Necdet TAŞ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, EkoTürk TV’de Sami Altınkaya’nın sunduğu Gün Ortası Programı’nın canlı yayın konuğu oldu. Programda döviz kurlarında BDDK’nın kararları ardından finansal enstrümanlara ulaşımdaki zorlukları Mersin açısından değerlendiren Kızıltan, “Mersin özel sektörü çok dinamik. Kendi çözümlerini kendisi yaratan, kendi yağıyla kavrulup, dünyada krizlere en çok direnç gösteren özel sektörü. Bu anlamda ben bir kez daha bizim özel sektörümüze teşekkür ediyorum hem kendisini hem de Türkiye’yi ayakta tutuyor. Mersin’de ihracatçılara uygulanmak istenen yüzde 40 + yüzde 30 döviz bozdurma konusu hem moral bozdu hem de olumsuz etkiledi ama sanıyorum bu durum yumuşatılacak” dedi.

“UYGULAMALAR SADECE MASADAN GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLMUYOR”

İhracatçının elinin altında rahat ulaşabileceği döviz rezervi bulunması gerektiğini ifade eden Kızıltan, “Dünya ile rekabet etmek istiyorsak ihracatçının elinin altında döviz rezervi olacak çünkü sanayici ihracatçı birçok hammaddeyi de dövizle satın alıyor. Kendi elindeki dövizi TL’ye çevirip ihtiyacı olduğu anda daha yüksek fiyatla döviz alıp hammadde ya da ara madde alacağı zaman rekabet gücü kırılıyor. Bu nedenle ihracatçının, sanayicinin mutlaka elinin altında döviz rezervi olmalı. Türkiye’yi yönetenler aldıkları kararlarda saha ile irtibatlı olmalılar. Uygulamalar sadece masadan göründüğü gibi olmuyor” şeklinde konuştu. Türk Eximbank kredilerini de değerlendiren MTSO Başkanı Kızıltan, “İhracatçılarla geçen hafta bayram öncesi görüştüm. Kredilerde bir yumuşama, açılma olmuş. Bunun daha da düzeleceğini bekliyorlar. Bir düzelme olacak ama tabi kaynaklar yeterli mi? İhracatçıların ihtiyacını karşılayabilecek oranda Exmibank’ta kaynak yaratılabilecek mi o da bir endişe ve merak konusu. Ama yavaş yavaş açılmaya başlamış. Mersin sadece kendisine hizmet eden bir kent değil. Geniş bir hinterlanda hitap ediyor. Hem yurtiçi hem yurtdışında. Civarımızda üretim bölgeleri var. Konya, Karaman, Maraş, Antep, Adana, Diyarbakır, Urfa hatta Ankara. Buradaki üretimlerin tamamına yakını ihracatını Mersin Limanı üzerinden yapıyor. Aynı şekilde Irak, İran, Türk Cumhuriyetler birçok ülke ithalat ve ihracatını buradan yapıyor. Dolayısıyla Mersin’in yarattığı katma değeri hesaplamak şu anda mümkün değil. Mersin’in tek başına 4.2 milyar dolar ihracatı, 3.8 milyar dolar da ithalatı var. İhracatımız ithalattan fazla. Dış ticaret açığımız yok. Hinterlandımızı da düşünürsek tahmin ediyorum bu rakam 20-30 milyar dolarları bulabilir” diye konuştu.

“ANA KONTEYNER ÇALIŞMALARI BİRAN ÖNCE BAŞLAMALI”

“Mersin, sadece kendisine hizmet etmediği için Mersin’in imkânlarını ne kadar artırıp çeşitlendirip, kalitesini yükseltirsek, hinterlandımızdaki bölgeler o kadar çok kazançlı olur. Mersin Limanı artık yetmiyor. İşlem hacmi sürekli artıyor ama bunu karşılayacak fiziki olanaklara artık sahip değil. Mersin ve hinterlandı büyük bir iştahla yeni yapılması planlanan Mersin Ana Konteyner Limanı’nın çalışmalarının başlamasını istiyor. Bu yeni yapılan konteyner limanı tamamlandığında Mersin’in toplam konteyner elleçleme hacmi 16 milyon TEU’lara çıkacak. Bu da Doğu Akdeniz’deki konteyner trafiğinin yüzde 80-90’ı Mersin üzerinden dağıtılması anlamına gelir.  Mersin’den Trieste Limanına haftada 3 gün Ro-Ro seferleri yapılmaktadır. Bu sayede ürünlerimiz uygun fiyatlarla Trieste’den Avrupa’nın içine doğrudan pazarlara ulaştırılıyor” ifadelerini kullanan Kızıltan, “Belçika’daki Antwerp Limanı’na kadar aktarılıyor. Hem karayolu hem deniz yolu hem demiryolu ile aktarımlar oluyor. Çin’e kadar ürünler gidiyor. Ana Konteyner Limanı yapılırsa dünyanın en önemli lojistik merkezlerden birisi Mersin olacak. Limanın hinterlandı Mersin sınırları içinde yeniden bir reorganizasyonla imar planları yapılmakta. Lojistik bölgeler belirleniyor. Yeni bağlantı yollarının yapılması elzemdir. Hem belediye hem liman işletmeleri hem Ulaştırma Bakanlığı birlikte çalışıp Mersin Limanı’nın hatta Çukurova Bölgesel Havalimanı’nı katarsak geniş bir hinterlandın lojistik anlamda yeniden planlanması gerekmektedir. Şu anda o çalışmalar da var. Tabi hem belediye hem devlet kurumları hükümete bağlı kurumlar ama ne yazık koordineli çalışamıyor. Bu kurumlar hala kendilerini rakip, muhalif görüyorlar. Bu anlamda Mersin’in çıkarları için bir araya gelip birlikte planlamaları lazım. Yine Çukurova Havalimanı’nın hizmete girmesi durumunda özellikle tarıma büyük etkisi olacak. Mersin ve Adana havzası, hatta Hatay önemli tarım üretimi olan bölgeler. Mersin’de Adana ya da Hatay’da üretilen bir ürün, örneğin Silifke’de üretilen çilek çabuk bozuluyor ve pazara hızlı gitmeli. Çukurova Havalimanı’ndan birkaç saatte taze olarak Avrupa’ya ulaşmalı. Bu yatırım tamamlandığında ürün tarladan tüketiciye birkaç saat içinde gidebilecek. Bir de uluslararası uçuşlar olacak. İstanbul Havalimanı gibi Mersin de ayrı bir hub olacak. Bu bölgede genellikle Dubai yabancı havayolları kullanılıyor. Bunu Mersin’e getirmek için havalimanı yüklenicisiyle birlikte tabi devlet kurumlarımızın, milletvekillerimizin belediye başkanlarımızın çabasıyla Mersin’i uluslararası bir havalimanı haline getirmeliyiz. Tabi Adana’nın da büyük destek vermesi gerekiyor. Adana halen şehircilik yapıyor ama bu havalimanı Mersin’den çok Adana’ya yarayacaktır” dedi.

“MISIR İLE GÖRÜŞMELER OLUMLU”

Mısır’la yapılan son dönemlerdeki yapılan istişarelerin ve üst düzey görüşmelerin özellikle Mersin açısından çok önemli olduğunun altını çizen Kızıltan, “Yıllardır Mısır ile siyasi ilişkiler kesilmişti. Bu, ticari ilişkileri de biraz olumsuz etkilemişti. Ben iki kez Mısır’a gittim bir TOBB ile bir de beni bir kurum davet etmişti ve bir panele katılmıştım. Tabanla, iş dünyası ile hiçbir sorun yok. Bizi kardeşlerimiz diye kucaklıyorlar ve bizimle ticaret yapmak istiyorlar. Yatırımlarımız da oldukça fazla. Mısır, Afrika’ya açılan bir kapı. Afrika’ya ulaşmak için Mısır’da mutlaka bir ayağınız olmalı. Bu nedenle Mısır ile yakınlaşmayı önemli buluyoruz. Hatta zaman geçirmeden Suriye ile Irak ile yakınlaşmamız gerekmekte. Irak’ın kuzeyi ile ilişkilerimiz çok iyi ama tüm Irak ile iyi olmalı. Buradaki ülkeler birbirini rakip görmemeli.  Ortadoğu’daki hangi ülkeye gitsem Ticaret ve Sanayi Odası heyetlerine anlatıyorum. Burada yaşayan halk bu coğrafyayı düzeltir diyorum. Üçüncü ülkelerden burayı düzeltmelerini bekleyemeyiz. Bu nedenle gelin el ele verip çalışalım. Buranın zenginliği tüm dünyayı besler. Eğitimden ekonomiye halkı geliştirip kültür farkını azaltalım ve bölgeyi dünyanın en önemli merkezi haline getirelim diyorum. Bizim Ortadoğu ile iyi bir işbirliğinde olmamız gerekiyor. O ülkelerin halkıları arası hiçbir sıkıntı yok ama siyasetçiler işi dengeleyemiyor” şeklinde konuştu.

“15 GÜN SONRA BAŞLAYACAĞIZ DEDİLER 5 YIL GEÇTİ”

Mersin’in turizmde biraz geri kaldığını ifade eden Kızıltan, “Turizm hep havalimanını bekliyor. Tarsus – Kazanlı Bölgesi’nde turizm alanı ilan edilmişti ve oradan tahsis alan büyük yatırımcılar vardı. 20 seneyi buldu ama bu yatırımcılar bir çivi çakmadı. En son 2-3 sene önce Cumhurbaşkanı’nın da katıldığı TOBB’un Ekonomi Şurası’nda Cumhurbaşkanımızla direkt konuşma imkanı oldu. O kürsüdeydi ben salondaydım. Mersin’i anlatırken hemen turizm bölgesi mi havalimanı mı dedi. Turizm Bölgesi’ndeki yatırımcılardan birisi de oradaydı çağırıp talimat verdi. 15 gün sonra başlayacağız dediler üstünden 5 yıl geçti ama başlayan yok.  Havalimanı yapılması turizmi de canlandıracaktır. Asıl önemli konulardan birisi de Mersin – Taşucu arası yeni bir otoyol yapılacak. Onun da ihalesi yapıldı ama başlanmıyor. Son zamanlarda ihaleyi alan firmanın iptal edilmesini istediği yönünde bir duyum aldım ama doğruluğunu bilmiyorum. Bu ihale yapıldıysa işin mutlaka yapılması gerekiyor. İptalini Mersin olarak istemiyoruz. Bu otoyol biterse hem turizm hem tarım çünkü bizim o bölgedeki toprakların büyük bölümünde tarım var. O bölgede üretilen ürünler otoyoldan direkt Çukurova Havalimanı’na gelip kargo ile gönderilecek. Şu anda mevcut yolda büyük keşmekeş var. Yazın Kayseri, Diyarbakır, Şanlıurfa, Antep, Maraş, Kayseri, Konya hepsi Mersin sahillerine geliyor. Bu hizmet sadece Mersin’e hizmet değil. Mersin gerçekten müstesna bir kenttir. Eşi bulunmaz bir kent. Bayramın 3. günü 24. Dinler Buluşması’nı yaptık. Mersin’de o kadar farklı dinsel ve etnik kökenli insan yaşıyor ki... Katolikler, Ortodokslar, Aleviler, Sünniler. Birçok dine mensup insan yaşıyor. Bunların inanç önderlerinin dualarıyla konuşmalarıyla Mersin Akbelen Mezarlığı’nda güzel bir dinler buluşması yaptık. 24 yıldır yapıyoruz ve mimarı da geçtiğimiz aylarda yitirdiğimiz Mersinli Lina Nasif isimli hemşerimizdi. O, fikri ortaya attı ve Mersin sahip çıktı. Büyükşehir Belediyemizin himayesinde yaptık. Türkiye’de bir de siyasiler buluşması yapmamız gerekiyor” diye konuştu.