Haber Merkezi
Filistin'de yaşanan acı ve trajedinin tam olarak anlaşılabilmesi ve farkındalık yaratmak amacıyla; Mersin Üniversitesi (MEÜ) İlahiyat Fakültesi, "Filistin Meselesinin Tarihi, Siyasal ve Sosyal Dinamikleri" adı altında bir panel düzenledi. Moderatörlüğünü İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Cemal Altan'ın yaptığı; konuşmacı olarak ise Doç. Dr. Hasan Telli, Doç. Dr. Buğra Sarı ve Dr. Murat Özyıldırım'ın görev aldığı panel; Eğitim Fakültesi Prof. Dr. Ahmet Çamsarı Konferans Salonu'nda gerçekleşti. İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Rektör Danışmanı Prof. Dr. Erdal Baykan, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şube Başkanı Muharrem Köse, Memur-sen Mersin İl Temsilcisi Abdulla Çelik, Üniversitemiz akademisyenleri, idari personeli ve öğrencilerimizin katıldığı program; saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı'mızın okunması ve Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı.
“FİLİSTİN MESELESİ 7 EKİM’DE BAŞLAMADI”
Filistin meselesinin 7 Ekim tarihinde başlamadığını belirterek açış konuşmasına başlayan Prof. Dr. Erdal Baykan, “Bu 100 yıllık bir sorun. Yaşanmakta olan süreç, vicdanı olan insanlar için, biz Müslümanlar için katlanılabilir bir şey değil. İsrail'in yaptığı firavunluktur. Firavunun iktidarına son verecek diye doğan her erkek çocuğunun öldürmesiyle eşdeğer, belki de daha büyük bir zulümdür. Yaşanmakta olan örgütlü bir kötülüktür. Taammüden çocukları katleden örgütlü kötülük, apaçık ortadadır. Bu örgütlü kötülük, yani İsrail; sadece Filistin'e çöreklenmiş değil, içimize de sızmıştır. Kimi ürünleri gönüllü, kimi ise zorunlu olarak içimizdedir. Bunlar masum insanları öldürmeyi tarih boyunca meslek edinmişlerdir. İşte bu korkunçluk aklı ve vicdanı olan her insanda infial uyandırmaktadır. Batılı iktidarlara rağmen vicdan dile geldi ve dünya isyan etti. Bu insanlık adına çok önemli bir gelişmedir. Bu süreç kurulu sistemi bütünüyle tartışmalı hale getirdi. Batı'yı ve değerlerini sorgulanır kıldı. Artık sosyal bilimler, toplumsal yapılar; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Gazze'den önce ve Gazze'den sonra diye bir gerçeklik, bir anlayış, bir paradigma oluşacak” dedi. 100 yıl önce benzer bir mücadeleyi bizim verdiğimizi söyleyen Prof. Dr. Erdal Baykan, "Tıpkı Gazze halkı gibi hiçbir şeyimiz yoktu. Tıpkı onlar gibi yedi düvele karşı kazma kürekle mücadele ediyorduk. Bu nedenle Gazze'yi en iyi biz anlıyoruz ve bütün kalbimizle onlarla beraberiz. Bu panelimizin nihai amacı da budur. Böylesine toplantılar yapmamız, İsrail ürünlerine ve ona destek verenlere karşı boykotumuzu sürdürmemiz, kendi kavram ve tanımlarımız konusundaki bilincimizi diri tutmamız çok önemli" ifadelerini kullandı.
“BARIŞI ENGELLEYEN İSRAİL’DİR”
Prof. Dr. Baykan'ın konuşmasının ardından panele geçildi. Moderatör Prof. Dr. Cemal Altan; İsrail'in barışı engelleyen tavrının 100 yıldır sürdüğünü belirterek Filistin meselesi hakkında panel açış konuşmasını yaptı. Prof. Dr. Cemal Altan, paneldeki konuşmacıların hangi alanda konuşacağını belirterek sözü konuşmacılara bıraktı. Panelde ilk söz alan konuşmacı Dr. Murat Özyıldırım, M.Ö. 2000 yılından İslamiyet'in doğuşuna kadar geçen süredeki Kudüs'ün önemini anlattı. Arkeolojik buluntulardan da bahseden Dr. Murat Özyıldırım, Filistin coğrafyasının tarihi ve sosyo-kültürel bakımdan merkezinin Kudüs şehri olduğunu belirterek, yaklaşık yüz yıldır Siyonistlerle yaşanan Filistin anlaşmazlıklarının hakikatte temel sebebinin, mukaddes Kudüs’ün paylaşılamaması olduğunu ifade etti. Bu bakımdan Kudüs’ün tarihi kıymetini üç din açısından bilmenin, Kudüs’ün dinler bakımından taşıdığı önemi anlamayı sağlayacağını söyledi. Paneldeki ikinci konuşmacı olan Doç. Dr. Hasan Telli, Kudüs'ün İslamiyet'in doğuşundan günümüze kadar geçen süredeki önemine değindi. Yeryüzünün ilk evinin Kâbe, ikinci evinin ise Mescidi Aksa olduğunu söyleyen Doç. Dr. Hasan Telli, İslam dininde Kudüs'ün ve Mescidi Aksa'nın ne kadar önem arz ettiğini tarihsel süreçteki olaylarla anlattı. Paneldeki son konuşmacı olan Doç. Dr. Buğra Sarı ise, katılımcılara Hamas'tan bahsetti. Tarihi 100 yıl öncesine giden ama 7 Ekim'le tekrar başlayan olayların bir neden mi, sonuç mu olduğunun üzerinde duran Doç. Dr. Sarı, Hamas'ın, Gazzelilerin seçimle iş başına getirdikleri demokratik bir yapılanma olduğunu belirterek, Hamas'ın bir devlet aktörü olduğunu ve işgalcilere karşı ülkesini savunduğunu anlattı. Konuşmaların ardından soru cevap bölümüyle devam eden panel, toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.