Necdet TAŞ
Yerel seçimler yaklaşırken, partiler mitinglere de başladı. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 31 Mart seçimleri için ilk mitingini Mersin’de yaptı. Millet Bahçesi önündeki alanda gerçekleştirilen mitingde konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, “Başı Toroslar kadar dik, gönlü Akdeniz kadar geniş Mersinimizin bütün güzelliklerini; kökeni, mezhebi ve yöresi ne olursa olsun burada yaşayan bütün insanlarımızı hasretle kucaklıyorum. 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerine 63 gün kala ilk açık hava toplantımızı Mersin’de yapmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. “Cumhur Bizim, Türkiye Hepimizin” kararıyla yürüyüşümüze hız katıyoruz. “Mersin Bizim, Türkiye Hepimizin” kararlılığıyla tek yürek, tek bilek, tek nefes olalım istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“MERSİN’DE AYRIMCILIĞA YER YOK”
Mersin’in her şeyden evvel; tarih, kültür, tarım, turizm ve ticaret kenti olduğunu ifade eden Bahçeli, “Aynı zamanda Mersin kardeşliğin timsalidir. Burada ayrımcılığa yer yoktur. Burada aymazlığa geçit yoktur. Mersin’de Türkiye’mizin her yöresinin kokusu hakimdir. Ne var ki Mersin son beş yıldır yerinde saymaktadır. Slogan belediyeciliği, dedikodu belediyeciliği, sosyal medya belediyeciliği, ideolojik ve ilkel belediyecilik anlayışı Mersin’i yorgun düşürmüştür. Kayırmacılık, haksızlık, partizanlık, yolsuzluk ve hukuksuzluk Mersin’in önünü kapatmıştır. Kurulan paravan şirketler kanalıyla, belediye imkanlarının kimlere ve nerelere aktarıldığını, bölücü mihrakların nasıl şımartıldığını biliyoruz. Mersin’den Anamur’a kadar belediye eliyle peşkeş çekilen işletme, kafe ve restoranları, bu kapsamdaki ahlaksız ve haksız kazançları biliyoruz. Şimdiye kadar kazanan bir avuç çıkarcıdır. Palazlanan küçük bir kaymak tabakadır. Biti kanlanan devlet ve millet muhalifi dar bir kadrodur. CHP’li Büyükşehir Belediyesi bağlanan umutları israf etmiştir. CHP’li Büyükşehir Belediyesiyle hayal kırıklığı devasa boyutlara ulaşmıştır. Mersinli kardeşlerimi düşünen, dertlerine derman olan, darda ve zorda kalan insanlarımızı sahiplenen, bu kentin lehine taş üstüne taş koyan bir belediye yönetiminden ortada ne iz ne de eser vardır. Buna karşılık devletin kaynaklarını ulufe gibi dağıtan, ittifak ortaklarına bedel ödeyen, devamlı şaibelerle anılan bir belediye anlayışı karşımızdadır. Geride kalan beş yıllık hüsran döneminin telafisi lazımdır. Aldatma ve anafor siyasetine son verilmelidir. CHP zihniyeti sınıfta kalmış, hepten çuvallamıştır. Bu nedenle yapamayan gitmeli, yapacak olan gelmelidir. Başarısızlar gönderilmeli, başaracak olan vatan, millet ve Mersin sevdalıları şehremini vazifesi üstlenmelidir. Artık beceriksizlere kapıyı göstermeliyiz. İş bilmeyenlere, üretmeyenlere, insanımıza dokunmayanlara, Mersin’i tanımayanlara, akıntının tersine kürek çekenlere uğurlar olsun demeliyiz. Gün doğmuş, vakit gelmiştir. Mersin için ümitler yeşermiş, huzur meşalesi yakılmıştır. Mersin Bizim, Türkiye Hepimizindir. İnanıyorum ki, Mersin kamburlarından kurtulacak. Liman ve lojistik kenti olan Mersin ayak bağlarını söküp atacak. Yalan belediyeciliğinin 63 günlük ömrü kaldı. Yıkım belediyeciliğinin 63 günlük süresi kaldı. Yozlaşmış belediyeciliğin sonu göründü. Mersin gücüne güç katacak, yükseldikçe yükselecek. Bu şehirde yaşayan hiçbir vatandaşımız ilgisiz ve kimsesiz bırakılmayacak. Herkesin elinden tutacağız. Bağın, bahçenin, bostanın bereketi olacağız. Mersin’den Antalya’ya kadar otoyolların tünelini tamamlayıp Torosların iki yakasını kenetleyeceğiz. Kalbimiz Mersinle bir çarpacak. Çünkü “Mersin Bizim, Türkiye Hepimizindir.” Huzur, refah, barış, kardeşlik, istikrar ve esenlik dolu Mersin Türk ve Türkiye Yüzyılının parlayan yıldızı haline gelecek” şeklinde konuştu.
“MERSİN’İ DAHA DA BÜYÜTMEK, DAHA DA GELİŞTİRMEK ARZUSUNDAYIZ”
Mersinlilerden belediye başkan adayları için destek isteyen Bahçeli, “Önümüzdeki beş yıl için sizlerden olur ve onay istiyoruz. Herkes tersine giderken biz Mersin’i daha da büyütmek, daha da geliştirmek arzusundayız. Bu nedenle Cumhur İttifakı’nın birbirinden değerli belediye başkan adaylarıyla Mersin’in hizmetine talibiz. Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Sayın Serdar Soydan’dır. Anamur Belediye Başkan Adayımız Sayın Hidayet Kılıç’tır. Bozyazı Belediye Başkan Adayımız Sayın Mustafa Çetinkaya’dır. Çamlıyayla Belediye Başkan Adayımız Sayın Ali Rıza Genç’tir. Erdemli Belediye Başkan Adayımız Sayın Mustafa Kara’dır. Gülnar Belediye Başkan Adayımız Sayın Fatih Önge’dir. Mut Belediye Başkan Adayımız Sayın Volkan Şeker’dir. Silifke Belediye Başkan Adayımız Sayın Sadık Altunok’tur. Tarsus Belediye Başkan Adayımız Sayın Mahmut Tat’tır. Toroslar Belediye Başkan Adayımız Sayın Ali Öz’dür. AK Parti’yi temsilen Cumhur İttifakı’nın Akdeniz, Aydıncık, Mezitli ve Yenişehir Belediye başkan adaylarımız da kısa sürede açıklanacaktır. Bütün belediye başkan adaylarımız sizlere emanetimdir. Fitne ne kadar yaygın ve yoğun olsa da, fedakârlıkla bezenmiş faziletli gönüllerin dua ve desteğiyle karşımıza dikilen her müşkülü aşacağız, her mihneti yeneceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletiyle yekvücuttur. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’ye hizmetle memur ve mükelleftir. Cumhur İttifakı, Türkiye Cumhuriyeti’nin gelecek yüzü, yeni yüzyılın mihmandarıdır, mimarbaşıdır” ifadelerini kullandı.
“GAZZE’DE KAHREDİCİ VE KORKUNÇ BİR İNSANİ DRAM YAŞANIYOR”
İsrail’in Gazze’deki katliamlarına da değinen Bahçeli, “Gazze’de kahredici ve korkunç bir insani dram yaşanıyor. 114 gündür çocuklar katlediliyor, bebekler süt yerine kendi kanlarını içerek hayatlarını kaybediyor. İsrail soykırım suçu işliyor, masum savunmasız insanları hedef alıyor. Artık bu kan durmalı, silahlar susmalıdır. İsrail-Filistin arasında barış sağlanmalı, iki devletli çözüm iklimi oluşmalıdır. Geçtiğimiz Cuma günü, Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’in barbar saldırılarıyla ilgili ihtiyati tedbir kararı alınması müspet bir gelişmedir. İsrail’in haksızlığını ve hukuksuzluğunu tescil eden, insani taleplere tercüman olan bu ara kararı hiçbir ülke görmezden gelemez, yok sayamaz, üç maymunu oynayamaz. Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasının, makul derecede delillerin varlığından dolayı esastan görüşülecek olması mühim bir adalet ve hukuk kazanımıdır. Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesine taraf olan ülkeler için Uluslararası Adalet Divanı’nın mezkur kararı elbette bağlayıcıdır. Filistinli mazlumlara karşı işlenen savaş ve soykırım suçunun cezasız kalmaması uluslararası toplumun vicdan ve insanlık borcudur. Bu borcun inkarı veya ihmali diye bir şey söz konusu olamaz. Adalet mutlaka tecelli etmelidir. Ağlaya ağlaya can veren sabilerin hesabı İsrail’den sorulmalıdır. Türkiye bu süreçte hakkın ve haklının yanındadır. Türkiye insanlığın safında, zalimlerin karşısındadır. Bundan dolayı çılgına dönenleri görüyoruz. Nitekim ürkenlerin farkındayız, ayağımıza çelme takmak için vaziyet alanların bilincindeyiz. Türkiye’yi zora sokmak, iç sorunlara gömülmesini sağlamak için terör örgütlerini kullanıyorlar. Kiralık katilleri üzerimize salıyorlar. Maksat Türkiye’yi durdurmak ve taviz koparmak. Maksat Türkiye’nin artan bölgesel ve küresel imajını zedeleyip zaafa uğratmak. Irak ve Suriye’nin kuzeyinde meşru ve hukuki varlığımızı çekemiyorlar. Terörü kaynağında yok etme stratejimizi engellemek için her yolu deniyorlar. Sınırlarımızın mücavir noktalarında tesis edilen üs bölgelerimize saldırıyorlar. PKK/YPG’yi silahlandırıp Türkiye’ye yönelik kanlı eylem talimatı veriyorlar. Hürmet, rahmet ve minnetle yad ettiğimiz kahraman evlatlarımızı şehit ediyorlar. Milli birlik ve kardeşlik hukukumuzu dinamitlemek amacıyla yanıp tutuşuyorlar. İç huzur ve barış ortamımızı kundaklamak için casusları, teröristleri, işbirlikçileri, siyasette köprü tutmuş çevreleri, FETÖ’cü alçakları sürekli tedavülde tutuyorlar. ABD, Irak ve Suriye’deki varlığımızdan son derece huzursuzdur. Bölücü terör örgütüne karşı operasyonların icrasından memnuniyetsizdir. Peki ABD Suriye’de ne arıyor? Irak’ta ne geziyor? İç sorunları giderek yaygınlaşan, Teksas krizinden sonra eyaletleri arasındaki cepheleşmesi sertleşen ABD’nin komşu ülkelerdeki varlığı gayri ahlakidir, gayri hukukidir, gayri meşrudur. ABD’nin Suriye’den ve Irak’tan tamamıyla çekilmesinden başka makul, mantıklı, akla yatkın ve adil bir seçenek kesinlikle yoktur. Türkiye, ABD ile sınır olmaktan rahatsızdır, bölücü terör örgütüne verilen destekten rahatsızdır; siyasi, ekonomik ve diplomatik dayatmalardan rahatsızdır. İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün onaylanmasının ardından, ABD’nin sözünde durarak F-16’larla ilgili beklentimizi derhal karşılaması aslında bir hukuk ve müttefiklik namusudur. Türkiye egemenlik haklarından vazgeçmeyecek. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünden ödün verilmeyecek. Türkiye Cumhuriyeti milli ve üniter bir devlettir, hiç kimse bu tarih gerçeğini değiştiremeyecek. Terörün de kökünü kazımak boynumuzun borcudur. Tek bir terörist kalmayıncaya kadar mücadele sonuna kadar devam edecektir” dedi.
“MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’Nİ BUHRANDAN ÇEKİP ALALIM”
CHP’ye de sert sözlerle yüklenen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: “DEM’lenmiş CHP terörle mücadeleye şaşı bakmaktadır. CHP, bölücü terör örgütünün kafesindedir. Tezkereye hayır diyen bu CHP’dir. Terörist Demirtaş’ın avukatı olan bu CHP’dir. TBMM’de terör saldırılarına karşı hazırlanmış ortak metinlere imza atmayan bu CHP’dir. Yönetimi altında bulunan belediyeleri bölücülere, terörsevicilere teslim eden bu CHP’dir. Bugünkü CHP bitmiştir, tükenmiştir, iflas etmiştir. Bugünkü CHP esirdir, işgal edilmiştir. Mersin’i DEM’lenmiş CHP musibetinden arındırmak milli güvenliğimiz, milli huzurumuz, milli onurumuz adına da mecburiyettir. Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni buhrandan çekip alalım. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı güçlü ise vatandaşımızın karnı tok, başı dik, alnı açıktır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı güçlü olduğu müddetçe demokrasi güvence altındadır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı var olduğu sürece “Lider Ülke Türkiye” hedefi, “Türk ve Türkiye Yüzyılı” vizyonu Allah’ın izniyle gerçekleşecektir. Türkiye’nin temel ve öncelikli meselelerinin köklü çözümlerle buluşturulması hususunda bundan sonra da her çabayı gösterecek, her çalışmayı yapacak yine Cumhur İttifakı’dır. Türkiye’nin ne geçmişinde ne de geleceğinde zillete yer yoktur. Koltuk ve çıkar kavgalarıyla siyasi ahlak kaybının dibini boylayanlarda umut yoktur. Terör örgütleriyle can ciğer kuzu sarması olanlara kanacak bir Allah’ın kulu artık kalmamıştır. Geride kalan yüzyılın karanlık ve kalpazan yüzlerine yeni yüzyılın bakir ve tertemiz sayfalarında dipnot olarak bile yer bulunmayacağına yürekten kaniyiz ve kuşkusuz bu kanaatteyiz. Zaman Türkiye zamanıdır. Devir Türk Devri’dir. Zemin Türk vatanı, Türk-İslam coğrafyalarıdır. Zafer Türk milletinindir, zafer 3 Ocak ruhuyla Mersin’indir, cumhurun yıldızlaşan ve yıldırımlara taş çıkartan bıçkın mücadelesiyle bu zafer Lider ülke Türkiye ülküsüyle tezahür edecektir. Unutmayınız, elbette yapacağız, hep birlikte başaracağız. Akdeniz’in pırlantısı olan bu vatan köşesinin çehresini ve çevresini güzelliğin zirvesine taşıyacağız. Mersin Bizim, Türkiye Hepimizindir. Barışmak, kucaklaşmak için fırsat arayan vatandaşlarımı Türkiye ve Türk milleti ortak değerleri etrafında buluşmak için Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve Cumhur İttifakı’na davet ediyorum. Kimler ve hangi karanlık güçler, hangi oyunları tertip ederlerse etsinler, hangi ihanetlerin içine girerlerse girsinler bizim irademiz bellidir ve herkesçe bilinmektedir. Türkiye Cumhuriyeti tektir ve üniter bir devlettir. Türk milleti ayrılık kabul etmeyen bir bütündür. Milli devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti ebedi yurdumuzdur. Al bayrağımız bağımsızlığımızın, egemenliğimizin sembolüdür. Türkçemiz, bizleri bir arada tutan resmi dilimizdir. Türkiye Cumhuriyeti milli varlığını ve birliğini Cumhur İttifakı’yla koruyacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı bu değerleri muhafaza etmeye muktedirdir. Bugün Cumhuriyetimizin siyasi ve hukuki dayanağı olan Misak-ı Milli’nin 104.yıldönümüdür. İnanıyorum ki, 31 Mart geldiğinde Mersin muazzam tercihini cumhurdan yana kullanacak, Türkiye’nin hak ve hukukuna çok güçlü şekilde destek çıkacaktır. Zira Cumhur Bizim, Türkiye Hepimizindir. Aziz milletimizden ve sizlerden ricam, mutlaka sandığa gitmenizdir. 31 Mart’ta seçime katılımın yüksek olması hem demokrasimizin istikrarı, hem de milli iradenin itibarı açısından tarihi önemdedir. 31 Mart’ta tek meselemiz sandığa gidip oyumuzu kullanmak olmalıdır. Bunun yanında sandık güvenliğine azami dikkat ve hassasiyet gösterilmelidir. Bu meydana teşrif eden kardeşlerime soruyorum; 31 Mart’ta sandığa gidecek misiniz? 31 Mart’ta Mersin’e sahip çıkacak mısınız? 31 Mart’ta Türkiye’nin geleceğine, Mersin’in özlemlerine tercüman olup Cumhur İttifakı’nı seçecek misiniz? Kardeşlik için, huzur için, istikrar için, daha müreffeh ve muasır bir Mersin için Cumhur İttifakı’nı tercih edecek misiniz? Sizlerle gurur duyuyorum, Mersin’in milli ve haysiyetli duruşuyla övünüyorum. Sabırla, şuurla, coşkuyla, gözümüzü yüksek ufuklardan ayırmadan, milletimizin bütün fertlerini bir, eşit ve kardeş görerek 31 Mart’ta Cumhur İttifakı’nı ve Milliyetçi Hareket Partisi’ni başarıyla buluşturacağız. Bu tarihi görev hepimizin omuzlarındadır. Türkiye’yi ve Mersin’i tehlikelerden muhafaza etmek en temel milli görevimizdir. Mersin Bizim, Türkiye Hepimizindir. Hizmet bizden, himaye Cenab-ı Allah’tandır. Mersin’in huzuruna çıkan belediye başkan adaylarımıza, bundan mülhem Cumhur İttifakı’nın bütün adaylarına üstün başarılar diliyorum. 31 Mart akşamı hepinizden müjdeli haberler bekliyorum.”