Hüseyin KIRKGÖZ
Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimler öncesi en düşük emekli aylığının 7 bin 500 lira olacağını duyurdu. Bu zammın seçim rüşveti olduğunu iddia eden 2021 Tüm Emekliler Sendikası Mersin Şubesi üyeleri buna kanmayacaklarını söyledi. Beraberinde sendika üyeleriyle birlikte basın açıklaması yapan 2021 Tüm Emekliler Sendikası Mersin Şube Yürütme Kurulu Başkanı Hüseyin Kurt, “21 yıldır tek başına iktidarda olduğu halde milyonlarca emekliyi görmezden gelen, emekliye üvey evlat muamelesi yapan, açlığa ve sadakaya mahkûm eden AKP iktidarı ve onun başkanı, birdenbire emekli sever rolüne soyundu. En düşük emekli maaşını 5500 liradan 7500 liraya çıkardıklarını ilan ediverdi. Neden şimdi buna ihtiyaç duydu. 21 yıldır emeklileri açlığa ve sadakaya mahkûm eden, ekonomik sosyal ve demokratik taleplerimizi hiç dikkate almayan ve çözmeyen AKP iktidarı değil miydi? Emeklilerin sendikalarını kapatan, Anayasal ve çağdaş bir hak olan örgütlenme hakkımızı gasp eden AKP iktidarıydı. Emeklilere TÜİK'in gerçek dışı uyduruk rakamlarına göre sadaka zamları veren AKP iktidarıydı. Emeklilere ve bordro mahkûmu çalışanlara kaşıkla verip kepçeyle alan AKP iktidarıydı. Enflasyon ve hayat pahalılığı altında emeklileri inim inim inleten AKP iktidarıydı. Artan döviz kurları nedeniyle emeklileri beslenme gereksinimlerini bile alamaz duruma düşürüp, ilerlemiş yaşlarında pazar artıklarını toplamak zorunda bırakan, Belediye ekmek kuyruklarına mahkum eden AKP iktidarıydı. Çalışırken ödediğimiz kesintilerden hakkımız olan maaşlarımızın gerçek değerlerini ödemeyen yine AKP iktidarıydı. Şimdi ne oldu da birden bire AKP iktidarı ve onun başkanı emekliyi hatırladı, emekli sever oldu. 14 Mayıs'ta seçim var. Hem Cumhurbaşkanlığı, hem de Milletvekili genel seçimi yapılacak. 21 yıldır yalan ve talan algısı üzerine kurduğu, emeklileri ve toplumu yoksullaştıran, zengini daha zengin yoksulu daha yoksul eden soygun ve rant politikası fiilen iflas etti” dedi.
“İKTİDAR KAFA KARIŞIKLIĞI YARATMAK İSTİYOR”
“Seçim yaklaşırken AKP iktidarının ekonomik krizi, işsizliği, üretimi, devasa borçları karşılayacak gücü de yok, iradesi ve çözümü de yoktur. İktidar yönetemez durumdadır. Türkiye Cumhuriyetinin temel dengelerini bozdular. Deprem felaketi de gösterdi ki iktidar tek kişinin iradesine ve ruhsal yapısına terk edilmiş, devlet işleyiş niteliğini yitirmiş, tek kişinin özel şirketine dönüşmüştür. Bu durum devlet ve toplum yapısında sarsıntılar yarattığı gibi, sadece depremde tedbirsizlik ve beceriksizlik yüzünden on binlerce insanımızın donarak ölümüne yol açmıştır” ifadelerini kullanan Kurt, “Tıpkı 3600 ek göstergede olduğu gibi, tıpkı EYT olayında yaptıkları gibi, günümüzde açlık sınırının 9700 lirayı, yoksulluk sınırının 31000 lirayı geçtiği şu zamanda bu sözde zam çok azdır, komik miktardır ve çok gecikmiş bir hamledir. İktidar bu samimi olmayan, rüşvet kokan yapay hamlesiyle emeklileri satın alamayacaktır. Emeklileri 21 yıldır refah payından faydalandırmayan, enflasyon ve hayat pahalılığına ezdiren, ekonomik ve sosyal sorunlarını çözmeyen iktidarın oyununa emekliler gelmeyecek, kandırmacalara karnımız tok diyerek seçimde gerekli cevabı vereceklerdir. Bu artışla maaşların gerçekten 7500 lira olabilmesi için yasa olarak TBMM’den çıkması gerekiyor. Böyle bir yasa çıkmadığından kök aylıklar aynı kalacak, aradaki fark hazineden karşılanacak. Bundan sonra gelen zamlar 7500 üzerinden değil, gerçek kök aylıklar üzerinden gelecek. Gelecek zam yapılan bu zamdan az ise, en düşük maaş alan emeklinin maaşında bir yükselme olmayacaktır. 7500 lirayı aşana kadar da böyle kalacaktır. Yani, iktidar kafa karışıklığı yaratarak emeklilerin maaş sorununu çözdüğü algısı yaratmak istiyor. Bunu yaparken bile haksızlıklar yaratıyor. Çünkü maaşı 7500 lirayı aşan emekliler bu artıştan yararlanamıyorlar. Aynı orandaki artışın bütün emeklilere seyyanen yansıtılması ve yasa ile korunması gerekiyor. Asgari ücretin gerçek enflasyon üzerinden en az açlık sınırının üzerinde olacak şekilde belirlenmesi gerekiyor. En düşük emekli maaşı da bu rakamların üzerinde olacak şekilde yasal güvenceye alınmalıdır. Emekli maaşları ülkemizde yoksulluk sınırı ile gerçek enflasyona göre belirlenen açlık sınırının ortalaması alınarak belirlenmelidir. Çünkü, komik rakamlar ve zamlar milyonlarca emekliyi açlığa mahkûm ediyor. Emekli ikramiyeleri verilmeye başlandığından bu güne, tüketici fiyatlarında en az yüzde 300-400'den fazla artış olduğu halde, bizim ikramiyelerdeki artış sadece yüzde 10 oldu. 2021 Tüm Emekliler Sendikası olarak bizler bu gidişe artık Yeter diyoruz” şeklinde konuştu.
İNSANCA YAŞANACAK MAAŞ İSTİYORUZ
Emekli maaşının kiraya yetmediğine dikkat çeken Kurt, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Zamlar yağmur gibi yağıyor. Faturaları ödeyemiyoruz. Çarşıda, pazarda, markette ve mutfakta yangın var. Geçinemiyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz. Ömrünün sonbaharını yaşayan biz milyonlarca emekli, iktidar tarafından sadaka gibi elimize tutuşturulan açlık sınırının ve asgari ücretin altındaki emekli maaşı ile geçinemiyoruz. Milyonlarca emekli, bırakın yoksulluk sınırını açlık sınırının da altında, tüketici kredileri ve kredi kartları ile banka kuyruklarında ekmek kuyruklarında yaşama savaşı veriyor. Bizler, üçer-beşer maaş ve huzur hakkı istemiyoruz. Yıllarca çalıştık. Vergi ve sigorta primi ödedik. Ömrümüzün sonbaharında İnsanca yaşayabileceğimiz bir maaş hepimizin hakkı değil mi? Acil taleplerimiz; Tüm emekli maaşları ile dul ve yetim aylıklarına gerçek enflasyona göre derhal seyyanen ek zam yapılsın. En düşük emekli aylığı ve bayram ikramiyesi insanca yaşama yetecek seviyeye çekilsin. Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında yılda dört maaş ikramiye verilsin. İntibak Yasası derhal çıkarılsın. 2000 öncesi ve sonrası emekliler arasındaki maaş eşitsizliği giderilsin. Aylık Bağlama Oranı yeniden yüzde 70’e çıkarılsın. Emekli maaşlarından alınan tüm sağlık kesintileri kaldırılsın. Emekli sendikaları statü yasası çıkarılsın. Milyonlarca emeklinin oylarıyla işbaşına gelen siyasi iktidarlara ve meclise düşen görev, mevzuattaki yasal boşluğun arkasına sığınarak emeklilerin sendikal haklarını engellemek değil, emekli yurttaşların insanca ve onurlu bir yaşama sahip olabilmelerini sağlamaktır. Dolayısıyla, yapılması gereken şey emekli sendikalarını kapatmak için dava açmak değil, bu konuda gerekli olan Anayasal ve yasal düzenlemeleri bir an önce gerçekleştirmektir. Emekli aylıklarının TÜİK’in açıkladığı sahte enflasyon oranlarına göre hükûmet tarafından tek yanlı olarak belirlenmesi uygulamasına derhal son verilmelidir. Tüm emeklilere, dul ve yetimlerine ödenen aylıkların toplu sözleşme yoluyla belirlenmesi için, Anayasanın “Sendika Kurma Hakkı” ve “Toplu Sözleşme Hakkı” ile ilgili 51. ve 53. Maddelerine “Emekliler” ibaresi eklenerek, emeklilerin sendika kurma ve toplu sözleşme hakkı Anayasal güvence altına alınmalıdır. EYT’lilerle birlikte sayısı 16 milyonu bulan emeklilerin aynı zamanda aileleriyle birlikte 30 milyonluk bir seçmen kitlesi olduğunu sakın unutmayın. Artık yeter! Dolar milyarderi ve milyoneri bir avuç patronu değil, milyonlarca yoksul emekliyi koruyun.”