TBMM Genel Kurulunda 5 farklı kanunda değişiklik öngören 13 maddelik bir torba kanun teklifi ile ilgili söz alan İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik, “Dışarıda hazırlandığı Komisyon aşamasında anlaşılan bu teklifin gerekçesine baktığımızda ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmekten, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmaktan, işletmeleri ihracata yönlendirmekten ve uluslararası ticareti geliştirmekten söz ediyor. Keşke bunlar yapılabilse diyorum ancak görüyoruz ki başta ihracat olmak üzere ticari yaşamdaki yapısal sorunlar göz ardı edilmeye devam ediyor. Çünkü AKP iktidarının bu ülkeye çözüm sunacak ne iradesi ne vizyonu ne de kapasitesi kalmıştır. Ülkemizi dış politikadan ekonomiye, tarımdan sanayiye, eğitimden sağlığa, güvenlikten göç politikasına kadar her alanda krizlere sürüklemiş, her yönüyle çökmüş, kokuşmuş bir AKP iktidarıyla karşı karşıyayız. 20 senenin sonunda ülkeyi bir sistem krizinin içerisine saplamış, milletimizi yokluğa, yoksulluğa maruz bırakmış bir siyasal iktidar herhangi bir sorunu çözebilir mi?” diye sordu.
“HÜKÜMET SADECE SEYREDİYOR”
Türkiye’de ihracatın gelişmesinin ekonomik ilerleme için şart olduğunun altını çizen Çelik, “İhracattan elde edilen gelirler milletimizin başlıca refah kaynaklarındandır. Örneğin güçlü ülkeler yüksek teknolojik ürünleri ihraç ederek vatandaşlarının yaşam kalitesini artırır. Burada esas formül nedir diye baktığımızda hiç şüphesiz güvendir. Ekonomik ve ticari yaşamda güveni yok ederseniz üretim yavaşlar, ilerleme durur, tedarik zincirleri kopar, piyasa istikrarsızlaşır, yabancı yatırımcılar hızla uzaklaşır, paramızın itibarı erir ve yok olur. Evet, bugün geldiğimiz noktada ülkemizin içinde bulunduğu durum tam da budur. Başta ekonomi olmak üzere, ülkede bütünüyle bir güven erozyonu söz konusudur. Buna bağlı olarak Türk lirası artan döviz kuru karşısında hızla güç kaybetmektedir. Körfez’den sağlanan sıcak paralar da artık nafiledir. Gerçi onlar da artık destek vermedikleri gösterdiler. Dolar 14,5 lirayken “Türk lirası dipte, bundan daha aşağı inemez.” diyen bir Maliye Bakanımız var. Bugün doların 16,42 lira olmasına hâlâ sessiz. Tarımı yok edip fabrikaları bir bir elden çıkaranlar yaşanan pahalılık ve geçim zorluklarına da maalesef seyircidir” dedi.
“32,5 MİLYAR DOLARLIK AÇIK VAR”
İhracat verilerine bakıldığın da, 2022 yılının Ocak-Nisan ayları arasında 32,5 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı olduğunu ileri süren Çelik, “Yani son dört ayda 83 milyar dolarlık ihracata karşılık 116 milyar dolarlık ithalat yapılmış. Geçen yılın aynı dönemine göre ithalatta yüzde 40 artış kaydedilirken ihracatta yüzde 24,6’lık bir artış görülmüş. Çok daha yüksek ihracat rakamları aslında hak ediyor bu ülke. Ayrıca, ihraç ürünlerinin ortalama kilogram fiyatlarına baktığımızda da maalesef bizim ihracatımızın birimi ortalama 1,3 dolar gibi gözüküyor. Biz bu ortalamanın en az 2’ye, 3’e katlanması gerektiğini düşünüyoruz, bunun yolu da nitelikli ihraç ürünleri üretmekten geçiyor. Ancak, ne yazık ki toplam ihracatın önemli bir bölümünü oluşturan imalat sanayi içinde yüksek teknolojili ürünlerin oranı sadece yüzde 3... Araştırmaya, altyapıya, teknolojiye ayrılması gereken paylar yandaşa, rantçıya, haramiye, soyguncuya ayrılıyorsa başarı mümkün olamaz. Sözün özü, ekonomiyi şahlandırmaktan, ekonominin kitabını yazmaktan bahsedenlerin geldiği noktayı Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener şöyle özetliyor: “Mühendis ihraç edip çoban ithal ediyorlar, doktor ihraç edip maraba ithal ediyorlar. Gençlerini yoksulluğa mahkum ederken ülkelerini de mülteci kampına dönüştürüyorlar. Bu değişikliklerin ihracatın önündeki yapısal sorunları çözemeyeceği hepimizin malumudur. Türkiye'nin sorunları ancak kalıcı ve nitelikli çözümlerle halledilebilir” dedi.