Haber Merkezi
Anne sütü bebeklerin ilk aşısı olarak ifade ediliyor. Anne sütü ile beslenme ömür boyu sağlıklı olma, optimal büyüme ve gelişim kapısının anahtarını oluşturuyor. 2 yaşına kadar emzirilen çocukların ileriki hayatlarında pek çok kronik hastalıktan korunduğu biliniyor. Emzirmek bebeğe olduğu kadar anneye da fayda sağlıyor. Anneler çeşitli kanser türlerinden, kalp damar hastalıklarına kadar pek çok sorundan emzirme sayesinde korunabiliyor. “1-7 Ekim Dünya Emzirme Haftası”nda emzirmenin faydaları hakkında bilgi veren Uz. Dr. Serap Sapmaz, “Yetersiz beslenmenin yılda 2,7 milyon çocuk ölümü veya tüm çocuk ölümlerinin yüzde 45'i ile ilişkili olduğu tahmin edilmektedir. Bebek ve küçük çocukların beslenmesi; onların hayatta kalmasını sağlamak, sağlıklı büyüme ve gelişmelerini desteklemek için önemli bir konudur. Bir çocuğun yaşamının ilk 2 yılı özellikle önemlidir, çünkü bu dönemde optimal beslenme onu enfeksiyonlardan korur, kronik hastalık riskini azaltır ve genel olarak daha fazla gelişmesini destekler. Çocukların ileriki hayatları için doğumdan sonraki ilk 1 saat içinde emzirmeye başlanması ve ilk 6 ay boyunca sadece anne sütü ile beslenmesi önemlidir. 6.ayda uygun tamamlayıcı besinlere geçilir ve emzirme 2 yaş sonrasına dek sürdürülebilir. Anne sütü, bebeğin tüm ihtiyacını karşılayan ve bebek için gerekli olan protein, yağ, demir, vitamin gibi her türlü besin değerlerini içeren ideal besin kaynağıdır” ifadelerini kullandı.
ANNE EMZİREREK SAĞLIK KAZANIR
Emzirmenin hem bebekler hem de anneler için çok sayıda yararı olduğunun altını çizen Dr. Sapmaz, “Anne sütü bebeğe ideal beslenme sağlar, büyüme ve gelişmeyi destekler. Emzirme ayrıca bebeğin ve annenin belirli hastalıklardan korunmasına yardımcı olur. Emzirmenin anne açısından faydaları şöyle sıralanabilir: Meme ve yumurtalık kanserine karşı koruyucudur. Kalp damar hastalıklarına ve kansızlığa karşı korur. Şeker hastalığı riskini azaltabilir. Kemik erimesi riskini azaltabilir. Doğum sonrası eski kiloya daha hızlı kavuşulur. Hazırlık ve temizlik gerektirmez. Annenin ruh sağlığını korur. Rahim kanamaları daha az görülür. Ekonomik ve çevrecidir. Bebekler için anne sütü güçlü bir koruma kalkanı… Anne sütünün bebeklere faydaları ise şöyle sıralanabilir: Bebeğin ilk aşısı olarak nitelendirilen halk arasında ağız sütü olarak bilinen koyu sarı renkli ilk üst ‘kolostrum’ çok değerlidir. İlk beş günde üretilir. Damla damla gelir. Bebeğin dış ortamdaki hastalık yapan mikroplara karşı korunmasını sağlar. Enerji ve protein içeriği yüksektir. Anne sütü içerisinde hastalıklardan koruyucu hücreler ve proteinler bulunur. Anne sütü ile beslenen bebeklerde zatürre, orta kulak iltihabı, menenjit, ishal gibi bulaşıcı hastalıklara bağlı ölümler daha az görülür, hastalıklar daha hafif geçirilir. Yenidoğana anne sütü dışında herhangi bir yiyecek ya da içecek verildiğinde anne sütünün koruyucu etkisi düşmekte ve hastalıkların görülme riski artmaktadır. Bu nedenle gerekmedikçe bebeğe anne sütü dışında herhangi bir besin (su dahil) verilmemelidir. Anne sütünün sindirimi kolaydır. Bebekte sağlıklı bağırsak florası (mikrobiyata) gelişmesini sağlar, iç organların olgunlaşmasına yardımcı olur. Bebeklerin gaz sancıları daha az olur. Anne sütü ile beslenen bebeklerin ruhsal, bedensel ve beyin gelişimleri daha iyi olmaktadır. Bebeklerin zekâ puanları yükselmekte, gelişimsel sorunlar daha az görülmektedir. Anne sütü ile beslenme otizm ve dikkat eksikliği gelişme riskini azaltır. Anne sütü alan bebeklerin bağışıklık sistemi daha güçlüdür, bebeğin aşılara yanıtı daha iyi olur. Ayrıca emerken hassasiyet azalmakta, aşı yapılırken emzirilen bebekler daha az ağlamaktadır. Anne sütünün tadı annenin yediklerine göre değişiklik gösterir. Bu durum tamamlayıcı besinlerin bebek tarafından kabulünü kolaylaştırır. Anne sütü ile beslenme erken doğan bebekler için de önemlidir. Bebeklerin bağırsak gelişimini kolaylaştırır. Anne - bebek ilişkisini güçlendirir. Çocukluk çağı lösemileri gibi bazı kanserlere, çölyak, diyabet, alerjik hastalıklar gibi pek çok kronik hastalığa karşı koruma sağlar. Göz sağlığı, çene ve diş gelişimini iyi yönde etkiler” dedi.
“SÜTÜM YETMİYOR” SÖYLEMİ YANLIŞ BİR İNANIŞA DAYANIYOR
Bilimsel araştırma sonuçlarına göre ilk 6 ay tek başına anne sütü ile beslenme ve 6. aydan sonra uygun tamamlayıcı besinlere başlayarak emzirmenin en az 2 yaşa kadar sürdürülmesinin bebeğin ve toplum sağlığı açısından önemine değinen Dr. Sapmaz, “İlk aylarda anne sütü ile beslenme sıklığı ve süresi bebeğin isteğine göre ayarlanmalıdır. İlk emzirmelerde sütün hemen gelmemesi endişeye yol açmamalı, bebeğe başka bir besin verilmeden ve yakından izlem yapılarak emzirmeye devam edilmelidir. Ülkemizde anne sütü ile beslenme yaygındır ancak annelerin sütün yetersiz olduğu konusunda endişeleri vardır. Anne sütü yetersizliği nadir bir durumdur. İlk günler süt damla damla gelir ve bebeklerin midesi kiraz kadardır. Üçüncü günden sonra süt iner ve anne göğüsleri dolgunlaşır. İkinci hafta itibariyle göğüsler yumuşar ve anneler bu fizyolojik durumu sütüm azaldı olarak yorumlarlar. Oysaki bu durum normaldir. Emzirme sonrasında göğüslerin yumuşaması, bebeğin 6.günden sonra günde 6 kez idrar yapması, bebeğin aylık kontrolünde 500 gram tartı alması iyi büyüdüğünün göstergeleridir. Farklı pozisyonlarda emzirmek, gece emzirmek, ten tene temas ve günde 10-12 kez bebek istedikçe emzirmek sütü artırır. Bebek hakkında olumlu düşünceler, eş ve çevre desteği, annenin dinlenmesi diğer önemli noktalardır. Her anne, bebeğinin hayata tutunabilmesi için en uygun sütü üretir ve aynı anda iki bebek büyütecek kadar süt üretme kapasitesine sahiptir. Annelerde çevrelerinden destek alamama, özgüven eksikliği, yorgunluk, ticari ürün reklamlarının etkisinde kalma ve stres gibi nedenlerle sütünün yetmeyeceği endişesi görülmektedir. Endişe duyan anneye destek olmak ve anneyi doğru bilgilendirmek gerekir. Yenidoğan bebeğin mide kapasitesi doğduğunda kiraz, üç günlükken ceviz, yedi günlükken kayısı ve bir aylıkken yumurta kadardır. Bu bilgi aile ile paylaşıldığında annenin ‘Sütüm yetmeyecek!’ endişesi yatışabilmektedir. Anne sütü yapımını artıran en önemli etmenler bebeğin sık olarak doğru teknik ile emzirilmesi, annenin dinlenmesi ve moralinin iyi olmasıdır. Dolayısıyla bebek her istediğinde emzirilmeli, anne yalnız kalmamalı (aile desteği olmalı) ve memelerin sertleşmesine izin verilmemelidir. Saate bağlı olarak değil bebeğin açlık sinyalleri gözetilerek emzirilmelidir. Bebeğin aranması, başını çevirmesi, elini ağzına götürmesi durumlarında emzirilmelidir. Ağlayan bebek önce sakinleştirilip sonra emzirilmelidir” şeklinde konuştu.