Neşet TORUN
Mersin’de “Kasım’da direniş başkadır” sloganıyla sokakları dolduran kadınlar ve LGBTİ+’lar, “Birbirimiz için sokaktayız, erkek devlet şiddetine karşı isyandayız.” dedi. Mersin Kadın Platformu, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü sebebiyle Kushimoto Sokağında yürüyüş gerçekleştirdi. Platformun çağrısıyla bir araya gelen kadın+’lar erkek-devlet şiddetine karşı susmayacaklarını ifade etti. Kushimoto Sokağında yürümeye başlayan kadınlar sık sık “Kadın cinayetleri politiktir”, “Jin, jiyan, azadi”, “Trans cinayetleri politiktir”, “Aile değil kadınız, isyanadayız”, “Yaşasın feminist mücadelemiz” sloganları atıldı. “Birbirimiz için sokaktayız, erkek devlet şiddetine karşı isyandayız” yazılı pankartın taşındığı yürüyüş Özgecan Aslan Meydanına kadar sürdü. Burada yapılan basın açıklamasını Mersin Kadın Platformundan gazeteci Ayşenur Önal okudu.
“EŞİT BİR DÜNYA İSTİYORUZ”
Daha eşit bir dünya için kadınların isyanı büyüttüğünü söyleyen Önal, “Türkiye’nin dört bir yanından, Arjantin’e, Şili’ye, Polonya’dan, Afganistan’a, Rojava’ya dünyanın her yerinden yükselen kadın direnişleri İran’da katledilen Jina Amini’nin ardından diktatörlüğe, otoriter rejimlere, ataerkilliğe karşı bir başkaldırıya dönüştü. Kadınlar olarak bugün burada; şiddete, cinsiyetçiliğe, savaşa, yoksulluğa karşı; eşitlik, adalet, barış ve özgürlük için isyanı büyüterek mücadeledeyiz diyoruz.” diye konuştu. Geçtiğimiz 25 Kasım’dan bugüne erkek şiddetinin hız kesmeden devam ettiğini belirten Önal, son on ay içerisinde 337 kadının katledildiğini, 190 şüpheli kadın ölümünün gerçekleştiğini aktardı. İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesinin şiddeti arttırdığına da dikkatleri çeken Önal, Her ay onlarca kadın koruma kararına rağmen katledilirken, 6284 sayılı yasa uygulanmıyor, hatta yasanın sağladığı haklar kısıtlanmaya çalışılıyor. “ Erkek adalet değil, gerçek adalet!” demek için alanlarda, adliye önlerinde, duruşma salonlarındayız! Ama en çok tüm bunların hesabı için peşinizdeyiz! ‘Aile yürüyüşleri’ adı altında LGBTİ+ nefreti körükleniyor. İktidar desteğiyle her gün bir kentte örgütlenen ‘aile yürüyüşleri’ adı altında LGBTİ+ karşıtı gösterilerle homofobi ve nefret söylemleri körükleniyor “Kadın cinayetleri münferit değil, politiktir” Düşmanca politikalarınızın karşısında biz varız!” şeklinde konuştu.
“BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYECEĞİZ”
Dezenformasyonla Mücadele Yasasına da değinen Önal, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bizlerin mücadelesini yaşanılan her koşula rağmen yurttaşa duyurmaya çalışan onlarca gazeteci uyduruk gerekçelerle tutuklandı. Tutuklamalara kılıf olsun diye sansür yasasının çıkarıldığını biliyor ve asla bu yasaya boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz! Tutuklu gazetecilerin özgür olamadığı her günün hesabını vereceksiniz! Sansür yasasıyla sesimizi kısamayacak, ensenizde daha çok hissedeceksiniz. Tüm bu saldırılara rağmen dünden bugüne dayanışmanın gücüyle çoğalarak güçlenen, örgütlülüğe dönüşen ve iktidarları sarsan kadın mücadelesi inancımızı büyütüyor. İran’da “Bizi zorla kendi cennetinize götüremezsiniz” diyerek sokakları isyan alanlarına çeviren, Rojava’da DAİŞ karanlığına direnen, Arjantin’de “bir kişi daha eksilmeyeceğiz” diyerek adliye binasını ateşe verenleriz. Bir kişi daha eksilmemek için, bize sınırlar çizmeye çalışanlar unutmasın bizim ‘fıtratımızda özgürlük var!’ 62 yıl önce diktatörlüğe karşı direnişte simgeleşen Mirabel kardeşlerden bugüne dünyanın dört bir yanında kadınlar olarak Jin, Jıyan, Azadi sloganıyla işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında birlikteliğimizden ve dayanışmamızdan aldığımız gücün kararlılığıyla birbirimiz için sokaklardayız! Her gün birbirimize “umutsuzluğa düşersen bu kalabalığı hatırla” demek için buradayız! Tüm gücümüz ve isyanımızla sokaklarda olmaya devam edeceğiz.”
TARSUS’TA DA KADINLAR SOKAKTAYDI
Mersin’in Tarsus ilçesinde de kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde sokağa inerek, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” diyerek haykırdı. Yarenlik Alanı’nda bir araya gelen kadınlar sloganlar atarak, basın açıklaması yaptı. Platform adına açıklamayı yapan Fadime Çalgan, “25 Kasım 1981’den bu yana dünyanın dört bir yanında biz kadınlar; toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, erkek şiddetine, tecavüze, tacize, savaşa, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı kadın dayanışmasını örüyor, seslerini yükseltiyoruz. Türkiye’nin dört bir yanından, Arjantin’e, Şili’ye, Polonya’dan, Afganistan’a, İran’a dünyanın her yerinden yükselen kadın direnişleri İran’da katledilen Jina Mahsa Amini’nin ardından diktatörlüğe, otoriter rejimlere, ataerkiye karşı meydan okuyor . Geçtiğimiz 25 Kasım’dan bugüne erkek şiddeti hız kesmeden devam etti. Son on ay içerisinde 337 kadın katledildi, 190 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Katliam boyutuna varan kadın cinayetleri iktidarın politikalarından bağımsız değil. AKP- MHP iktidar bloku tekçi, gerici, militarist, cinsiyetçi ve homofobik temelde oluşturmayı tasarladığı yeni toplumsal düzenin inşası için kadın kazanımlarını hedefe alan düzenlemelere hız vererek erkek devlet şiddetini her gün yeniden üreten politikaları hızla hayata geçiriyor. ‘Kadın cinayetleri münferit değil, politiktir’ demek için alanlardayız. İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı kararıyla iptal edilmesi şiddet faillerini cesaretlendirirken, mücadeleyle elde edilen tüm kazanımları ortadan kaldırmak için iktidar adeta biz kadınlara savaş ilan etmiş durumda. Her ay onlarca kadın koruma kararına rağmen katledilirken, 6284 sayılı yasa uygulanmıyor, hatta yasanın sağladığı haklar kısıtlanmaya çalışılıyor. Erkek yargı her fırsatta kadın katillerine iyi hal ve haksız tahrik indirimi için gerekçe bulmaktan geri durmuyor. ‘Erkek adalet değil, gerçek adalet!’ demek için 25 Kasım’da alanlardayız. Ataerkil kapitalizm, yaşamımız ve kazanımlarımıza dönük saldırıları arttırarak muhafazakâr toplumu bedenimiz üzerinden inşa etmek istiyor. Bizleri eve, aileye, kocaya, babaya ait ‘makbul’ kadınlar olmaya, bedenimizi kuluçka makinası, kariyerimizi annelik olarak tanımlamaya çalışıyor” dedi.