Haber Merkezi
Son yıllarda sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddete tepki gösteren Mersin Tabip Odası yönetimi, durmayan şiddete karşı iktidara; “Yaşatmak için yaşamak istiyoruz!” diyerek seslendi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Oda Başkanı Dr. Nasır Esanır, “Son haftalarda ülkenin dört bir yanındaki meslektaşlarımızdan gelen ölüm haberleri ile tekrar ve tekrar sarsılmaktayız. Hekimlerde gördüğümüz ani ölümler, basın-yayın kuruluşlarına da yansıdığı üzere dikkat çekici şekilde artmaktadır. Sadece 2023 yılının ilk 20 gününde en az beş meslektaşımızı genç yaşta kaybettik. Üç meslektaşımızın ölümünde kalp krizi (akut MI), bir meslektaşımız için inme, bir meslektaşımız içinse intihar (suisit) ön tanısı konulduğu bilgisini aldık. Özellikle Sağlıkta Dönüşüm Programı sonrasında aşama aşama gasp edilen ekonomik ve özlük haklarımız, ağırlaşan çalışma koşullarımız ve sağlıkta şiddet; pandemi ve ekonomik krizle beraber dayanabileceğimiz noktaları da aşmış, “bıçak kemiği delip geçmiştir” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIKÇILARIN ANİ ÖLÜMÜ ARTTI”
Bir diğer konunun ise birçok bilimsel çalışmada gösterildiği üzere Covid-19 enfeksiyonu geçirenlerde iskemik kalp hastalığı ve diğer birçok hastalığın daha yüksek oranda görülebilmesi olduğunu kaydeden Dr. Nesanır, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Pandeminin doğru şekilde yönetilmemesi sonucunda pandeminin yükünü çeken sağlık çalışanlarının birçoğu virüsle karşılaştı. Yüzlerce sağlık çalışanı, COVID-19 nedeniyle yaşamlarını yitirirken daha da büyük bir çoğunluk ise hastalığı geçirmesine rağmen halen bu hastalığın neden olduğu sorunlarla uğraşmaktadır. Buna rağmen ne covid-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edildi ne de TTB'nin pandemi sürecindeki her sene için 120 gün yıpranma payı talebi karşılandı. Son dönemde meslektaşlarımızın ani ölümleri, hem mesleğimiz ve hem de sağlık sistemi için ciddi bir alarm işareti gibi görünmektedir. Kaldı ki karşılaştığımız ölümlerin, buzdağının yalnızca görünen yüzü olduğunu, henüz hayatını kaybetmemiş birçok meslektaşımızın da ciddi şekilde yıprandığını hepimiz biliyoruz. Ancak şu ana kadar sağlık çalışanlarının ölümleri ve ne kadar yıprandıkları araştırılmadığı gibi toplumda son iki senenin ölüm ve ölüm nedenleri, Türkiye İstatistik Kurumu üzerinden kamuoyuyla paylaşılması gerekirken paylaşılmamıştır. “Önce zarar verme” ilkesini benimsemiş, her kim olursa olsun hastasını tedavi etmek ve yaşatmak için gerekli koşulları sağlamaya yemin etmiş bir meslek grubunun zarar görmesi engellenmelidir. Konu, Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere ilgili bütün kuruluşların öncelikli görevidir. Bu bağlamda; konuyla ilgilenen tüm kuruluşların temsil edildiği bir komisyonun oluşturulup Sağlık Bakanlığı’nın elindeki tüm verilerin paylaşıldığı bir ortamda hem hekimlerdeki hem de toplumdaki ölümler araştırılmalıdır. Altta yatan nedenlere yönelik önlemler geliştirilmeli, önlem alınamayan koşullarda ise yıpranma payının artırılması gibi uygulamalarla görülen zarar telafi edilmelidir.”