Hüseyin KIRKGÖZ
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, deprem sonrası Mersin'e olan göç dalgasının ve sonrasında karşılaşılacak ekonomik, sosyal, fiziki sorunların yönetim ve çözüm önerilerini ortaya koyarak, Mersin'in bu anlamda 'özel destek kapsamına alınmalı' çağrısına da destek verdi. Konuyla ilgili Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde (MGC) basın açıklaması yapan platform üyeleri, Mersin’de yaşayan halka, siyasi partilere, sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerine bu talepleri sahiplenmeye ve çaba harcamaya; İktidarı ise kentin mevcut konumunu dikkate alarak gerekli tedbirleri almaya çağırdı. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklama yapan Büro Emekçileri Sendikası (BES) Mersin Şube Başkanı Murat Doğan, “Ülkemizde yaşanan depremler 11 İl ve yaklaşık 13.5 milyon vatandaşımızı etkilemiş, binlerce yurttaşımız hayatını kaybetmiş ve 100 bini aşkın vatandaşımız da yaralanmıştır. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyoruz” ifadelerini kullandı.
“DEPREMZEDELER MERSİN’DE KALICI OLACAK”
“Mersin Emek ve Demokrasi platformu olarak daha önce, deprem öncesi tedbirleri almayan ve deprem sonrasında da anında müdahalede bulunmayarak sınıfta kalan iktidara seslenerek, gerek deprem bölgesindeki gerekse de diğer illere göç eden vatandaşların ihtiyaçlarının en hızlı bir şekilde karşılanmasını talep etmiştik” şeklinde konuşan Doğan, “Depremden sağ kurtulan vatandaşlarımız, güvenli ikamet edebilecekleri, temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri ve özellikle de akraba ve yakınlarının bulunduğu, kısmen deprem kuşağında olmayan İllere gitmek zorunda kalmıştır. Mersin İli gerek konumu bakımından deprem bölgesi dışında olması gerekse deprem bölgesine yakınlığı ve akraba ilişkilerinden dolayı depremzedelerin en fazla tercih etmiş oldukları İl olmuştur. Yetkililerin yapmış olduğu son açıklamalara göre yaklaşık olarak İlimize 350-400 bin depremzede göç etmiştir. Mersin halkı da depremzedelere ilk günden itibaren kapılarını açmış ve imkanlarını seferber etmiştir. Uzmanlar, ilimize gelen insan göçünün yaklaşık yarısını oluşturan vatandaşımızın kentimizde kalıcı olacağını tahmin etmektedir” dedi.
“MERSİN AFET BÖLGESİNE ALINMALI”
Ancak, afet sonrası göç dalgasına hazırlıksız olan Mersin’in barınma, sağlık, eğitim, alt yapı ve ulaşım başta olmak üzere gelen depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığına dikkat çeken Doğan, “Kentimizde ikamet eden 2 milyon 700 bin vatandaşımızın ihtiyaçlarının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde karşılanması yerel yönetimlerin imkanlarını aşmaktadır. Dolayısıyla, kentimiz “Sosyal Afet” bölgesine dönüşmeden, depremzede vatandaşlarımızın göçüyle ortaya çıkan ihtiyaçların sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde karşılanabilmesi ve kentin daha dirençli hale gelmesi için İlimizin “Özel Bir Destek/Statü Kapsamına” alınması ve genel bütçeden daha fazla ödenek ayrılması zorunluluk haline gelmiştir. Bugüne kadar kentimizin ihtiyaçları doğrultusunda yerel yönetimlerce hazırlanıp merkezi idareye sunulan projeler derhal onanmalı, merkezi bütçeden ilimize ayrılan ödeneklerin ilimizdeki 400 bin Suriyeli göçmen, 400 bin depremzede ve ilimiz nüfusuna kayıtlı 1 milyon 900 bin vatandaşımız dikkate alınarak 2 milyon 700 bin nüfus üzerinden hesaplanarak gönderilmelidir” şeklinde konuştu.
“DERHAL TEDBİR ALINMALI”
Belediyeler koordinatörlüğünde Afet Yönetimi Strateji Eylem Planı çalışmalarına zaman yitirilmeden derhal başlanması çağrısında bulunan Doğan, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu stratejik eylem planı çalışması belediyeler, kamu kurumları, meslek odaları, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve kentin diğer paydaşlarının katılımıyla geniş ve kapsayıcı bir işbirliği ile yürütülmelidir. Yer bilimcilerin yeni depremi Adana ve Kıbrıs gibi ilimize yakın bölgelerde olma olasılığını ön plana çıkardıkları düşünüldüğünde ilimizdeki yapı stoku zaman geçirilmeden denetlenmeli ve gerekli tedbirler de alınmalıdır. Deprem bölgesinde güvenli barınma ve yaşam koşulları derhal sağlanmalı, kendi illerinde yaşamak isteyen bütün depremzedeler için yeterli ekonomik ve sosyal koşullar oluşturulmalıdır. Buradan Mersin’de yaşayan halka, siyasi partilere, sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerine bu talepleri sahiplenmeye ve çaba harcamaya; İktidarı ise kentimizin mevcut konumunu dikkate alarak gerekli tedbirleri derhal almaya çağırıyoruz. Alınmayan tedbirler sonucu oluşacak her olumsuzlukta tedbir almayanların sorumlu olacağını bugünden belirtiyoruz.”
ANTMEN KANUN TEKLİFİ VERDİ
Öte yandan CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, Mersin'in afet bölgesi ilan edilmesi için kanun teklifi verdi. Teklifinde şu ana kadar Mersin'e 400 bin depremzede geldiğini belirten CHP'li Vekil "Yaşanan deprem felaketlerinden sonra başta Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman olmak üzere; depremin en yoğun hissedildiği bölgelerden Mersin’e göç başlamıştır. Mersin bu illere en yakın il olması yanında bu on ilimizde yaşayan vatandaşlarımızın akrabaları da Mersin’de yoğun olarak ikamet etmektedir" dedi. Mersin'in deprem bölgesinden gelen tüm depremzede vatandaşlara kucak açtığını ve sonuna kadar da kucak açmaya devam edeceğini belirten Antmen "Mersin’de barınmayı seçen depremzedelerimizin sayısının yapılan kayıtlar ve su tüketim artışı hesaplamalarıyla 20 Şubat 2023 tarihi itibariyle 400.000 kişi olduğu tahmin edilmektedir. Bu sayı her geçen gün daha da artmaktadır. Mersin zaten şimdiden sosyal afet bölgesi oldu" ifadelerini kullandı. Deprem yaralarının sarılmasıyla depremzede vatandaşların kendi illerine geri dönmesi söz konusu olabilecekse de bu sürenin en az 1 yılı aşacağını söyleyen Antmen "Daha da önemlisi Mersin iline gelen depremzedelerin en az yüzde 75’inin Mersin’de kalıcı olarak ikamet edebileceği tahmin edilmektedir. Mersin başta konut sorunu olmak üzere; gıda, giyecek, doğalgaz ve temel ihtiyaçlar konusunda çok acil desteğe ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle Mersin’in afet bölgesi ilan edilmesi gerekmektedir” dedi.