Neşet TORUN
Samsun Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Erhan Usta tarafından devlet memurlarının siyasi faaliyette bulunmalarının ve bunun yol açtığı demokratik, ahlaki ve manevi tahribatın önlenmesi için gerekli tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesi lehine İYİ Parti Grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Behiç Çelik, “15 Ocak 2023 tarihinde Muğla Valiliği bir paylaşım yapıyor ve resmen Cumhurbaşkanı üzerinden AKP propagandası yapıyor. Yapılan bu aleni hadsizlik ve partizanlık, yönetim kültürü çok yüksek olan Türk idarecilerine hiç yakışmamıştır; bunu kınıyorum, ayıplıyorum. “Devlet, partinin bir aparatıdır.” anlayışı ne kadar ilkel bir anlayıştır. Yönetimdeki bu kanserleşme, kuşkusuz, devlete yanlış besleme yapan AKP'yi en başta yok edecektir. “AKP eşittir devlet” demek yok olmak demektir arkadaşlar. Allah korusun, hep birlikte tarihten silinebiliriz. O yüzden, Muğla Valiliği hakkında Mülkiye Teftiş Kurulunun harekete geçirilmesi şarttır” ifadelerini kullandı.
“AK PARTİ YÜZDE 40’IN ALTINDA”
AK Parti iktidarlarının devlet ve kamu kurum ve kuruluşları üzerinden binlerce partizan uygulamalar yaptığını iddia eden Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Memurları, üye işçileri mitinge zorla götürmek, sel ve yangın afetlerinde parti şovları sergilemek, partizan icraatlar, polis üzerinde özellikle yargı erkine suç olmasına rağmen- baskı yapmak ya da hâkim ve savcıları tayin ettirmek, usulsüz ihaleler, haksız, yersiz krediler, üniversitelerin partizanlaştırılması, liyakatin göz ardı edilmesi, valilik toplantılarına bizzat iktidar vekillerinin katılarak süreci yönetmesi, sivil ve askerî şahsiyetlerin alkışa zorlanması gibi daha binlerce örnek sayabilirim. Devletin saygın organları AKP elinde siyasi hesaplara maalesef kurban edilmektedir, bunun anlamı AKP'nin hukuku çiğnemede gözünü kararttığını göstermektedir. Yine, yerleştirmeye çalıştıkları rejim tam bir bataklıktır. Bugün itibarıyla yüzde 40’ın altına düşmüş bir iktidar, yüzde 60’ın üzerinde güce sahip bir kesimi yok farz ederek halka rağmen iktidarını sürdürmeyi kurguladığı baskı rejimiyle sağlamaya çalışıyor. İnsanlık tarihi böyle bir modeli asla kalıcılaştırmamıştır. Devleti partiye indirgeyen, memurunu parti mensubu sayan, millet iradesine gözünü kapayan her iktidar geride bir enkaz bırakarak yok olmuştur. Bir demokratik hukuk devletinde devlet ve parti ilişkisi örtüşen bir ilişki değildir. Eğer partiyi devletleştirirseniz yani parti devleti kurarsanız bu büyük bir zulmü de beraberinde getirir; bunun birçok örnekleri var. Mesela Sovyetler Birliği Komünist Partisi; devletin sahibidir, milyonlarca insanın savaş ve açlıktan ve siyasi cinayetlerden yok olmasına neden olmuştur. Nitekim, Almanya’yı faciaya sürükleyen Nazi Partisi de diğer bir benzeridir. Bizde, Balkan Harbi; asırlarca egemenliğimizde kalan Balkanlar’ın bir yıl içerisinde bütünüyle elimizden çıkmasıyla sonuçlanmıştır; bunun sebebi partizanlaşmış Osmanlı bürokrasisi ve askeriyesidir. Neredeyse Türklük sükût edecekti arkadaşlar, ne mutlu ki Atatürk’ün millî mücadelesiyle yok olmaktan kurtulduk. Bir milletin bütünüyle kurtulmasında... Evet, bugünlere geldiğimizde, askerimize, bürokratımıza, aydınımıza, diyet borcuna sokulanlara AKP Politbürosunun alkışlatıldığını üzülerek görüyoruz; bunu hep birlikte reddetmeliyiz ve buna karşı çıkmalıyız. Devlete ciddiyet yakışır arkadaşlar.”