17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 23. yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yapan Mersin Yapı Müteahhitleri Derneği Başkanı Nesim Ekinci, “Son yıllarda inşaat sektörümüz oldukça gelişti, daha güvenli binalar yapılıyor. Ancak, yeni yapılan yapılar arasında da düşük kaliteli malzemeler kullanılarak binalar inşa edenler oluyor bu nedenle lütfen tüketicilerimiz de konut tercih ederken, dış cephe estetiği, büyüklük gibi unsurların yanında binanın yapı ve malzeme kalitesini sorgulasın. Nasıl araba alırken bir ustaya gösteriyorsanız, canınızı, ailenizi, her şeyinizi emanet ettiğiniz yapınızı bir bilene sormadan, güvenilir olmayan firmalardan almayınız. Yapınızın mimar ve mühendisiyle de temasa geçerek uzman bir kuruluştan tespit isteyiniz” dedi. Türkiye’de büyük yıkıma yol açan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 23’üncü yıldönümü nedeniyle açıklamada bulunan Ekinci, hayata geçirilen düzenlenmelere rağmen Türkiye’nin de Mersin’in de hala depreme tam anlamıyla hazırlıklı olmadığını belirtti.

“GÖLCÜK DEPREMİ BİR MİLAT OLDU”

MERYAP Başkanı Ekinci, Türkiye’nin, Dünya’da meydana gelen depremlerin yaklaşık yüzde 20 – 25’inin oluştuğu bölgenin en tehlikeli kesiminde yer aldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Geçmiş yıllarda yaşanan depremlerde, kaçak ve denetimsiz yapılardan dolayı çok sayıda can kaybının olması, deprem tehdidi karşısında inşaat sektörünü öncelikli sektör haline getiriyor. Bu nedenle depreme karsı alınabilecek önlemlerin başında güvenli yapılar inşa etmek geliyor. 23 yıl önce yaşanan 7.4 büyüklüğündeki Marmara depremi, Türk inşaat sektöründe profesyonelliği ve yeniden yapılanmayı beraberinde getirdi. İnşaat firmaları kurumsallaşırken, yasalarla denetimler ve yaptırımlar artırıldı. Eski ve dayanıksız yapıların yerini yeni binalar almaya başladı, fakat yine de tüm bunlar olası bir depreme hazırlanmak için yeterli görülmüyor.” Türkiye’de riskli yapı sayısının hala oldukça fazla durumda olduğunu belirten Nesim Ekinci, konut tercihinde daha bilinçli ve dikkatli olmasının önemine değinerek, “Deprem konusunda sorumluluk yapı sahibinden, yapı müteahhidine, yapı denetim kuruluşları ve denetçilerden tüketiciye kadar hepimizindir. Vatandaşlar, konut tercih ederken, dış cephe estetiği, mutfağı, banyosundan, büyüklüğünden ziyade binanın yapı kalitesini ve malzeme kalitesini sorgulamalıdır. Deprem gerçeğinde yaşadığımız ülkemizde bildiğimiz bir riskte hayatımızı, ailemizin canlarını nasıl şansa bırakabiliriz? Bugün, nasıl alacağınız bir arabanın can güvenlik unsurları, markası, sektördeki yeri sizler için ne kadar önemliyse oturacağınız evinde dayanaklılığı, depreme karşı güvenliği, firması da bir o kadar önemli olmalıdır. Bu nedenle tüketiciler, markalaşmış, yıllardır sektöre emek vermiş ve bu sektöre yatırım yapmayan devam eden güvenilir inşaat şirketlerinin projelerini tercih etmeleridir” diye konuştu. Ekinci, öte yandan özellikle Yenişehir ve Akdeniz gibi kentin büyük ilçelerinde 50-60 yıllık hatta daha fazla ömre sahip ekonomik ömrünü tamamlamış, depreme dayanıksız evlerin yoğun olduğu mahallelerde deprem odaklı kentsel dönüşümü hayata geçirilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunarak, “Türkiye’nin deprem kuşağında bulunduğunu unutmamalı, daha büyük acılar yaşamamak için depreme karşı her zaman hazırlıklı olmalıyız” dedi.