Neşet TORUN
Büro Emekçileri Sendikası (BÜRO-SEN) Şube Başkanı Kemal Göçmen
Mersin’de Büro Emekçileri Sendikası’na (Büro-Sen) üye kamu çalışanları Maliye binası önünde basın açıklaması yaptı. Burada konuşan Büro-Sen Mersin Şube Başkanı Kemal Göçmen, “Her bütçe döneminde olduğu gibi, 2024 bütçesinin tartışıldığı dönemde de, bütçe hakkının kullanılması ve ön görülen bütçe kaynaklarının toplumun refahını artıracak üretim alanlarına yatırımların yapılması ve yoksulluk sınırının altında; ağırlıkla asgari ücrete yakın haline getirilen ücret politikasından vaz geçilerek, başta kamu emekçilerin ve emeklileri olmak üzere, ekonomik krizin mağduru haline getirilen yoksul kesimlere daha fazla kaynak ayrılması için eylem ve etkinlikler yaptık. Ancak iktidar önceki yıllarda olduğu gibi 2024 bütçesinin tartışıldığı süreçte taleplerimizi yine görmezden gelerek, toplumun refahını artıracak üretim ekonomisine kaynak ayırmadığı gibi, biz kamu emekçilerini, emeklileri ve bilerek isteyerek yaratmış olduğu ekonomik krizle mağdur ettiği toplum kesimlerini yok saymıştır. Nitelikli tartışmalardan uzak, emekçilerin ve yoksulların taleplerini görmezden gelen, tam ifadesiyle bir el kaldır/indir içeriğinde tartıştırdığı 2024 yılı bütçesini TBMM’den geçirerek uygulamaya koymuştur” ifadelerini kullandı.
“DOLAYLI VERGİLERİN YARATTIĞI HAKSIZLIK TARTIŞILMIYOR”
Toplumda herhangi bir konuda farkındalık yaratmak için belli gün ve haftalarda, bir konuya veya duruma dikkat çekmek için konuya ilişkin içerik tartışmaları yapılarak sorunların tespitini yapmak dahil olmak üzere, farkındalık yaratılmak istenen gündemle ilgili eylem ve etkinlikler yapıldığını hatırlatan Göçmen, “Bu çerçevede sendikamızın yetki alanında bulunan kumlarda, vergi haftası, sosyal güvenlik haftası, adli yılın açılışı vb. gün/haftalarda kurumlar etkinlikler yapmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde her yıl şubat ayının son haftasında “Vergi Geleceğimizdir, Vergi Önemlidir” vb. başlıklarla kutlanan vergi haftasında; Üretimden uzak, emekçileri, emeklileri ve toplumun geniş yoksul kesimlerini mağdur eden vergi politikaları tartışılmamaktadır. Vergi gelirlerini faize, ranta, kamu-özel işbirliğiyle yapılan adrese teslim projelere, savaşa politikalarına yönelik harcanması tartışılmamaktadır. Artık rutin hale gelen vergi aflarının yarattığı haksızlıklar tartışılmamaktadır. Ücretler üzerinden alınan gelir vergisinin düşürülmesi tartışılmamaktadır. Dolaylı vergilerin yarattığı haksızlık tartışılmamaktadır” dedi.
“VERGİLER HAR VURUP HARMAN SAVRULUYOR”
Bütçenin asıl gelir kaynağı olan vergi gelirlerinin har vurup harman savururcasına bu kadar kötü kullanılmasının başlı başına bir problem iken, vergiyi toplayan ve ödeyen vergi emekçilerinin, emekçilerin sorunlarına çözüm üretilmesi bir yana, yaşanan sorunlar her geçen gün ağırlaşarak devam ettiğini kaydeden Göçmen, “2005 yılında çıkarılan 5345 sayılı Kanunla Maliye Bakanlığı parçalı hale getirilmiş, adeta bir sorunlar yumağının içine atılmıştır. Yapılan düzenlemeyle Bakanlık bünyesinde özerk kurum haline getirilen Gelir İdaresi Başkanlığında farklı unvanlarda personel istihdam edilmesiyle birlikte, kurum çalışanları benzer işleri yaptıkları halde farklı ücret skalalarından ücret aldığından bitmeyen bir tartışma içerisinde çalışma barışı ortadan kalkmıştır. Büyük iddialar eşliğinde yapılan yasal değişiklikle Maliye Bakanlığına bağlı özerk kuruluş haline getirilen Gelir İdaresi Başkanlık merkez birimleri ile başkanlık bünyesinde oluşturulan vergi dairesi başkanlıklarında kariyer/liyakat ilişkisi alt üst olmuş, kurum tarafından yapılan görevde yükselme ve unvan sınavlarında uygulanan mülakat haksızlığının yarattığı sorunlar kurumda kariyer/liyakat ilişkisine tamiri zor tahribatlar yaratmıştır. Büro Emekçileri Sendikası olarak Gelir İdaresi Başkanlığının kuruluşunda ifade ettiğimiz gibi yamama usullerle kalıcı çözümler üretilemez ve gelinen yer itibariyle de üretilememiştir. Bunun için diyoruz ki, Maliye Bakanlığı bir bütün olarak yeniden yapılandırılmalı; bakanlık çalışanların Mali Hizmetler Sınıfı olarak ayrı bir işkolu olarak tanımlanmalıdır” şeklinde konuştu.
“3600 EK GÖSTERGE AYRIMSIZ BÜTÜN KAMU EMEKÇİLERİNE VERİLMELİDİR”
“Büro Emekçileri Sendikası olarak bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından her yıl şubat ayının son haftasında resmi bir protokolün yerine getirilmesinin dışında bir içeriğe sahip olmayan; Başta biz emekçiler olmak üzere toplumun geniş kesimlerinde üzerinde ağır bir yüke dönüşen vergi adaletsizliğinin tartışılmadığı, verginin kimlere ve nasıl harcandığına dair hesap verebilirlik prensibinin ortadan kalktığı, Vergi adaletsizliğinin yarattığı haksızlığın tartışılmadığı vergi haftası etkinliklerine bugüne kadar taraf olmadık, bundan sonrada olmayacağız. Hafta başından itibaren vergi emekçilerine kısa mesaj göndererek vergi bu yıl 35. Vergi Haftasını kutlayan başta Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi olmak üzere bütün kurum yetkililerine sesleniyoruz” diye konuşan Göçmen, “Maliye Emekçileri artık sizden sorunlarına kalıcı çözümler beklemektedir. Bunun için, Yoksulluk sınırındaki her türlü kazanç vergilerden arındırılmalı ve gelir vergisi ücret gelirlerinde yüzde 10’a sabitlenmelidir. Hane halkının kullandığı temel tüketimi olan mal ve hizmetlerde dolaylı vergi oranı sıfıra indirilmelidir. Kamu emekçilerinin almış oldukları bütün ek ödemeler temel ücrete yansıtılmalıdır. 3600 ek gösterge ayrımsız bütün kamu emekçilerine verilmelidir. Kurumada ilk işe başlamalar dahil olmak üzere yapılacak bütün unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavlarında mülakat haksızlığına son verilmelidir. Daha fazla vakit kayıp etmeden Hazine ve Maliye Bakanlığı çalışanlarının sorunları birlikte ele alınmalı, Gelir/Gider, Merkez/Taşra ayrımına son verilmeli, Hazine ve Maliye Bakanlığı emekçileri Mali Hizmetler Sınıfı altında ayrı bir iş kolu olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Kurumda yaşanan personel eksikliği hızla tamamlanmalıdır. Bütün kamu emekçilerine ve emeklilere hayat pahalılığı tazminatı verilmesi için yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır. Emekçilere nitelikli ücretsiz öğlen yemeği, işe geliş gidişlerde servis hizmeti verilmeli, servis imkanının olmadığı yerlerde yol ücreti verilmelidir” dedi.