Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Op. Dr. Yenal Erten, kuru göz hastalığı ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Kuru göz hastalığının, gözyaşlarının gözler için yeterli yağlamayı sağlayamadığında ortaya çıkan yaygın bir hastalık olduğunu dile getiren Erten, "Gözyaşları birçok nedenden dolayı yetersiz kalabilmektedir. Yeterince gözyaşı üretilmediğinde veya kalitesiz gözyaşı üretildiğinde kuru göz meydana gelmekte. Kuru göz hastalığı devamında, göz yüzeyinde iltihaplanmaya ve hasara yol açmakta. Göz kuruluğu tedavisinde kullanılan yeni teknolojiler sayesinde hem gözyaşı üretimini hem de gözyaşı kalite ve miktarını artırmak söz konusu olabiliyor" diye konuştu.
“VÜCUT TARAFINDAN GÖZYAŞI SALGILANMAYABİLİYOR”
Gözyaşı filminin 3 katmandan oluştuğunu belirten Op. Dr. Yenal Erten, ”Kuru göz, gözyaşının vücut tarafından salgılanmaması veya mevcut gözyaşının buharlaşmasıyla ortaya çıkan bir sağlık problemidir. Gözyaşı, sağlık açısından gereklidir. Göz kuruluğu, sağlıklı gözyaşı filmini bozan çeşitli nedenlerden kaynaklanır. Gözyaşı filminin üç katmanı vardır: Yağlı yağlar, sulu sıvı ve mukus. Bu kombinasyon normalde gözlerin yüzeyini kaygan, pürüzsüz ve temiz tutar. Bu katmanlardan herhangi biriyle ilgili sorunlar kuru gözlere neden olabilir” dedi. Kuru gözün çok rahatsız edici bir durum olduğunun altını çizen Yenal Erten, "Kuru göz tedavi edilmezse korneaya zarar vererek gözde iltihap ve enfeksiyona sebep olabilmekte. Özellikle kontak lens kullanan, diyabet hastası olan ya da aile öyküsü bulanan kişilerin düzenli göz kontrolü yaptırması önemlidir. Kuru göz çok rahatsız edici bir durumdur ve kuru gözde gözler batabilir veya yanabilir. Uçakta, klimalı bir odada, bisiklete binerken veya birkaç saat bilgisayar ekranına baktıktan sonra olduğu gibi belirli durumlarda da göz kuruluğu yaşanabilmektedir. Kırmızı, tahriş olmuş, yorgun veya ağrılı gözler gibi uzun süreli kuru göz belirtileri olduğunda bir uzmana başvurulmalıdır” diye aktardı. Kuru gözün belirtileri arasında özellikle bilgisayar başında çalışan kişilerde çabuk yorulma ve ekrana eskisi kadar uzun bakamama sorunlarının olduğunu vurgulayarak diğer belirtileri de sıralayan Erten, ”Gözlerde yanma, batma ve yabancı cisim hissi, kaşıntı, kızarıklık, bulanık görme, özellikle bilgisayar başında çalışan kişilerde çabuk yorulma ve ekrana eskisi kadar uzun bakamama” diye konuştu.
SHİRMER TESTİ İLE GÖZYAŞI MİKTARI ÖLÇÜLÜYOR
Kuru göz hastalığının sebebinin saptanması için hastadan alınan bilgilerin çok önemli olduğuna değinen Erten, ”Göz kuruluğu tanısı konulmasında kullanılan testler bulunmakla birlikte en sık kullanılan yöntem detaylı bir göz muayenesidir. Kuru göz hastalığının sebebini bulmak için hastanın vereceği bilgiler önemlidir. Shirmer testi ile gözyaşı miktarı ölçülür, göze uygulanan bir damla ile gözyaşının kalitesi belirlenir" ifadelerine yer verdi. Op. Dr. Erten, göz kuruluğunun nedenlerini şu şekilde sıraladı: ”Kontakt lens kullanımı, eibomian bezi disfonksiyonu, hamilelik, sjögren sendromu, A vitamini eksikliği, Omega-3 yağ asidi eksikliği, LASIK ameliyatı, antihistaminik kullanımı, bazı tansiyon ilaçları ve bazı antidepresanlar, hormon replasman tedavisi, tütün dumanına maruz kalma veya enfeksiyon gibi kronik konjonktivit.” Göz kuruluğu hastalığında OPE-İPL teknolojisi kullanıldığında, sinir uçlarını uyararak gözyaşı üretiminin artırıldığını vurgulayan Yenal Erten, “OPE-İPL teknolojisi kullanılarak, göz kapaklarında ısısal etki oluşturularak ve gözyaşı salgılayan bezlerin ağızlarındaki kaslar çalıştırılarak gözyaşındaki yağ miktarı artırılır. Bu sayede gözyaşı buharlaşması azaltılarak miktar ve kalite artırılmış olur. OPE-İPL teknolojisi aynı zamanda sinir uçlarını uyararak gözyaşı üretimini de artırmaktadır. Sonuç olarak hem üretim artar hem de kayıp azaltılarak gözyaşı kalite ve miktarı artırılmış olur” diye sözlerine ekledi.