Haber Merkezi
Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Özdal Ersoy “Leğen kemiğinin iç kısmını örten pelvik taban kaslarında ve bu kasları besleyen sinir ağında bozulma sonucu ortaya çıkan Pelvik Taban hastalığı kendini çok değişik şikayetlerle gösterdiğinden tanı alınıp tedavisi başlayıncaya kadar uzun yıllar geçebiliyor!” diyor. Dr. Öğretim Üyesi Özdal Ersoy yaşam kalitesini olumsuz etkileyen buna karşın ‘utandıran şikayetler nedeniyle doktora başvurmaya bile çekinilebilen Pelvik Taban hastalığı hakkında bilinmesi gereken 5 önemli noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
BU ŞİKAYETLERLE KENDİNİ GÖSTERİYOR!
Pelvik Taban hastalıklarının dışkılama yapma ya da tutabilmede zorlanma (kabızlık ya da dışkı/gaz tutamama) olarak kendini gösterebildiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Özdal Ersoy bu nedenle ‘Utandıran Hastalık’ olarak da ifade edildiğini söylüyor. İdrar yaparken yanma, idrar tutamama, cinsel aktivitelerde bozulma (ağrılı cinsel ilişki, vajinismus, orgazm sorunları vb) gibi şikayetlere yol açabilen Pelvik Taban hastalığının henüz belirmeden de bazı sinyaller verebildiğini söyleyen Dr. Özdal Ersoy bu belirtileri ‘sebebi açıklanamayan karın, kasık, bel, sırt ve boyun ağrıları, hazımsızlık, bağırsak gazında artış, reflü yakınmaları hatta diş sıkma ve diş gıcırdatma gibi problemler’ olarak açıklıyor.
BAŞKA HASTALIKLARLA KARIŞABİLİYOR!
Günlük yaşam konforunu son derece olumsuz etkileyen ve kişiyi sosyal hayattan da uzaklaştırıp içe kapanmasına yol açan Pelvik Taban hastalığının yarattığı ağrının, birçok sindirim sistemi ya da ürojinekolojik sistem hastalıklarıyla karışabildiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Özdal Ersoy “Hassas bağırsak sendromu, halk arasında çikolata kisti olarak bilinen endometriozis, kronik prostatit, kronik sistit ve sırt, boyun, bel fıtıkları gibi hastalıkların şikayetleriyle de benzerlik gösterebildiğinden tanı ve tedavisinde önemli zaman kaybına yol açabilmektedir” diyor.
PELVİK TABANA YOL AÇAN ETKENLERE DİKKAT!
Dr. Özdal Ersoy, Pelvik taban kaslarının yapısının ve fonksiyonlarının; ilerleyen yaş, gebelik ve doğum, geçirilmiş pelvik ve karın cerrahileri (bağırsak-mesane-rahim ve yumurtalık, karın germe ve kasık fıtığı ameliyatları), obezite, kronik öksürük (özellikle KOAH, astım), tuvaleti uzun süre erteleme, ne olur ne olmaz diyerek idrar yokken bile idrar yapmaya çalışma, mobbinge uğrama ve stres gibi durumlardan olumsuz etkilenerek bozulduğunu, bunun da Pelvik Taban hastalığına yol açabildiğini söylüyor.
GÜNLÜK YAŞANTIYI OLUMSUZ ETKİLİYOR!
Pelvik Taban hastalığının yol açtığı şikayetlerin başka hastalıklarla da karışabildiğini bu nedenle tanı konulmasının uzun yıllar sürebildiğini belirten Dr. Özdal Ersoy hastaların bu süre içerisinde tükenme noktasına gelebildiğini vurgulayarak şöyle konuşuyor: “Hasta ve hasta yakınlarında tükenmişliğe, depresyona ve yaşam kalitesinin çok azalmasına neden olabilen Pelvik Taban hastalığı, kişinin günlük yaşam aktivitelerini yapmasını çok olumsuz etkileyip, bireysel ve sosyal yaşantısına darbe vuruyor. Kişi tuvaletten çıkamadığı için gündüz işlerini erteleyebiliyor, iş ve okula gitme kayıplarına maruz kalabiliyor, idrar ya da kaçırma sebepli yaşanan kötü koku nedeniyle sürekli bez kullanma ihtiyacı duyarken, özgüven kaybı, anksiyete ve depresyona yol açabiliyor, kişinin aile ve sosyal yaşamını kaybetmesine neden olabiliyor.”
MULTİDİSİPLİNER TEDAVİ GEREKTİRİYOR!
Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Özdal Ersoy, Pelvik Taban hastalığının tanı ve tedavisinde multidisipliner yaklaşımın şart olduğunu belirterek, gastroenteroloji, genel cerrahi, ürojinekoloji, üroloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon ile psikiyatrinin vazgeçilmez branşlar olduğunu vurguluyor. “Hasta bazen birçok branş arasında görülmekten yorulsa da en iyi tedavi başarısı ancak bu şekilde sağlanabilmektedir” diyen Dr. Özdal Ersoy, bu durumun hastaya detaylı şekilde açıklanması gerektiğini söylüyor. Dr. Özdal Ersoy, Pelvik Taban hastalıklarının herbirine olan tedavi yaklaşımı benzer olsa da, asıl tedavi başarısının kişiye özel yapılandırılmış tedavi yöntemleri ile olabildiğini belirtiyor.