Hüseyin KIRKGÖZ
Mersin’de KESK üyeleri 20-25 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirecekleri Adalet Nöbeti ile ilgili basın Eğitim Sen binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. “Acil demokrasi, OHAL sürüyor, Adaletsizlik Büyüyor” pankartının açıldığı basın açıklamasını KESK Şubeler Platformu adına Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül okudu. 251 vatandaşın hayatını yitirdiği, iki binden fazla vatandaşın yaralandığı 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden altı yılın geçtiğini hatırlatan Sümbül, aradan geçen zamana ve çok sayıda ifşa, belge ve bilgiye rağmen, 15 Temmuz darbe girişiminin hala aydınlatılamadığını ve siyasi ayağının ortaya çıkarılmadığını kaydetti. OHAL sürecinde 32 Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 131 bin 922 işlem tesis edildiğini anlatan Sümbül, “Yaklaşık 130 bin kişi kamu görevinden ihraç edildi. Aralarında kadın ve çocuk hakları mücadelesi yürüten dernekler, basın kuruluşları da olmak üzere 2 bin 761 kurum ve kuruluş kapatıldı. Basın yasaklarına sosyal medya yasakları da eklenerek haber alma hakkı engellendi, düşünce ve ifade özgürlüğünde Cumhuriyet tarihimizin en karanlık günlerine imza atıldı” ifadelerini kullandı.
“SAVUNMALARI ALINMADAN İHRAÇ EDİLDİLER”
“Birçoğu sendikalarımız yöneticisi olan 4 bin 269 KESK’li hukuksuzca, herhangi bir yargı kararı olmadan, savunmaları bile alınmadan, AKP’nin muhalefetin etkisizleştirilmesi hedefi kapsamında OHAL KHK’leri ile ihraç edildiler. Bir kamu emekçisinin hiçbir adil soruşturma geçirmeden, savunma hakkı verilmeden ve sadece OHAL süresince değil ömür boyu meslekten ihraç edilmesi, vatandaşlık haklarının sınırlandırılması düzenlemesi nasıl bir zorbalık ile karşı karşıya olduğumuzun en somut ifadesidir” ifadelerini kullanan Sümbül, “OHAL Komisyonun aradan geçen altı yıla rağmen hala karara bağlamadığı başvuruların oransal olarak ağırlıkta KESK’e bağlı sendikalarımız üyelerinden olması ayrımcılık içerisinde Ayrımcılıkla karşı karşıya olduğumuzun başka bir örneğidir. İhraç edilenler arasında çoğunluğu Eğitim Sen ve SES üyesi olan 400’den fazla Barış Akademisyeninin bulunduğunu ifade eden Sümbül, “Anayasa Mahkemesi Barış Akademisyenlerinin tümü hakkında beraat kararı vermesine rağmen iktidara bağlı komisyon “AYM kararı bizi ilgilendirmez” diyerek göreve iade başvurularını ret etti. OHAL ve sonrasında kayyumlar eliyle halkın seçme ve seçilme hakkı elinden alındı. Binlerce siyasetçi, belediye başkanları, avukatlar, öğrenciler, insan hakları mücadelesi yürüten aktivistler, basın emekçileri tutuklandılar. Canan Kaftancıoğlu kararı, HDP’ye yönelik kapatma davası, siyasi yasak kararları, sendikamız SES’e yönelik dava, Kobani davası gibi kumpas davalarıyla demokratik siyaset ve emek mücadelesinin büyümesi engellenmek istendi” şeklinde konuştu.
“YARGI GİDEREK SİYASALLAŞIYOR”
20 Temmuz 2016’da ilan edilen ve 7 kez uzatılan OHAL’in iki yıl sonra 19 Temmuz 2018’de Kaldırıldığını anımsatan Sümbül, “Ancak OHAL yetkilerini en az 3 yıl daha uzatan ve hukuksuz ihraçlara devamı sağlayan geçici 35. Maddeyi de içeren 7145 sayılı Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 25 Temmuz 2018’de TBMM’de kabul edilmesiyle kesintisiz devam eden bir OHAL rejimi yaratıldı. Temel hak ve özgürlüklerin askıya alınması süreci artarak devam etmektedir. İstanbul Sözleşmesinin hukuksuz şekilde feshedilmesi de OHAL rejimi sürecinin uygulamalarındandır. Görüşmeleri Ekim 2022’ye ertelenen Sansür Yasası düzenlemesi iktidarın OHAL uygulamalarıyla dahi yetinmediğini, sıkıyönetime varan uygulamaları hayata geçirmeyi hedeflediğini kanıtlamaktadır. Özellikle OHAL ile birlikte yargının giderek daha fazla siyasallaşarak iktidarın gündemi ve ihtiyaçları üzerinden hareket etmesi ülkede gerek emekçiler ve gerekse yurttaşların büyük bir kesimi açısından adalet arayışının yoğunlaşmasına yol açmıştır. Gezi davası ve Şenyaşar Ailesinin mücadelesi bu adalet arayışın simgeleri olarak öne çıkmıştır. Fiili OHAL ortamında inşa edilen tek adam rejimi uygulamaları sonucunda toplumun birçok kesiminde adalete olan ihtiyacı hiç olmadığı kadar temel bir talep haline getirmiştir. Tek Adama dayalı rejimin fiili uygulamalarının anayasa üstü görüldüğü günümüzde temel mücadele alanlarının başında emek, demokrasi, eşitlik, barış ve adalet mücadelesi gelmektedir. KESK olarak da sendikal hak ve özgürlüklere yönelik ihlallerin artmasına karşı ve KESK’li ihraç üyelerinin görevlerine iade edilmelerine yönelik hukuki, fiili ve meşru mücadelemiz kesintisiz devam ediyor. Bundan ve 20 Temmuz AKP sivil darbesi uygulamalarının yıldönümünden hareketle; KESK şubeler platformu olarak Mersin’de ve aynı anda tüm illerde 20-25 Temmuz 2022 tarih aralığında ve 17.00 – 19.00 saatlerinde, “OHAL Sürüyor, Adaletsizlik Büyüyor!” şiarıyla adalet nöbeti eylemi gerçekleştireceğiz. Bu vesileyle, iktidar bloğunun temel hak ve özgürlükleri ayaklar altında alan, anayasayı hiçe sayan, yargıyı siyasallaştıran uygulamalarından rahatsız olan, başta çalışma hakkımızı elimizden alan hukuksuz ihraçlar olmak üzere bu uygulamalar nedeniyle mağdur olan, demokrasi, eşitlik, özgürlük, barış ve adalet talebi olan tüm kesimleri eylemimiz ile dayanışmaya, nöbetimizi ziyaret ederek düşüncelerini ifade etmeye çağırıyoruz” dedi.