Yaşadığımız acılardan ders çıkarmalıyız!


Çerkes sürgününün 158. Yılı dolayısıyla bir açıklama yapan Mersin Kafkas Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Ateşalp, “Zorunlu göçler Kuzey Kafkasya halkları için tam bir yıkım oldu. Başta Türkiye ve Kuzey Kafkasya olmak üzere Çerkeslerin yaşadığı her yerde geleneksel bir yas günü olarak her yıl anılmakta olan 21 Mayıs Çerkes Sürgünü anma etkinlikleri, bu yıl Mersin Özgecan Aslan Meydanında 21 Mayıs 2022 Cumartesi akşamı saat 19:30’da halkımıza açık bir organizasyon olarak gerçekleştirilecektir. Yaşadığımız acılar ve sebeplerinden ders çıkarılarak, dünyanın daha mutlu insanların yaşadığı bir yer haline geleceğine ilişkin ümitlerimizle, tekrar teşekkür ederim” dedi.

 

Tarih : 19 Mayıs 2022 Perşembe 15:12

Neşet TORUN

Mersin Kafkas Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Ateşalp, dernek üyeleriyle birlikte Çerkes sürgününün 158. Yılı dolayısıyla bir açıklama yaparak, Çerkes Sürgününün 158. Yılı nedeniyle hazırladıkları anma programını kamuoyuyla paylaştı. Rus-Kafkas savaşlarının yaklaşık olarak 300 yıl sürdüğünü ve özellikle savaşın son 100 yılının Çerkesler üzerinde uygulanan bir katliama dönüştüğünü hatırlatan Ateşalp, “Osmanlı İmparatorluğunun Kırım Savaşını da kaybetmesiyle Rus ordusu, gücünün tamamını Kuzey Kafkasya’ya yöneltmiş ve son direnişleri de kanlı bir vahşetle tüketmiştir” ifadelerini kullandı.

“BİNLERCE YILLIK TOPRAKLARINDAN SÜRGÜN EDİLDİLER”

Savaş biterken, Rus Çarlığı’nın 21 Mayıs 1864 tarihinde, bütün Çerkeslerin Kafkasya dışına sürgün edilmelerine karar verdiğini ve bu kararın da hızlı bir şekilde uygulanmaya başlandığını hatırlatan Ateşalp, “Binlerce yıllık kadim vatanlarından işkence ve ölümle sürüldüler. “Büyük Sürgün” döneminde bir buçuk milyondan fazla insan anayurtlarını terk etmek zorunda bırakıldı. Üstlerindeki giysi dışında eşya almalarına izin verilmeden derme çatma gemilere “istif” edildiler. Karadeniz’in kuzey limanlarından düzensiz şekilde, aileler parçalanarak Balkanlar’a ve Anadolu’ya ve Ortadoğu’ya dağıtıldılar. Sürgünler “halifenin ülkesinde” hayata tutunma mücadelesi verirken, geride bıraktıkları topraklarına Slavlar, Gürcüler, Ermeniler ve Rumlar yerleştirildi. Kafkas sürgünleri, Osmanlı Devleti’nin böylesine ani ve kitlesel göçlere hazırlıklı bulunmaması nedeniyle, çıkış limanlarında, yollarda ve ilk yerleşim yerlerinde fiziki uyumsuzluk, salgın hastalıklar gibi nedenlerle 500 bin civarında kayıp verdiler. Kafkasların yayla havasından gelmiş 74 bin insanın, sıcaklığıyla meşhur Çukurova’ya yerleştirilmesi sonucu bir-iki yılda nüfuslarının 4 binlere düşmesi bir örnektir. Osmanlı yönetimi İskân Planı çerçevesinde Kuzey Kafkasyalı mültecileri, özellikle iç karışıklıkların ve isyanların olduğu bölgelere yerleştirmiştir. Nüfus dengesinin sağlanması, arazilerin tarıma kazandırılması ve muharebe yeteneklerinden faydalanma yolu izlenmiştir. Göçmenlere yardım girişimleri kalabalık ve imkânsızlık nedeniyle kısa sürede çökmüştür” şeklinde konuştu.

“ZORUNLU GÖÇLER KUZEY KAFKASYA HALKLARI İÇİN TAM BİR YIKIM OLDU”

Geri dönmek ve anayurtlarını Rus bağımlılığından kurtarmak kararında olan Çerkes göçmenlerin, 1877-1878 harbinde, kendi atları ve silahları ile gönüllü olarak Anadolu ve Rumeli’deki cephelere koştuğunu ifade eden Ateşalp, “Süvari güçlerinin neredeyse tamamını Kafkasyalı göçmenler oluşturdu. Ancak şansları yaver gitmedi. 14 yıl önce Balkanlara yerleştirilen Çerkesler de, 1878 yılında imzalanan Ayastefanos ve Berlin anlaşmaları gereğince Suriye, Filistin ve Anadolu’ya nakledildiler. Balkanlarda iskân edilen Kafkas sürgünleri ikinci kez göç ettirilmiş oldu. Zorunlu göçler Kuzey Kafkasya halkları için tam bir yıkım oldu. Yerleştirildikleri bölgelerde, devlet tarafından kendilerine gösterilen arazileri o güne kadar yayla, otlak gibi şekillerde kullanmakta olan yerli halkla çatışmalara girmek zorunda kaldılar. Başlarını sokabilecekleri evlerini yapmak, verilen arazileri ıslah etmek, ekip dikmek, kendi ihtiyaçlarını görebilir hale gelmek yıllarını aldı. Kafkasyalılar, Türkiye Kurtuluş Savaşı’nda da aktif rol aldılar. Erzurum Kongresinde belirlenen 9 kişilik Temsil Heyeti’nin 2 üyesi, Sivas Kongresi tarafından seçilen 16 kişilik Heyet’i Temsiliye üyelerinin 5’i Kafkasyalıdır. Amasya Mülakatında imzası bulunanlardan Mustafa Kemal Paşa dışındaki 4 kişi de Kafkas göçmenidir. İzmir’in İşgali ile başlayan milli mücadelede de Çerkesler ön cephelerdeydi. Yunanlıların ilerlemesini durduran Ethem Bey, Anadolu’daki isyanları da bastırıp, düzenli ordunun oluşturulması için Ankara’daki hükümete zaman kazandırdı. Ancak düzenli ordunun kuruluşu döneminde Ethem ve Ankara hükümeti arasında anlaşmazlıklar oldu. Bunun üzerine Ethem Bey kuvvetlerini dağıttı ve ülkeden ayrıldı. Buna rağmen 1922-1923 yıllarında, Ethem Bey’e ve Anzavur Ahmet’e destek verdiği öne sürülen 14 Çerkes köyünün halkı, suçlu-suçsuz, çoluk-çocuk, yaşlı-genç ayırımı yapılmadan Doğu Anadolu’ya sürgün edildi. Anadolu’daki Çerkes nüfusu benzer nedenlerle artması gereken şekilde artmadı” dedi.

ÖZGECAN ASLAN MEYDANINDA SÜRGÜN ANILACAK

“Ayrıca iç göç yaşayan Çerkesler, kent ortamında dillerini, geleneklerini ve sosyal hayatlarını devam ettiremediler. Yeni nesiller hızla ana dillerini unuttu. Sadece izole kırsal alanlarda kalanlar lisan ve kültürel kimliklerini koruyabildiler. Türkiye Cumhuriyetindeki yasal örgütlenme olan Kafkas Kültür Dernekleri sayesinde Anavatan Kuzey Kafkasyadaki Çerkes Yönetim birimleri ve halkı ile iletişim güçlendirilmeye çalışılmakta, dil kursu, halk dansları eğitimi başta olmak üzere, Çerkes Geleneksel Yaşam Tarzı olan Khabze ile ilgili çalışmalar yapılmakta, Arşiv ve kütüphaneler oluşturulup, Çerkes Toplumunun varlığını sürdürebilmesi için gayret sarf edilmektedir” şeklinde konuşan Ateşalp, “Çerkes toplumu, dün Suriye başta olmak üzere Ortadoğu topraklarında, bugün özellikle halen Rus emperyalizmi ile mücadele eden Ukrayna’da yaşananları en iyi anlayabilecek bir toplumdur. Burada karşılaşacağınız tüm Çerkesler, işte böyle bir vahşet ortamından geriye sağ kalabilenlerin torunlarıdır. Başta Türkiye ve Kuzey Kafkasya olmak üzere Çerkeslerin yaşadığı her yerde geleneksel bir yas günü olarak her yıl anılmakta olan 21 Mayıs Çerkes Sürgünü anma etkinlikleri, bu yıl Mersin Özgecan Aslan Meydanında 21 Mayıs 2022 Cumartesi akşamı saat 19:30’da halkımıza açık bir organizasyon olarak gerçekleştirilecektir. Yaşadığımız acılar ve sebeplerinden ders çıkarılarak, dünyanın daha mutlu insanların yaşadığı bir yer haline geleceğine ilişkin ümitlerimizle, tekrar teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. 

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA