Haber Merkezi
Narenciye üreticileri bu sene derin bir kriz yaşıyor. Yüksek oranda rekolte artışları, narenciye ihracatındaki yetersizlik ve mevcut ürünlerin iç piyasada zararına bile satılamaz hale gelmesi, mahsullerin bahçede kalmasına yol açarak hem çiftçilerimizi hem de ülkemizi büyük bir zarara uğratıyor. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir ve Mersin Ticaret Borsası Meclis Başkanı Münir Şen ile görüşerek narenciyede yaşanan kriz hakkında mevcut durum ve çözüm yollarıyla ilgili istişarede bulundu.
“NARENCİYE BAHÇEDE KALMAMALIDIR”
Narenciyede büyük bir kriz yaşandığını ve çiftçilerin feryat ettiğini söyleyen Ekmen, “Narenciyede kıyametin eşiğindeyiz. Çiftçilerin maliyetleri arttı, fakat pazar daraldı. Narenciyeci ürününü toplayamama, toplasa da satamama riskiyle karşı karşıya. Nasıl ki buğday ve mısırda TMO, pamukta Çukobirlik ve şekerde Pankobirlik gibi kurumlar satın alım yapıyorsa, narenciyeci için de alım yaparak piyasayı dengeleyecek kamusal bir kurum şarttır, narenciye bahçede kalmamalıdır.” dedi. Ekmen’in aktardığına göre, ülkemiz iç talebin üzerinde bir narenciye üretimine sahip ve tarımda planlama, ihracat ve tarıma dayalı sanayi yatırımlarına ağırlık verilmesi gerekli. Türkiye, dünyada en büyük yedinci, Avrupa’da en büyük ikinci narenciye üreticisi olmasına rağmen dünya pazarında çok az yer bulmakta. Dünyadaki narenciye talebinin yarısını Avrupa ülkeleri oluştururken, ülkemiz ihracatının çoğunu Rusya, Ukrayna, Irak ve Romanya gibi ülkelere gerçekleştirmekte. Türkiye’nin Avrupa’da rekabet edemediğini, ihracatta İspanya, Çin ve Hollanda gibi ülkelerden üç kat daha ucuza narenciye ihraç ettiğini ifade eden Ekmen, talep gören çeşitlere yönelmenin ve kalite artışının çözüm olacağını belirtti. Bunun da ancak tarımsal planlama ve çiftçinin desteklenmesiyle gerçekleşeceğini vurgulayan Ekmen, “hangi bölgede hangi ürünün ve bu ürünün hangi çeşidinin ekileceğine bugünden karar verilmelidir” dedi. Maliyet artışının had safhada olduğu bu dönemde tarıma verilen desteğin çok az olduğunu ve artırılması gerektiğini ifade eden Ekmen, çiftçinin desteklenmesinin herkesin yararına olacağını ve enflasyonu da düşüreceğini belirtti.
“NARENCİYE HASAT SÜRESİNİ UZATMALIYIZ”
Mehmet Emin Ekmen, narenciye dış ticaretinde söz sahibi olabilmek işin yeni tür ve çeşitlerin hasat süresinin ürün ve kalite kaybı olmadan ve tüm sezona yayılacak şekilde genişletilmesi gerektiğini ifade etti. Ekmen, ülkemizde özellikle Mersin’de yüksek rekolteye sahip olan narenciyenin sanayide işlenmesinin, yaşanan krize uzun vadede büyük bir ilaç olacağını ifade etti. Meyve suyu, reçel, marmelat, uçucu yağlar ve konserve ürünlerine yönelik yapılacak sanayi yatırımlarının hem çiftçiler hem ihracatçılar hem de ülkemizin sanayisi için büyük bir kazanım olacağını ifade eden Ekmen, “Türkiye’deki limonun %60’ını üreten Mersin’de bir tane limonata fabrikası yok, bu kabul edilemez” diyerek hükumetin tarıma ve tarıma dayalı sanayiye ilgisiz kaldığını vurguladı. Ekmen’in belirttiğine göre, ülkemizin dünya pazarında narenciyeye dayalı sanayideki payı yüzde 1 bile değil. “Narenciyeye yönelik sanayi emekleme safhasında, bunu büyütmek ve yaşatmak hükumet başta olmak üzere hepimizin görevidir” ifadeleriyle tarımda sanayi atılımının bir görev olduğunu belirten Ekmen, hükumete çağrıda bulundu. Ekmen, ihracata verilen desteğin artırılmasının bu sene narenciyeci için en azından nefes alma alanı yaratacağını ifade ederek, “Mersin narenciyenin başkentidir. Narenciyede hasatlar başladı ve rekolte çok yüksek. Çiftçilerimiz ürününü zararına bile satamaz haldeler, limon çiftçileri ağaçlarını bahçelerinden söker hale geldi. Mazot 40 lira, gübre 15-20 lira oldu, ilaç, toprak geliştiriciler, işçilik gibi maliyetler oldukça yüksek. Üreticilerimizin daha fazla mağduriyet yaşamaması ve mevcut pazarların kaybedilmemesi için ihracat güçlü bir biçimde teşvik edilmelidir. DFİF kaynaklı ihracat desteği ton başına 1500-2000 TL civarında olmalıdır. Üreticiye ve ihracatçıya verilecek destek hayati önem taşımaktadır” sözleriyle hükumete seslendi.