Necdet TAŞ
TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu, DİSK/Genel İş Sendikası toplantı salonunda Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle basın açıklaması yaparak, Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine tepki gösterdi. Demokrasi Platformu adına açıklama yapan DİSK Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, “Gün geçmiyor ki, bir gün hak ihlaline ve hukuk kurallarının gasp edilmesine uyanmayalım. Bugün demokrasi ve hukuk adına bir kez daha utanç gününü yaşıyoruz. Gezi Parkı Davası’nda tutukluyken Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay Milletvekili seçilen Av. Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik Yargıtay kararı 30.01.2024 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda okundu. Anayasa Mahkemesi tarafından, iki kere hak ihlali kararı verilmiş olmasına rağmen, Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmamış ve Hatay halkının oylarıyla seçilmiş Av. Can Atalay’ın milletvekilliği TBMM Genel Kurulunda düşürülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 153/6 maddesi; “Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme, yargı organlarını bağlar.” demektedir. Anayasa Mahkemesi kararları kesindir. Hukuk sistemimizde en üst yargı organı olan Anayasa Mahkemesi’nin kararları, devletin yasama, yürütme ve yargı erkleri için uyulması zorunlu niteliktedir” ifadelerini kullandı.
“KARAR ANAYASAYA AYKIRI”
Yasama organı olan TBMM’nin, Anayasa’nın açık hükmünün ihlal ederek, Anayasa’ya aykırı davranıldığını iddia eden Göksoy, açıklamasını şöyle sürdürdü: “TBMM, hukuk devletini ve milletin iradesini yok saymıştır. Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Av. Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi yargı ve demokrasi darbesidir. Anayasasız bir devlet tehlikesine doğru sürüklendiğimizi göstermektedir. Yargının araçsallaştırılarak, muhaliflerden öç alma haline getirildiği ve hesaplaşıldığı günleri yaşamaktayız. Yargı ve adalet gücünü kullanamayan, yasalara bağlı olmayan güç, devlet niteliğini kaybeder. Devleti çetelerden ayıran en büyük güç yasalar, yasalara uygunluk ve adalet sağlama ilkesidir. Anayasa'nın yok sayılması, hukuk devletinin yok sayılması demektir. Bugün hukukun üstünlüğüne, demokrasiye bir kez daha sahip çıkma günüdür. Yargı darbesine sessiz kaldığımız her bir gün, ülkemizin hukuksuzluklar zincirine bir yenisi daha eklenecektir. Hukuk tanımaz, halkın iradesini yok sayan ülke yöneticileri, ülkemizde her gün yeni bir hukuk utancının yaşanmasına artık son vermelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, demokratik, laik ve hukuk devletidir. Devletin bu nitelikleri, Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri arasındadır. Bu hukuksuzluk karşısında Anayasa'yı korumanın her vatandaşın, vatandaşlık görevi olduğu unutulmamalıdır. Bizler, hukuk darbesine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Cumhuriyetimizin 100. yılında, ülke yöneticilerini hukukun üstünlüğü ilkesini korumaya davet ediyoruz.”