu avukatlarının gerek 24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü, gerekse de 18 Şubat’ta yaptığı basın açıklamalarının hem ifade özgürlüğü kapsamında avukatların hakkı olduğunu hem de yasadan kaynaklanan görevleri olduğunu ifade eden Sağkan, “24 Ocak’ta basın açıklaması yapmak isteyen avukatlara son derece sert bir müdahalede bulunulması, gerçekten Türkiye’deki avukatların her halde tek başına göstergesidir. Ancak şunu da ifade etmek isterim ki Türkiye’deki avukatlar tehlikedeyse eğer asıl tehlikede olan yurttaşlardır. Yurttaşların başta adil yargılanma hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlükleridir tehlikede olan. Her iki açıklamada da kolluğun son derece sert müdahalesi açıkça yurttaşı savunma hakkından mahrum bırakan müdahalelerdir. Bu anlamda adliye önünde açıklama yapan avukatlara yönelik müdahalenin kabul edilmesi mümkün değildir. Biz hak ve özgürlükler için mücadele eden tüm meslektaşlarımızın ne bir adım önünde ne de bir adım arkasında değiliz, tam da yanı başlarında yanındayız. Onlarla birlikte mücadele hak ve hukuk için mücadele etmeye sonuna kadar devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
ÖZDEMİR: “MERSİN CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI HUKUKSUZLUĞA İMZA ATMIŞTIR”
Mersin Barosu Başkanı Av. Gazi Özdemir de, Bursa’da gerçekleşen terör saldırısını kınayarak başladığı konuşmasında 22 avukat hakkında hukuksuzca soruşturma başlatıldığını söyleyerek, “Yargının kurucu unsurlarından olan savunma makamına ve avukatlık mesleğine yönelik, özellikle son dönemlerde artarak devam eden tehdit ve saldırılara karşı sözümüzü söylemek, mücadele kararlılığımızı göstermek ve meslektaşlarımızın yalnız olmadıklarını ifade etmek amacıyla bugün burada toplanmış bulunmaktayız. Bilindiği üzere, 18 Şubat tarihinde saat 12.30 da, Mersin Adliyesi bahçesinde basın açıklaması yapmak isteyen meslektaşlarımız hem meslek onuru, hem de insanlık onuruna yaraşmayacak bir şekilde kolluk kuvveti tarafından ağır saldırıya uğramışlardır. Meslektaşlarımız olay günü, düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında basın açıklaması yapmak ve avukatlık mesleğinin de bir gereği olarak barışçıl talep ve çağrılarını dile getirmek amacıyla bir araya gelmiş ancak henüz açıklamaya dahi başlayamadan kolluğun biber gazlı ve plastik mermili saldırısına maruz kalmışlardır. Yapılan saldırı neticesinde 9 meslektaşımız yaralandığı için darp raporu almak zorunda kalmıştır. Bilindiği üzere meslektaşlarımızın bu barışçıl çağrıları, uzun süredir tutuklu olarak yargılanan ve demans hastalığı sebebiyle tahliye talebinde bulunan İstanbul Barosuna kayıtlı Av. Aysel Tuğluk hakkında ATK tarafından 15 Şubat 2022 tarihinde düzenlenen rapora ilişkin açıklama yapmak ve dikkat çekmek isteyen ÖHD Mersin Şubesi, 18 Şubat tarihinde basın açıklaması yapmak için çağrıda bulunmuş; yapılan çağrı neticesinde de birçok meslektaşımız adliye bahçesinde toplanmış ancak açıklamaya dahi başlayamadan şiddetli bir saldırıya uğramışlardır. Baromuz tarafından 22 Şubat tarihinde Mersin Adliyesi bahçesinde yeniden basın açıklaması yapılarak, meslektaşlarımıza yönelik gerçekleştirilen saldırı kınanmış ve Mersin Barosu olarak meslektaşlarımızın yanında olduğumuz ifade edilmiştir. Ancak Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı, meslektaşlarımıza yapılan saldırının üzerinden henüz sayılı günler geçmiş olmasına rağmen kabul edemeyeceğimiz bir hukuksuzluğa imza atarak, 22 meslektaşımız hakkında, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna Muhalefet, Görevli Memura Mukavemet ve Kamu Kurumu veya Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarının Faaliyetlerinin Engellenmesi iddialarıyla soruşturma başlatmıştır” ifadesini kullandı.
“YARGI, BASKI VE SİNDİRME ARACINA DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR”
Şiddetin ve baskının gün geçtikçe arttığını, temel hak ve hürriyetlerin yok sayılmaya çalışıldığı bu dönemde yargının, toplumun tüm muhalif kesimleri ve hak savunucularının üzerinde bir baskı ve sindirme aracına dönüştürülmeye çalışıldığının altını çizen Özdemir, “Bizler bağımsız savunmanın temsilcileri olan avukatlar olarak hukuk, ahlak ve meslek onuru üzerine ant içerek cübbelerimizi giydik. Unutulmamalıdır ki avukatlar için; hak ihlallerine karşı mücadele etmek, hukukun üstünlüğünü savunmak ve hukukun üstünlüğünü ülkenin her yerinde geçerli hale getirmek, Avukatlık Kanununa göre bir haktan öte sorumluluk ve görevdir. Bizler hukuksuz soruşturmalar ve kovuşturmalara maruz kalsak dahi, meslek yeminimize bağlı kalarak, yapılan her hukuksuzluğa, mesleğimizin onuruna yakışacak şekilde karşı durmakla yükümlüyüz. Hak savunucusu avukatlar, insan haklarının, özgürlüklerin ve hukuk devletinin güvencesidir. Bilinmelidir ki savunma makamını temsil eden avukatların özgür ve etkili olmadığı bir toplumda hiç kimsenin özgürlüğü garanti altında değildir. Meslektaşlarımızın en temel anayasal haklarından birini kullanmak üzere bir araya gelmelerine dahi tahammülsüz davranılarak kendilerine saldırılmasını, bu saldırının utancı henüz devam ederken bir de meslektaşlarımız hakkında soruşturma başlatılmış olmasını kabul etmiyoruz ve şiddetle kınıyoruz. Bu hukuksuzluğun bugün itibari ile derhal sonlandırılmasını istiyor ve Anayasa ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerden hiçbir şekilde geri adım atmayacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz” Şeklinde konuştu.
ALCAN: “SORUŞTURMA AÇILMASI GEREKEN KİŞİLER MESLEKTAŞLARIMIZ DEĞİL”
ÖHD Eş Genel Başkanı Av. İlknur Alcan ise, “Birlik Başkanımızın ve Baro Başkanlarımızın, şiddet gören avukatlarımıza sahip çıkmasını çok önemsiyoruz. Adliyeler bizim çalışma mekânımızdır. Daha önce adliyelerde açıklama yaptığımız gibi, bugün de yaptığımız gibi, bundan sonra da mesleğimizle ve toplumu ilgilendiren konularla ilgili açıklama yapma hakkımız var. Buradan savcılığa sesleniyorum. Soruşturma açılması gereken kişiler bizim meslektaşlarımız değil, Anayasal haklarını kullanan meslektaşlarımıza saldırıyı yapan kolluk güçleridir. Öncelikle kolluk güçlerine soruşturma açılması gerekiyor” dedi.