Hüseyin KIRKGÖZ
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Kanal 33 TV, İçel TV ve Sun TV ortak yayınında Gündem Programı’nda Semir Bolat ve Ahmet Özdemir’in gündeme dair sorularını yanıtladı. Mersin’in deprem felaketinde yardımlar konusunda büyük iş gördüğünü kaydeden Kızıltan, “Bölgede iyi ki Mersin gibi güçlü bir kent varmış. Tüm birimleriyle belediyesiyle, valiliğiyle, STK’larıyla, halkımızla, kamu kurumlarımızla hakikaten samimi şekilde kucak açan, depremden kurtulan depremzede vatandaşlarımızın güvenle gelip hiç düşünmeden Mersin’e gider başımı sokacak yer bulurum dediği bir kent. Hakikaten de düşündükleri gibi oldu. Mersin çok iyi bir koordinasyon içinde destek olundu. Valimizin Kırıkhan’da görevlendirilmesine rağmen büyük bir uyum içinde çalışıldı. Bazıları yanılgıya düşüyor ama Belediyeler de bir kamu kuruluşu. Aynı devlete bağlı kurumlar” dedi.
“KONUKLARIMIZI İYİ MİSAFİR ETMEK İSTİYORUZ”
Mersin’in özel statüye kavuşması için ilk günden çağrıda bulunduklarının altını çizen Kızıltan, “Ulusal TV kanallarında dile getirdik. Tüm STK’larla toplantı yaptık. Belediye başkanımızla birlikte ortak metin kaleme alıp Sayın Cumhurbaşkanımıza gönderildi. Ben hem Adıyaman’da hem Gaziantep’te depremle ilgili TOBB’un yaptığı toplantıda hem Ticaret Bakanı hem Ulaştırma Bakanı’na bunu söyledik. Bir şehrin kapasitesi var. Onun kapasitesini doldurunca kaynak kalmaz elinde ve yapacak bir şey bulamazsın. Biz bir çıkar uğruna değil, gelen depremzedeleri daha iyi misafir etmeye çalıştık. Hem belediyelerin hem kamu kurumlarının hem iş dünyasının kaynağa ihtiyacı var. Bugüne kadar yüzlerce TIR’ımız para düşünmeden gönüllü erzak taşıdı. Halen de devam ediyor. Herkes her tür fedakarlığı yapıyor. Bölgeyle ticari bağımız da yüksek. Hem akrabalık bağımız yüksek. 11 afet ilinin hemen hepsinin Mersin’de akrabaları var. Mersin’in de daha iyi hizmet vermesi için, kendimiz için değil, deprem bölgesine de gelen insanlara da daha iyi hizmet vermesi, hizmet kalitemizin düşmemesi için, hem ticari hayatımız etkilenmesin hem de konuklarımızı daha iyi misafir edebilmek için istiyoruz” şeklinde konuştu.
“İŞ DÜNYASININ ÇOK BÜYÜK SORUNLARI VAR”
İş dünyasının çok büyük sorunları olduğunu vurgulayan Kızıltan, “Depremle gelen üzüntüyle bu sıkıntıları geri plana attık. O kadar çok yönlü bir konu ki… Şimdi oraları tekrar ayağa kaldırmamız gerekiyor. Nasıl yapacağız? Antakya’yı ele alalım. Bir tarih, bir uygarlık Antakya. O bölgeyi biz nasıl ayağa kaldırıp insanları oraya götürebiliriz. Bunun için ne lazım? Biz gittik Antakya TSO Başkanı Hikmet Çinçin ile OSB Yönetim Kurulu ile oturduk. Biz her türlü desteği veririz buradaki sanayinin ayağa kalkması için dedik. Onlar da bizim en büyük sorunumuz çalışanlarımız dedi. Nerede olduklarını da bilmiyoruz. Biz Büyükşehir Belediyesi Kariyer Merkezi Müdürü’nü de götürmüştük. Kalifiye eleman çalışması yapılacak. Elemanlar gelirse Antakya’da nerede kalacak çadırda yaşatılamaz, çocukları gelse eğitim durumu var. Biz o bölgenin kalkınması için de TOBB ile birlikte çok çalışıyoruz. İş dünyasının burada da sorunu var bunların başında da EYT geliyor. Emeklilerin doğal hakkı. Ama bunun finansmanı nasıl sağlanacak? Kredi deniyor ortada kredi yok. Zaten Türkiye’de kalifiye eleman sıkıntısı var. Deprem bölgesinde çıkan kalifiye çok insan var. Tekstilde, demir çelik sektöründe, tarım sektöründe. Bunlar sanayileşmiş illerin merceği altında. Bazı ilanlar veriliyor. Depremzedelere iş alımlarında öncelik diye. İş insanları İstanbul, Ankara, İzmir’de, Mersin’de işe yerleştirirsek oradaki fabrikalar ne yapacak? Tamam, bizim için avantaj o insanları alalım Mersin’deki sanayiyi geliştirelim ama orası ne olacak. Türkiye bölünmez bir bütündür. Orada cazip imkanlar sunulmalı ki bu insanların bölgeye dönmesi sağlansın. Yine Mersin büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Adıyaman’da bir konteyner kent projesi var yapımına başlandı. Ticaret Bakanı ve Adıyaman’daki yetkililer bir araya gelip talepte bulunuyor onlar da arazi tahsis ediyor ve altyapısı tamamlanıyor ve bu bir Mersin projesi olarak gerçekleşiyor. Orada bir sahra hastanesi kurulacak bir rotary kulübü üstlenmiş. Biz de katkı sunacağız. Meclisimizden de geçirdik. Her şey siyasi düşünülüyor. Belediye yaparsa hangi partidense sanki ona yardı ediyor gibi. Oysa Mersin büyükşehir belediyesi farklı Adıyaman belediyesi farklı bir partiden. 600 üzerinde ev yapılacak. Hepsinde dörder kişi kalsa 2 bin 400 kişi yararlanacak” dedi.
“MERSİN TEK BAŞINA GÖÇÜN ALTINDAN KALKAMAZ”
Mersin’in tek başına göçün altından kalkamayacağını ifade eden Kızıltan, “Ben depremden birkaç gün sonra 7-8 kez ulusal televizyonlarda bu konuda konuştum. Mersinle ilgili önemli açıklamalar yapacağımı söyleyerek bir tanesine kendim çıkmak istedim. O zaman ortak yayın yapıyorlardı. Sonrasında hep onlar aradı. Ortak yayın biter bitmez beni aradılar bağlandık ve bu konuyu dile getirdik. Mersin’in acilen destek kapasitesine alınmasını istedik. Olağan üstü hal değil ama Mersin’in deprem bölgesine desteğini sürdürebilmesi için özel bir statü tanınmasını istedik. O kadar sorunlar var ki Mersin Limanı tıkanmış durumda. Yarın valimiz başkanlığında bu konuda toplantı yapılacak. İlk gün onlarca TIR ve otobüs temin edildi ve Adana Havalimanı’na gelen ekiplerin ve ekipmanlarının taşınması için birçok çalışma yapıldı. 10 tane erzak TIR’ı gönder deniyor ama onunla kalmıyor ki. Nakliyecisi, ihracatçısı, ithalatçısı perişan durumda. Açıkta gemiler bekliyor. Haliyle deprem bölgesindeki sanayi kuruluşlarının ithal ettiği hammaddeler bekliyor onlar alamıyor. İskenderun Limanı depremden büyük zarar görünce tüm Gemiler Mersin’e yöneldi. Demek ki Mersin güvenli bir yer. Ana Konteyner Limanı’nın Mersin’de yapılması için neden bağırıyoruz. Hükümetin hemen karar alıp Ana Konteyner Limanı’na başlıyoruz demesi gerekli. Mersin sadece kendisine değil Hinterlandına da hizmet veren bir kent: Mersin’e hükümetin gözü gibi bakıp imkanlarını artırmalı ki hinterlandına daha iyi hizmet etsin. Halen kentimize özel bir statü sağlanması konusuna ümidimizi kesmiş değiliz” diye konuştu.
“OSB SEÇİMLERİ İÇİN UZLAŞI OLMALI”
Yaklaşan Organize Sanayi Bölgesi seçimleri için de değerlendirmelerde bulunan Kızıltan, “OSB bizim gözbebeğimiz. Deneyimli bir başkan ve yönetimi var. Tavsiyem insanların uzlaşarak hareket etmesi. Daha iyi yönetimlerin ortaya çıkması. Diyoruz ya rekabet iyiyi getirir. Bu tür şeylerde getirmiyor. Uzlaşarak bir yönetim oluşturulduğunda işler daha iyi yürüyor. Bu nedenle bölge sanayicisine diyorum ki bir araya gelsinler. Bizden de destek isterlerse biz de yanlarında otururuz sağlıklı bir yönetim, kavgadan uzak bir yönetim oluşturulsun. Deneyimli bir başkan var onun da bilgisinden yararlanılmalı. Mersin o kadar cazip hale geldi ki deprem güvenli bir bölge. İstanbul sanayicisi düşünüyor. Geçen dönem başkan seçildiğimden birkaç ay sonra İstanbul Sanayi Odası Meclisi’nde davet üzerine bir konuşma yaptım. Tabi orada depremi düşünerek söylemedim ama Mersin imkanlarını anlattım. Artık Trakya, Marmara tıkanmış durumda gelin yeni yatırımlarınızı Mersin, Adana, Çukurova’da yapın. Marmara’da sanayi arazi fiyatları çok yüksek. Gelin hem İstanbul’u kurtaralım hem de Anadolu’yu kalkındıralım demiştim. Şimdi o noktaya geldik herkesin gözü Mersin’de ama en büyük sorun sanayi arazilerini çabuk üretemiyoruz ama konut arazilerini hemen üretiyoruz. Tarım alanlarımızı yok etmeden sanayi alanları üretmeliyiz. Mersin haritası masaya yatırılıp bir bütün olarak kentsel dönüşüm planlanmalı. Yollar, yeşil alanlar belirlenecek. Yeni imar alanları açılacağına pozcu, Akdeniz Mezitli’nin bir bölümünde çok eski yapılar var. Mersin Üniversitesi dekanıyla görüştüm neler yapılabileceğine dair. Herkes teknik bilgiye sahip. Hangi tür çimento konulacak, ne kadar demir kullanılacak herkes biliyor. Tek eksiğimiz ya da yanlışımız denetimleri hep bypass etmek istiyoruz ve kontrol sistemimiz yok. Kurallara uyulmuyor. Biz böyle bir sistem üzerinde çalışalım dedim. Mühendislik fakültesi ile MTSO bir araya gelsin biz bu kontrol, denetim sistemini kurallara uyma sistemini nasıl geliştiririz? Kimsenin kaçamayacağı bir sistem kurmamız gerekiyor. Bunun üzerine çalışmalıyız. Müteahhitlik firmalarımız gel beni kontrol et diyecek. Betonu doğru mu döküyorum. Projemdeki gibi beton santraline sipariş vermiş miyim gel beni denetle diyecek bir sistem olmalı” şeklinde konuştu.
“MERSİN’İ BİLEN İSİMLERİ ADAY YAPIN”
Yaklaşan bir genel seçim öncesi siyasi partilere de çağrıda bulunan Kızıltan, “Sokaktaki çocuğa da sorsan sorunları biliyor. Geldiğinde Mersin sorunlarını ben soracağım. Partiler milletvekilleri adaylarını seçerken ki benim öyle bir beklentim yok. Siyasi partilerden şunu bekliyorum. Ön saflarda olanlar, il başkanlıklarının görevleri ne? Buraya partisine değer katacak, partisinin oylarını artıracak insanları bulup getirmeli. Bu benim yakınım hemşerim partinin oylarıyla kolay yoldan milletvekili yapayım demeyecek. Değer katacak. Pasta belli bunu büyütecek adaylar konulmalı. Kolay yoldan milletvekili olan pastaya katkı koymayacak kişiyi niye milletvekili yapalım? Buna bakılmalı. Harıl harıl Mersin’de insan avlaması lazım. Bir de belirli meslekler öne çıkıyor. Sanki o meslek odası seçimi mi yapılıyor diyorsunuz. Bir de Mersin’de yaşasın. Mersin gerçekten nitelikli insanların olduğu bir kent ve buraya dışarıdan aday getirmek eskiden beri tüm partilerin yaptığı yanlış. İşi gücü Mersin’de olsun nereli olduğu önemli değil. Burada yaşayan herkes memleket çocuğu. Burada katmadeğer sağlayan, memur olarak, işçi olarak hizmet veren, evi, çocuğu burada olan insanlar olsun. Atası Mersinli ama 40 yıldı İstanbul’da yaşıyor bu olmaz. Bir de meslekler de eşit şekilde dağılsın isteniyor. Ahbap çavuş ilişkisi olmasını istemiyorlar. Adaylar seçim sürecinde gelince Mersin’in sorunu şu demeyeceğim. Anlat bakalım Mersin’in sorunu ne diyeceğim ya da öncesinde vekillik yaptıysa bu sorunların çözümüne ne gibi katkın oldu diye soracağım. Kimse Mersin’in sorunu şu al bu dosyayı şunları yap demesin. Benimle ilgili aday olacak iddiaları var. Aday değilim. Bana herhangi bir teklif gelmiş de değil. Ben de görüyorum. Ama şimdi MTSO’nun Yönetim Kurulu Başkanı olarak zaten büyük bir sorumluluğum var. Türkiye’nin çok büyük bir kentinin, tarım, lojistik, sanayi, turizmi gelişmiş bir kentin böyle önemli bir kurumunun başındayım. Bizim görevimiz bizi yönetenlerin daha iyi hizmet vermesini, çözümün parçası olmasını sağlamak” dedi.