Haber Merkezi
Mersin Üniversitesi (MEÜ) İlahiyat Fakültesi ile Eğitim-Bir-Sen Mersin Şubesi işbirliğinde düzenlenen ve Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu’nun konuşmacı olduğu “Gazze’den Sonra… Hangi Öyküye Öyküneceğiz?” başlıklı konferans gerçekleştirildi. MEÜ Eğitim Fakültesi Prof. Dr. Ahmet Çamsarı Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa Rektör Prof. Dr. Erol Yaşar, İl Müftüsü Aydın Yığman, Memur-sen Mersin İl Temsilcisi Abdulla Çelik, İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Rektör Danışmanı Prof. Dr. Erdal Baykan, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Buğra Sarı, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Atasoy, Takı Teknolojisi ve Tasarımı Yüksekokulu Müdürü Doç. Can Küçüktepepınar, STK temsilcileri, idari personel ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından İlahiyat Fakültesi öğretim elemanı Arş. Gör. Mehmet Akif Çağlar tarafından Kur’an-ı Kerim tilavet edilmesiyle başlayan konferans açış konuşmaları ile devam etti.
“GAZZE’NİN HAKLI DAVASININ SESİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Tarihin nadir kaydettiği bir insanlık suçu ve dram ile karşı karşıya olduğumuzu belirterek sözlerine başlayan Rektör Prof. Dr. Erol Yaşar, “Gazze’deki kardeşlerimiz canlarını kaybediyor, hayatta kalanlar ise temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Tüm dünya kör ve sağır olsa da bizler gönül coğrafyamızın en nadide parçalarından birisi olan Gazze’deki kardeşlerimizin haklı davasının sesi oluyoruz ve olmaya da devam edeceğiz. Bizler Mersin Üniversitesi olarak; Gazze’de yaşanan insanlık suçuna sessiz kalmadık, kalmıyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, devletimizin bizlere verdiği güç ile üzerimize düşen ne varsa yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. İşlenen bu insanlık suçunun bir an önce bitmesi ve sorumluluk sahibi tüm uluslararası kuruluşların kalıcı barışın sağlanması için ivedi şekilde pozisyon alması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz” dedi. Mücadelelerini sürdüren Filistin halkının; insanlığın ve Müslümanlığın haysiyetini koruma görevini yerine getirdiğini belirten Prof. Dr. Erol Yaşar, “İsrail zulmü karşısında sadece yüreklerindeki iman gücüyle mücadelelerini sürdüren Filistinli kardeşlerimizi selamlıyorum. İnançlarını ve vatanlarını savunurken hunharca katledilen şehitlerimize Rabbimden rahmet, bu kutlu mücadelede yaralanan gazilerimize ise acil şifalar diliyorum” dedi.
PROF. DR. BAYKAN, “GAZZE, BİLDİKLERİMİZİ TEST ETMEMİZ İÇİN BÜYÜK BİR ÖĞRETMEN”
Gazze’yi ve Filistin’i konuşmaya her zaman devam edeceklerini belirten İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Rektör Danışmanı Prof. Dr. Erdal Baykan, “Gazze; bildiklerimizi test etmemizi, yapılanları ve hakikati daha doğru bir şekilde anlamamızı sağlama konusunda büyük bir öğretmen. Gazze’den sonra sadece dünyada egemenlerin koyduğu düzenler hakkında değil; akademide ve bilim dünyasında da birçok yeni şey yazılacak. Bizlerin Gazze’ye karşı duyarlılığı sadece Gazze’deki yapılan büyük kötülüğü görmemizi, anlamamızı ve hep gündemde tutmamızı sağlamakla kalmıyor, bizi de eğitiyor. Bu amaç doğrultusunda da benzer programlarımızı yapmaya devam edeceğiz” dedi. Gazze denildiğinde yüreğinde büyük bir sıkışma olduğunu belirten Memur-sen Mersin İl Temsilcisi Abdulla Çelik ise, “Ben Gazze’yi düşündüğümde anne olamayan genç kızlar, baba olamayan genç erkekler, çocuklarını doğuramayan anneler gözümün önüne geliyor. Gazze deyince aklıma Kudüs geliyor, Hayfa geliyor, Bağdat geliyor, Şam geliyor. Gazze deyince titremeye başlıyorum. İnşallah Gazze, bizlerde yeni bir bilinç oluşumuna vesile olur. Rabbim inşallah hepimize birlik bütünlük içinde olmayı nasip etsin.” ifadelerini kullandı.
PROF. DR. FAZLIOĞLU; “GAZZE HALKININ ÖYKÜSÜ BAŞKA”
Açış konuşmalarının ardından Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu katılımcılara “Gazze’den Sonra… Hangi Öyküye Öyküneceğiz?” konu başlıklı konferansını verdi. İlkokul beşinci sınıfta katıldığı ilk mitingin Filistin mitingi olduğunu belirterek sözlerine başlayan Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, “O günlerden bugüne hala mitingler yapılıyor. Ancak kimse sormuyor niye bu mitinler yapılıyor? Çünkü bu mitingler insanlara yalancı bir rahatlama veriyor. Bu mitingler elbette gerekli ve önemli ancak yetersiz. İşte bu yüzden bugün “Meselelere Nasıl Yaklaşmamız Lazım?”, “Esas Olarak Ne Hedefleniyor?” ve “Durumumuz Ne Olacak?” şeklindeki üç başlıkta konuyu ele alacağım.” dedi. Gazze’de yaşanılan durumdan daha vahimlerinin dünya tarihinde yaşandığını ancak bu konunun öyküsünün durumu hepsinden ayırdığını belirten Prof. Dr. Fazlıoğlu, “Şunu açıkça söyleyelim, insanlık tarihine bütün olarak baktığımızda yaşanılan şey çok da büyük bir şey değil. Moğol ve Haçlı istilaları oldu mesela tarihte. Sadece Pekin’de 600 bin kadın intihar ediyor Moğol istilasında. Ancak her şey nicelik sorunu mu? Hangi ilkeden hareket ediliyor bu önemli. Dünya hiçbir zaman daha iyi bir yer olmayacak. Çünkü hep böyleydi dünya. Hep yıkım, savaş, haksızlık vardı. Bugünü farklı kılan ne peki? Her birimizin bir öyküsü var. Bu öykü bizi mahkum ediyor. Doğum yerimiz, mesleğiniz, anne babanızın işi vs. hepsi size karşı bir tutum belirlemek için kullanılıyor bizde. İşte öykümüz bu yüzden çok önemli. Hiç merak ettiniz mi? Sizler hangi öykünün içindesiniz? Öykünün aktörü mü yoksa figüranı mısınız? Bunu sorgulamamız lazım. Bizim hikayemizi kim yazmış, kimler yazmış?” şeklinde konuştu.
“OLAYLARA HER ZAMAN AKIL VE BİLİMLE YAKLAŞMALIYIZ”
Olaylara her zaman akıl ve bilimle yaklaşmamız gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, “Filistin atkısı takarak bu iş çözülecek mi? Onun için önce kendimizden başlamamız lazım. Gazze’de insanlar savaşıyorlarsa, kendilerine ait hikayeleri olduğu için savaşıyorlar ve ölümü göze alıyorlar. Bir insan kendi hikayesinin faili olduğu zaman ölümü göze alabilir. Bizim en önemli problemimiz; nasıl düşünülür, nasıl bir fikir ortaya atılır gibi konularda temel bir fikir vermeden konuya giriş yapıyoruz. Olaylar akıp gidiyor bizler seyrediyoruz. Ancak bizler akılla o işin içine girmeliyiz. Fakülteler işte bunun için kuruluyor. Peki biz içinde yaşadığımız dünyadaki olup bitenleri anlamak için akılla bu işin içine giriyor muyuz? Bizler sonuçlara odaklıyız. Mesela Tevrat’ı baştan sonra kaç kişi okudu? Okumadıysak, biz neyi eleştiriyoruz? Karşınızdakini ondan iyi bilmedikçe, onu nasıl avucunuzun içine alacaksınız? Bilgi olmadan hiçbir şey yapamazsınız.” ifadelerini kullandı. Gazzelilerin büyüklüğünün topraklarını değil, dünyalarını savunuyor olmalarından geldiğini belirten Prof. Dr. Fazlıoğlu, “Gazzelilerin büyüklüğü topraklarını savunuyor olmalarından değil, dünyalarını savunuyor olmalarından kaynaklanıyor. Bizler hangi anlam ve değer dünyası içinde yaşıyoruz? Bir insan toprak için değil, değerleri için ölümü göze alır. İnsan, kültür, millet esas itibarıyla dünyasını korur. Bizim dünyamız var mı? Varsa bu dünyanın temel ögeleri nelerdir? Hangi değerlere dayanıyor ve bunun ne kadar bilincindeyiz? Hiçbir millet bir matematik teorisi için ordu kurmuyor ama vatan için ordu kuruyor. Vatan bir kavram. Onun için her şeyi yapıyorsun. Kavramlar bu kadar önemli. Türkiye’de maddi vatanı korumak için ordu kuruyoruz ama manevi vatanı korumak için neler yapıyoruz? Bu konuya çok fazla önem vermemiz gerekiyor. O zaman Filistin meselesine daha doğru bir yaklaşımla bakabiliriz.” şeklinde konuşarak sözlerini tamamladı. Konuşmanın ardından konferans, soru-cevap bölümüyle devam etti. Soru-cevap bölümü sonrasında ise Rektörümüz Prof. Dr. Erol Yaşar tarafından Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu’na günün anısına bir teşekkür belgesi takdim edildi. Konferans, toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.