Necdet TAŞ
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) Genel Başkanı Ali Babacan, Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen ve Genel Merkez Yöneticilerinden oluşan bir heyetle Tarsus’a geldi. İlçe girişinde karşılanan konvoyla karşılanan Babacan, otobüsle partisinin Tarsus Belediye Başkan adayı Ramazan Yıldırım ile kentte tur attı, vatandaşları selamladı. Tarsus Belediyesi Nikah Salonu’nda gerçekleştirilen Aday Tanıtım Programına katılan Babacan, adayları Ramazan Yıldırım’a destek istedi.
“HÜKÜMETE SARI KART GÖSTERİN”
Yerel seçimlerinde iktidara uyarı için çok önemli bir fırsat olduğunun altını çizen Babacan, “Yerel seçim takviminin hızla işlemeye başladığı günlerde sizlerle beraberiz. Biz demokrasiyi yerelden başlatacağız. Seçimlere her şeyi ile hazırız. Herkesten önce, bundan 2 sene önce Yerel Yönetimler ve Şehircilikle ilgili biz eylem planımızı açıkladık. Bütün detaylarıyla yazdık. Bizim belediyelerimiz şunları şunları şunları yapacak dedik, takvime bağladık. Ayrıca yine ne yaptık? Türkiye'de hiçbir siyasi partinin yapmadığı bir işi yaptık. Belediye başkan adaylarımız için bir “Etik Kurallar Bildirgesi” yani ahlaki kurallar bildirgesi hazırladık. Tam 3 sayfalık bildirge. Bunu bizim adaylarımız okuyorlar, altına imza ediyorlar. Ondan sonra adayımız oluyorlar. Yani diyorlar ki; “Ben Belediye Başkanı seçildikten sonra belediyeyi bu ahlaki kurallar çerçevesinde yöneteceğim” diyorlar. “Kimseye iltimas yapmayacağım” diyorlar. “Torpil kayırmacılık yapmayacağım” diyorlar ve “Temiz belediyecilik anlayışıyla bu belediyeyi yöneteceğim” diyorlar. Bizim belediyelerimiz ne diyecek? ‘Biz çok çalışırız ’diyecek. Yetmez. "Aynı zamanda, temiz tertemiz çalışırız "diyecek. Bu seçim tabii ki belediye seçimi bu seçim, yerel seçim. Belediye başkanlarımızı seçeceğiz, il ve ilçelerde de belediye meclis üyelerimizi seçeceğiz. Ancak bu seçim arkadaşlar aynı zamanda merkezi hükûmete, İktidara bir uyarı anlamına geliyor. Eğer merkez hükûmetten memnun değilseniz, merkezi hükûmet, iktidar yanlışlar yapıyorsa bu, seçimde iktidarı değiştirmek söz konusu değil. Çünkü sadece belediye başkanlarımızı değiştirmek için seçime gidiyoruz. Ancak her ne kadar merkez hükûmet, iktidar değişmeyecekse de bu seçim merkezi hükümeti uyarma seçimidir. “Aklını başına al” deme seçimidir. “Yanlış yoldasın. Seni izliyorum ve yaptıklarından memnun değilim” deme seçimidir. Yani aslında bu seçim değerli arkadaşlar, merkezi hükûmete bir sarı kart gösterme seçimidir. Hep beraber bu sarı kartı inşallah hükûmete göstereceğiz, iktidarı göstereceğiz. Nasıl göstereceğiz? DEVA'nın adaylarını destekleyerek göstereceğiz ve bir taşta iki kuş vuracağız. Hem hükûmete sarı kart göstereceğiz hem de Niğde’miz “çok daha iyi yönetilsin. Çok daha düzgün yönetilsin” diyeceğiz hep beraber” ifadelerini kullandı.
“OSB’NİN OTOBAN BAĞLANTI YOLLARI NEDEN YAPILMIYOR”
Yerel seçimlerin çok önemli olduğunun altını çizen Babacan, “Neden mi? Çünkü Tarsus, demokrasinin yerelden başladığını çok iyi biliyor. Çünkü Tarsus adaletle yönetilmeyi hak ediyor. Tarsus, iktidarın görmezden geleceği ve ranta kurban edeceği bir kent değil. Tarsus Organize Sanayi Bölgesi, Türkiye’nin sayılı OSB’lerinden biri ve İSO 500 sıralamasında 8 firmasıyla yer alıyor. Ancak gelin görün ki bu OSB’nin otoban bağlantı yolları halen bitirilmiş değil. Hatta bu proje yüzde 25 oranında bile ilerlemiş değil. Ulaştırma Bakanı çıkıp, “Biz bir kavşağı tamamladık” diyor. Ya Türkiye’nin en çok vergi ödeyen 6. İli Mersin değil mi? Mersin’in en büyük ilçesi Tarsus’ta bulunan OSB’nin otoban bağlantı yolları neden yapılmıyor? Tarsus ve Mersin bunu hak etmiyor mu? Bir kavşak yapıldı diye mi Tarsusluların sevinmesi lazım. Yine Çukurova Havalimanı projesi… 2008 yılından beri dilde var ama nedense bir türlü tamamlanamıyor. Tamamlansa en büyük faydayı Tarsus görecek. Çünkü Tarsus’a çok yakın bir havalimanı. Bir başka sorun; Tarsus-Kazanlı Turizm Projesi… 2009 yılında yani bundan 14 yıl önce burada 5 şirkete 11 yer tahsis edilmiş. Yer tahsislerinin hiçbirinde tek bir çivi dahi çakılmamış. Mersin Milletvekilimiz Mehmet Emin Ekmen, Kültür ve Turizm Bakanına soruyor niye diyor. Sayın Bakan da, “Havalimanı bitirilmediği için” diyor. Sanki havalimanı projesinin bitirmek tamamlamak başka bir hükümetin göreviymiş gibi. Ya sizin bakanı olduğunuz hükümetin görevi bu. Buradan Tarsuslulara sormak istiyorum; Tarsus-Kazanlı Turizm Projesinin altyapısıyla ilgili bugüne kadar hangi adımlar atıldı? Maalesef atılan bir adım yok. Senelerdir Çukurova Havalimanını bitiremeyen iktidar, denizi doldurarak Ordu-Giresun havalimanını yaptı. Yetmedi hemen ötede denizi yine doldurarak Rize havalimanını yaptılar. İstanbul’da bataklığı kurutup İstanbul havalimanını yaptılar. Demek ki neymiş isteyince oluyormuş. Demek ki neymiş sahip çıkan biri olduğu zaman bu projeler tamamlanıyormuş. Ama iş Mersin’e gelince Mersin’i bile isteye ihmal ediyorlar” dedi.
“MEMLEKETİN GERÇEKLERİNİ GÖREMİYORLAR”
Mersin ve Tarsus’un diğer sorunlarına da değinen Babacan, “Bakın Tarsus’ta çok çarpık bir kentleşme var ve vatandaşlarımızın hayatını içinden çıkılmaz hale getiriyor. Tarsus’ta trafik ve konut sorunu almış başını gidiyor. Bununla bitiyor mu? Hayır… Tarımla ilgili sorunlara bakınca da ilk sırada narenciye var. İnanın içim parçalanarak izledim. Taptaze limon ağaçlarının kepçeyle sökülmesini içim parçalanarak izledim. Bu sene narenciyede rekoltenin yüksek olacağı biliniyordu. Uzmanlar zaten bunu ilan etmişti. Çiftçimizin yüzü bir türlü gülmüyor. Mahsul fazla olunca çiftçimiz üzülüyor, limon ağaçları sökülüyor. Özellikle narenciye üreticisi için çok üzülüyoruz. İktidarın bu soruna kayıtsız kalması ve bir çözüm üretmemesi tamamen ilgisizlikten. Memleketin gerçeklerini göremiyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı zaman ki kendini külliyeye hapsetti işte ondan sonra bu ülkenin gerçeklerinden koptu. Sokağa, pazara çıktığımızda, ilçelerimizi köylerimizi dolaştığımızda görüyoruz. İşçimizin halini görüyoruz, emeklimizin halini görüyoruz. Esnafımızın halini görüyoruz, çiftçimizin halini görüyoruz. Otobüsten indik, otele kadar yürüdüğümüz otuz adımlık mesafede emeklimiz önümüzü kesti “Bizim halimiz nice olacak” dediler. Adeta bir feryat söz konusu, bütün Türkiye'de. Herkes hayat pahalılığından şikayetçi. Herkes zamlardan şikayetçi. Herkes fiyatlardan, kiralardaki artıştan şikayetçi. Maaşla artık ev alma dönemleri Türkiye'de çoktan kapandı. Bir dönem bunu yaşamıştık; Memurlarımız, işçilerimiz, biraz peşin ödeyerek biraz borçlanarak ev alabiliyordu bu ülkede. Şu anda sabit maaşla geçinen bir vatandaşımızın artık ev alması imkânsızlaştı. Araba almak bile çoğu vatandaşımız için hayal oldu. Bırakın ev almayı, araba almayı, insanlar kirasını ödemekte güçlük çekiyorlar” şeklinde konuştu.
“EMEKLİLERİN DURUMU PERİŞAN”
Türkiye’de emeklilerin ekonomik yönden perişan halde olduğunu ifade eden Babacan, “Emeklilerimiz, maaşlarıyla geçinmeyi falan geçtim artık “Acaba sokakta kalırsam ne olacak” endişesine düştüler şu anda. Ve emeklimizin eğer oturacak evi kendinin değilse, emekli maaşının kiraya yetmesi mümkün değil bu ülkede. Yoksulluk hızla yaygınlaşıyor ve derinleşiyor. Bakın sizinle bazı rakamları paylaşmak istiyorum: Rakamlar önemli. Rakamları sayıları anlayacağız ki niye bu ülkenin ekonomisi bu hale düşmüş. Bunu hep beraber iyi kavrayalım. Diğer arkadaşlar, biliyorsunuz bundan tam 2 sene önce Sayın Erdoğan şapkadan bir tavşan çıkarttı. Ama bir baktık, 1.970 model bir tavşan. Adı “Kur Korumalı Mevduat” Ya bu ne demek? “Bankaya paranı yatır faizini de al ama eğer o faiz yetmezse döviz kuru ondan daha fazla artarsa ben sana farkına ayrıca vereceğim korkma demek yani faiz üstüne faiz ödeyeceğim” demek. O gün Polatlı ticaret odasında ertesi gün bizim programımız vardı. Çiftçilerimizde sanayicilerimizle buluşmamız vardı. Ben dedim ki “bu tam hazineyi batırma projesi, bu ülkeye batırma projesi.” dedim. Rahmetli Özal’ın bundan tam 40 sene önce “Bunu kaldırın. Bu kötü bir şeydir. Bu enflasyon bu memlekette yıllarca yüksek seyrettiyse bu Kur Korumalı Mevduat yüzündendir” dediği gençlere vasiyet ettiği bir sistemi getirdiler. Bu ülkenin başına 40 sene sonra tekrar sardılar. Kur Korumalı Mevduatı ödenen kur farkını söyleyeceğim şimdi size. Faiz yetmiyor üzerinde bir de kur farkı ödüyor ya bu Kur Korumalı Mevduat’a, Geçen sene temmuz ayına kadar ödenen rakam arkadaşlar 300 milyar lira. Bu yetmedi Merkez Bankası da şu seçimden bu yana bir 800 milyar daha ödedi. 300 milyarın üzerine 800 milyar daha ödendi bu Kur Korumalı Mevduat’a. Şöyle bir mukayese edelim. Çiftçimize 2024 bütçesinde ayrılan ödenek ne kadar biliyor musunuz? Türkiye'deki bütün çiftçiye tarım için verilen desteğin tamamı, 91 milyar lira. Kur Korumalı Mevduat’a geçen sene seçime kadar ödedikleri 300, seçimden sonra ödedikleri 800, toplam 1 Trilyon 100 Milyar ediyor. Çiftçiye ödenen sadece 91 milyar. Yani çiftçimize ödediklerinin 13, 14 mislini geçen sene Kur Korumanı Mevduata ödediler. “Faizle mücadele edeceğim” diyordu değil mi? “Nas” diyordu? Bir rakam daha vereyim. Bu senenin bütçesinde faiz için ayırdıkları para 1 trilyon 273 milyar lira, bu senenin bütçesinde faiz için. Kur korumalı mevduatı bıraktım kenara şimdi bakın faizden bahsediyorum, buz gibi faizden bahsediyorum, 1 trilyon 273 milyar lira faiz, çiftçiye ödenen 91 milyar. Şu kurumalı mevduata ödediğini toplayın, faiz ödediğini toplayın, ediyor mu size 2,5 trilyon? Bu ne demek arkadaşlar? Çiftçiye yapılan ödemenin tam 30 mislini, tam 30 mislini Kur Korumalı Mevduat diye ve faize diye zaten parası olana veriyorlar. Ondan sonra da bu ülkede enflasyonu düşürmekten bahsediyorlar” diye konuştu.
Konuşmaların ardından yeni üyelere rozet takdimi de yapıldı. AK Parti’den istifa ede 19 kişi DEVA Partisine katıldı. DEVA Partisine katılanlara rozetleri Babacan taktı.