Haber Merkezi
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantıda gündem maddeleri görüşülerek karara bağlandı. Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda Denetim Komisyonu üyeliği seçimi de yapıldı. Yapılan oylamada Belediye Meclis Üyeleri Ahmet Kılıç, Raci Ünel, Mehmet Koç, Gülten Çavuş ve Hıdır Berk Denetim Komisyonu üyesi seçildi. Toroslar Belediyesi sınırları içerisindeki toplam 67 mahalle muhtarlığına ayni yardım yapılmasına ilişkin teklif görüşülerek, Plan ve Bütçe Komisyonu’na havalesi oy birliğiyle kabul edilirken, muhtelif mahallelerde yer alan parklara isim verilmesine ilişkin teklif de görüşülerek Eğitim, Kültür, Sanat ve Sosyal İşler ile Çevre ve Sağlık Komisyonları’na oy birliğiyle havale edildi. Daha sonra komisyonlardan gelen ortak raporlar görüşülerek karara bağlandı. Toroslar Belediye Meclisi’nin Şubat Ayı Meclis Toplantısı ise 1 Şubat 2024 Perşembe günü saat 14.00’da Yunus Emre Kültür Merkezi’nde yapılacak.
“ZAFER YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ, SİYASET ÜSTÜ BİR DURUŞLA GERÇEKLEŞTİRDİK”
Toplantının dilek ve temenniler bölümünde 3 Ocak kutlamaları ile ilgili bir değerlendirmede bulunan Başkan Yılmaz, “Geleneksel Zafer Yürüyüşü’nü” bu yıl da Mersin Valiliği’nin himayesinde tüm protokol, kurumların ve vatandaşların katılımıyla tek güzergahtan, devlet, millet el ele binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirdiklerini söyledi. Başkan Yılmaz; “Türk bayraklarımızla 3 Ocak Zafer Yürüyüşümüzü hep beraber, siyaset üstü bir duruşla gerçekleştirdik. Farklı gruplardan katılımcılar da vardı. Son derece güzel oldu” dedi. “Devlet, Millet El Ele” anlayışının en güzel örneğinin Toroslar’da, Mersin’de yaşandığını belirten Başkan Yılmaz; “Mersinimizin kurtuluşunun yıl dönümünü, Zafer Yürüyüşümüzle taçlandırdık. Bu yürüyüş, 102 yıldır Kuvayi Milliyeciler tarafından gerçekleştirilmişti. Dedelerimiz, o zamanlar Çavuşlu’dan yoğurt pazarına kadar yürümüşler, atlanmışlar, kalpaklarını takmışlar. Her yıl Mersinimizin kurtuluş gününü kutlamışlar. Biz de bu geleneği devam ettiriyoruz. Yıllardır, 3 Ocak Zafer Yürüyüşü’nde bir grup Toroslar’dan, A protokolümüz de Tren garından çıkarak yürüyordu. Daha sonra Cumhuriyet Meydanımızda buluşuyorduk. İki yıldır, tek yürüyüş olarak yapıyoruz. Zafer Yürüyüşümüzü, Devlet, Millet El Ele hep beraber gerçekleştirdik. Burada Sayın Valimiz Ali Hamza Pehlivan’ın büyük desteği var. Protokol ve vatandaşlarımızın bir arada yürümesi ortaya ayrı bir güzellik koydu. Başta Sayın Valimize, emeği geçen herkese ve tüm katılımcılara canı gönülden teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“3 OCAK VE KUVAYİ MİLLİYE MERSİN’DE YAŞAYAN HERKESİN ORTAK DEĞERİDİR”
“Kuvayi Milliye ve 3 Ocak, Mersin’de yaşayan herkesin bayramıdır” diyen Başkan Yılmaz, şunları kaydetti; “3 Ocak Zafer Yürüyüşü, Mersin’in kurtuluşu ve kuvayi milliye olguları; o dönemde dedeleri sadece Mersin’de yaşayanların değeri değildir. O dönemde Mersin, yeni gelişmekte olan, 1850’lilerin başından itibaren pamuktan barut üretilmeye başlamasıyla Çukurova’da iskeleler yapılması üzerine bir balıkçı köyü iken büyümüş, gelişmiş ve bir şehir özelliğini almış bir yerdi. O zaman Mersin’de yaşayan nüfus çok daha az iken, şimdi çok daha fazla olmuştur. O süreç içerisinde 102 yıldır Türkiye’nin değişik yerlerinden vatandaşlarımız, kardeşlerimiz Mersin’e değişik sebeplerle göç ettiler. Bugün Mersin, çok şükür iki milyonluk şehir ve yine limana bağlı büyümesi de devam ediyor. Bugün Mersin’de yaşayanlar, farklı illerden ve farklı yerlerden göç etmiş olsalar da orada yaşıyor olsalar da oranın kurtuluşunu kutlayacaklardır, Mersin’de yaşıyorlarsa Mersin’in kurtuluşunu kutlayacaklardır. Anadolu’nun her yerinde o dönemde işgale karşı ve insanlara zulüm eden Ermeni Çetelerine karşı milli bir mücadele yapıldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, işgal başlamadan önce 5 Kasım 1918’de Mersin’e geldi ve Mersin’de hazırlıkları organize ve koordine etti. Türkiye’nin her yerinde de özellikle Doğu ve Güneydoğu’da da Ermeni çetelerinin saldırması neticesinde ciddi zulüm oluştu, kan aktı, sıkıntı doğdu. O bölgelerde yaşayan insanımız önce Ermeni çetelerine karşı, daha sonra da İşgal Kuvvetlerine karşı savaştılar, vatanlarını savundular. Türkiye’nin her yerinde Erzurum’dan Kars’a ve Edirne’ye, Samsun’dan, Sinop’tan Mersin’e kadar milli mücadele gerçekleştirildi ve bu zafer kazanıldı. Onun için Kuvayi Milliye, 3 Ocak sadece o dönemde Mersin’de yaşayanların değil, bugün Mersin’de yaşayan herkesin ortak değeridir. Bugün de bir araya geleceğimiz nokta kuvayi milliye ruhudur. Kuvayi Milliye, milli kuvvetler demektir. Milli olan, devletine, milletine bağlı olan, dışarıdan gelen işgale ve müdahalelere karşı duran ve karşı durma iradesi gösteren herkes Kuvayi Milliye’nin içindedir. Biz birlikte Türkiye’yiz diyen herkes bizim kardeşimizdir. Son dönemde bölgemizdeki gelişmeler de bunu teyit etmektedir.”
“BATI’NIN MASKESİ DÜŞMÜŞTÜR”
Başkan Yılmaz, tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de yaşanan soykırıma da dikkat çekerek; “Bu üçüncü meclis dile getirdiğimiz. Filistin’de dünyanın gözü önünde, canlı yayında 25 bin insan öldürüldü. Çocukların, beşikteki bebeklerin, kadınların, silahsız insanların bu şekilde, dünyanın gözü önünde dar bir alana sıkışmış bir şekilde katledilmesi, zulüm edilmesi ve konunun artık soykırıma dönüşmesi son derece ibret vericidir. Bunu 4 yıl önce de söylemiştim. Bizim, komşu devletlerle ve toplumlarla bir sorumuz olamaz. Sorunlarımızı da çözecek gücümüz vardır. 15 bin kilometre öteden birilerinin gelip bize hakemlik etmesi, bize akıldanelik vermesi de kabul edilemez. Biz kendi sıkıntılarımızı, problemlerimizi çözeriz demiştik. İşte bu Filistin olayı aslında bu bölgede, aslında dünyanın her yerinde birbirimize ne kadar muhtaç olduğumuzu, birlik ve beraberlik sağlamanın ne kadar gerekli olduğunu göstermektedir. Hak, hukuk, adalet ve demokrasiden bahseden, dünyaya bunu satan, 300 yıldır dünyayı sömüren, dünyanın nüfusunun yüzde 15’ni teşkil eden ancak dünya kaynaklarının yüzde 80’nini kendisi kullanan ve bu şekilde bir refah iklimi oluşturan, ancak dünyanın diğer yerlerindeki mazlumları umursamayan, sosyal, siyasi, ekonomik problemlerini umursamayan, girdiği yerde enkaz bırakan Batı’nın; Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da şimdi de Filistin’de, başka yerlerde, Güney Amerika’da ve Afrika’da maskesini düşürmüştür. Bölgedeki tüm toplumlar, devletler bir araya gelmelidir, problemlerini kendileri çözmelidir. Batı’nın tutarlılığı, inanılırlığı kalmamıştır. Batı emperyalizmine ve batı sömürgeciliğine karşı hem Afrika’daki hem de Güney Amerika’daki başkaldırış niteliğindeki hareketler dikkat çekmektedir. An itibariyle aslında bir dönem kapanmakta, yeni bir dönem başlamaktadır. Bu dönem de Türkiye’nin ve etkili olduğu iklimdeki tüm ülkelerin ve dünyanın tüm mazlumlarının önünde önemli fırsatlar vardır. Bu fırsatlar da öyle 100 yıl sürmeyecektir. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde dünya dinamikleri değişecektir. Bu dinamiklere sahip olan, birlik ve beraberlik gösteren devletler, milletler de kendi haklarını, dünyada kaynaklarındaki paylardan, siyasi güçten alacaktır. Bu konuyu milletimizin, toplumumuzun, dünyanın dikkatine sunuyorum” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE, BİRLİK VE BERABERLİK AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR MERKEZDİR”
“Bu dönem bizim, en çok birlik ve beraberlik için ortak paydada buluşmamız gereken dönemdir” diyen Başkan Yılmaz; “Bunu anlamak ve siyaseti son yüzyıldır, iki yüzyıldır Anadolu coğrafyasında meydana gelen olaylar, provokasyonlar, suikastlar, acılar, olaylar ve sıkıntılar üzerinden şekillendirmek ve siyasi grupların birbirinden bu olaylar üzerinden husumet duyması yerine bu olaylar üzerindeki dış eli iyi görmek, iyi anlamak ve birbirimizi daha çok sevmek ve daha çok saymak durumundayız” dedi. Tüm meclis üyelerine, gerçekleşen çalışmalara sağladıkları katkı ve desteklerinden dolayı teşekkür eden Başkan Yılmaz; “5 yıldır birlikte çalışıyoruz. Birlik ve beraberlik bu meclisten başlar, Türkiye’nin ve dünyanın her yerine gider. Bunu son derece önemsiyoruz. Ortadoğu’da, Doğu Akdeniz’de, Basra Körfezi’nde dünyanın tüm süper güçlerinin donanmaları geziyor, değişik operasyonlar yapılıyor. Son 2-3 günde Lübnan ve İran’daki terör ve bombalama olayları, Suudi Arabistan’da yaşanan gerilim tam da işbirliği protokol imzalanmadan iki gün önce son derece dikkat çekici. Her an her şey olabilir. Birliği ve beraberliği muhafaza etmek zorundayız. Bölgemize baktığımızda Türkiye, birlik ve beraberlik açısından önemli bir merkezdir. Çevredeki devletler, milletler, toplumlar da buna ilgi göstermektedir. Türkiye’deki huzurun, refahın, kardeşliğin, barışın, birliğin ve beraberliğin her zamankinden daha çok savunulması, herkesin hangi pozisyonda olursa olsun elinden geleni yapması gerektiğini düşünüyorum. Ayrılıktan bahseden, “Şu zamanda bana bunu yapmıştır” diyen bu dönemde birliğe ve beraberliğe, bu ülkede sağlanan huzur ve güvene zarar veriyor demektir. Bunu ya cehaletten ya da ihanetten yapar. Biz bunu böyle görüyor ve anlıyoruz. Hepinize teşekkür ediyorum, güzel bir dönemdi. İnşallah önümüzdeki dönem de hep beraber çalışmalarımıza devam ederiz” şeklinde konuştu.